• Sonuç bulunamadı

3.1 EBRU SANATI İLE İLGİLİ BİLGİLER

3.1.6 Ebrunun Günümüzdeki Durumu

Türk süsleme sanatları içinde özel bir yere sahip olan ebru günümüzde uygulandığı yer, kullanım alanları ve uygulanan teknikler açısından geçmişe göre farklılıklar göstermektedir.

Geleneksel Türk ebru sanatı başlangıçta hat ve cilt sanatlarının yardımcı bir kolu olarak karşımıza çıkmaktadır. Hafif renklerle yapılan ebru üzerine yazı yazılmıştır. En çok kullanıldığı alan ise ciltçiliktir (Mandıracı, 1994, s.296).

Ebru kıt’a, levha ve murakkaların dış pervazlarında, yazı koltuklarında, yazılarda fon olarak, çarküşe ciltlerinde, ebrulu şemse ciltlerde, ciltlerde yan kağıdı olarak, mahfazalarda ve ferman kabı olarak kullanılmıştır (Derman, 1977, s.54).

Günümüzde de kağıt ebrunun ana malzeme olarak kullanılmaktadır. Kullanım alanları da geçmişle hemen hemen aynı olup, yeni uygulama alanları da doğmuştur. Günümüzde kağıt dışında çeşitli kumaş ve perde üzerine, deri üzerine, cam üzerine, keçe üzerine, eşarp ve fular, kravat üzerine, çini ve seramik üzerine, kitap ve defter kabı olarak, ahşap üzerine ve duvar kağıdı olarak da kullanılmaktadır.

Mustafa Düzgünman ebrunun kağıt dışında başka objeler üzerine uygulanmasına karşı çıkarak “Her şeyden önce, ebru bir kağıt bezeme sanatıdır. Soyut resim elde etmek uğruna ebru sanatımızı katletmenin bir anlamı yoktur. Hele hele fayansa, tahtaya, cama ebru yapmakla bu sanat ileriye götürülmüş olmaz” demiştir (http://www.turkislamsanatlari.com/).

Fuat Başar ise bu konudaki düşüncelerini şöyle dile getirmiştir:

“Hattatlar, ciltçiler ve kompozisyon olarak duvarlarda kullanım alanları arttı. Son zamanlarda perdelerde de denediler. Bütün bunlar piyasaları canlandırıyor tabi…ama bütün bunlar ebru sanatçısını ihya etmez. Günümüzde değişik sahalarda kullanılmaya çalışılıyor. Mesela: Ahşap, seramik, fayans ve ipek üzerine çalışma yapılıyor. Ebrunun üzerine alındığı zemin değişince kullanılan boyaların da mahiyetinin değişmesi icap ediyor. Bu da ebrunun özelliğini bozuyor”.

(http://www.turkislamsanatlari.com/)

Ebrunun her devre uyan modern bir görünüşü vardır. Kullanım alanlarını genişletilmesi ebrunun yeniden popüler olmasını sağlamıştır. Ayrıca ebru ile ilgili bir ticari piyasanın da oluştuğu gözlenmektedir. Günümüzde perde, cam, kravat, tabak, fayans kaplamalar yapıldığı gibi, çeşitli çiçek desenleri içeren ve insanda üç boyutlu intiba veren soyut resim denemelerine de rastlanmaktadır.

(http://www.turkislamsanatlari.com/)

Çağımızda ebru yardımcı sanat olmaktan çıkmış ve tek başına resim sanatı gibi değerlendirilmeye başlanmıştır. Sayıları az da olsa bu sanatı icra eden genç sanatçıların ebruları artık resim gibi duvarlara asılmaktadır. Necmettin Okyay, Mustafa Düzgünman ve Niyazi Sayın gibi eski ustalar ebruyu tek başına çerçevelenir hale getirmişlerdir. Genç nesle bu yolu açmışlardır.

(http://www.turkislamsanatlari.com/)

Genç kuşak sanatçılarımızdan Taşkın Savaş ebruyu cilt kapaklarının içinden günümüz odalarının duvarlarına taşımıştır. Özenle hazırlanmış paspartuların içinde ebrunun her türü, geleneksel sanatın günümüz mekanındaki süsleyici işlevine açık bir örnek olmuştur. Kitap kapağında ve hat kenarında yaşatamadığımız bu sanatın, duvarlarımızda soyut panolar olarak yaşatabileceğimize de iyi bir örnek vermiştir (Altun, 1981, s.27).

Taşkın Savaş bu konudaki düşüncelerini şöyle belirtmiştir:

“Geçmişte Türk el sanatlarının en başta geleni olan hat sanatının yardımcı unsuru olarak kullanılagelmiş olan ebruya, günümüzün sanat anlayışına -özellikle soyut resim geleneğine- uygun bir biçimde yeni uygulama sahaları ve böylelikle asırlık bir sanata çağımızda yaşam ve gelecek nesillere intikal imkanı sağlamak başlıca arzumuzdur” diyerek belirtmiştir (Altun, 1981, s.28).

Eski sanatlardan günümüze en çok uyanı ebru sanatıdır. Soyut resim anlayışına çok yaklaştığı için ebru bir tablo gibi çerçevelenerek duvarlara asılmaktadır (Uzel, 1988, s.5).

Bir ara ilgisizlikten unutulmaya yüz tutan ebru, bugünlerde özellikle hanımların ilgi gösterdiği bir sanat haline gelmiştir. Kullanım alanı genişletilmiş ve tek başına bir sanat olarak kabul görmeye başlamıştır. Artık ebrulu camlar, kravatlar, perdeler, kumaşlar yapıldığı gibi çeşitli çiçek desenleri, üç boyutlu intiba veren tablolar ve soyut resimlerle daha ileri denemeler yapanların sayısı hızla artmıştır (Uyar, 1992, s.18).

Süheyl Ünver’e göre “Türk tezhiplerini ve ebrularını yalnızca sevmek kafi değildir. Onlardan evlerimizde karşımızda bulunduralım. Bunları hangi misafirleriniz görse beğenir ve Türkün ince sanat zevkleriyle onlarında gözleri gıdalanır. Türk tezhibini ve ebrusunu sevmek kendimizi sevmek demektir.” (Ünver, 1944, s.6).

Ebru her şeyden önce bir kağıt sanatıdır. Öncelikli kullanım alanları da kağıtla yapılan ebrulardır. Ama, değişen şartlarla birlikte bugün, ebru artık kağıt dışı alanlarda ve malzemelerde de uygulanmaktadır. Burada ebrucuya düşen görev, klasik ebrunun özelliklerini bozmadan ve yozlaştırmadan yeni malzemelere uygulamaktır. Bunu yaparken de, yaptığı işin ebru olduğunu hiç unutmamalı ve ortaya çıkaracağı şeyin, teknedeki boyayı değil orada yaptığı ebruyu malzemesi üzerine almaya dikkat etmeli, en önemlisi de bu malzemeler güzel bir ebru yapamayan insanların kaçtığı ve sığındığı bir liman olmamalıdır (http://www.turkislamsanatlari.com/).

Günümüzdeki ebru uygulamaları klasik uygulamalar, neoklasik uygulamalar, modern ve Batı etkisindeki uygulamalar ve köksüz, kötü uygulamalar olarak sınıflandırılmaktadır (Arıtan, 2002, s.337).

• Klasik uygulamalar

Günümüz ebru ustalarından Alparslan Babaoğlu, Fuat Başar, Sabri Mandıracı, Sadrettin Özçimi ve bu ekolden gelen genç ebrucular malzeme ve teknik olarak klasik olan yoldan ayrılmadan geleneğe bağlı olarak ebru yapmakta ve bu ekolü geliştirmeye çalışmaktadırlar (Arıtan, 2002, s.337).

• Neoklasik uygulamalar

Bu alanda ebru yapan sanatçılar Niyazi Sayın, Timuçin Tanarslan, Feridun Özgören ve Salih Elhan’dır. Bu sanatçılar teknik olarak klasik ebruya bağlı olmakla birlikte malzeme ve form olarak yenilikçi kabul edilen ebrular yapmaktadırlar (Arıtan, 2002, s.337).

• Modern ve Batı etkisindeki uygulamalar

1980’den itibaren gelişen bir ekoldür. Teknik, malzeme ve form olarak hiçbir şekilde geleneğe bağlı olmayan ve birçoğu Batı etkisindeki uygulamalardır. Bu tarz çalışan ebrucuların çoğunun Amerikalı ebrucu Christopher Weimann’dan etkilendikleri anlaşılmaktadır. Bu ebrucular Nedim Sönmez, Peyami Gürel, Ahmet Çoktan, Hikmet Barutçugil ve Ahmet Saral’dır (Arıtan, 2002, s.337).

Nedim Sönmez geleneğe bağlı kalmadan ebruda resim geleneğini ilk uygulayan Türk sanatçısıdır. Klasik ebru da yapmasına karşın ebru tekniği ile yaptığı tablolarla dikkat çekmektedir (Arıtan, 2002, s.338).

Modern ebruculardan biri olan Ahmet Saral da ebru üzerinde hayvan figürleri yapmaktadır (Arıtan, 2002, s.338).

Bu alanın önemli ustalarından biri olan Hikmet Barutçugil de kendi adını verdiği Barut Ebrusu, Çift Ebru, ebru üzerine hat ve ebru üzerine minyatür tarzında çalışmalar yapmaktadır (Arıtan, 2002, s.337).

Mavi kütlelerin ressamı ve heykeltıraşı olarak tanınan Ali İsmail Türemen ebrunun raslantısallığını resmin düzeni ile buluşturan, teknenin oluşturduğu desenlerin çizgilerine kendi sanat yaklaşımını ekleyen bu alanın önemli sanatçılarından biridir. Ebruda gravür de yapmıştır (Cansever, 1996, s.168).

Modern ve Batı etkisindeki ebru çeşitleri ise şunlardır:

• Figürlü ebrular: İnsan ve hayvan figürleri taşıyan ebrulardır. (Arıtan, 2002, s.336)

• İspanyol ebrusu: Ülkemizde yaygın olmayan ondüle görünümlü ebrulardır. Akordeon ve dalgalı (Arıtan, 2002, s.336).

• Tavusi ebru (Fantezi taraklı ebru): Taraklı ebruların ikinci bir tarak yardımı ile taranması sonucu ortaya çıkar (Arıtan, 2002, s.336).

• Buket ebrusu: Tavusi ebru üzerine, özel tarağı ve tarağın bir kenarında boşluk bırakılarak yapılır (Arıtan, 2002, s.336).

• Çift ebru: Önceden herhangi bir tarzda ebrulanmış bir kağıt üzerine, ikinci defa ebru yapılması ile elde edilir (Arıtan, 2002, s.336).

• Kaplan gözü ebru (Güneş ebru): Yanlışlıkla “Kedi Gözü” denilir. Zemin atıldıktan sonra, içine özel bir kimyevi terkip konulan boyaların fırça ile atılması şeklinde yapılır (Arıtan, 2002, s.336).

• Yahudi ebrusu: Matbaada basılan veya yarı mekanik makinelerle seri ve standart olarak yapılan ebrulardır (Arıtan, 2002, s.336).

Fotoğraf 56: Hattat Fuat Ebrusu (F. Başar) Fotoğraf 57: Çok Renkli Lale (A. Babaoğlu)

Fotoğraf 58: Hilye Formlu Ebru (F. Başar) Fotoğraf 59: Gelincik Ebru (F. Başar)

Fotoğraf 60: Gravürlü Ebru (A. Çoktan) Fotoğraf 61: Resimli Ebru (P. Gürel)

• Köksüz ve yozlaşmış uygulamalar

Yukarıda sayılan, belli bir emek mahsulü olan, sanat değeri taşıyan, “modern ebru” veya “çağdaş ebru” diye nitelendireceğimiz ebrular yanında bir de, hangi ekole bağlı olduğu belli olmayan, malzemesi ve deseni ile hiçbir değer taşımayan çok kötü uygulamalara da sıkça rastlanılmaktadır. Bu, daha çok ebruya merak sarıp, kırtasiyecilerden hazır boyalar alıp, hiçbir ebru ustası ile münasebeti olmadan kendiliğinden ortaya çıkan ebrucuların yaptığı ebrulardır (Arıtan, 2002, s.338).

Benzer Belgeler