• Sonuç bulunamadı

3.3. Türkiye‟den Afganistan‟a Yapılan Yardımlar (1919-1938)

3.3.1. Eğitim ve Kültür Alanında Yapılan Yardımlar

Afganistan‟ın ihtiyaç duyduğu eğitim ve kültür alanındaki yenilesme çabalarında iki yöntemi takip ettiği görülüyor. Biri, yabancı heyetlerin ülkeye gelerek eğitim ve kültürel alanda çalısmaları; diğeriyse, öğrencilerin yurtdısına gönderilerek orada eğitilmesi seklinde olmaktadır. Batılı devletlerden Ġtalya, Almanya ve Fransa‟nın da bu dönemde çesitli sahalarda faaliyet gösterdiği görülmektedir. Türkiye‟nin de Afganistan‟a bu konudaki yardımları yukarıda bahsedilen çerçevede gerçeklesmistir. Yani bir taraftan Afganlı öğrenciler Türkiye‟ye gelerek/getirilerek eğitim görürken, diğer taraftan da Türkiye‟den uzman personel Afganistan‟a gönderilerek yerinde eğitim verilmistir. Bu eğitim ve öğretim faaliyetlerinin içinde askerî öğrenciler ve askerî personelin eğitimi ön sıralarda yer almaktadır.

Afganlı öğrencilerin ilk defa ne zaman Türkiye‟de eğitildiğine dair kesin bir yazılı belge tespit edilememistir. Buna karsın, Türkiye Cumhuriyeti Basbakanlık Devlet Arsivleri kayıtları incelendiğinde, Afganistan‟ın Türkiye‟de eğitilmek üzere Afganlı subayları ilk defa olarak 1926 yılı ortasında gönderdiği anlasılıyor. Bu ilk kafilede sekiz yüzbası ve yedi teğmen bulunmaktadır. Çıkartılan bir kararnameyle Afganlı bu subaylara maas ve ödenek bağlanmıstır. Yine aynı yıl içinde otuz subayın daha geldiğini gösteren ve Millî Savunma Bakanlığı Bütçesinden kendilerine ödeme yapılmasını içeren bir belge bulunmaktadır. Bir yıl sonra da, yani 1927 yılında on bir kisilik bir baska subay grubunun yine Türkiye‟ye eğitim için geldiği görülmektedir. Yine 1929 yılında beĢ Afganlı subayın eğitimi boyunca Savunma Bakanlığı Bütçesinden maaslarını almasına dair bir kararname göze çarpmaktadır. Bu bes Afganlı subayın, Mahmut Tarzi‟nin esi ve Emanullah Han‟ın kayınvalidesi Resmiye Hanım ile birlikte, 1928 sonunda baslayan büyük isyan nedeniyle ülkeyi terk ettikleri anlasılmaktadır. Afganistan yine 1930 yılında altı subayı eğitim için Türkiye‟ye göndermistir. Diğer yıllarda sırasıyla: 1933 yılında iki subay, 1938 yılında on bes subayın eğitim için geldiği anlasılmaktadır. Ġngiliz raporlarında ise Afganistan‟dan Türkiye‟ye 1938 yılında otuz sekiz askerî öğrencinin geldiği belirtilmektedir.61

Yine bu dönemde bir Afganlı subayın ülkesindeki karısıklıklar nedeniyle ülkesine dönmeyip, müracaatı üzerine Türk Ordusunda görevlendirilmesine karar verilmistir. Teğmen rütbesiyle 1926 yılında geldiği anlasılan ve Mehmet Asğar ismindeki bu Afganlı subay, 5 Mayıs 1936 tarihli Bakanlar Kurulu Kararı ile Türk vatandaslığına geçirilerek orduda görev almaya baslamıstır. Bir baska arsiv belgesinde on bir Afganlı subayın Türkiye‟ye iltica ettiği görülmektedir. Askerî öğrencilerden baska sivil öğrencilerin de Türkiye‟de eğitim aldığı anlasılmaktadır. Bu öğrenciler genelde lise tahsilinden baslayıp üniversite eğitimini de alacak sekilde uzun bir eğitim sürecinden geçirilmektedir. Bunda muhtemelen Afganistan‟da henüz tam anlamıyla bir üniversitenin ve yeterli lisenin olmaması etken olmus olabilir. 1928 yılında Cumhuriyet gazetesinde çıkan bir habere göre Afganistan‟dan on öğrenci lise eğitimi için Ġzmir Erkek Lisesine, altı öğrenci de Manisa‟da bir ortaokula gönderilmistir. Türkiye‟de lise öğrenimini tamamlayan bu öğrenciler daha sonra hukuk, tıp, ziraat, siyasal bilgiler ve harp okulu gibi temel branslarda eğitim görmeye devam etmistir. 1934 yılında yüzden fazla Afganlı öğrenci Türkiye‟de eğitim görüyordu.62

Afganlı öğrencilerin Türkiye‟de eğitim görmesiyle ilgili tarih içindeki belki de en dikkat çekici gelisme, 1928 yılında Kral Emanullah Han‟ın Türkiye‟ye eğitim için gönderdiği kız öğrenciler olacaktır800. Türkiye‟nin Kabil Büyükelçisi Memduh Sevket Esendal‟ın Afganistan‟daki bir takım faaliyetleri de dikkat çekicidir.63

Anlasıldığına göre, Türkistan‟dan seçilen bir takım Türk kökenli öğrencilerin Türkiye‟ye gönderilmesi gibi bir göreve de sahip olan Esendal, 1936 yılında üç kardes olan Afife, Ġbrahim ve Enver Altay‟ı bu çerçevede Türkiye‟ye göndermistir. Gönderilen bu öğrencilerle Mustafa Kemal Pasa‟nın bizzat kendi görevlendirdiği Prof.Dr. Abdülkadir Ġnan Bey ilgilenmistir. Mustafa Kemal Pasa kendisi de bu öğrencilerle temaslarında sık sık onların kendi lehçeleriyle anlasmaya çalısmıstır. Bu sekilde gönderilen öğrencilerden biri olan Emekli General M.Rıza Bekin‟in anlattığına göre; Büyükelçi M.Sevket Esendal Afganistan‟da kendisiyle görüstüğü zamanlarda Uygurca dilindeki okuyamadığı yazıları ona sorarmıs. M.Sevket Esendal Atatürk‟ün emriyle, bu bölgeden seçtiği öğrencileri Türkiye‟ye göndermeye devam etmistir.64

Bu ayrıntı, Atatürk‟ün ve dolayısıyla Türkiye‟nin Afganistan üzerinden Orta Asya Türkleri ile de irtibatı

62 Özgiray, a.g.e. , s. 1127. 63 Ewans, a.g.e. , s. 99.

sürdürdüğünü ve onlara karsı ilgisini, SSCB‟ye rağmen hiç kaybetmediğini açıkça göstermektedir.

Afganistan‟ın eğitim ve kültürel alanda kalkınmasına yardımcı olmak amacıyla Türkiye‟nin takip ettiği bir diğer uygulama, Afganlıların ihtiyaç duyduğu personeli bizzat bu görevler için seçip atamak olmustur. Bu konuda da ilk uygulama 1926 yılında Afganistan‟da açılan subay okulu (Harp Okulu) için Türkiye‟den öğretmen subay göndermek olmustur. Daha sonraları Türkiye‟den Afganistan‟a gönderilen subayların özlük haklarını düzenleyen bir kanun tasarısının TBMM‟ne sunulduğu görülmektedir. Anlasıldığına göre 1929 yılında sunulan bu ilk kanun teklifi Meclisten geçmemis; aynı sekilde 1932 yılında tekrar Meclise sunulmustur.65

Muhtemelen bu olumsuz gelismede, Afganistan‟da o dönem yasanan karmasa ve iki ülke arasındaki iliskilerde bir belirsizlik durumu etkili olmus olabilir. Ġlk eğiticilerin gönderilmesinden sonra, uzun bir süre Afganistan‟a yeni eğitici subay gönderilmediği arsiv kayıtlarına göre değerlendirilmektedir.

Daha sonra ise Afganistan‟ın Türkiye‟den Kabil Büyükelçiliği vasıtasıyla eğitim için subay istediği görülmektedir. Bu istekte bir öğretmen subay ile bir süvari subayı dile getirilmektedir. Afganlıların bu isteğiyle ilgili Türkiye‟nin Kabil Büyükelçisi Memduh Sevket Esendal‟ın gönderdiği yazıda dikkat çeken önemli birkaç husus vardır. Yazıdan anlasıldığına göre Afganistan, Harp Okulu ve Tıbbiyeye yalnızca Türk eğitimcileri kabul etmeyi düsünmektedir. Bu bağlamda da eğitimci subayları Türkiye‟den istemektedir. Bir baska husus; Türkiye‟nin Afgan ordusuyla doğrudan ilgilenmesi yerine Harp okulunda öğretmen görevlendirilmesi yönünde Büyükelçinin görüs ve düsünce belirtmesidir. Gerçekten de Türkiye‟nin Afgan ordusunu doğrudan eğitmek yerine, lider personeli eğitmesi çok daha uygulanır bir politika olmustur. Bir yıl sonra da on bir Türk subayı Afganistan Harp Okulu için görevlendirilmistir. Afganistan‟ın tıp eğitiminde Türkiye‟nin çok büyük bir katkısının ve emeğinin olduğu bilinmektedir. Kabil Üniversitesi Tıp Fakültesi için Türkiye‟den birçok doktor görevlendirilmistir. Bu bağlamda Ġstanbul‟dan Abdurrahman Derman isminde bir doktorun Kabil Tıp Fakültesine öğretmen olarak atandığı görülmektedir. Yine aynı yıl

65 Esin Dayı, “Atatürk ve Türk Dünyası”, Atatürk 4. Uluslararası Kongresi (Cilt I) (Bildiriler), Atatürk

içinde aynı fakülteye Ġstanbul Tıp Fakültesinden Kimya Doçenti Dr. Saip Atademir ve Samsun Adli Tabibi Dr. Sakir Tural görevlendirilmistir. Atatürk‟ün son dönemleri olan 1938 yılı içinde de Türkiye‟den doktor eğitimcilerin Afganistan‟a gönderilmeye devam ettiği görülmektedir. Yine Kabil Üniversitesine, Ankara Numune Hastanesinden Operatör Dr. Faruk Ġlhan ile dâhiliye doktoru Adnan Atam Afganistan Hükümetinin isteği üzerine görevlendirilmistir. Doktordan baska diğer alanlarda da Türkiye‟den eğitici gönderilmistir. Bir baska kaynakta, 1938 yılında Kabil Büyükelçiliğine görevlendirilen Fahri Pasa ile birlikte bir grup eğitimci ve subayın gittiği görülmektedir. Yine aynı yıl Kabil öğretmen okuluna biri müdür olmak üzere üç öğretmen görevlendirilmistir. Ayrıca bir Türk tarihçisi 1933 yılında Afganistan‟a gönderilmistir.66

Kabil Büyükelçiliğinin 1937 yılı içinde gönderdiği bir rapor Afganistan‟da resmi olarak görev yapan Türklerin listesini vermektedir.67

Rapora göre toplam 38 kisi içinde; 12 subay ve 17 doktor önemli bir miktarı olusturmaktadır. Bu kisilerin aileleriyle birlikte toplamı yüz yedi kisiye ulasmaktadır. Aynı raporu dikkatli incelediğimizde Büyükelçi Esendal; Afganistan‟da Türkiye‟nin askerî alandaki yardımlarının düzenli ve sistemli olması nedeniyle diğer alanlara göre çok daha iyi durumda olduğunu söylüyor.

Ancak Büyükelçi Esendal diğer islerin de en az askerî konular kadar önem verilmesi gereken konular olduğu seklinde görüs bildiriyor. Büyükelçi; Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığının çabalarının da iyi yönde olduğunu söylüyor. Aynı raporda, Afganistan Harp Okulu‟nda Kral tarafından yalnızca Türkçe‟nin yabancı dil olarak okutturulduğu anlasılmaktadır. Dikkat çekici bir baska nokta da, Afganistan‟da Pestu dilinin Farsça‟nın yerini alana kadar Türkçe‟nin yardımcı dil olarak düsünülmesidir. Bu yönde Büyükelçi Esendal‟ın önemli çabaları olduğunu söylemek mümkündür. Büyükelçi aynı raporda, Afganlıların Latin harflerine bile geçme yönünde çalısmaları olduğunu söylüyor. Raporda yine Kabil‟de açılacak olan Öğretmen ve Siyasal Bilgiler Okulu‟nun Türkiye tarafından ele alınmasını önemle vurgulamaktadır. Gerçekten de Siyasal Bilgiler Fakültesinin kurulması 1936 yılında Hukuk Müsaviri olarak giden Mehmet Ali Dağpınar vasıtasıyla olacaktır.68

Afganlı genç nesillerin eğitiminde Türkiye‟nin katkısı 1930‟ların ortalarından itibaren hızla artarak devam etmistir.

66 Özgiray, a.g.e. , s. 1127.

67 BCA, T: 29. 12. 1937, F. K: 30. 10. 0. 0. , Y. N: 258. 733. 26. 68 B. ġimĢir, Atatürk ve Afganistan, s. 372-378.

Özellikle bu dönemde, Afganistan‟a doğrudan eğitici gönderilmesi sisteminin daha yaygın olarak uygulandığını söylemek mümkündür. Ġngiliz istihbarat raporları da bu durumu doğrulamakta; 1937 yılında iki ülke iliskilerinin çok samimi olduğu ve bir miktar Türk askerî öğretmenin Afganistan Askerî Kolejinde görev yapmak için Afganistan‟a gönderildiğini belirtilmektedir.69

Ayrıca Kabil‟de açılmıĢ olan Ġhtiyati Zabitan Mektebinde öğretmen olarak görev yapmak üzere beĢ subayın Türkiye‟den rütbeleri bildirilmemek ve sefarete mensup olmak Ģartıyla gönderilmesi kabul edilmiĢtir.70

3.3.2. Diğer Alanlarda Yapılan Yardımlar (Askerî, Sağlık, Ekonomi, Ġmar