• Sonuç bulunamadı

Ebubekir Paşa Dairesi’nin Müderrisleri

Paşa Dairesi'nde görev yapan müderrisler dönemin önemli şahsiyetleri idiler. Bu müderrisler, aynı zamanda Nakşibendi Tarikatı'nın önde gelen şeyhlerinden idiler157. Müderrislerden yola çıkarak Paşa Dairesi'ndeki eğitim sistemi ve yapılmak istenen çalışmalara az da olsa bilgi sahibi olmaktayız. Bu yüzden aşağıda bu önemli şahsiyetler ile ilgili kısa bilgi verilmeye çalışılacaktır.

155 Arabacı, a.g.e., s.490.

156 A. Osman Koçkuzu, Paşadairesi: Fahrettin Kulu ve Hacıveyiszade Mustafa Kurucu Hocaefendi'lerin Hayatı, Damla Ofset, Konya, 2004, s.81-82.

2.3.1. Himmet Efendi ( ?- 1862)

Medresenin ilk müderrisi aynı zamanda postnişin olan Hacı Himmet Efendi medresenin kuruluş tarihi 1846 yılından, kendisinin vefat ettiği 1862 yılına kadar toplam on altı yıl görev yapmıştır. Doğum tarihi ve tahsili hakkında bilgi sahibi olamadığımız Himmet Efendi 1845'te senelik yedi yüz Kuruş ücretle müderrisliğe getirildi. Himmet Efendi takva, güzel ahlak ve irfanıyla tanınmış âlimlerdendi158.

1848'de yirmi talebeye ders veren müderris Hacı Himmet Efendi, bir Nakşibendi şeyhidir159. 1862'de Konya'da vefat eden Himmet Efendi Şems Mezarlığı'na

defnedildi. Mezar taşında: "Merhum Bekir Sami Paşa hangâhı postnişini rical-ı Nakşibendiyye'den Hacı Himmet Efendi ve hafidi Mustafa ruhlarına Fatiha 1279" yazılıydı160. Yerine Bozkırlı Hacı Memiş (Muhammed ) oğlu Bahaeddin Efendi

getirilmiştir.

2.3.2. Şeyh Muhammed Bahaeddin Efendi (1831 – 1906)

Konya ve çevresi büyük etkileri olan Muhammed Bahaeddin Efendi kaynaklarda fazla bilgi bulamamaktayız. En önemli kaynak ise mezar taşı şahideleridir. Halidî Bağdadi’nin halifesi olan ünlü sûfi bilgin Muhammed Kutsi Efendi'nin (v. 1852) büyük oğlu olan Muhammed Bahaeddin Efendi Bozkır'ın Karacahisar köyünde 1831 tarihinde doğmuştur. Daha sonra babasıyla birlikte yine Bozkır’a bağlı Hoca köyüne (şimdi ki adı Üçpınar) hicret etmiştir. Babasının ilk şeyhi olan Ödemişli Hasan Kutsi Efendi'nin kerimesi Ayşe Hanımla evlenmiş ve bu evliliğinden dört oğlu dünyaya gelmiştir. Babasının rahle-i tedrisinde bulunmuş, o zamanın usulüne göre diğer şehirlerde de tahsilini bitirip 1867 Konya'ya yerleşmiştir161. Kardeşlerinin eğitim ve öğretimleriyle de bizzat ilgilendi. Konya

Valisi Ebubekir Sami Paşa tarafından yaptırılan (1849) ve Paşa Dairesi diye de bilinen Ebubekir Sami Medresesi'ne müderris oldu162. Hem müderris hem de şeyh

158 Çelik, a.g.m., s.39.

159 Sarıkaya, Osmanlı Dönemi…, s.180. 160 Çelik, a.g.m., s.39-40.

161 Çoban, a.g.e., s.23.

olan Bahaeddin Efendi otuz altı yıllık müderrislik hayatı boyunca bir hayli etkili olmuş bir şahsiyettir. Çünkü vefatından sonra etkisi yetiştirdiği üç oğlu ile devam etmiştir.

Bahaeddin Efendi Nakşibendiyye'nin Halidiyye koluna bağlı bir şeyh olan babası Memiş Efendi'ye intisap etmişti. Onun ölümünden sonra halifesi olarak irşat görevini yürüttü. Babası gibi kendisi de ılımlı ve geleneklere sıkı sıkıya bağlı, şer'i ölçülere son derece saygılı bir tasavvuf anlayışını benimsedi. Şeriatı kabuk, hakikati (tasavvufu) öz sayan anlayışa şiddetle karşı çıkarak öz ile kabuğun ayrı şeyler, şeriat ve hakikatin ise aynı olduğunu savundu163. M. Ali Uz, Hacı Veyiszâde Mustafa

Efendi'nin yakın çevresinden bahsederken Bahaeddin Efendi hakkında şunları söylemiştir; "Adliye, diğer adıyla Zari Efendi Medresesi'nde babasında okuyup icâzetini aldıktan sonra, tahsiline İplikçi Camii'nin karşısındaki Paşa Dairesi'nde devam eder. Burada hocası, Hacı Fettah Kabristanı'nda metfun, meşayihten Bozkırlı Memiş Efendi'nin oğlu, Muhammed Bahaüddin Hazretleridir. Muhammet Bahaüddin Efendi'nin ulema arasında büyük saygınlığı vardır. Konya uleması arasında adi, ‘Büyük Şeyh” tir"164.

Himmet Efendi'den sonra görev yapan Mehmet Bahaeddin Efendi (öl. 1906), Konya ve civarında büyük tesirleri olan nüfuz sahibi bir Nakşibendi'dir. Halidi şeyhi Muhammed Kudsi Efendi'nin oğlu olan Mehmet Bahaeddin 1906'da vefat ettiğinde arkasında birçok öğrencinin yanında, Tasavvuf ve Akaitle ilgili bazı eserler de bırakmıştır165. Bu eserleri arasında Ba'isü'l-magfire fi beyani akvali'l-vahde;

Bahaeddin Efendi bu Arapça eserini, babası Memiş Efendi'nin vahdet-i vücud inancına sahip olduğunu iddia eden bir şahsın mektubuna cevap ve reddiye olmak üzere kaleme almıştır. Dört bölüm ve bir sonuç kısmından meydana gelen eserde fırkaların ortaya çıkışı, bazı tasavvuf terimleri, eşyanın hakikati, muhkem-müteşabih naslar, şer'i deliller ele alınmış ve vahdet-i vücut inancının Ehli-i sünnette yeri

163 Koçkuzu, a.g.m., s.458.

164 M. Ali Uz, Konya'nın Manevi Mimarlarından Hacı Veyiszade Mustafa Efendi ve Ailesi, Selçuklu

Belediyesi Yayınları, Konya, 2009, s.51.

olmadığı gösterilmeye çalışılmıştır. Eserin Konya Yusuf Ağa Kütüphanesi'nde beş nüshası bulunmaktadır. Bir diğer eseri ise İkazu'n-Naimin ve tenbihü'l-gafilin; Zikrin faziletine dair olan bu Arapça risale birinci risale ile birlikte ciltlenmiş halde bulunmaktadır166.

Bahaeddin Efendi 1862'den 1906 yılında vefat edinceye kadar 44 yıl Bekir Sami Paşa Medresesi'nde eğitim-öğretim faaliyetlerini sürdürmüş, vefatından sonra da görevini oğulları Zeynelabidin, Rıfat ve Ahmed Ziya Efendiler devam ettirmişlerdir. Pek çok talebe yetiştirmiş olan ve talebeleri vasıtasıyla etkileri hala Konya ve civarında hissedilmekte olan Muhammed Bahaeddin Efendi 22 Cemaziyülevvel 1906 yılında Konya'da vefat etmiş ve Konya'nın güneyindeki Hacı Abdül Fettah Çavuş kabristanına defnedilmiştir167. Halen burada dört sütun üzerinde

ve dört yanı açık mütevazi bir türbesi bulunmaktadır. Eşi, ortanca oğlu ve ailesinin diğer fertlerinin kabirleri de buradadır. Kardeşlerinden Şeyh Halid 1883'te Karaman'a gidip yerleşmiş, 1909'da orada vefat edince Ketane (Ketenci) Camii haziresine defnedilmiştir168. Muhammed Bahaeddin Efendi'den sonra küçük kardeşi Hasan

Kudsi Efendi medresenin müderrisidir169.

2.3.3. Hasan Kudsi Efendi (1847-1922)

Memiş (Mehmet/Muhammed Kudsi/ El-Bozkıri) Efendi'nin küçük oğludur. 1847’de Bozkır'da doğmuştur. Mahalle mektebindeki ilk tahsilden sonra ağabeyi, Bekir Sami Paşa Medresesi müderris ve şeyhi Mehmet Bahaeddin'de okumuştur. Bu yönüyle, babasının vefatı sırasında beş yaşında olan Hasan Kudsi Efendi'nin, ağabeyinin nezaretinde yetiştiğini söyleyebiliriz. Nakşi-Halidi Şeyhi olan ağabeyinden tasavvuf eğitimini de almıştır. Mehmet Bahaeddin Efendi'den çeşitli fenleri öğrenen Hasan Kudsi, sonra Konya Müftüsü Kadınhanlı Hüseyin Efendi'de de

166 Koçkuzu, a.g.m., s.458.

167 Çoban, a.g.e., s.23. 168 Koçkuzu, a.g.m., s.458. 169 Uz ve Doğan, a.g.m., s.196.

okuyarak ikisinden de icâzet almıştır170. O dönemdeki herkes gibi mahallesinde aldığı eğitimden sonra Kudsi Efendi Çevre illerdeki hocaların yanında eğitim alır.

Hat sanatını Alâiyeli Abdulgani Vehbi Efendi'den öğrenmiştir. Hasan Kudsi Efendi birçok talebe yetiştirmiştir. Kendisi abisinden aldığı ilmi icâzet ile ders vermeye yetkili kılınmıştır. Ağabeyi ve aynı zamanda hocası olan Bahaeddin Efendi'nin oğlu Ziya Efendi, hattat Hacı Abdülkadir Efendi, Halid Efendi icâzet verdiği öğrencilerinden bazılarıdır.

Hasan Kudsi Efendi'nin yaşadığı dönem, eğitim öğretim çalışmalarında yeni arayışların başlatılıp yürütüldüğü, medreselerin modernleşme sürecine dahil edildiği bir dönemdir. XIX. yüzyılın ortalarından XX. yüzyılın başlarına kadar devam eden medrese merkezli modernleşme sürecinde uygulanması gerekli müfredattan öğrenci disiplinine kadar pek çok husus tartışılmıştır. Eğitime yönelik oluşturulan gündem, alternatif metotların gelişmesine sebep olmuştur. Özellikle II. Abdülhamid zamanında eğitim öğretim için ortaya konulan alt yapı çalışmaları ile bunu hayata geçirecek nitelikte atılan adımlar, günümüzdeki pek çok eğitim öğretim kurumunun temelini oluşturmuştur171. Hasan Kudsi Efendi kız çocuklarının medrese eğitimi

alamadığı dönemde bizzat ilgilenmiş onların günlük derslerini takip etmiştir.

Hasan Kudsi Efendi Konya'da Alaybeyi olarak bilinen Mehmet Efendi'nin kızı Hatice Hanımla evlenmiş ve bir erkek, iki kız çocuğu dünyaya gelmiştir. (erkek çocuğunun ismi Islah'da hocalık yapan Ali Rıza Kudsi Efendi'dir) Üç kez evlenen Hasan Kudsi Efendi Paşa Dairesi'nde müderrisliği zamanında birçok öğrenci yetiştirmiştir. Bunlardan bazıları; Ahmet Ziya efendi en meşhuru olmak üzere birde Hacı Abdülkadir Efendi vardır. 1921 yılında vefat eden Hasan Kudsi Efendi Hacı Fettah Mezarlığı'na büyük ağabeyinin sol tarafına defnedilmiştir.

170 Arabacı, a.g.e., s.493.