• Sonuç bulunamadı

2.3. Diyet Kalitesi

2.3.1. Diyet Kalitesinin Boyutları

Diyet kalitesi, bireylerin günlük diyetinde yer alan besinlerin miktarda çeşitlilik, yeterlilik ve denge ile ilişkilendirilmesine dayanmaktadır. Diyet kalitesinin çeşitlilik boyutu, günlük diyette yeterli çeşitliliğin sağlanması adına besin gruplarının ve protein kaynaklarının çeşitlilik açısından uygun olmasını ifade etmektedir. Yeterlilik boyutunda vücudun ihtiyacı doğrultusunda sebze-meyve-tahıl gruplarının, posa, demir, kalsiyum ve C vitamini gibi besin ögelerinin yeterli alımını kapsamaktadır. Denge boyutunda ise sağlık açısından dengeli alımının önemli olduğu sodyum, kolesterol, doymuş yağ, toplam yağ, yağ asitlerinin oranı ve makro besin ögelerinin oranı ele alınmaktadır (Kim vd., 2003).

Diyet kalitesi indekslerinin genel olarak amacı, bir bireyin diyetini tek yönlü olarak ele almak yerine bir bütün olarak incelemektir. Diyet kalitesi indekslerinin değerlendirme safhasında iki farklı puanlama yöntemi bulunmaktadır. Birincisi beslenme alanındaki güncel bilgilere dayanan teorik değerlendirmeyken diğeri anket ve test verilerine dayalı puanlama (a priori) yöntemidir (Waijers vd., 2007). Verilere dayalı puanlamada sağlık için hayati önem taşıyan besinlere odaklanılır ve kapsamlı bir diyet kalitesi ölçütü olarak incelenir. Sağlıklı Beslenme İndeksi (HEI) (Guenther vd., 2013) ve Alternatif Sağlıklı Beslenme İndeksi (AHEI) (McCullough vd., 2002) gibi diyet kurallarına yönelik uyuma dayanan diyet indeksleri, verilere dayalı puanlama indekslerinin birer örneğidir.

Amerikalılar İçin Beslenme Kuralları (DGAI), Fogli-Cawley ve ark. (2006) tarafından 2005 Amerikalılar İçin Diyet Kılavuzu (DGA) temel alınarak geliştirilmiştir. Son olarak 2010 DGA’nın temel gıda önerilerini karşılamak üzere revize edilmiştir (Troy & Jacques, 2012). DGAI-2010, bir çeşit diyet kalitesi indeksidir ve bireylerin diyetinin 2010 DGA tarafından belirlenen tavsiyelere ne derece uyduğunu ölçer. DGAI-2010 indeksine göre 0 (en düşük diyet kalitesi puanı) ile 100 (en yüksek diyet kalitesi puanı) arasında puanlama yapılmaktadır.

HEI, bireysel diyetlerin DGA’ya ne kadar iyi uyduğunu belirlemek için ABD Tarım Bakanlığı tarafından geliştirilmiştir. Yiyecek ve içecek tüketiminin yanı sıra besin grupları arasındaki dengeyi analiz etmektedir. HEI-2010, 2010 DGA'ya yönelik bir diyet kalitesi indeksidir ve on iki bileşenden oluşur. Bunlar 9 yeterlilik ve 3 denetleme bileşenidir (Guenther vd., 2013). Bireyler DGA’da yer alan standardı karşılarsa veya her bir yeterlilik kategorisindeki standarttan daha fazla tüketirse, o kategori içinde maksimum puan alırlar. Denetleme bileşenleri için, standart veya altındaki alımlarda her bir kategori için maksimum puan verilir. HEI, ABD'de yaygın olarak kullanılan bir diyet kalitesi indeksidir.

AHEI, mevcut literatürün kapsamlı bir incelemesine ve daha düşük kronik hastalık gelişme riski ile ilişkili olan besinlerin ve yiyeceklerin belirlenmesi amacıyla beslenme uzmanlarıyla işbirliğine dayalı olarak geliştirilmiştir (Chiuve vd., 2012). AHEI-2010, diyet kalitesi ile majör kronik hastalık riski arasındaki ilişkiyi değerlendirmek için kullanılmıştır ve koroner kalp hastalığı riski ve diyabet riski için güçlü bir kriter olmuştur (Chiuve vd., 2012). Menopoz sonrası kadınlarda diyet kalitesi ve kronik hastalık mortalite riski ilişkisini inceleyen bir çalışmada, AHEI- 2010 ile ölçüm sonucu daha iyi diyet kalitesine sahip olanlarda kardiyovasküler hastalık mortalite riskinin %18-26 oranında önemli ölçüde daha az olduğu tespit edilmiştir (George vd., 2014).

Araştırmalar, Akdeniz coğrafyasında kronik hastalık oranının Dünya’nın diğer bölgelerine göre çok daha düşük olduğunu ve bunun da büyük ölçüde belirli diyet uygulamaları ve alışkanlıklarıyla ilgili olabileceğini göstermektedir (Fung vd., 2005). Alternatif Akdeniz Diyeti (aMED) puanı, Besin Tüketim Sıklığı Anketi (FFQ) ile

birlikte kullanılmak üzere geliştirilmiştir ve Akdeniz diyet skalasına dayanmaktadır. Dokuz kategori vardır ve kırmızı et hariç her bir kategori için ortanca değerin üzerindeki tüketimlerde 1 puan verilirken, kırmızı et kategorisinde ortanca değerin altında tüketime 1 puan verilmektedir. aMED skorları 0-9 arasında değişmekte olup, sıfır en kötü, dokuz en iyi puandır. aMED puanları yükseldikçe bireylerde kardiyovasküler hastalıklar, hipertansiyon ve diyabet gibi hastalık risklerinin azaldığı görülmektedir (Fung vd., 2005). Menopoz sonrası kadınlarda yüksek aMED puanı, %18-26 daha düşük kardiyovasküler hastalık mortalitesinin yanı sıra %20-23 daha düşük kanser riski ile ilişkilidir (George vd., 2014).

Diyet Çeşitliliği Puanı (DDS), ABD’de kabul görülen beş besin grubundaki diyet çeşitliliğini ölçmek için geliştirilmiştir. Bu besin grupları; et ve et ürünleri, süt ve süt ürünleri, meyveler, sebzeler ve tahıllardır. Diyetteki yiyecek çeşitliliğinin arttırılması temel besin maddelerinin yeterli alımını sağlayabilir (Kant vd., 1991). Her bir besin grubu için hiç tüketim olmaması dışında herhangi miktardaki tüketimde birer puan kazanılmak üzere maksimum 5 DDS bulunmaktadır. DDS, tüm nedenlere bağlı ölümlerle günlük diyet arasındaki ilişkiyi değerlendirmek için kullanılmıştır. Kant ve ark. (1993) diyet çeşitliliğini tüm nedenlere bağlı ölüm oranlarıyla ilişkilendirmek için ilk olarak ABD Ulusal Sağlık ve Beslenme Araştırması (NHANES) ile elde edilen verileri kullanmıştır. DDS'yi belirlemek için 25-74 yaş arasındaki 10.424 katılımcıdan 24 saatlik besin tüketim kaydı toplanmıştır. Katılımcıların %25'i DDS'de 4'ten az puan almıştır. Artan gelir ve eğitim kadın ve erkeklerde, düşük BKİ ise sadece kadınlarda yüksek DDS ile ilişkili bulunmuştur. Düşük fiziksel aktiviteye sahip olduğunu bildiren katılımcıların büyük bir kısmında DDS düşük belirlenmiştir. Göreceli mortalite riskinin DDS ile ters ilişkili olduğu, artan mortalitenin ise kadınlarda ve erkeklerde azalmış DDS ile ilişkili olduğu; bu nedenle, besin gruplarının eksildikçe tüm nedenlere bağlı ölüm riskinin arttığına yönelik ilişkilendirilme yapılmıştır.

Kant ve ark. (1995) NHANES I verilerinde DDS ile değerlendirilen diyet kalitesi ile kardiyovasküler hastalık, kanser ve diğer hastalıklara bağlı ölümlerin nedenleriyle olan ilişkisini incelemiştir. Yaşa göre ayarlanmış mortalite riski, kadınlarda kanser dışında, erkeklerde ve kadınlarda DDS ile ters orantılı bulunmuştur. Bu veriler bir veya daha fazla ana besin grubunun günlük diyette olmaması ile kardiyovasküler hastalık ve kanser mortalitesi riskinin arttığını göstermektedir.

Günümüzde diyet kalitesinin belirlenmesinde üç ölçek (Sağlıklı Yeme İndeksi (SYİ), Sağlıklı Diyet İndeksi (SDİ) ve Diyet Kalite İndeksi (DKİ) ölçekleri) ön plana çıkmaktadır. Dubois ve ark. (2000) diyet kalitelerinin belirlenmesine yönelik geliştirilen ölçekleri karşılaştırmışlardır. Araştırmacılar, en kullanışlı ve kolay uygulanabilen ölçeğin DKİ olduğu ifade etmişlerdir. Kim ve ark. (2003) tarafından uyarlanan en son Diyet Kalite İndeksi çeşidi DKİ-U (DQI-I) ölçeğidir. Bu ölçek diyet kalitesini uluslararası düzeyde kıyaslama imkanı sağlamaktadır.

Yüksek diyet kalitesi meyve, sebze, yağsız proteinler, tam tahıllılar ve düşük yağlı süt ürünleri açısınden zengin içeriğe sahip diyetlerle tanımlanırken; zayıf diyet kalitesi yüksek oranda yağ (doymuş, trans), yüksek sodyum, yüksek kolesterol ve şeker ilaveli yiyeceklerle karakterizedir. Pek çok diyet kalitesi indeksinin amacı, bireylerin diyetinde yer alan tüm besinlerin diyet kalitesi, besin çeşitliliği ve sağlık üzerindeki etkileri ile olan ilişkisini anlamaktır (Wirt, 2009).

DKİ ülkemizde RDA ve TÜBER içerisinde yer alan sebze, meyve ve tahıl porsiyonları referans alınarak değerlendirilmektedir (Anonim, 2017a). TÜBER, Türkiye insanına özgü beslenme alışkanlıklarının göz önünde bulundurularak beslenmede dikkat edilmesi gereken ilkeleri, elzem olan besin gereksinim düzeylerini ve temel besin ögesi değerlerini sunmaktadır. Bireylerin beslenme düzenlerindeki değişimler malnutrisyon, kronik hastalıklar ve diyet kalitesi üzerine yoğunlaşmayı gerektirmektedir. Araştırmalarda bireylerin günlük diyet alışkanlıkları bir bütün olarak ele alınmaya başlanmıştır. Diyetteki tüm enerji ve makro besin ögelerinin bir bütün olarak değerlendirilebilmesi için diyet kalitesinin ölçülmesi elzem hale gelmiştir (Stookey vd., 2000; Hann vd., 2001).

Benzer Belgeler