• Sonuç bulunamadı

1.6. Finansal Bütünleşmenin Belirleyicileri

1.6.3. Doğrudan Yabancı Yatırımların Belirleyicileri

Doğrudan yabancı yatırımlar ülkeye doğrudan sermaye sağlamasının yanı sıra teknoloji, yönetimsel tecrübe ve bilgi birikimi yayılmaları yaratan dolaylı etkileri nedeniyle diğer sermaye akımları türlerinden farklılaşmaktadır. Bu nedenle doğrudan yabancı yatırımların belirlenmesinde diğer sermaye akımlarına nispeten ülkeye özgü farklı faktörler rol oynamaktadır. Bu bölümde finansal bütünleşmenin önemli bir göstergesi olan doğrudan yabancı yatırımların belirleyicileri incelenmektedir.

Doğrudan yabancı yatırımlar, yatay ve dikey doğrudan yabancı yatırımlar olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Doğrudan yabancı yatırımlar arasındaki bu ayrım, yatırımların motivasyonundaki ticaret ve yatırım maliyetlerine ilave olarak ülkeler arasındaki nispi büyüklük ve donanım farklıkları (ucuz girdi maliyetleri, işgücü, aramalı, hammadde vb.) gibi ülkeye özgü niteliklerden kaynaklanmaktadır. Yatay doğrudan yabancı yatırımların temel motivasyonu, ihracatın ulaşım maliyetleri ve ticaret engelleri (tarifeler gibi) nedeniyle maliyetli olmasıdır. Bu durumda yatırımcılar, faaliyet gösterdiği sektördeki mal ve hizmet üretimlerinin benzerini tüketiciye yakın ülkeye kurmakta veya taşımaktadır. Farklı ülkede aynı üretimi gerçekleştirmesinden dolayı yatay olarak adlandırılmaktadır. Dikey doğrudan yabancı yatırımların temel motivasyonuysa, üretimin minimum maliyetle yapılmasıdır. Dikey doğrudan yabancı yatırımlar durumunda firma, üretim sürecindeki her bir aşamayı en düşük maliyetle gerçekleştirebileceği ülkelerde yatırım yapmakta ve böylece üretim sürecini ülkeler arasında maliyet minimizasyonu temelinde paylaştırmaktadır (Lim, 2001, s.10-11; Aizenman ve Marion, 2001; Ramondo vd., 2011).

Lim (2001), Walsh ve Yu (2010), Bloningen (2005) doğrudan yabancı yatırımların (yatay ve dikey) ülkeye özgü belirleyicilerini aşağıdaki şekilde özetlemiştir;

(i) Ekonomik Uzaklık/Ulaştırma Maliyetleri; İhracat yoluyla piyasaya erişim maliyetlerinin yüksek olduğu durumda yatay doğrudan yabancı yatırımlar, ihracatın yerini alma eğilimindedir. Doğrudan yabancı yatırım akımlarının çıktığı ve girdiği iki ülke arasındaki uzaklık fazla ise, ulaşım maliyetlerindeki artış yatay doğrudan yabancı yatırım akımlarını arttırabilmektedir. Bununla birlikte dikey doğrudan yabancı yatırım akımlarının ihracata yönelik olduğu durumda, ulaşım maliyetlerindeki artış dikey doğrudan yabancı yatırımları azaltabilmektedir. Ulaşım maliyetlerinin doğrudan yabancı yatırım akımları üzerindeki net etkisi belirsizdir. (ii) Ülkenin Büyüklüğü; Ülkelerdeki piyasaların büyüklüğü, potansiyel yüksek talep

nedeniyle firmaların üretim maliyetlerini düşürmekte ve ölçek ekonomileriyle çıktı başına daha düşük maliyet yaratmaktadır. Bu nedenle ülkelerdeki piyasaların büyüklüğü yatay doğrudan yabancı yatırım akımlarını teşvik etmektedir. Dikey doğrudan yabancı yatırım akımlarının ise piyasa büyüklüğü ile ilişkisi bulunmamaktadır. Ülkelerdeki piyasalarının büyüklüğünün doğrudan yabancı yatırım akımları üzerindeki net etki pozitiftir.

(iii) Yığılma (Kümelenme) Etkileri12; Yığılma etkileri kümelenmeyi daha çekici kılmaktadır. Doğrudan yabancı yatırımların belirli bölgelerde kümelenmesi, yabancı yatırımcılar için uygun yatırım ortamının bir sinyali olarak algılanmaktadır. Yığılma etkilerine katkı sağlayan faktörler; ülkenin altyapısı, sanayileşme derecesi, mevcut doğrudan yabancı yatırım stoklarıdır. Son iki faktör uzmanlaşmış destekleyici hizmetleri ve piyasadaki rekabeti göstermektedir. Kümelenme, yeni firmaların ülkedeki mevcut yatırımcıların pozitif yayılma etkilerinden yararlanabilmesine olanak sağlamaktadır. Yığılma etkilerinin hem yatay hem de dikey doğrudan yabancı yatırım akımları üzerindeki etkisi pozitiftir.

(iv) Faktör Maliyetleri; Üretimdeki maliyet minimizasyonunu esas alan dikey doğrudan yabancı yatırım akımları, düşük faktör maliyetleri tarafından desteklenmektedir. Ayrıca düşük faktör maliyetleri, yatay doğrudan yabancı yatırım akımlarını da üretimdeki maliyet avantajları kanalıyla pozitif etkilemektedir. Düşük faktör maliyetlerinin doğrudan yabancı yatırım akımları üzerindeki net etkisi pozitiftir. (v) Döviz Kuru; Reel döviz kurundaki değer kaybı dikey doğrudan yabancı yatırım

akımlarını arttırabilmektedir. Çok uluslu firmaların ülkedeki tesisleri satın alırken nispeten düşük fiyat avantajlarından faydalandığı ve üretilen malların ülkenin kârlarını arttırmak için üçüncü ülkelere ihraç edildiği durumlarda doğrudan yabancı

12 Yığılma ekonomileri, firmaların ve insanların şehir ve endüstri kümelerinde toplanması sonucu ortaya çıkan

yatırım akımları artmaktadır. Reel kurdaki değerlenme, yabancı firmaların kendi ülkelerinde üretim yapma teşviklerini güçlendirmektedir. Bu bağlamda döviz kuru piyasaya giriş için bir engel olarak görülmektedir. Reel döviz kurundaki değer kaybı, yatay doğrudan yabancı yatırım akımlarındaki artışa öncü olmaktadır.

(vi) Mali Teşvikler; Ülkedeki yerli firmalara nispeten yabancı firmalara sağlanan mali teşvikler, hem yatay hem de dikey doğrudan yabancı yatırım akımları için ülkenin yerleşim avantajını arttırmaktadır. Ancak üretimdeki maliyet minimizasyonuna dayalı dikey doğrudan yabancı yatırım akımları mali teşviklere daha cevap vericidir. Yatay doğrudan yabancı yatırım akımları ise ülkenin uygunluğu konusunda daha dikkatli davranmakta, korumacılık gibi diğer politika tercihleriyle ilgilenmektedir. Yüksek vergi oranları şeklindeki mali politikalar ise doğrudan yabancı yatırım akımlarının teşvikini kırmaktadır.

(vii) Yatırım Ortamı; Yatırımcı dostu ortam yabancı bir ülkede yatırım yapma maliyetlerini düşürerek doğrudan yabancı yatırım akımlarını arttırmaktadır. Ülkedeki politik ve makroekonomik istikrar potansiyel yabancı yatırımcıların dikkate aldıkları temel faktörlerden birisidir. Ülkeler, bürokratik ve yargısal engeller, sözleşme uygulanabilirliğindeki aksaklıklar, emek düzenlemeleri, politik ve makroekonomik istikrarsızlık gibi yatırım maliyetini arttıran unsurlarda gelişmeler sağlamalıdır. Siyasi istikrarsızlık, yolsuzluk düzeyindeki artış ve kısıtlayıcı performans gereksinimleri doğrudan yabancı yatırım akımlarının teşvikini kırmaktadır.

(viii) Ticaret Engelleri ve Ticari Açıklık; Ticaret engellerindeki azalma ve/veya ticari açıklık seviyesindeki artış yatay doğrudan yabancı yatırım akımlarının azalmasına, dikey doğrudan yabancı yatırım akımlarının ise artmasına neden olmaktadır. Dikey doğrudan yabancı yatırım akımları, girdi ve ara malları için büyük çaplı akımlar gerektirmektedir. Bu nedenle serbest ve öngörülebilir ticaret ortamı yaratan ticari açıklık seviyesindeki artış, dikey doğrudan yabancı yatırım akımlarını arttırmaktadır. Ayrıca doğrudan yabancı yatırımlar ve dış ticaret arasındaki tamamlayıcılık ilişkisi, ihracata yönelik dış ticaret rejimi altında doğrudan yabancı yatırımları arttırabilmektedir.

(ix) Kurumsal Kalite; Ülkedeki kurumsal kalite düzeyi, özellikle gelişmekte olan ülkelere yönelen doğrudan yabancı yatırım akımlarının önemli bir belirleyicisidir. Ülkedeki yönetişim uygulamalarının etkinliği, doğrudan yabancı yatırım akımlarının artışına öncü olan yüksek büyüme oranları ile ilişkilendirilmektedir. Ayrıca kurumsal kalite düzeyinin düşük olması yolsuzluklara yol açabilmektedir.

Bu nedenle yatırım maliyetleri artmakta ve kâr oranları düşmektedir. Doğrudan yabancı yatırımların batık maliyetlerinin (sunk cost) yüksek olması, düşük kurumsal kalite seviyesinin sonucu olarak ortaya çıkabilecek politik riskleri de içeren belirsizliklere karşı yatırımcıların aşırı duyarlı olmasına sebep olmaktadır (Lim, 2001, s.12-13; Walsh ve Yu, 2010, s.4-7; Bloningen, 2005, s.4-19)