• Sonuç bulunamadı

2.2. Finansal Bütünleşme-Ekonomik Büyüme İlişkisinde Eşik Hipotezi Yaklaşımını

2.2.4. Beşeri Sermaye Eşiğini İnceleyen Uygulamalı Çalışmalar

Bu bölümde finansal bütünleşme ile ekonomik büyüme arasındaki ilişkinin ülkelerin sahip olduğu beşeri sermaye birikimine bağlı olarak değişip değişmediğini inceleyen uygulamalı çalışmalara yer verilmektedir.

Doğrudan yabancı yatırımların beşeri sermaye düzeyi ile etkileşimine odaklanan Borenzstein vd. (1998), doğrudan yabancı yatırımların ekonomik büyümeye katkısının ülkenin beşeri sermaye seviyesine bağlı olarak değiştiğini ileri sürmüşlerdir. Borensztin vd. (1998) gelişmiş ülkelerden 69 gelişmekte olan ülkeye yönelen doğrudan yabancı yatırım akımlarına ilişkin verileri kullanmışlardır. Yatay kesit regresyon analizi sonuçları, 1970-1989 döneminde doğrudan yabancı yatırım ve beşeri sermaye etkileşiminin pozitif olduğunu ortaya koymaktadır. Bulgular, doğrudan yabancı yatırımlar ve beşeri sermaye arasında güçlü bir tamamlayıcılık ilişkisi bulunduğunu göstermektedir. Doğrudan yabancı yatırımların ekonomik büyümeye etkisi, sermaye girişi yaşanan ülkenin beşeri sermaye seviyesine bağlı olmakta ve beşeri sermaye seviyesindeki etkileşimle birlikte artmaktadır. Sonuçlara göre doğrudan yabancı yatırımların yurt içi yatırımlardan daha verimli olması, yalnızca sermaye girişi yaşanan ülkenin belli bir beşeri sermaye seviyesine sahip olması durumunda geçerlidir.

Doğrudan yabancı yatırımların ekonomik büyüme üzerinde pozitif etkisinin olabilmesi, ülkenin eğitim seviyesinin (beşeri sermaye seviyesinin), eğitim seviyesi eşik değerinden daha yüksek olmasına bağlıdır. Doğrudan yabancı yatırımların ekonomik büyümeye katkısı iki etkiye bağlıdır. İlk etkiye göre, doğrudan yabancı yatırımlar sermaye birikimine katkıda bulunmakta ve böylece ekonomik büyümeyi arttırmaktadır. Bu etkiye göre doğrudan yabancı yatırımlar yurt içi yatırımları dışlamamakta, yurt içi yatırımları destekleyerek toplam sermaye birikimine katkıda bulunmaktadır. Bu etki beşeri sermaye etkileşimiyle arttırılamamaktadır. İkinci etki ise, doğrudan yabancı yatırımların yurt içi yatırımlardan daha verimli ya da daha etkin olması durumunda ekonomik büyümeye katkıda bulunabilmesidir. İkinci etki ilk etkinin aksine beşeri sermaye ile etkileşime bağlıdır (Borensztein vd., 1998).

Xu (2000) ABD’deki çok uluslu şirketleri incelediği çalışmasında, doğrudan yabancı yatırımların teknoloji transferi faydasının yalnızca ülkelerin belirli bir beşeri sermaye seviyesine sahip olması durumunda geçerli olduğunu ortaya koymuştur. Xu (2000), birçok gelişmekte olan ülkenin beşeri sermaye seviyesi eşiğini sağlayamadığı için doğrudan yabancı yatırımların faydalarından yararlanamadığını ileri sürmektedir.

Carkovic ve Levine (2002), beşeri sermayenin doğrudan yabancı yatırımlar ile etkileşimini regresyon modeline ekleyerek beşeri sermaye düzeyinin yüksek olduğu ülkelerde doğrudan yabancı yatırımların ekonomik büyümeye etkisinin değişip değişmediğini incelemişlerdir. Çalışma, beşeri sermaye seviyesinin yüksek olduğu ülkelerde doğrudan yabancı yatırımların ekonomik büyüme üzerindeki etkisinin arttığına ilişkin kanıtlar ortaya koyamamıştır. Bulgular, doğrudan yabancı yatırımların beşeri sermaye düzeyi ve kişi başına gelir seviyesi etkileşimlerinin anlamsız olduğunu göstermektedir. Carkovic ve Levine (2002)’nin sonuçlarını destekleyen Edison vd. (2002), kişi başına gelir ve beşeri sermaye seviyesinin yüksek olduğu ülkelerde finansal bütünleşmenin ekonomik büyümeye etkisinin değişmediğini ileri sürmüşlerdir. Analiz sonuçlarına göre finansal bütünleşmenin beşeri sermaye düzeyi ve kişi başına gelir seviyesi etkileşimleri anlamlı değildir.

Wang vd. (2004), yüksek ve orta gelir grubundaki ülkelerin dış ticaretin ve doğrudan yabancı yatırımların faydalarından yararlanmak için uygun beşeri sermaye seviyesine sahip olduğunu, ancak düşük gelir grubundaki ülkelerin beşeri sermaye seviyesinin dış ticaretten fayda sağlamak için yeterli olmasına rağmen doğrudan yabancı yatırımların etkilerini sınırlandırdığını ileri sürmektedir.

Li ve Lui (2005), doğrudan yabancı yatırımların ekonomik büyümeye etkisini 1970-1999 dönemindeki 84 ülkede hem sabit ve rassal etkiler modelleri hem de eş anlı denklem

sistemleri (üç aşamalı en küçük kareler yöntemi) yöntemlerini kullanarak incelemişlerdir. Doğrudan yabancı yatırımların doğrudan etkilerinin yanı sıra beşeri sermaye ve teknoloji açığı etkileşimine odaklanan çalışma, doğrudan yabancı yatırım akımlarının ekonomik büyüme üzerindeki doğrudan etkisinin pozitif olduğunu, ayrıca beşeri sermaye seviyesinin doğrudan yabancı yatırımların büyüme etkilerini arttırdığını, teknoloji açığının ise negatif etkilediğini göstermişlerdir. Doğrudan yabancı yatırım akımlarının ekonomik büyümeye etkisi, beşeri sermaye düzeyi yüksek ülkelerde artmaktadır. Ancak doğrudan yabancı yatırım akımlarının çıktığı ve girdiği iki ülke arasındaki teknoloji açığının yüksekliği doğrudan yabancı yatırım akımlarının ekonomik büyüme üzerindeki etkisini azaltmaktadır (Li ve Lui, 2005).

Eller vd. (2006), finansal sektördeki doğrudan yabancı yatırımların etkinlik kanalıyla ekonomik büyümeye etkisini, 1996-2003 dönemindeki 11 Merkezi ve Doğu Avrupa ülkesinde sabit etkiler statik panel modelini kullanarak incelemişlerdir. Sonuçlar, finansal sektördeki doğrudan yabancı yatırımların ekonomik büyümeye etkisinin beşeri sermaye seviyesine bağlı olduğunu göstermektedir. Beşeri sermaye seviyesinin eşik değerin üzerinde olduğu ülkelerde, yabancı banka girişlerinin meydana getirdiği yerel fiziki sermayenin dışlanması ekonomik büyümeye negatif etki etmektedir. Bulgular, beşeri sermaye düzeyinin düşük olduğu kalkınmanın ilk dönemlerinde gelişmekte olan ülkelerde finansal sektördeki doğrudan yabancı yatırımların önemli olduğunu göstermektedir. Eller vd. (2006)’ne göre finansal sektördeki doğrudan yabancı yatırımlar-yurt içi fiziki sermaye arasında ikame etkisi bulunmaktadır (Eller vd., 2006).

Jyun-Yi ve Chih-Chiang (2008), doğrudan yabancı yatırımların ekonomik büyüme üzerindeki etkilerinin farklı massetme kapasitelerine (eşik değişkenler; başlangıç gelir düzeyi, beşeri sermaye ve ticaret hacmi) bağlı olup olmadığını Caner ve Hansen (2004) tarafından geliştirilen içsel eşik regresyon modelinin araç değişken tahminlerini kullanarak incelemişlerdir. Bu yaklaşımda eşik değerin tahmini iki aşamalı en küçük kareler yöntemini gerektirmektedir. Eğim parametrelerinin tahminleri ise genelleştirilmiş momentler yöntemi kullanılarak elde edilmektedir. Yatay kesit regresyon sonuçlarına göre, doğrudan yabancı yatırımların ekonomik büyümeyi pozitif etkilediğine yönelik kanıtlar ortaya konamamıştır. Eşik regresyon modeli sonuçlarında ise, eşik değişken seçimine bağlı olarak doğrudan yabancı yatırımların ekonomik büyümeye etkisi farklılaşmaktadır. Eşik regresyon modeli, başlangıç gelir düzeyinin ve beşeri sermaye seviyesinin yüksek olduğu ülkelerde doğrudan yabancı yatırımların ekonomik büyüme üzerindeki etkisinin pozitif ve anlamlı olduğunu göstermektedir.

Reiter ve Steensma (2010), 1980-2005 dönemindeki 49 gelişmekte olan ülkede doğrudan yabancı yatırımların bazı sektörlerde kısıtlanması durumunda beşeri sermaye etkisinin pozitif olacağını göstermişlerdir. Yabancı uzmanlığın kalkınmayı desteklemek için gerekli olduğu sektörlerdeki doğrudan yabancı yatırım kısıtlamaları, doğrudan yabancı yatırımların beşeri sermayeye (beşeri kalkınma endeksi, yaşam beklentisi, okur-yazarlık oranı) katkısını arttırmaktadır. Ayrıca yolsuzluk seviyesindeki artış, doğrudan yabancı yatırım girişlerinin beşeri sermaye etkisini düşürmektedir (Reiter ve Steensma, 2010).

Kottaridi ve Stengos (2010), 1970-2004 dönemindeki 45 gelişmiş ve gelişmekte olan ülkede doğrudan yabancı yatırımların ekonomik büyümeye etkisinin beşeri sermaye seviyesine bağlı olarak farklılaştığına yönelik karışık sonuçlar ortaya koymuşlardır. Beşeri sermaye-doğrudan yabancı yatırım etkileşiminin ekonomik büyümeye etkisi ülkenin gelir seviyesine bağlıdır. OECD üyesi ve yüksek gelir grubundaki ülkelerde doğrudan yabancı yatırımların ekonomik büyümeye etkisi negatif, beşeri sermaye etkileşiminin etkisi pozitiftir. OECD üyesi olmayan ve düşük gelir grubundaki ülkelerde ise doğrudan yabancı yatırımların ekonomik büyümeye etkisi pozitif, beşeri sermaye etkileşiminin etkisi negatiftir. Bulgular, beşeri sermaye seviyesindeki artışın OECD üyesi ve yüksek gelir grubundaki ülkelerde doğrudan yabancı yatırımların ekonomik büyüme üzerindeki etkisini arttırdığını, OECD üyesi olmayan ve düşük gelir grubundaki ülkelerde ise azalttığını göstermektedir. Yarı parametrik kısmi doğrusal regresyon modeli sonuçları ise, doğrudan yabancı yatırımların ekonomik büyüme üzerinde doğrusal olmayan etkileri bulunduğunu göstermektedir. Gelişmiş ülkelerin yanı sıra gelişmekte olan ülkelerin de doğrudan yabancı yatırımlardan yararlandığını göstermektedir. Ayrıca orta ve yüksek gelir grubundaki ülkelerde ekonomik büyüme ve doğrudan yabancı yatırımlar arasındaki ilişki doğrusal değildir. İlişki, doğrudan yabancı yatırımların seviyesine bağlı olarak değişmektedir. Yüksek gelir grubundaki ülkelerde iki rejimli doğrudan yabancı yatırım-ekonomik büyüme ilişkisi bulunmaktadır52

.

Lin vd. (2011), doğrudan yabancı yatırımların Çin’deki bölgesel verimlilik farkına etkisini incelemişlerdir. Sonuçlar, 1997-2006 (panel sabit etkiler modeli, panel eşbütünleşme) döneminde Çin’deki doğrudan yabancı yatırımların verimlilik etkisinin pozitif olduğunu göstermektedir. Ayrıca doğrudan yabancı yatırımların verimlilikteki büyümeye etkisi kıyı bölgelerinde, diğer bölgelere nispeten daha yüksektir. Bu sonuca göre doğrudan yabancı yatırımlar, Çin’in kıyı ve diğer bölgeleri arasındaki gelir eşitsizliğini arttırmaktadır. Teknoloji

52 Çalışmadaki 45 ülkenin 25’i OECD üyesi, 20’si OECD üyesi olmayan ülkedir. Çalışma ülkeleri OECD üyeliği

temelinde ikiye ve Dünya Bankası gelir gruplarına göre yüksek, orta ve düşük gelir grubundaki ülkeler olmak üzere üçe ayırmaktadır. Çalışmada parametrik (gölge değişkenli en küçük kareler ve GMM yöntemleri) regresyon yöntemlerinin yanı sıra yarı parametrik kısmi doğrusal regresyon yöntemi kullanılmaktadır.

açığı ise doğrudan yabancı yatırımlar ile negatif etkileşimlidir. Teknoloji açığı doğrudan yabancı yatırımların verimlilikteki büyümeye etkisini azaltmaktadır. Beşeri sermaye seviyesi yüksek olan bölgelerde ise doğrudan yabancı yatırımların verimlilikteki büyümeye etkisi artmaktadır (Lin vd., 2011).

Gui-Diby (2014) ise Afrika kıtasında beşeri sermaye düzeyinin düşük olmasının doğrudan yabancı yatırımların ekonomik büyümeye etkisini sınırlandırmadığını ileri sürmektedir. Doğrusal etkileşim modeli sonuçları doğrudan yabancı yatırımların ekonomik büyüme etkisinin beşeri sermaye seviyesine bağlı olmadığını göstermektedir.