• Sonuç bulunamadı

I. BÖLÜM

1.2.3. Eğitim İstihdam İlişkisi

Mevcut üretim kaynakları ile daha fazla üretebilmek, yani verimliliği artırabilmek, tüm ülkelerin üzerinde önemle durdukları bir husus haline gelmiştir. Yeniyi üretmek ve mevcut teknolojileri kullanabilmek için de işgücünün vasıf derecesini yükseltmek gerekmektedir. İnsanlığın hizmetine sunulan yeni teknoloji ürünleri çok pahalı olmaları bir yana, ileri derecede eğitilmiş insan gücüne ihtiyaç göstermektedir (Kutal,1992:11).

Bu nedenle bir ülkedeki işgücü arzının kalitesi büyük önem taşımaktadır. İşgücü arzı hemen hemen bütünüyle, eğitim ve yetiştirme sistemlerinin bir bütünüdür. Bu nedenle, işgücünün istihdam edilme düzeyi ve istihdam edilme biçimi, işgücü piyasası, ekonominin bütünüyle ilgili diğer koşullar, ülkede sunulan eğitim hizmetinin özellikleri ve yapısı ile ilişkili olarak görülmek durumundadır (DPT,1994:26).

Eğitim yoluyla insana kazandırılan bilgi ve beceriler, işgücü talep eden işletmeler tarafından kullanılmaktadır. İşletmeler bu sistem içerisinde sahip oldukları eğitim ile istihdam ve verimlilik arasındaki ilişkilere yönelik görüşleri doğrultusunda istihdam politikalarını belirlemektedirler.

Çünkü iyi yetişmiş insan gücü, teknolojik ilerlemenin ortaya çıkaracağı toplumsal ve bireysel uyumsuzluk sorunlarını daha aza indirebilecek, ülke ekonomisi dolaylı olarak bu durumdan yararlanabilecektir. Ancak yetişmemiş daha genel bir söylemle vasıfsız insan gücü o ülke için önemli bir işsizlik sorununu ortaya çıkaracaktır. Özellikle Türkiye gibi gelişmekte olan ülkeler, vasıfsız insan sayısının artması nedeniyle işsizlik sorunu yaşamaktadırlar (Aykaç, 2002:14).

2001 DİE Hane Halkı İşgücü Anketi verilerine göre ülke genelinde 22.269 bin kişi olan sivil iş günün 1.558 bin kişisi (% 6.9) meslekî ve teknik lise mezunudur. Ülke genelinde % 8,5 olan işsizlik oranı da sözü edilen okul mezunları arasında %13,3’tür. 1990’lı yıllarda meslekî ve teknik orta öğretim kurumlarından yılda 250 binin üzerinde mezun verildiği dikkate alındığında, sözü edilen okul mezunlarının istihdama geçişlerinde önemli sorunların yaşandığı söylenebilir (DİE, 2001:3).

Genel olarak belirtmek gerekirse ekonomik hayatın talep ettiğinden fazla sayıda eğitim görmüş insanlar beklentilerine cevap verebilecek iş ve gelir olanakları talep etmektedirler. Talepleri karşılanmayan insanlar daha yüksek eğitim görmek amacıyla yatırım yapma ihtiyacı hissetmekteler ve eğitim sistemi üzerinde bir baskı oluşturmaktadırlar. Ancak eğitim sisteminin insanlarda geleceğe yönelik beklentilerini geliştirmesine karşılık istihdamın sınırlı gelişimi ve eğitim sisteminden mezun olanları emme kapasitesine sahip olamaması, gerek kaynakların verimsiz kullanımına sebep olmakta gerekse eğitim-istihdam arasındaki dengesizliğin sıkıntılarını ağırlaştırmaktadır.

Türkiye’nin de içinde yer aldığı pek çok ülkenin mesleki eğitimle ilgili ana meselesi; eğitim programlarının eksikliği ve kalitesidir. Eğitim hangi kalitede verilirse verilsin, iş piyasasının istediği nitelikleri taşımıyorsa kişinin istihdam edilme şansının artmadığı bilinen bir gerçektir. Kalkınma esas olarak insan unsuruna dayandırıldığına göre, insan gücünü eğitim düzeyinin geliştirilmesi ve yetiştirildikleri alanlarda istihdam edilmeleri gerekmektedir (Kaya,1982:145).

Tarakçıoğlu (1991), Türk tekstil sektörünün en basit işçisinden en üst düzey yöneticisine kadar her aşamasında eğitim ve öğretimin nicelik ve nitelik bakımından geliştirilmesini bir cankurtaran simidi şeklinde ifade etmektedir. Eğitimde yapılacak yatırımların tekstil sektöründe nitelikli işgücü oluşturacağını vurgulamaktadır.

Özellikle otomasyon ve bilgisayar teknolojilerinde ortaya çıkan yenilikler, diğer sektörlerde olduğu gibi tekstil sektöründe de yüksek nitelikli ve iyi eğitimli işgücüne talebin giderek artmasına yol açmaktadır. Bu bağlamda, küçük ve orta ölçekli işletmeler iç ve dış pazarlarda rekabette daha çok zorlukla karşılaşmaktadır. Nitelikli eleman yetiştirmede eğitim maliyeti önemli bir faktör olarak karşımıza çıkmakta, küçük ve orta ölçekli işletmeler kaynak sıkıntısı sebebiyle hizmet içi eğitime gereken önem ve ağırlığı verememektedirler. Büyük ölçekli işletmeler ise, elemanlarının yetişmesine özel önem vermektedirler. Mesleki eğitime verilecek önem ve bunun sonucunda gerçekleştirilecek kaliteli üretim, tekstil sektöründe ihracat imkânlarını artıracak ve daha fazla istihdam sağlayacaktır.

İstihdam ve eğitim kuruluşları arasında var olan koordinasyonsuzluğa yol açan nedenlerin başında; ülke çapında genel kabul görmüş bir meslek standartları, sınav ve belgelendirme sisteminin ve bunu sağlayacak bir kurumun olmayışı bulunmaktadır. Böyle bir sistemin ve kurumun eksikliği, gerek işçi ve gerekse işveren açısından, iş arama, işe alma, iş değiştirme konularında bazı olumsuzluklara da yol açmaktadır. Mesleğin gerektirdiği niteliklere, becerilere, standarda sahip olunduğunu belgeleme imkânının yokluğu nedeniyle işçilerin istihdam edilebilirliği zorlaşmaktadır (Kılıç, 2006:21).

İşgücü piyasasınca kabul edilen meslek standartlarının belirlenmesi, aynı zamanda eğitim standartlarının belirlenmesini ve buna uygun eğitim verilmesini de beraberinde getirecektir. Böylece eğitim ile istihdam arasında sağlıklı bir yapı oluşturmak mümkün olacaktır.

1.3. Tekstil Teknolojisi Alanı Çerçeve Öğretim Programı

Tekstil sanayi, küresel düzeyde hızla değişen pazar ve rekabet koşulları nedeni ile sürekli ve dinamik bir gelişim içerisindedir. Bu özellikleri nedeni ile Tekstil sanayi, stratejik bir sanayi olarak ülkelerin yakın ilgisini çekmekte ve bu sektör için devletler tarafından özel düzenlemeler yapılmaktadır.

MEGEP kapsamında hazırlanmış olan çerçeve öğretim programları ile modüler esaslı öğretim planlanmış ve uygulamaya konulmuştur. Bu anlamda ilk olarak mesleki eğitim programlarına göre alanlar belirlenmiş ve bu alanlara bağlı olarak dallar oluşturulmuştur.

Tekstil Teknolojisi Alanı Çerçeve Öğretim Programı ile bireylere temel bilimleri içeren bilgi ve beceriler ile tekstil sektöründeki mesleklere ilişkin özel mesleki bilgi ve becerileri kazandırmanın yanı sıra çevredeki insanlarla sağlıklı iletişim kurabilen, çağdaş teknolojiyi kullanabilen, problem çözebilen, alanında kazandığı bilgi ve becerileri doğru kullanarak sektörün ihtiyaç duyduğu kaliteli ürün ve hizmet sunabilen, uygulama sonuçlarını izleyerek değerlendiren ve gerekli önlemleri alabilen, araştırma yaparak her konuda yenilikleri takip eden ve hayata geçirebilen, bütün kaynakları etkili ve verimli kullanarak maliyet hesabı yapabilen, kendi iş yerini kurma düşüncelerini faaliyete geçirmeyi planlayan Tekstil Teknolojisi, uygun üretim yapan bireyler yetiştirmeyi amaçlamaktadır (MEGEP,2007:5).

İplik, endüstriyel dokuma, endüstriyel örme, terbiye teknolojileri ve tekstil laborantlığı dallarında çerçeve öğretim programları hazırlanmıştır. Hazırlanan bu program, Meslek Liseleri, Anadolu Meslek Liseleri, Teknik Liseler ve Anadolu Teknik Liseleri’nde uygulanmaktadır. (MEGEP,2007:5).

Öğretim programlarının ve modüllerin hazırlanması aşmasında uzman kişi ve kuruluşların görüşlerinin alınması; buna bağlı olarak ulusal standartlara uygun eğitim anlayışının eğitim sistemine yerleştirilmesi mesleki eğitim açısından olumlu bir gelişme olarak göze çarpmaktadır.

Benzer Belgeler