• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM 1: DİL VE YABANCI DİL ÖĞRETİMİ

1.3. Yabancı Dil Öğretimi

1.3.3. Yabancı Dil Öğretim Yöntemleri

1.3.3.2. Dolaysız – Düzvarım Yöntem (Direct –Method)

Dilbilgisi-çeviri yöntemine karşı bir tepki olarak 1880 lerde temeli Gouin tarafından atılmıştır. Yabancı dil öğrenimine fiziksel etkinlik ekleyen Gouin, yaparak öğrenmeyi savunmuş, modern psikolojide geçerli görüşleri dil öğretimine uygulamıştır. Buna göre önce kulakla işitilecek, dille konuşarak pekiştirilecek ve elle okunup yazılacaktır. Bu yöntem 20.yy başlarında oldukça rağbet görmüş hatta 1898 yılında Viyana’da yapılan yabancı dil öğretmenleri kongresinde bu yöntemin uygulanması anlamına gelen diyalog öğretimi ve gösteri tekniğinin sınıf içinde uygulanmasına karar verilmiştir. Yaklaşık bir asır sonra 1990 da Leipzig kongresinde ise; hedef dilin daha fazla kullanılması, hedef dilin konuşulduğu ülkenin kültürüne önem verilmesi, dilbilgisinin tümevarım

48

Doğan, s. 75-76.

49

Emin Cihan Üzüm, Türkiye’de Arapça Öğretimi Açısından “El-‘Arabiyye li’n-Nâşi’in“ Ders Kitabının

Değerlendirilmesi, Gazi Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü Arap Dili Eğitimi Anabilim Dalı; Basılmamış

33

yöntemiyle öğretilmesi, ders materyallerinin çağdaşlaştırılması, hedef dilde modern, edebi eserlerin okunması ve yazılı araştırmaları teşvik için ev ödevlerine önem verilmesi kararları alınmıştır. Bu yöntemin her ülkede farklı şekilde uygulanmasıyla değişiklikler olmuş, Almanya’da eklektik yöntemi ve Fransa’da aktif yöntemle ilişkilendirilmeye çalışılmıştır.

Düzvarım yönteminin kullanım özelliklerine bakıldığında; derslerin fıkra ya da diyaloglarla başladığı, başlangıçta nesnelerin gösterilmesiyle sözlü öğretim yapıldığı, dilbilgisi kurallarının bir önceki yöntemde olduğu gibi tümdengelim değil, tümevarım yoluyla öğretildiği, hedef dilin yoğun bir şekilde kullanımı, telaffuz öğretimi dinleme ve tekrarın önemli olduğu, anadil ve çevirinin olmadığı, öğretmenin amaç dili çok iyi bilmesi gerektiği, okuma parçalarının hedef dilin kültürüyle ilgili olduğu ve dilbilgisi kuralı çıkarımı için değil, dil zevki için okunduğu, öğretmen merkezli bir sistem olmasına rağmen öğrencinin son derece aktif olduğu gözlenir.50

Ayrı bir yöntem gibi sunulan ancak gerçekte bu yöntemin uygulaması olan, Maximilian (Maximilien) Delphinius Berlitz tarafından açılan Berlitz ticari dil okulları uygulaması da özellikle Amerika ve dünya çapında oldukça yayılmıştır. Berlitz uygulaması öğrencinin anadilini hiç konuşmadan hedef dili konuşması ve düşüncesi ile öğrendiği dil arasında doğrudan çağrışım kurulur ilkelerini savunur. Motivasyonun oldukça yüksek olduğu, hedef dili konuşanların öğrettiği özel dil okullarında başarılı olan yöntem, devlet okullarında başarısız oldu. 1920’lerden önce bu yöntemin Avrupa’da devlet okullarında kullanımı azaldı ve 1923’te yabancı dil öğretmenleri tek bir yöntemin tam bir başarı getirmeyeceği noktasında anlaştılar.

Bugün bile takip edildiği gözlenen bu yöntemde öğretmenin hedef dili anadili ya da anadil kadar akıcı konuşması gerekir. Dersin başarısı ders kitabına değil büyük ölçüde öğretmenin maharetine bağlıdır. Her yabancı dil öğretmeninin alanında yeterli olmaması ilkelere bağlı kalmayı zorlaştırmaktadır. Üstelik anadilde kolaylıkla belki tek kelimeyle ifade edilebilecek bir kısa açıklama daha etkili olabilir.

Berlitz okullarının öğretmenlerinden uygulamalarını istedikleri ilkeler şunlardır: 1. Asla tercüme yapma: Hareketle göstererek tanıt

50

34 2. Asla açıklama: Hareketle anlat. 3. Asla uzun uzun konuşma: Soru sor. 4. Asla yanlışları tekrar etme: Düzelt. 5. Asla tek kelime söyleme: Cümle söyle. 6. Asla çok konuşma: Öğrencileri konuştur. 7. Asla bir kitap kullanma: Ders plânını kullan.

8. Asla çok hızlı bir şekilde konudan konuya geçme: Öğrencilerin hızına uy. 9. Asla çok yavaş konuşma: Normal bir hızla konuş

10.Asla çok hızlı konuşma: Normal konuş

11.Asla çok yüksek sesle konuşma: Doğal bir ses tonuyla konuş 12.Asla sabırsız olma: Yavaş ve sakin ol.51

Ana dilin kesinlikle yasak olduğu, diyalogların öne çıktığı, kelimelerin cümleler içerisinde ya da eş-zıt anlamlarıyla, gramer kurallarının diyaloglarla öğretildiği, tercümenin asla kullanılmadığı, konuşma becerisinin okuma ve yazma becerilerinin önüne geçtiği bir metottur. Diyalog, soru sorma, taklit ve hikâye tekniklerini ilk kullanan, dilbilgisi kurallarını metinlerden ilk çıkaran yöntemdir. Dili işlevsel olarak kullandığı için, öğrencinin motivasyonu çok yüksektir. Öğretmen açısından bakıldığında soyut kelimeleri hedef dilde açıklama zorluğu ve amaç dilin sürekli kullanılması mecburiyeti sorunlara yol açmaktadır. Ayrıca yöntemin en temel özellikleri olan ana dilin yasaklanması, dilbilgisi kurallarının düzenli bir şekilde öğretilmemesi ve açıklama yapılmaması kalıcı yanlışlara neden olur. Bu yöntemi takip edenler dil edinimi ile öğrenimini eşit saydıklarından; psikoloji, dilbilim ve eğitbilimsel yönlerini ihmal etmektedirler. Çünkü dil öğrenimi aşamasına gelmiş öğrencinin edindiği, alıştığı ve kullandığı anadili gerçeği görmezden gelinemez. 52

51

Richards and Rodgers, s.11-13.

52

35

Bu yöntemde öğretim yapılan sınıfta öğrenci sayısı en fazla on kişidir. Anadil kullanımı, dilbilgisi kuralları, çeviri olmayan yöntemde okuma yazma etkinlikleri, öğrenci konuşmaya başladıktan sonra verilir. Alıştırma yapılmasına, dinleyerek anlamaya oldukça özen gösterilir. Zamanında takip edilen yöntemlerden çok ileride olan bu metotta; nesnelerle ilgili sözcükler nesnelerin gösterilmesiyle, soyut sözcüklerde ise kavramlar arası bağlantıyla öğretilmektedir. Her zaman konuşma ve dinleyerek anlama ön plândadır. Hedef en kısa zamanda anadilini kullanmaksızın hedef dilde düşünmeye ve konuşmaya başlanmasıdır.53

Direk yöntemde Humbolt’un dil ve kültüre dair fikirleri oldukça etkili olmuştur. Bir milletin dili ile ruhu bir bütündür görüşündedir. Bu yöntemde ilk altı hafta hiç kitap kullanılmaz. Çevredeki nesneler öğretilir. Önceki konuların tekrarlanıp derse başlamak, eski ile yeni bilgi arasında bağlantı kurmak önemlidir.54

Tasarımında; gerçek hayattan kesitler sunan diyaloglar, fıkra anlatımları yer alır. Anadilin ve çevirinin yasaklandığı ders ortamı öğrencinin katılımıyla canlıdır ve hedef dilin mantığının alınması amaçlanır. Dinleyerek anlama ve konuşma becerisini geliştirme temel hedeftir. Görerek öğrenme ve nesneleri örneklendirme esastır. Dilbilgisi kurallarının kendi çabasıyla tümevarım yoluyla öğrenmesi öğrenci için zorluklara sebep olur.

Direk metotta; diyaloglar, hikâye ile anlatım, soru sorma-cevap verme, boşluk doldurma, ezber, taklit etme ve cümlelerde kelimelerin yerlerini değiştirme gibi uygulamalar kullanılmaktadır.55

Doğrudan öğretim yönteminin dışında kullanılan diğer bir yöntem dinleme ve konuşma yeteneklerini geliştirmeye öncelik veren kulak-dil alışkanlığı yöntemidir. Şimdi bu yöntemi inceleyebiliriz.