• Sonuç bulunamadı

Din Kavramı

Belgede ONUR SÖZÜ (sayfa 26-31)

3. ARAŞTIRMANIN KAVRAMSAL ÇERÇEVESİ

3.4. Din Kavramı

Din, bireysel ve toplumsal açıdan çok geniş bir çerçevede işlev gören, insanların iç dünyalarındaki ahenk ve davranışlarının şeklini ve yönünü belirlemedeki denge sağlayıcı rolü itibariyle, bir varoluşsal çözümleme ve hayatı anlamlandırma misyonuna

46 Muhammed İkbal, İslam’da Dini Düşüncenin Yeniden İnşâası (İstanbul: Timaş Yayınları, 2013), 40.

47 Fatih Çınar - Nural Şener, “Erken Gelişim Çocukluk Dönemi Dîn Gelişim Özelliklerine uygun Ailede Din Eğitimi”, Uluslararası Sosyal Araştırmalar Dergisi 9/47 (2016): 611.

20

sahip güçlü bir olgudur.48 Din, insanın kendini gerçekleştirebilmesi için bir araç niteliğindedir.49 Din, kültürün ilk basamaklarından başlayarak aile, oymak, kabile, boy ve millet gibi tabiî birliklerle hep yakın ilişki içinde bulunmuştur. Dini inançlar, insan hayatının en etkili faktörüdür. İnsanlık tarihini incelediğimiz zaman insanın geçmişten günümüze toplum içinde yaşadığını görürüz. İnsanlarla dinin bu birlikteliği günümüze kadar çeşitli biçimlerde devam etmiş ve tarihin sonuna kadar da devam edeceğe benzemektedir. Her ne kadar Aydınlanma çağı filozofları tarafından, çocuklara dinden bahsedilmediğinde onların Tanrı’dan, dinden hatta ruhlarının varlığından bile haberdar olamayacakları iddia edilmiş olsa bile yapılan araştırmalar dinin insanların birbirini anlayabilmesi için temel iletişim kodlarını bünyesinde tutan uygarlığın mayası olduğunu göstermektedir. İnsanla çocukluk çağlarından itibaren dini duygulara sahip olmuşlardır.50 Dinin bir inanç sistemi olduğunu düşünürsek felsefi akımların savundukları düşünceler de onların din duygusunu yansıtmaktadır. İnsanlar birbirileriyle ilişki kurarken birbirlerinin dini inançlarını göz önünde bulundurmak zorundadır. Bu nedenle din insanı içten ve dıştan kuşatan, insanın düşünce ve davranışlarında kendini gösteren bir disiplindir.51 Din ahlaki olgunluktur. Toplum ve din arasında karşılıklı bir ilişki vardır. Din, toplumun bütün alanları üzerinde etkili olduğu gibi toplum da aynı şekilde dini her yönüyle etkisi altına alır. İnsanın bulunduğu her yer ve zamanda var olagelmiş bir kurum olan din, insanın ruhi yapısında var olan inanma arzusunun toplumsal yani sosyolojik yansımasıdır. İnanma bireysel, din ise toplumsal bir olgudur.

Hem inanma duygusu hem de din kurumu insanla birlikte doğmuştur. Bu sebeple din toplum ilişkisi incelenmesi gereken önemli bir konu haline gelmiştir.

Din: “Adet, ceza, ibadet, İslam, itaat,52 borç, boyun eğmek, itaat, ceza, 53hesap, hüküm, baş eğmek, baş eğdirmek, birine gerçekleştirdiği bir fiilin karşılığını vermek,54

48 M.Doğan Karacoşkun, “Dini İnanç-Dini Davranış İlişkisine Sosyo-Psikolojik Yaklaşımlar”, Dinbilimleri Akademik Araştırma Dergisi 4/2 (2004): 23.

49 Hasan Onat, “İslam’da Yeniden Yapılanma Üzerine”, Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakultesi Dergisi 39/2 (1999): 9.

50 Selman Yılmaz, İlköğretim Okulları Öğretmenlerinin Din Algılarının Sosyolojik Tahlili (Yüksek Lisans, Marmara Üniversitesi, 2006).8

51 Günay Tümer, “Din”, Türkiye Diyanet Vakfı Islâm Ansiklopedisi (İstanbul: Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları, t.y.), 9: 317, A.

52 Ebü’t-Tâhir Mücdüddîn Muhammed b. Ya‘kūb b. Muhammed el- fir Fîrûzâbâdî, “dyn”, el-Okyânûsu’l-Basît fît-tercemeti’l Kâmûsi’l-Muhît (Beyrut: Muessetul-e’alemi, 1994), 1547.

53 Ebü’l-Kâsım Hüseyin b. Ragıp el-İsfahanî, “dyn”, t.y., 393-394.

21

örf ve âdet, zül ve inkıyad, hesap, hâkimiyet ve galibiyet, saltanat ve mülkiyet, ve ferman, makbul ibadet, millet, şeriat55 manalarında kullanılmıştır. Terim anlamıyla din;

Allah tarafından peygamberlere vahiyle bildirilen, insanları dünya ve ahiret saadetine yönlendiren itikadi ve ameli meselelerle ilgili ilahi hükümlerdir.56 Kur’an da din kelimesi doksan iki yerde geçmektedir; ayrıca üç ayette de (et-Tevbe 9 / 29; es-Sâffât 37 / 53; el-Vâkıa 56 / 86) değişik türevleri yer almıştır. Din, terim olarak ”akıl sahiplerini kendi irade ve tercihleriyle bizzat hayır olan ve peygamber tarafından tebliğ edilen şeylere yönelten ilahi kanun” olarak tanımlanır. Kur’an’ın bazı ayetlerinde hidayet kavramı din anlamında kullanılmıştır. “Doğru yol ancak Allah’ın yoludur. Bakara 2/120) “Sen Rabbine davet et. Zira sen hakikaten dosdoğru bir yoldasın.” (el-Hac 22/67) Bu ayetlerde İslam dininin insanlar için hidayet olduğunu ona uyanları doğruya ve hakka ilettiği üzerinde durulmuştur.57

Din hem ferdi hem de toplumu etkileyen sosyo-kültürel bir kurum insanın günlük hayatında ki davranışlarına yön veren bir faktördür. Çünkü din insanın düşünce, duygu, irade, vicdan, davranış kabiliyet ve eğilimlerine hitap eder.58

İnsan, başına gelen veya çevresinde cereyan eden olayları, daha genel bir ifade ile hayatı ve evreni anlamlandırmak ister. Anlamlandırma çabası ile meydana gelen olayların neler ifade ettiği kavranır. Bunun neticesinde ise insan kendi hayatını kontrol etme, olaylara yön verme veya en azından olacakları tahmin edebilme yetisi kazanır.

Dini inançlar, inanan insana bir bakış açısı ve yaklaşım biçimi kazandırır. Bu bakış açısıyla kişi bilinmezliğin yol açtığı belirsizlikten kurtulur ve olayları çözümleyerek öz güvenini ve öz saygısını koruyarak, hayatını denetim altına alır.59 Dinin temel gayesi insanın yaratılışına uygun kimlik kazandırmasıdır.60 Din insanı hem içten hem de dıştan kuşatarak insanın ahlaki motivasyonunu gerçekleştirir. Din insanın iç denetimini sağlayarak karakter gelişimine yardımcı olur.

54 Ebü’l-Fazl Cemâlüddîn Muhammed b. Mükerrem b. Alî b. Ahmed el-Ensârî er-Rüveyfiî İbn Manzur,

“dyn”, Lisânü’l Arab, 2005, 1354.

55 Mütercim Asım Efendi, “dyn”, el-Okyânûsü’l-basît fî tercemeti’l-Kāmûsi’l-muhît, ed. Mustafa Koç - Eyüp Tanrıverdi (İstanbul: Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanlığı Yayınları, 2013).

56 Hamdi Gündoğar, İslam Akaid Esasları (İstanbul: Çıra Yayınları, 2014), 10.

57 Bozkurt, İslam da Hidayet (Mu’tezile - Ehli Sünnet Karşılaştırması), 20.

58 Hüseyin Peker, “Suçlularda Dini Davranışlar”, Ondokuz Mayıs Üniversitesi İlahiyat Fakultesi Dergisi, 4 (1990): 94.

59 Yılmaz, İlköğretim Okulları Öğretmenlerinin Din Algılarının Sosyolojik Tahlili, 7.

60 Gündoğar, İslam Akaid Esasları, 11.

22

Toplumların değer yargıları vardır. Bir toplumda insanın davranışını düzenleyen iki önemli husus vardır. Bunlar toplumdaki insanların davranışlarının yapısı ve topluluğun kültürüdür. Toplum üyelerini bir arada tutan inançları ve değer yargılarıdır.

İnsanın kişiliğinin oluşmasında toplumsal ahlaki yapı büyük bir etkendir. Ahlakî anlayışın ve mantıklı karar vermenin ana kaynağı olan iyi karakter; çoğunlukla güzel örnek, eğitim, düzeltme ve alışkanlık sonucu oluşur. Dinin bireyi ve toplumu terbiye edici bir otorite olduğu tartışılmaz. Çünkü din insanları iyiye ve doğruya yönelterek insanın mutluluğa ulaştırmanın yollarını gösterirken yanlış ve çirkin olan her şeyden de uzaklaştırır.61 Dini hükümlerin konmasında asıl gaye; insanlar arası ilişkileri düzenlemek, aralarında adaleti sağlamak ve onların sıkıntılarına çözüm bulmaktır.

İnsanlara fayda sağlamak, zararlardan korumaktır.62 Dinde mutlaka korunması gereken beş temel esas vardır. Bunlar; dinin korunması, canın korunması, aklın korunması, neslin korunması ve malın korunması şeklinde sıralanır. Bunlardan herhangi birinin sıkıntıya uğratılması, yeryüzünde bozgunculuk yapmak demektir.63

Din bireye bir hayat tarzı model davranışlar ve sonucunda hesap verme şeklinde bir sistemi öngörür. Bireye yol gösterici davranış kurallarını sunar. Kişinin sonsuzluğa ait ilgi ve arzularına cevap olma niteliğini taşır.64 Dini yaşayış ve dini terbiye aynı zamanda bir şahsiyet terbiyesidir. İnsan ancak bu şahsiyet terbiyesi ile yapıcı insandan düşünen insan seviyesine erişebilir.65 Din, fertleri mukaddes duygu, ortak bilinç ve vicdan etrafında birleştiren bir unsur olduğu gibi toplumları yükselten, onların gelişmesini sağlayan bir kurumdur. Din, aynı zamanda ahlaki bir kurum olarak insanlara yön veren, kişiyi içten kuşatan ve yönlendiren bir disiplindir. Dinin zayıflaması ahlaki ve hukuki suçların artmasına, kötülüklerin sıradanlaşmasına ahlakın çökmesine yol açar. Din ortadan kalkınca ahlak için yaptırım gücü kalmaz.66 Din

61 Bünyamin Solmaz, “Eğitim ve Din”, Din Sosyolojisi (Ankara: Grafiker Yayınları, 2012), 357.

62 Hasan Zekiyüddin Şa’bân, İslam Hukuk İlminin Esasları, trc. İbrahim Kâfi Dönmez, 14. Bs (Ankara:

Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları, 2011), 174.

63 Şa’bân, İslam Hukuk İlminin Esasları, 351.

64 M. Doğan Karacoşkun, “Din Psikolojisi Bilimi ve Türkiye’deki Gelişimi” Din Psikolojisi, (Ankara:

2012, Grafiker Yayınları), 63.

65 Sinan Kösedağ, “Nurettin Topçu’da İnsan ve Şahsiyet”, Mavi Atlas 1/5 (2017): 75.

66Selman Yılmaz, İlköğretim Okulları Öğretmenlerinin Din Algılarının Sosyolojik Tahlili: İstanbul – Bahçelievler Örneği, Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İlahiyat Anabilim Dalı Din Sosyolojisi Bilim Dalı, 23

23

fıtrattaki umumi selameti ortaya çıkarmak için gereklidir. Öyleyse dinin insan hayatı için vazgeçilmez değer olması dinin insan hayatındaki konumu ve insan seçimlerinin belirlenmesinde rolünün ne olduğu sorgulanmalıdır. Eğer din insan yaşamı için zaruri bir gereklilik olarak düşünülmüyorsa dinin üzerinde durulacak anlam ve değeri yoktur.

Ancak varlığımızın anlam kazanması din yoluyla oluyorsa, bu din ile insan hayatı arasında zorunlu bir bağ var demektir. İçinde bulunduğumuz evren, yaşadığımız hayat, hayatımızda olması gereken her şey Allah'ın varlığı ile anlam kazanır. Allah’ın tüm hak inançların merkezinde olması bu birliktelikten kaynaklanır. Din Allah ile kul arasındaki irtibatı sağlayan araçtır. Dinin insan hayatını sağlıklı devam etmesi için önemli bir ihtiyaç olduğu göz önündeyken ve insan bir yaradılış gayesiyle yaratılmışken dinin gönderilmediğini söylemek anlamsızdır. İnsanı dine muhtaç kılan fıtratla yaratan Allah’ın din göndermemiş olması anlamsızdır.67

67 Ersan Özten, “Teizm ve Deizm Açısından Vahye Olan İhtiyaç”, Din Karşıtı Çağdaş Akımler ve Deizm (İstanbul: Ensar Neşriyat, 2017), 245.

24 BİRİNCİ BÖLÜM

HİDAYETİN OLUŞUM SÜRECİ

1. HİDAYETE ERİŞMEDE İNSANA VERİLEN FITRİ DONANIMLAR

Belgede ONUR SÖZÜ (sayfa 26-31)