• Sonuç bulunamadı

Dua Etme İhtiyacı

Belgede ONUR SÖZÜ (sayfa 75-79)

2. FITRATI HİDAYETE GÖTÜREN SEBEPLER

2.5. Dua Etme İhtiyacı

Dua kelimesi, “çağırmak, bağırmak,230 yakarmak, seslenmek, istemek; yardım talep etmek”231 manasındaki davet ve dava kelimeleri gibi mastar olup, “küçükten büyüğe, aşağıdan yukarıya vaki olan talep ve niyaz” anlamında isim olarak da kullanılır.232 Terim olarak ise, kişinin Allah’a sığınma ve yakarışını, Allah’ın yüceliği karşısında güçsüzlüğünü itiraf etmesini ifade eder.

Dua, bütün dinlerde ortak bir ibadet şeklidir. Yahudilik’ de Tanrı’ya yaklaşma vesilesi olarak kabul edilirken, Hıristiyanlık da Tanrı’ya ulaşma, O’nu tanıma ve vicdanın sesi olarak nitelendirilmektedir.233 Duanın insanın bütün psikolojik mekanizmaları, ruh ve beden sağlığı üzerinde etkili olduğunu gözlem ve araştırmalar göstermektedir.

229 Müfit Selim Saruhan, “İslam Ahlakında İsraf ve Cimriliğin Tedavisi”, A.Ü. İlahiyat Fakultesi, t.y., 4.

230 Cemaleddin Ebü’l-Fadl Muhammed b. Mükerrem b. Ali el-Ensari İbn Manzur, “dav”, Lisânü’l Arab (Beyrut: Muessetul-e’alemi, t.y.), 2: 1281.

231 Ebü’l-Kâsım Hüseyin b. Ragıp el-İsfahani, “dav”, Mufredâtu elfâzi’l-Kur’ân (İstanbul: Çıra Yayınları, 2012), 384.

232 Osman Cilacı, “Dua”, Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi (Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları, 1994), 9: 529.

233 Cilacı, “Dua”, 9: 530.

69

Bir durumu düzeltmek için kişinin faaliyetlerini organize eden ihtiyaçlar zamanla isteklere dönüşür. İstek ise bireyin bilinçli olarak amaca ulaşmak için gösterdiği içsel çabadır. İnsan yaşamı boyunca maddi veya manevi birçok istekte bulunur. Bu ihtiyaç ve istekler sürekli olarak karşılanmazsa bireyde baskı yapar. İnsan donanımlarını kullanarak kendini güçlü göstermeye çalışır, hedefe ulaşma arzusuyla engelleri aşmanın yollarını arar çözüme ulaşamaz ise bu ihtiyaç ve istekler organizmada ruhsal ve bedeni rahatsızlıkların ortaya çıkmasına neden olur.234 Karşısına çıkan engellere mantıklı çözüm bulamayacağını, gücünün ve imkânlarının buna yetmeyeceğini hisseden insan Allah’a yönelmekten başka çare bulamaz. Bu durum hidayetin oluşumunu hızlandırır. İstek ve arzularının, korku ve endişelerinin giderilmesi ancak kendisinden güçlü kudreti bol bir yaratıcı sayesinde gerçekleşebilir. İnsanın kendisinden güçlü varlığa sığınma ihtiyacı fıtratında var olan bir duygudur. Bu sığınma ihtiyacı dua yoluyla dile getirilir. Dua sadece Allah’a inanan insanların başvurduğu yol değil inanan inanmayan herkesin zor duruma düştüğünde başvurduğu bir eylemdir. Dua kişinin yaratıcıyla bağ kurması ve etkileşimde bulunmasıdır. Kişi yaratıcıyla dua sayesinde irtibata geçer. Nasıl ki ağacın yeşerebilmesi için toprağa sımsıkı sarılması ve kök salması gerekiyorsa insanın da ruhunun huzur bulması için dua aracılığı ile Allah ile irtibata geçmesi gerekir. Dua Allah ile kul arasında ki iletişim köprüsü insanın yaratılış amacı doğrultusunda hidayete ulaşmasını sağlayan yoldur.

Allah her insanın fıtratına iyileştirme gücü koymuştur. İnsan bu gücü keşfetmediği zaman iç dünyasında bocalamalar yaşar. İyileştirme gücünün harekete geçmesini sağlayan yöntem duadır. Dua ederek insan kendi iç dünyasında yaşadığı sıkıntıları ve sevinçleri dışa aktarır. Allah kuluna cevap vermek için onun her ne vesilesiyle olursa olsun kendisine başvurmasını istemektedir. Bu vesileler, hayranlık, hamd, şükür olabileceği gibi, ihtiyaç, korkulardan kurtulma ve yapılan hataların bağışlanması isteği de olabilir. “Eğer kullarım sana benim hakkımda sorular sorarlarsa (bilsinler ki) ben çok yakınım, dua edenin yakarışına her zaman karşılık veririm. O hâlde, doğru yolu bulmaları için benim davetime uysunlar, bana iman etsinler.” (el-Bakara, 2/186) İnsan bazen yaşadığı üzüntü ve acılara katlanabilmek için dua etme ihtiyacı hisseder. “Artık bana düşen, güzel bir sabırdır. Anlattıklarınıza karşı yardımı istenilecek de ancak Allah’tır.” (Yusuf 12/18) Dua bunalım anlarında içimizde

234 Hasan Kayıklık, Din Psikolojisi Bireysel Dindarlık Üzerine (Adana: Karahan Kitapevi, 2017), 132.

70

sığınabileceğimiz bir dayanak görevi üstlenir. İnsan bazen dertlerinden ve hastalıklarından kurtulmak için dua etme ihtiyacı hisseder. Bu insanın ruhunun huzur bulmasına ve üzerinde ki yükün azalmasına fayda sağlar. “Eyüp’ü de hatırla. Hani o Rabbine, “Şüphesiz ki ben derde uğradım, sen ise merhametlilerin en merhametlisisin”

diye niyaz etmişti.” (el-Enbiyâ 21/83) İnsan daha birçok sebepten dolayı dua etmek ister. Zengin olmak için, emniyette olmak için, şan ve şöhret elde etmek için, başarılı olmak için, huzurlu olmak için, şükretmek için, yanlışa sapmamak için, hata yapmamak için bu örnekleri çoğaltmak mümkündür. Dua insanın hedefine ulaşması yolunda destekçisidir. Ancak dua fiil ile birlikte gerçekleşmelidir. İnsan duanın gerçekleşmesi için harekete geçmeli gücünü ve imkânını seferber etmelidir. Dua insanın yalnız olmadığını gösteren, hidayete ulaşmasını sağlayan yol işaretleridir.

İnsanın sıkıntıya düştüğünde dua etmesi fıtratında var olan bir duygudur. Kur’an da birçok ayet buna işaret etmiştir. ”İnsana bir zarar/zorluk dokununca dua eder” (el-Bakara 2/23) Bu insan ruhunun duaya ihtiyacı olduğunun delilidir. İnsanın istenmeyen şeylerden uzak durmak istemesi güzel şeyleri elde edebilme arzusu doğal bir ihtiyaç ve içgüdüsel bir dürtüdür.235 Meşhur bilgin Heiler duaların ihtiyaçlarla ilişkisini şu ifadelerle ortaya koymaktadır. ”İhtiyaçlar insana dua etmeyi öğretir.” ”Dua hakikati istemektir çünkü dua adını ondan alır.” İnsanın kendisini aşan konularda başkasından yardım istemesi tabiatında var olan bir durumdur. İnsanın isteklerinin karşılanacağını bilmesi insanı huzura ve mutluluğa sevk eder. İnsanın güç ve kudreti sonsuz yaratıcının karşısında aciz olması dua ile eksikliklerinin giderilmesini istemesi insanı ruhen rahatlatır. Dua ve ibadetler bireyi alçak gönüllü olmaya, huşu içerisinde ilahi olanı, sonsuzu duyumsamaya, kendi sınırlarının farkında olmaya ve kendinin en derin yönlerini keşfetmeye, benlik bilincini güçlendirmeye ve böylelikle hidayetin oluşmasına yol açar.236 İnsan dua sayesinde yüce bir varlığa inanıp güvenmenin mutluluğunu yaşar.

İnsan dua ederek yücelir ve kendini değerli hisseder.

Duanın kaygı, stres, anlamsızlık, boşluk ve yalnızlık gibi çağımızın önemli ruhsal hastalıklarına karşı ruh sağlığını olumlu şekilde etkilediği ve kişiliği geliştirdiği önemle vurgulanmaktadır. Bazı hastanelerde hastaların duayla yaşama daha çok

235 Kayıklık, Din Psikolojisi Bireysel Dindarlık Üzerine, 139.

236 Akif Hayta, “U.Ü İlahiyat Fakültesi Öğrencilerinin İbadet ve Ruh Sağlığı İlişkisi Üzerine Bir İnceleme”, Uudağ Üniversitesi İlahiyat Fakultesi Dergisi 9/9 (2000): 495.

71

bağlandıkları hastalığı yenmek için daha çok çaba harcadıkları yapılan araştırmalarda izlenmiştir.237 Kişinin zihninde dua etme isteği uyandığında, kişide aynı zamanda bir umut da belirmiş demektir. Böylece kişi dua ederken de, ettikten sonra da tam bir güven içinde olduğunu hisseder.238 Başına gelen sıkıntıyı Allah’ın izniyle atlatacağını bilir.

Güvendiği dayanağın her şeye gücünün yettiğini bilmesi rahatlamasına ve huzur duymasını sağlar. Allah onu rahatlatarak göğsüne genişlik gelir. Kur’an bu konuda şöyle buyuruyor. “İnsanın başına bir sıkıntı gelince yatarken de oturup kalkarken de Bize yalvarıp yakarır.” (ez-Zümer 39/8) Ayrıca, dua kişiye zorluklara güç yetirme, her türlü olumsuzluklarla başa çıkabilme, hayata pozitif bakabilme ve başarıya doğru yönelme-arzu duyma gücü vermektedir.239 Dua, insanın duygularını, algılarını, davranışlarını, ruhi ve bedeni sağlığını, hatta maddi olayları değişikliğe uğratan etkiler yapabilmektedir. Ancak, dua eden kimsenin elde edeceği psikolojik değerlerin, bütünüyle o kişinin inancına bağlı bulunmakta olduğu da bir gerçektir. Samimi inanç bulunduğu sürece duanın etkisi kesin ve mutlaktır.240 İnsanın dua ederken ki samimiyeti içtenliği sürekliliği duanın tesirini etkiler. Samimi dua, anlam duygusu ve zorluklara göğüs germek için ihtiyaç duyulan cesareti aşılar ve bizim ki olduğumuzu ortaya koyar.241

Dindarlıkla ruh sağlığı arasında sıkı bir ilişki vardır. Samimi bir şekilde Allah’a bağlanan ve O’nun varlığını iç dünyalarında canlı bir şekilde hissedenlerin maruz kaldıkları stresle başa çıkma hususunda avantajlı olduğu yapılan anketlerle desteklenmiştir.242 Allah’ın varlığını iç dünyalarında her zaman ve kuvvetlice hissedenlerin depresyon düzeyinde azalma olduğu görülür. Yalnız olmadığını hisseden insan, depresyonun oluşturduğu gerginlik, karamsarlık, endişe hali, dalgınlık, unutkanlık ve yoğunlaşma güçlüğünden büyük oranda korunur. Çünkü dua eden bireyin gelecekle ilgili kaygıları azalır, hayata olumsuz bakmaz; iyi, güzel beklentiler içerisinde olur. Sık sık tövbe ve dua edenlerin umutsuzluk düzeyinin düşük olması dinsel hayatın

237 Osman Müftüoğlu, “Dua İyileştirir mi”, Hürriyet.com.tr, 2008, 2.

238 Feim Gashi, “Dua ve Hayat Memnuniyeti Üzerine Karşılaştırmalı Bir Araştırma”, Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi 2/25 (2016): 5.

239 Hayta, “U.Ü İlahiyat Fakültesi Öğrencilerinin İbadet ve Ruh Sağlığı İlişkisi Üzerine Bir İnceleme”, 498.

240 Hayati Hökelekli, “Din psikolojisi”, Din Psikolojisi (Ankara: Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları, 1998), 213.

241 Ali Rıza Aydın, “Din ve Psikoloji İlişkisi Üzerine”, Din Bilimleri Akademik Araştırma Dergisi 1/15 (2004):

28.

242 Asım Yapıcı, Ruh sağlığı ve Din (Adana: Karahan Yayınları, 2007), 213.

72

umutsuzluğu azalttığı şeklinde değerlendirilir. Dua bireyde sükûnet ve huzur oluşturur, sinirlerini yatıştırır. Sıkıntılı ve gergin durumda ise onda hafiflik ve rahatlık meydana getirir. Allah bu konuda şöyle buyuruyor. “Bunlar, iman edenler ve gönülleri Allah'ın zikriyle sükûnete erenlerdir. Bilesiniz ki, kalpler ancak Allah'ı anmakla huzur bulur.”

(er-Ra’d 13/28) Duanın insanın ruhuna güç ve canlılık vermesi ve dua ederek iç huzuru elde etmesi insanın fıtratı gereği dua etme ihtiyacının olduğunu gösterir. İnsanı dua etmeye yönlendiren eğilim aynı zamanda hidayete ulaşabilmesinin vasıtasıdır.

Dua vasıtasıyla Allah’la kurulan ilişki ve iletişim sayesinde ilahi enerjinin etkisi, ruhun ihtiyaçlarını karşılamaya, korkularını yatıştırmaya ve bu yolla dış dünyayı değiştirmeye koyulmaktadır. İnanan birey dualarıyla inancını gerçekçi ve içten bir hal ile ortaya koymakta ve bu yolla güç ve isteklerin sahibi olan Allah’a ulaşabilmektedir.

Dua insanın hidayetine vesile olarak kişinin gücünü artırmakta, şuur düzeyinin yükselmesine ve idrak kapasitesinin keskinleşmesine imkân vermekte, olağanüstü işler başaracak güç ve kuvvet kazandırmaktadır. Dua sayesinde insan, hayatının akışını değiştirerek kendisine ve çevresine büyük katkılar sağlar. İnsan Allah ile arasında ki sevgi ve muhabbeti kaybetmemek için daha çok sağduyulu olur ve vicdanının sesini dinler. Bu davranış da onu, şüphesiz hidayete götürür.

Belgede ONUR SÖZÜ (sayfa 75-79)