• Sonuç bulunamadı

5. MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI EĞİTİM KURUMLARI YÖNETİCİLERİNİN

5.3. Milli Eğitim Şuralarında Eğitim Yönetimi, Eğitim Yöneticiliği ve

5.3.10. XV Milli Eğitim Şurası

XV. Milli Eğitim Şûrası “2000’li yıllarda Türk Milli Eğitim Sistemi” başlığı altında 21. Yüzyılın insanoğluna getirdiği bilimsel, teknolojik kazanımları eğitim sistemimizi çağın gerekleri doğrultusunda geliştirmek amacıyla toplanmıştır.

Bu şurada, Türk Milli Eğitim sisteminin 2000 li yıllarda hedeflerini, ilkelerini, politikalarını saptamak, yönlendirme ve yeniden yapılanmayı görüşmek, karara bağlamak amaçlanmıştır.

15. Milli Eğitim Şurasının gündemini İlköğretim ve yönlendirme, ortaöğretimde yeniden yapılanma, yükseköğretimde geçişin yeniden düzenlenmesi, toplumun ve eğitim ihtiyacının sürekli karşılanması, eğitim sisteminin finansmanı teşkil etmiştir.

15. Milli Eğitim Şurasında esas gündem içerisinde eğitim yönetimi ile ilgili başlık yer almamıştır. Komisyon çalışmalarının sonucunda eğitim yönetimi ile ilgili öneriler getirilmiş, kararlarla hükme bağlanmak istenmiştir.

15. Milli Eğitim Şurasında ilköğretim ve yönlendirme raporunun öneriler kısmında yönetici atamalarında adaylar arasında atanacak personelin kariyer, liyakat ve başarı ölçütlerine göre değerlendirme yapılması gerektiği, üst kademelere geçişin belli kurallar içerisinde olması gerektiği teklif edilmiştir (MEB, XV. Milli Eğitim Şûrası "2000'li Yıllarda Türk Milli Eğitim Sistemi" Raporlar, Görüşmeler, Kararlar, 1996, s. 110).

İlköğretim ve yönlendirme raporunun yönetim ve denetleme başlığı altında ise; eğitim yönetiminin, yönetim biliminin uzmanlık alanı olduğunu eğitim yöneticiliğinin uzmanlık gerektirdiği belirtilmiştir (MEB, 1996, s. 111).

Yönetim ve denetleme başlığı altındaki önerilerde eğitim yönetiminin bilim olduğu, yöneticinin ise eğitim lideri olarak kabul edilmesi gerektiği belirtilmiştir. “Meslekte esas olan muallimliktir” sözü eğitim yöneticisi seçiminde esas olması ve yönetici öğretmenlik mesleğinin tecrübesi ışığında görev yapmalıdır (MEB, 1996, s. 111).

Eğitim yöneticisinin lisansüstü eğitimle yetiştirilmesi gerektiği belirtilmiştir. Eğitim yöneticisi liyakat esaslarına göre objektif değerlendirmeler sonucunda seçilmeli,

kariyer ilkesinin esasları doğrultusunda özlük hakları düzenlenmelidir (MEB, 1996, s. 112).

Eğitim kurumlarındaki yöneticilerin görev ve yetki sınırları belirlenmelidir. Eğitim kurumlarında iyi yönetimin amacı olan madde ve insan kaynaklarını verimli ve etkili şekilde kullanabilme yeteneğinde olan yönetim anlayışı kazandırılmalıdır. Yönetime öğrenci, öğretmen, veli ve çevrenin katkılarını sağlayacak anlayış getirilmelidir (MEB, 1996, s. 112).

“İlköğretim ve Yönlendirme” genel kurul görüşmelerinde Prof. Dr. Ayla OKTAY Komisyon Başkanı olarak konu başlıkları içerisine kapsamlı bir şekilde raporun hazırladıkların belirtmiştir. Bu raporda eğitim yönetimi ile ilgili kabul edilen fikirler ve öneriler aşağıdaki gibidir (MEB, 1996, s. 122-123).

 Yönetici atamalarında kariyer, liyakat, başarı aranmalı, üst kademeye geçişler başarılar ölçüsünde belli bir sisteme göre olmalıdır.

 Eğitim yönetimi bir bilim olarak algılanmalı, yönetici, örgütsel amaçlarını gerçekleştirilmesini sağlayan bir eğitim lideri olarak kabul edilmeli, bu alanın uzmanlık gerektiği bilinmeli ve eğitim yöneticiliği meslek hâline getirilmelidir.

 Eğitim yöneticiliği, bilfiil öğretmenlik tecrübesine dayanmalıdır. Eğitim yöneticisi lisansüstü eğitimle yetiştirilmeli, yönetici adayları objektif ölçütlerle seçilmeli, özlük hakları, yaptıkları iş ve eğitim düzeyine göre düzenlenmelidir.

 Okul yöneticisinin yetki ve sorumluluk dengesi sağlanmalıdır.

 Belirli alanlarda kurulmuş olan (il, ilçe-Semt) eğitim kurumlarının madde ve insan kaynaklarından tam kapasiteyle yararlanabilecek bir yönetim sistemi oluşturulmalıdır.

 Yönetime gerçek katılım ortamı oluşturularak öğrenci, öğretmen, veli ve çevre katkısı ve katılımı sağlanmalıdır.

Eğitimciler Derneği Başkanı Mustafa GAZALCI, öğretmene kendi yöneticisini seçme hakkının verilmesini, üniversitelerde rektörlük seçim yönteminin eğitim yöneticilerinin seçiminde de uygulanması gerektiğini belirtmiştir. Okul yöneticisinin okuldaki öğretmenler tarafından seçilmesi, ilçe milli eğitim müdürünün seçimini ilçede bulunan öğretmenlerin oylarıyla seçilmesinin daha isabetli olacağını belirtmiştir. Seçim yönteminde öğretmenin reyinin olması öğretmenin söz sahibi olmasını sağlayacağını ifade etmiştir (MEB, 1996, s. 127).

Demokratik toplumlarda seçim, temsil kazanmanın yoludur. Eğitim kurumlarında yapılacak seçimin örgüte zararı olma ihtimali vardır. Siyasi bir tavra dönüşecek seçim süreci sonunda olumsuz gelişecek informal iletişim, işgörenlerin yönetici seçiminde yeterliliği olanın değil siyasi düşünce, dini düşünce yapısı, etnik yapı, sosyal menşeden kaynaklanan ortaklıkları dikkate alacağı düşüncesi doğurur. Eğitim kurumu siyasi bir ortam havası taşırsa kayırmacılık, ayrımcılık örgütün amaçlarını gerçekleştirmede büyük engeller doğurabilir.

15. Milli Eğitim Şûra’sının gündem maddelerinden biri olan “ilköğretim ve yönlendirme” ile ilgili kararlar içerisinde eğitim yöneticiliğini ilgilendiren maddeler aşağıdaki gibidir (MEB, XV. Milli Eğitim Şûrası "2000'li Yıllarda Türk Milli Eğitim Sistemi" Raporlar, Görüşmeler, Kararlar, 1996, s. 202-203).

 Yönetici atamalarında kariyer liyakat başarı aranmalı üst kademeye geçişler başarılar ölçüsünde belli bir sisteme göre olmalıdır.

 Öğretmenler bu günkü sicil raporları ile değerlendirilmemelidir. Eğitimle ilgili soruların da yer aldığı yeni bir öğretmen sicil raporu düzenlenmelidir

 Eğitim yönetiminin bir bilim olarak algılanması yöneticini örgütsel amaçlarının gerçekleştirilmesini sağlayan bir eğitim lideri olarak kabul edilmesi bu alanın uzmanlık gerektirdiğinin bilinmesi eğitim yöneticiliğinin meslek haline getirilmesi gerekmektedir.

 Eğitim yöneticiliği bilfiil öğretmenlik tecrübesine dayanmalıdır.

 Eğitim yöneticisi lisansüstü eğitimle yerleştirilmeli yönetici adayları objektif ölçülerle seçilmeli ve özlük hakları yaptıkları iş ve eğitim düzeyine göre düzenlenmelidir.

 Okul yöneticisinin yetki ve sorumluluk dengesi sağlanmalıdır.

 Yönetimde gerçek katılım ortamı oluşturularak öğrenci öğretmen veli ile çevrenin katkı katılımı sağlanmalıdır.

Şurada genel kurul görüşmeleri sonucuna göre “Orta Öğretimde Yeniden Yapılanma Komisyonu Raporu” eğitim yöneticiliği için alınan kararlar şunlardır (MEB, 1996, s. 216-219).

 Öğretmenler yüksek lisans ve doktoraya yönlendirilmeli hizmet içi eğitimi düzenleyip örgütleyebilmesi ve öğretmenlikle ilgili araştırma ve geliştirmeleri destekleyebilmesi için Milli Eğitim Akademisi hayata geçirilmelidir.

 Bakanlık ve YÖK ve üniversiteler arasında kurumsal ölçekte yeterli ve etkili bir iş birliği sağlanmalı; yasal düzenlemelerle bu iş birliği sürekli kılınmalıdır.

 Milli Eğitim Bakanlığı merkez ve taşra teşkilâtında tedviren görevlendirme yapılmamalıdır.

 Eğitim yöneticileri ve öğretmenlerin özlük haklarına ilişkin sorunlar giderilmeli; maaş ve ek ders ücretleri yeterli ve eşit duruma getirilmelidir.

 Diğer bakanlıklara bağlı lise ve denge okulları (askeri liseler hariç) yönetici atamaları milli eğitim bakanlığı yönetici atama yönetmenliğine tabi olmalıdır.

 Okul yöneticilerine yönelme çalışmalarında, okul içi işbirliği, katılım ve eşgüdümü sağlayabilme okul dışındaki birimlerle iş birliği yapabilme, okul birimlerini bu yönde örgütleyebilme, eğitimciyi hedefler doğrultusunda güdüleyebilme ve amaçlar doğrultusunda çalışmaları sistem bütünlüğü içinde yürütebilme ve amaçlar doğrultusunda çalışmaları sistem bütünlüğü içinde yürütebilme yeti ve becerileriyle yönelmenin dayandığı eğitsel anlayış mutlaka kazandırılmalı; böylece, yönetimin yönelmedeki etkinliği artırılmalıdır.

XV. Milli Eğitim Şûra’sında eğitim yöneticiliğinin bir uzmanlık alanı olduğu, eğitim yöneticisinin atanmasında kariyer, liyakat, başarı esaslı değerlendirme yapılması gerektiği belirtilmiştir. Eğitim yöneticilerinin görev menşeinin öğretmenlik mesleğinde olmasının gerekliliği ifade edilmiştir. Okul yöneticisinin görev alanının belirlenmesi, bu alan içerisinde yetkisinin sorumluluklarını yerine getirebilme kudreti sağlanması gerektiği belirtilmiştir.

XV. Milli Eğitim Şurasında alınan kararlarda, eğitim yöneticisini atamasında liyakat ilkesi ön plana alınmıştır. Eğitim yönetiminde yöneticinin artık bina sorumlusu değil eğitim öğretim lideri olarak görülmesi ve geliştirilen yeni yaklaşımlara uygun şekilde yetiştirilmesi gerektiği sonucu çıkmaktadır.