• Sonuç bulunamadı

Eğitimde barışın yeri Eğitim stratejileri ve öğretmen rolleri, içinde

KURAMSAL ÇERÇEVE VE İLGİLİ ARAŞTIRMALAR

2.1. Kuramsal Çerçeve

2.1.4. Barış Eğitimi Eğitim, bireyleri istenen doğrultuda eğmek, eğitmek,

2.1.4.1. Eğitimde barışın yeri Eğitim stratejileri ve öğretmen rolleri, içinde

bulunduğumuz toplumla beraber değişime uğramaktadır. Örneğin Türkiye’de 2004 yılı öncesi daimici ve esasici eğitim felsefelerinin etkisi baskınken, 2004 yılından günümüze uzanan süreçte ilerlemeci ve yeniden kurmacı eğitim felsefelerinin etkisinin artması ile eğitim – öğretim stratejileri değişime uğramıştır (Polat, 2009). İlerlemecilik ve yeniden kurmacılık denilince akla yapılandırmacılık gelmektedir. Dünyada, yapılandırmacılık üzerine yapılan tartışmalar çok daha önce başlamışken, Türkiye’de yapılandırmacılığı anlama ve tartışma çabalarının hızlanması 2004 yılını bulmuştur. Yapılandırmacılığa göre, öğrenme, insanların çevreleriyle etkileşime girerek bilgi, kavram ve yeterlikleri aktif olarak inşa ettikleri bir süreçtir (Terhart, 2003). Bu kurama göre eğitim politikaları değişmeden önce, öğretmenlerin çeşitli davranış kalıplarını öğrencilere aktarması ve öğrencilerden bu davranışları göstermesi beklenirken, öğrenim programlarının yapılandırmacı kurama göre yeniden düzenlenmesi ile birlikte öğretmenlerin rolü de değişime uğramıştır. Günümüz öğretmenlerinden beklenen, öğrencilerin kendilerini tanımalarını sağlamaktır. Ayrıca öğretmen bir rehber olarak öğrencilerin kendilerinin geliştirebilmeleri için eğitim ortamını hazırlamalıdırlar. Davranışçı kurama göre şekillenen eğitim sisteminde öğretmen sınıftaki ön bilgilerini, beklentilerini, sınıftaki her tür çeşitliliği dikkate almazken, yapılandırmacı kurama göre düzenlenen sistemde ise öğretmen, öğrencilerin her birinin özelliklerini önemsemekte ve onları farklı bireyler olarak kabul etmektedir (Polat, 2009). Günümüzde de geçerliliğini sürdüren bu eğitim anlayışında farklılıkların önemine ve çok kültürlülüğe yapılan vurgu, öğretmen yetiştirme anlayışının değişmesini de zorunlu kılmıştır.

Öğretmenin eğitimdeki rolünün yanı sıra, mevcut öğretim programları da barışçıl bir değişimi işaret etmektedir. Örneğin, Sosyal Bilgiler dersi 4. sınıf güncel öğretim

programında yedi öğrenme alanı bulunmaktadır. Bu öğrenme alanları; Birey ve Toplum; Kültür ve Miras; İnsanlar, Yerler ve Çevreler; Bilim, Teknoloji ve Toplum; Üretim, Dağıtım ve Tüketim; Etkin Vatandaşlık ve Küresel Bağlantılar’dır. Bu öğrenme alanlarında bulunan toplam 33 kazanımın 12’si barış kavramı ve barışın kapsadığı değerleri içermektedir (T.C. MEB, 2018). Küresel Bağlantılar öğrenme alanındaki dört kazanımın tamamı, Birey ve Toplum öğrenme alanındaki beş kazanımın ise dördü barış ve barışla ilişkili kavramlar açısından diğer öğrenme alanlarına göre ön plana çıkmaktadır. Bu orana bakılarak ilgili programın yaklaşık %36’sının barış ve barışla ilişkili kavramları içerdiği ifade edilebilir.

1. 2. ve 3. sınıflarda yer alan Hayat Bilgisi dersinin öğretim programları incelendiğinde, programların Okulumuzda Hayat, Evimizde Hayat, Sağlıklı Hayat, Güvenli Hayat, Ülkemizde Hayat ve Doğada Hayat isimli altı üniteden oluştuğu görülmektedir. 1. sınıf düzeyinde bu ünitelerde yer alan toplam 53 kazanımın 17’si, yani yaklaşık %32’si barış ve barışla ilişkili kavramlar içermektedir. 2. sınıf düzeyinde bu ünitelerde yer alan toplam 50 kazanımın 21’i, yani %42’si barış ve barışla ilişkili kavramlar içermektedir. 3. sınıf düzeyinde ise bu ünitelerde yer alan toplam 45 kazanımın 19’u, yani yaklaşık %42’si barış ve barışla ilişkili kavramlar içermektedir (T.C. MEB, 2018). Üç sınıf düzeyine birlikte bakıldığında, Ülkemizde Hayat ünitesinde yer alan kazanımların yaklaşık %58’i, Okulumuzda Hayat ünitesinde yer alan kazanımların yaklaşık %53’ü ve Evimizde Hayat ünitesinde yer alan kazanımların yaklaşık %42’si barış ve barışla ilişkili kavramlar içermektedir. Dolayısıyla barış ve barışla ilişkili kavramlar açısından bu üç ünitenin diğer ünitelere göre daha önde olduğu ifade edilebilir.

4. sınıflarda yer alan İnsan Hakları, Yurttaşlık ve Demokrasi dersi öğretim programına bakıldığında ise programın altı ünite içerdiği görülmektedir. Bu üniteler; İnsan Olmak; Hak, Özgürlük ve Sorumluluk; Adalet ve Eşitlik; Uzlaşı; Kurallar ve Birlikte Yaşama olarak sıralanabilir. Bu ünitelerde yer alan toplam 29 kazanımın tamamı barış kavramı ve barışın kapsadığı değerleri içermektedir (T.C. MEB, 2018). Sınıf öğretmenlerinin verdiği bu üç dersin öğretim programlarında barış kavramına ve barışın kapsadığı değerlere geniş yer verilmesi öğretmenlerin bu konuda gelişmelerinin gerekliliğini bize göstermektedir.

Öğretmenlere, çocuklarda barış anlayışını oluşturma, geliştirme ve devamını sağlamada büyük bir görev düşmektedir (Aslan, Karaman Kepenekci, Karagül ve Doğan Güldenoğlu, 2016). Öyleyse, şu soru sorulmalıdır. Öğretmenler barışın sağlanabilmesi için neler yapabilir? Bu soruya verilebilecek ilk yanıt şudur: Öğretmen, insancıl davranışlarıyla öğrencilere model olmalıdır. Çünkü bu sayede öğrenciler barış kavramını ve barışın kapsadığı değerleri öğretmenleriyle olan ilişkilerinde yaşarlar ve bunun sayesinde yaşama geçirilmiş barış kültürünü edinirler. Öğretmenlerin model olması gerekliliği, değerler eğitiminde ön koşuldur, denilebilir. Eğer öğretmen barış eğitiminde yer alan bazı düşünceleri benimsememişse, bu anlamda vereceği barış eğitiminin etkin olarak gerçekleşmeyeceği ifade edilebilir (Aslan, Karaman Kepenekci, Karagül ve Doğan Güldenoğlu, 2016). Nitekim ilkokul öğrencilerinin şiddete eğilim göstermeleri, sorunları şiddet ve hakaret içeren yollarla çözmeye çalışmaları, öğretmenlerin bireylere kazandırması beklenen olumlu davranışların yeterince kazandırılamadığını göstermektedir (Memişoğlu, 2015). Bu problem, öğretmen eğitiminde barış eğitiminin yerini sorgulamamıza neden olmaktadır. Öğretmenler öğretmenlik eğitimlerini bir şekilde tamamlamaktadır. Ancak değerler eğitimi, özellikle de barış eğitimi açısından ne düzeyde eğitim almaktadırlar? Sınıf öğretmeni ve dolayısıyla ilkokul öğrencilerine model olacak bireylerin barış değeri ile ilgili tutum ve düşünceleri nelerdir? Barış eğitimi uygulamalarının önemi dünyada her geçen gün artarken, Türkiye’de de bu sorulara benzer sorular soran araştırmacılar tarafından bu konuda yapılan çalışmalar ve projeler de gittikçe artmaktadır (Bektaş – Öztaşkın, 2014; Demir, 2011; Memişoğlu, 2015). Kocaeli Üniversitesi Eğitim Fakültesi öğretim üyesi Doç Dr. Soner Polat’ın yürütücüsü olduğu proje, bunlardan biridir. Proje kapsamında yedi farklı üniversitenin eğitim fakültelerinden toplam 40 öğrenciye 30 Ocak – 3 Şubat 2017 tarihleri arasında toplam 40 saat süren bir barış eğitimi programı uygulanmıştır. "Barış eğitimi" konusunda bilimsel çalışmalar yapan 8 ayrı üniversiteden 10 öğretim üyesi tarafından verilen eğitimde, katılımcılara "Barış eğitimi ve duygusal zekâ", "Barış için duyguların yönetimi", "Müzakere teknikleri", "Kültürel temas", "Kültürel empati", "Barış için güven" gibi başlıklar altında eğitimler verilmiştir. Bu eğitimden bir yıl önce, yine Doç Dr. Soner Polat’ın koordinatörü olduğu, 40 saat süren ve "Barış eğitimi ve duygusal zekâ", "Barış için duyguların yönetimi", "Arabulucu lider öğrenci yetiştirme" ve "Barış eğitimi, akran arabuluculuğu ve öğrenci şiddetinin

önlenmesi" konularını ele alan bir barış eğitimi seminer projesi düzenlenmiştir (Polat, 2017). Bu projelerin, devlete bağlı bir kurum olan Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) tarafından desteklenmesi de Türkiye Cumhuriyeti devletinin değerler eğitimi ve barış eğitimi konularına önem verdiğini göstermektedir.

Barış eğitimi programlarının katılımcılarına ya da kapsamına göre farklılıklar olsa da, barış eğitimi programlarında genel olarak temel alınan belli kazanımlar vardır. Bu kısımda bu kazanımlardan bahsedilmesinde fayda vardır.