• Sonuç bulunamadı

B. HAKKIN KULLANIMINDA YER ALAN SORUNLAR

1. Eşin Rızası ve Danışma Kurulu Engeli

1983 tarihli 2827 sayılı Nüfus Planlaması Hakkında Kanun ile kürtajın uygulanmasında eşin rızası aranmaya devam etmiştir; ancak yazılılık şartı Kanun’da değil Tüzük’te belirtilmiştir.510 Her ne kadar 5237 sayılı TCK’ya göre kürtaj için yasal süresi içinde tek şart, kadının rızası ise de 2827 sayılı Nüfus Planlaması Hakkında Kanun’undaki düzenleme sebebiyle evli kadının kürtajında eşin rızası, uygulamada aranmaya devam edilmektedir.511 TCK’da eşin rızasına ilişkin açık bir düzenleme yer almamış, sadece Kanun, eşin rızası olmadan kürtaj yaptırmayı suç olmaktan çıkarmıştır.

Ancak 1983’ten beri Nüfus Planlaması Hakkında Kanun’da bir değişiklik yapılmamış olması nedeniyle eşin rızası durumu mevcudiyetini korumaktadır. Bu sebeple uygulamada bir ikirciklik yaşanmaktadır. Hekimler, 2827 sayılı Nüfus Planlaması Hakkında Kanunu ve Rahim Tahliyesi ve Sterilizasyon Hizmetlerinin Yürütülmesi ve Denetlenmesine İlişkin Tüzüğü gerekçe göstererek eşin yazılı rızası olmadığında kürtaj yapmaktan kaçınmaktadırlar.512 Doktrindeki bir görüşe göre, TCK m. 99 ile NPHK m.

6’nın ilga edildiği ileri sürülürken başka bir görüşe göre ise sonraki tarihli genel kanun,

510 YURTCAN, s. 58. 2827 sayılı Nüfus Planlaması Hakkında Kanun m. 6: “gebeliğin sona erdirilmesinde izin”.

511ÇAĞLAR, “Türk Mevzuatı Çerçevesinde Annelik”, s. 927. Türkiye harici eşin onayının istendiği ülkeler bkz: Kuveyt, Tatar, Katar, bkz. ÇOKAR, s.175. Ayrıca bkz.

Tansu SAYAR-Yasemin KILIÇ Öztürk, “Türkiye’de Uygulanan Kürtajda Eşin Rızasını Alma Zorunluluğu ve Amerikan Yargısından Bir Örnek: Planned Parenthood of Southeastern Pennsylvania v. Casey Kararı”, DEÜHFD, C. 20, S. 1, 2018, s. 337-340.

512 KESGİN, s. 82, 83.

164 önceki tarihli özel kanunu ortadan kaldırmaz ilkesinden hareketle, TCK m. 99’un Nüfus Planlaması Hakkında Kanundaki madde 6’yı kaldırmadığı ileri sürülmüştür. 513 Doktrindeki bir başka görüşe göre de Tüzük’te yer alan izin belgeleri ve imzalanmasıyla ilgili düzenlemenin söz edildiği, bunun rızada yazılılık şartının delili olduğu yönündedir.514 Ayrıca Tüzük’te yer alan düzenlemenin cezai sorumluluk oluşturmadığı, sadece hukuki ve disiplin sorumluluğu yüklediği de bu konunun başka bir tarafını oluşturmaktadır.515

Kürtaja ilişkin düzenlemelerin yasal olarak birçok şarta, kimi zaman eş ve ebeveyn onayına bağlanması, kadın bedeni üzerindeki kontrolün resmî belgeleri niteliğinde görülmüştür.516 Kürtaj hakkına erişimde yaşanan sorunlar ve hakkın kendisinin getirdiği güncel tartışmalara bakıldığında kamunun müdahalesiyle bireylerin özgür irade ve seçim alanını da etkileyebilecek güçte olduğu gözlemlenmiştir.

Almanya ve Hollanda’da kürtaj hakkı, hukuki olarak kanunlarda yer almasına karşın hakkın kullanımının öncesinde kürtaj hakkını kullanmak isteyen kadına danışmanlık hizmeti verilmesi zorunludur. Söz konusu danışmanlığın nasıl bir

513 Bkz. SAYAR-ÖZTÜRK, s. 326. Hukuk kuralları arasında çatışma sorunu, üst kanun ilkesi, sonraki kanun ilkesi, özel kanun ilkesi, ilkelerin uygulanması ve çapraz çatışmalar hakkında ayrıntılı bilgi için bkz. Kemal GÖZLER, Hukuka Giriş, Ekin Basım Yayın Dağıtım, Bursa 2013, s. 341-353.

514 YURTCAN, s. 58.

515 Bkz. SAYAR-ÖZTÜRK, s. 326, 327.

516 Alanur ÇAVLİN BOZBEYOĞLU, “Doğurganlık Kontrolünde Rasyonelliğin Sınırları: Türkiye Kürtaj ve Gebeliği Önleyici Yöntem Kullanımı”, Fe Dergi: Feminist Eleştiri, C. 3, S. 1, Ankara Üniversitesi KASAUM, s. 27.

165 danışmanlık olduğu ve danışma sırasında hakkını kullanmak isteyen kadının danışmasından öte, danışmanların kadınları yönlendirmesinin olup olmadığı önem taşır.

Fransa ve Belçika’da bu hakkın kullanımı öncesinde kadınların zorunlu bir bekleme sürecine yönlendirilerek kararlarını tekrar gözden geçirmeleri hedeflenmiştir.517 Ancak bu kanunlarla zorunlu tutulan bekleme süreleri ve danışma süreleri içerisinde hakkın kullanım süresinin geçirilip geçirilmediği önem taşımaktadır.

“Almanya yasaları ‘henüz doğmamış bebeğin korunması’ amacıyla, isteyerek düşük uygulanmadan en az üç gün önce ruhsatlı bir danışmanlık biriminde kadınların danışmanlık almalarını gerekli görmüş ve kadınların böyle bir danışmanlığı aldıklarını belgelemeleri zorunlu tutulmuştur. 1998 yılında Katolik Kilisesi tarafından desteklenen danışmanlık birimleri, Vatikan tarafından ani bir kararla danışmanlık hizmetlerini sonlandırmışlardır. Almanya’daki danışmanlık birimlerinin yaklaşık %15’ini oluşturan bu birimler düşük karşıtı danışmanlık hizmeti sunmaya devam edeceklerini bildirmişlerdir. Ele aldığımız dönem boyunca, isteyerek düşük uygulaması öncesi danışmanlığın zorunlu olduğu ülkelerin pek çoğunun yasası, aynı zamanda danışmanlık sonrası bir bekleme süresini de zorunlu kılmıştır.”.518

Söz konusu onay süreci Japonya, Hindistan ve Norveç’te de mevcut olup danışma ve onay sürecinin bulunması isteğe bağlı kürtaj hakkının kullanımında bir engel olmuş, bürokratikleştirilen hakkın kullanımında kadınlar kimi zaman bu başvuruyu damgalama olarak düşünerek hakkın kullanımından vazgeçebilmişlerdir.519

517 KESGİN, s. 71.

518 ÇOKAR, s. 175, 187.

519 KESGİN, s. 72.

166 Söz konusu danışmanlık uygulamasında danışmanların kadınları yönlendirmesinin söz konusu olup olmadığı önem taşımıştır. İsrail’de kürtaj karşıtı olan grup, kürtajın cinayet olduğu savunusuyla hareket ederken kadınları, “milli görevlerini”

yerine getirmeleri konusunda uyaran dönemin bakanlarından birkaçı, danışma sürecinde kadınlara, Naziler tarafından toplama kamplarında öldürülen çocukların görüntülerini izletme teklifi getirmiştir.520 “Irak’ta ‘Doğurduğunuz her çocuk düşmanın gözünü delen bir ok olacaktır.’ yazılı posterler asılıdır.”.521

Türkiye’de de bazı çevrelerde kürtaj hakkının kullanımı için başvurulan sağlık kuruluşlarında yasal olmayan bir şekilde kadınları yönlendirici eylemlerin olup olmadığı çokça tartışılmaktadır. “Hekimler, hemşireler ya da sağlık personeli inanç ve ahlaki tutumları nedeniyle kürtajı reddedebilmektedirler. İsteyerek düşüğe başvurmak isteyen kadının bu talebi gerçekleşmemiş olmaktadır. Örneğin Türkiye’de hekimin uygulamayı reddetme hakkı bulunmaktadır. Feministlerin ve bazı kadın federasyonların buna itirazı - kişi olarak buna itiraz etme hakkını ret etmemekle beraber - kamu kurum ve kuruluşlarının bu uygulamayı ret etme hakkı olmayıp talep edene bu hizmetin sunumunun zorunlu olmasını ifade ederler.”522

Evli kadının eşinin rızasının alınması hususu AİHM’de görülen bir davada da konu edilmiştir. Eşinin kürtaj yaptırmasına karşı çıkan baba, kürtaja rızasının olmadığını, ceninin ölümüne sebebiyet verdikleri yönünde başvuruda bulunarak yaşama

520 Nira YUVAL-DAVIS, “National Reproduction and 'the Demographic Race' in Israel”, Dem Women Nation State içinde, Ed. Nira YUVAL-DAVIS vd., Londra 1989, s. 99.

521 KENNEDY, s. 285.

522 KESGİN, s. 72.

167 hakkının ve özel ve aile hayatına saygı hakkının ihlal edildiğini ileri sürse de AİHM, kürtaj kararından ve gebeliğin devamından doğrudan kadının etkilendiğini gerekçelendirerek başvuruyu reddetmiştir.523 Amerikan Yüksek Mahkemesi de 1992 tarihli bir kararıyla Amerika’da yer alan Kürtaj Kontrol Kanunu’nda evli kadının kürtaj için eşinin rızasının aranmasının Anayasa’ya aykırı olduğu sonucuna varmıştır.524

Sosyalist feministler, Marksizmde yer alan yabancılaşma teorisini kimi konularda kadın sorunlarına uyarlamış ve bu yabancılaşmanın kadınlarda cinsellik ve annelik alanında yaşandığını anlatmışlardır. Kadının bedeninin denetim altına alındığı ve kendi kararlarının dışına çıkıldığında kadın kendi bedenine de yabancılaşabilmektedir. Bu noktada kürtaj ele alındığında, yasaklandığında ya da kürtaja giden yolda kadının deneyimlediği devletin sağlık politikası araçlarıyla kadının bebeğine de yabancılaşabileceği tartışılmıştır.525

Önemle belirtmek gerekir ki diğer sağlık uygulamaları öncesinde ve sonrasında böyle bir danışmanlık hizmeti ve bekleme süresinin olmaması, bu konunun tartışılmaması dahi tek başına ataerkil bir bakış açısının sonucudur. Ayrıca bekleme süresi, devletin de kadınların bu kararları üzerinde bir etkisi-müdahalesi anlamına gelmektedir.

523 Planned Parenthood v. Casey, 505 U.S. 833 (1992), http://hudoc.echr.coe.int/eng?i=001-57600 (Erişim Tarihi: 10.12.2020).

524 Bkz. SAYAR-ÖZTÜRK, s. 341-345.

525 ÇAKIR, “Feminizm: Ataerkil İktidarın Eleştirisi”, s. 466, 467.

168