• Sonuç bulunamadı

Dikim aralığının açıkta depolanan havuçlarda tohumluk köklerde 1000

4. ARAŞTIRMA BULGULARI

4.2 İkinci Yıl Çalışmaları

4.2.8 Dikim aralığının açıkta depolanan havuçlarda tohumluk köklerde 1000

Aynı satırdaki farklı harfler ortalamalar arasındaki farkı göstermektedir (p≤0.05)

A.Ö.F=Asgari önemli fark *Ort=Ortalama *S=Soğutuculu depo *SZ=Soğutucusuz depo *Ort=Ortalama

*DPE=Delikli PE torba *TT=Topraklı + talaş *TZT=Topraksız + talaş *D.ş=Depolama şekli

*D.a=Dikim aralığı *1.cil=Birincil *2.cil=İkincil

4.2.8 Dikim aralığının açıkta depolanan havuçlarda tohumluk köklerde 1000 tohum ağırlığına etkisi (g)

Ana ve birincil küme tohumlarında 1000 tohum ağırlığı yönünden dikim aralığının etkisi istatistiksel olarak anlamlı, ikincil küme tohumlarında ise önemsiz bulunmuştur.

En yüksek 1000 tohum ağırlığı Ana küme, birincil küme ve ikincil küme tohumlarında 75x40 cm dikim aralığından (2.93 g, 2.85 g ve 2.58 g) elde edilmiştir (Çizelge 4.34).

69

Çizelge 4.34 Dikim aralığının açıkta depolanan havuçlarda ana, birincil ve ikincil kümenin 1000 tohum ağırlığına etkisi (g)

1000 tohum ağırlığı

Dikim aralığı Ana 1.cil 2.cil

75x50 1.89 b 1.44 c 2.23

75x40 2.93 a 2.85 a 2.58

75x30 2.16 b 2.49 ab 2.36

45x15 2.87 a 1.95 bc 2.42

Ortalama 2.46 2.18 2.40

A.Ö.F 0.64 0.56 Ö.D

Aynı satırdaki farklı harfler ortalamalar arasındaki farkı göstermektedir (p≤0.05)

*1.cil=Birincil *2.cil=İkincil

70 5. TARTIŞMA ve SONUÇ

Mor havuçlarda (Daucus carota L.) tohumluk olarak seçilecek köklerde irilik, depolama şekli, depolama ortamı ve dikim aralığının tohum verim ve kalitesine etkisini ortaya koyabilmek amacıyla yürütülen araştırmada, 2 sene süreyle yerel mor havuç popülasyonlarından üst çapa göre seçilen iri (4-5 cm) ve orta (3-4 cm) irilikteki köklerde depolama süresi belirlenmiştir. Daha sonra açık araziye dikilen köklerde tohum verim ve kalite özellikleri, birinci yıl deneme sonuçları dikkate alınarak, ikinci sene denemelerinde orta irilikteki kökler kullanılarak dikim aralıklarının tohum verim ve kalitesine etkisi belirlenmiştir.

Havuçlarda ticari tohum üretiminde tohumluk olarak seçilen köklerin iriliği yanında depolama koşulları da bu köklerden elde edilecek tohumların verim ve kalite özellikleri üzerinde etkilidir. Yapılan araştırmada ilk yıl denemelerinde kök iriliği olarak havuç köklerinin üst çapına göre sınıflandırılan orta ve iri kökler soğutuculu (4°C) ve soğutucusuz depo (ortalama 8.5 °C) koşullarında muhafaza edilmiştir. Her iki muhafaza deposunda da kökler topraklı, topraksız olarak talaş ortamında ve topraksız olarak delikli polietilen torbalarda Kasım-Mart ayları arasında depolanmıştır. Muhafaza süresi ve kök kalitesinin belirlenmesinde, haftalık aralıklarla belirlenen filizlenme ve köklenme oranı, pörsüme oranı ve çürüme oranı dikkate alınmıştır. Açıkta tarla koşullarında ve ısı tülü (Agryl) altında kışı geçiren havuçlar ise kontrol olarak değerlendirilmiştir.

Tohumluk kökler hangi koşullarda muhafaza edilirse edilsin depolama süresini belirleyen en önemli kriter filizlenme ve köklenme oranıdır. İlk yıl denemelerinde depolamadan 16 hafta (4 ay) sonra belirlenen filizlenme ve köklenme oranı soğutuculu depoda % 30.8 iken, soğutucusuz depoda % 87.5 olarak belirlenmiştir. Filizlenme ve köklenme oranı üzerinde kök iriliğinin istatistiki düzeyde önemli bir etkisi olmamıştır.

Depolama süresinin artması filizlenme ve köklenme oranını arttırmıştır. Deneme koşullarımızda depo sıcaklıklarının 0°C üzerinde olmasının tetikleyici etkisi görülmüştür. Elde edilen sonuçlar Yanmaz vd. (1999)’da turuncu havuçlar için belirlediği sonuçlarla benzer bulunmuştur.

71

Orta irilikteki köklerle yürütülen ikinci yıl denemelerinde de muhafaza süresinin artışına bağlı olarak filizlenme ve köklenme oranı artmıştır. 16 hafta sonunda köklerin % 92.5’u filizlenmiş ve köklenmiştir. Bu yönden soğutuculu ve soğutucusuz depolama arasında önemli bir fark bulunamamış, ikinci yılda birinci yıl denemelerinin tersine soğutuculu depodaki filizlenme ve köklenme oranı daha yüksek bulunmuştur. Çalışmamızda filizlenme ve köklenme oranı 10. haftadan itibaren (2. ay) artış göstermeye başlamıştır.

Turuncu havuçlarda yürütülen bir araştırmada 5°C ve %85-90 oransal nemde depolanan havuçlarda 2. ayda havuçların %100’nün filizlenip köklendiği ortaya konulmuştur (Kasım 1994, Kasım 2001). Bizim çalışmamızda da soğutuculu depo sıcaklığının 4°C civarında olması filizlenme ve köklenme oranının artışında etkili olmuştur. Deneme sonuçlarımız, havuçların depolanması sırasındaki filizlenmenin ve çürümenin en düşük düzeye indirilebilmesi için depo sıcaklığının 0 ile 1°C arasındaki bir sıcaklıkta olması gerektiği ve 5 ile 10°C'de depolamada ise filizlenmenin 1 ile 3 ay içinde gelişebileceğini bildiren Fritz vd. (2013)’ün sonuçları ile uyumludur. Soğutucusuz depoda filizlenme ve köklenme oranı daha düşük bulunmuştur. Bunda da kış dönemi içindeki sıcaklık derecesinin soğutuculu depodan daha düşük olmasının etkisinin olabileceği düşünülmektedir.

Köklerin muhafaza süresi üzerinde muhafaza şekli de önemlidir. Bizim çalışmamızda önceki araştırma sonuçları (Yanmaz vd. 1999, Gioppo vd. 2011) ve üreticinin depolama şekli de dikkate alınarak topraklı +talaş, topraksız+talaş ve delikli polietilen torbada depolama şekilleri kullanılmıştır. Filizlenme ve köklenme oranı yönünden topraklı+talaş ortamının (TT) diğerlerine göre daha uygun olduğu belirlenmiştir. Gioppo vd. (2011) çalışmalarında oda sıcaklığında 20 gün süreyle pakette ve yığın depolamanın çeşitlere göre değişmekle birlikte filizlenme ve köklenme oranının yığın halinde depolanan çeşitlerde paket halinde depolananlara göre daha düşük düzeyde olduğunu bulmuşlardır.

Bizim çalışmamızda da benzer olarak soğutuculu depoda soğutucusuz depoya göre filizlenme ve köklenme oranı daha az olmuştur. Burada ortam ve depo sıcaklığı interaksiyonu dikkate alındığında nemin artıp, sıcaklığın yükselmesi ile filizlenme ve köklenme oranının artacağı unutulmamalıdır.

72

Depolama süresince ortam nemi köklerin gevrekliği üzerinde etkili olan bir faktördür.

Pörsüme, köklerin nem kaybetmesiyle esnekliğini kaybetmesi olayıdır. Pörsüme geri dönüşümü olmayan bir mekanizma olduğu için depolamada istenmeyen bir durumdur.

Bizim çalışmamızda depo oransal nemi soğutuculu depoda %70 -100 ve soğutucusuz depoda ortalama %69.26 arasında değişim göstermiştir. Deneme koşullarımızda pörsüme oranı uygulamalara göre %0-27.5 arasında bulunmuştur. Bizim denememizde ilk yıl pörsüme oranı orta irilikteki köklerde ve soğutuculu depoda bir miktar daha fazla olmuştur. Soğutuculu depoda belirlenen pörsüme oranı %4.2-27.5 arasında iken, soğutucusuz depoda bu oran %0-15.8 arasında değişim göstermiştir. Aynı şekilde iri köklerde %7.6 olarak belirlenen pörsüme oranı, orta irilikteki köklerde %14.9 olarak belirlenmiştir. Buna karşılık soğutucusuz depoda delikli polietilen (DPE) torbalarda topraksız olarak muhafaza edilen havuçlardaki pörsüme oranı diğer ortamlara göre daha düşük düzeyde kalmıştır (%0.0). En yüksek pörsüme oranı, soğutuculu depoda topraksız+talaş ortamlarından alınmıştır (%25.4). Soğutuculu depoda pörsüme oranının yüksek bulunmasında, denememizde kullanılan soğuk hava deposunun nem ve sıcaklık kontrolünün yeterli olmamasının etkisinin olduğu düşünülmektedir (Şekil 3.4). DPE ortamında pörsüme oranının daha düşük olması da polietilen torbanın nem koruyucu etkisinden kaynaklanmıştır. İkinci yıl denemelerinde tüm uygulamalarda pörsüme oranı daha düşük düzeyde kalmıştır (%5.7). Pörsüme oranı bir önceki yılda olduğu gibi soğutuculu depoda DPE ortamında daha düşük düzeyde olmuştur. Elde edilen sonuçlar torbalanmış olarak depolanan havuçlarda nem kaybından kaynaklanan pörsüme oranının daha düşük, buna karşılık yığın halinde depolanan havuçlarda daha yüksek düzeyde olduğunu belirten Gioppo vd. (2011)’nin sonuçları ile benzerlik göstermektedir.

Depolanan köklerde depo kayıplarına neden olan etmenlerden biri de çürüme oranıdır.

Araştırmanın ilk yıl çalışmalarında 14. hafta sonunda çürüme oranı soğutuculu depoda topraklı +talaş (TT) ortamında %34.2, soğutucusuz depoda DPE ortamında %32.5 olarak belirlenmiştir. Çürüme oranı depolama süresinin artışına bağlı olarak artış göstermiştir. Ancak oranın artışında ortam X depolama şekli interaksiyonu etkili olmuştur. İkinci yıl deneme sonuçları değerlendirildiğinde çürüme oranının bir önceki seneye göre daha düşük düzeyde kaldığı belirlenmiştir (%0.6). Bunda ikinci yıl denemelerinde kullanılan köklerin seçiminin daha dikkatli yapılmasının ve çürüyen

73

köklerin ortamdan uzaklaştırılmasının etkisi olmuştur. Ayrıca pakette depolamada filizlenme ve çürüme oranının fazla olmasının nedeninin nemin paketlerde yoğunlaşmasından kaynaklandığı da söylenebilir.

Depolama çalışmalarında köklerde depolamanın sonunda filizlenmeyen kök oranının yüksek olması istenir. İkinci yıl denemelerinde de depolama süresinin sonuna doğru filizlenmemiş kök oranı düşüş göstermiştir. Bu düşüş doğal olarak denemeye alınan köklerin depolama süresinin 4. haftasından sonra önemli bir bölümünün filizlenmesinden kaynaklanmıştır.

Ülkemizde hasat sonrası tüketim amaçlı kullanılan havuçlar soğuk hava depolarında depolanıyorsa da, tohumluk havuçları soğuk hava deposunda saklayan üretici bulunmamaktadır. Üreticiler havuçları tarlada bırakmakta, az bir üretici de tohumluk havuçları adi depo koşullarında muhafaza etmektedir. Bizim çalışmamızda tarlada bırakma uygulaması kontrol olarak kullanılmıştır. Dış koşullarda havuçları don ve soğuktan koruma amaçlı kullanılan ısı tülü (agryl) etkisiz bulunmuştur. Isı örtüleri fiziksel koruma yöntemlerinden biri olup, açıkta veya örtüaltında yetiştirilen sebze türlerinde örtü altında bitkileri bir süre soğuktan ve dondan korumak amacıyla kullanılmaktadır.

Agryl örtü kullanılmasıyla dışarıdaki sıcaklığa göre 50C artış sağlamak mümkün olabilmektedir (Anonymous 2019). Bizim deneme koşullarımızda beklenen etkinin elde edilememesinde, deneme süresince hava sıcaklığının daha düşük derecelerde olmasının etkisi olduğu düşünülmektedir (Şekil 3.4) Agryl örtünün etkili olmaması nedeniyle ikinci yıl denemelerinde bu uygulama devre dışı bırakılmıştır.

Havuçların vejetatif devreden generatif devreye geçebilmeleri için bir süre düşük sıcaklıkta kalmaları gerekmektedir. Soğuklama gereksinmesini tamamlamamış bitkiler dikim sonrası sıcaklık çiçeklenme için uygun olsa bile çiçeklenip tohum veremezler.

Bizim çalışmamızda soğuklama süresi belirlenmemişse de deneme koşullarımızda tarlada bırakılan, soğutucusuz ve soğutuculu depoda muhafaza sonrası dikim yapılan

74

köklerin tümünde çiçeklenme meydana gelmiştir. Bu yönden kök iriliğinin istatistiki derecede önemli düzeyde etkili olmadığı ortaya konulmuştur. Buna karşılık her iki irilik grubunda da örtü kullanımı ile çiçeklenebilen bitki sayısında artış sağlanmışsa da aradaki farklılık istatistiki düzeyde önemli bulunmamıştır. İlk yıl tarlada kışı geçiren bitkilerden %30’u çiçeklenebilirken, bu sayı soğutucusuz ve soğutuculu depoda depolama sonrası tarlaya dikilen havuçlarda %50 ve %27 olmuştur. İkinci yıl açıkta kışı geçiren bitkilerden ortalama olarak %67‘si; soğutucusuz ve soğutuculu depoda depolama sonrası tarlaya dikilen havuçlarda %71 ve %70’i çiçeklenmiştir.

Havuçlarda çiçeklenme sonucu oluşan küme sayısı tohum verimi üzerinde etkilidir.

Tarlada kışı geçiren bitkilerde ortalama bitki başına birincil küme sayısı 15 adet, ikincil küme sayısı da 50 adet olarak belirlenmiştir. İkinci yıl denemelerinde ise bu değerler 15 ve 30 adet olarak belirlenmiştir. Kök iriliği ve örtü kullanımı küme sayısı üzerinde etkili olmamıştır. Benzer çalışmalarla (Megitsu ve Yamoah 2010, Kavak 1999, Malek 2011) uyum sağlanmıştır. Yıllar arasındaki değişimin de materyal farklılığından kaynaklandığı düşünülmektedir.

Havuçlarda tohum verimi kümelere göre değişim gösterir. Bizim çalışmamızda bitki başına tohum verimi ilk yıl tarlada muhafaza edilen havuçlarda ortalama olarak 19 g, ikinci yıl ise 31 g olarak belirlenmiş, kök iriliği ve ısı örtüsü kullanımının etkisi önemsiz bulunmuştur. İlk yıl depolanan havuçlardan bitki başına 23.4 g tohum alınmıştır. Buna karşılık ana küme tohum verimi yönünden depolama şekli ve irilik önemli etkide bulunmuştur. En yüksek ana küme tohum verimi orta irilikteki köklerden (1.94 g) elde edilmiştir. İri köklerden elde edilen tohum verimi ise 1.39 g olmuştur. Soğutuculu depoda depolanan köklerden elde edilen ana küme tohum verimi (2.01 g), soğutucusuz depoda depolananlardan (1.37 g) daha fazla olmuştur. Birincil küme tohum verimi yönünden uygulamalar arasında tohum verimi yönünden istatistiki düzeyde farklılık bulunmamış, tohum verimi 7.83-25.46 g arasında, ikincil küme tohum verimi yönünden sadece irilik faktörünün etkisi önemli bulunmuş orta irilikteki köklerden daha fazla (10.80 g) tohum elde edilmiştir. Bizim yaptığımız çalışmada birincil ve ikincil küme verimleri arasında önemli bir fark bulunmamasına rağmen, yapılan çalışmalarda (Amjad

75

ve Anjum 2002, Merfield 2005, Panayotov 2010) birincil küme tohum veriminin daha yüksek olduğu belirtilmektedir.

Tohum üretiminde elde edilen tohumların kalitesi yani canlılık düzeyi önemlidir.

Çalışmamızda kalite kriteri olarak çimlenme ve çıkış oranı ile 1000 tohum ağırlığı değerlendirilmiştir. İlk yıl kışı tarlada geçiren havuçlarda ısı örtüsü kullanılması ile ana küme tohumlarının çimlenme oranı 7. gün sayımlarında %48.3 iken 14. gün sayımlarında %52.8 olmuştur. Birincil küme tohumlarının çimlenme oranları ana kümeden daha az, ikincil kümeden daha fazla olmuştur. Çıkış oranlarında da benzer sonuçlar elde edilmiştir. İkinci yıl açıkta muhafaza edilen köklerden elde edilen tohumlarda çimlenme ve çıkış oranları daha yüksek olmuş, 14. gün sayımlarına göre çimlenme oranı ana küme tohumlarında %90’a, birincil kümelerde %80’e ve ikincil kümelerde %55.8’e kadar çıkmıştır. Çıkış oranı genel olarak çimlenme oranlarından daha düşük olsa da ana kümelerde ortalama %75.9, birincil kümelerde %63.3, ikincil kümelerde ise %31.3 olmuştur.

Soğutuculu ve soğutucusuz depoda depolanan havuçlardan elde edilen tohumların ilk yıl denemelerinde 7. ve 14. gün sayım sonuçlarına göre en yüksek çimlenme oranı ana kümelerde DPE ortamında depolanan iri köklerden alınmıştır (%58.8 ve %60.9).

Birincil ve ikincil kümelerde en iyi sonuçlar soğutuculu depoda orta irilikteki köklerden TZT ortamında alınmıştır (%77.0 ve %54.3). Çıkış oranı ise ana küme ve birincil kümelerde soğutucusuz depoda depolanan köklerde daha yüksek bulunmuştur. Kök iriliği ve depolama ortamının etkisi ihmal edilebilir düzeyde bulunmuştur.

1000 tohum ağırlığı da tohumun kalite kriterlerinden biridir. İlk yıl denemede kontrol olarak kullanılan kışı tarlada geçirme uygulamasında ısı örtüsü kullanımının etkisi önemli bulunmuştur. Ana küme tohumları daha iri olurken, birincil ve ikincil küme 1000 tohum ağırlıkları arasındaki fark önemli bulunmamıştır. En fazla 1000 tohum ağırlığı ana küme tohumlarında iri köklerde örtü kullanılan uygulamadan (2.16 g), en düşük 1000 tohum ağırlığı ise orta irilikteki köklerde örtülü uygulamadan alınmıştır (1.25 g).

76

Havuçlarda tohum verim ve kalitesi üzerinde etkili olan faktörlerden biri de tohumluk köklerin dikim aralıklarıdır. Araştırmanın ikinci yılında soğutuculu ve soğutucusuz depoda depolanan orta irilikteki kökler ile tarlada yerinde muhafaza çalışmalarından başarılı sonuç alınmaması üzerine, kış ayları boyunca havuç kökleri topraklı olarak bir kasa içine konularak dikim zamanına kadar dış koşullarda muhafaza edilmiş ve mart sonunda tarlaya 45x15 (Kontrol), 75x30, 75x40 ve 75x50 cm aralıklarla dikilmiştir.

Araştırma sonucunda dikim aralıklarının birincil ve ikincil küme sayısı üzerinde önemli bir etkisinin olmadığı ortaya konulmuştur. Buna karşılık ana küme tohum verimi sıra üzeri mesafelere göre farklılık göstermiş ve en fazla ana küme tohum verimi 75x50 cm aralıktan alınmıştır (2.41 g/bitki). Soğutuculu depoda ve DPE torbalarda saklanan havuçlardan elde edilen ana küme tohum verimi daha yüksek olmuştur. Üreticiler tarafından tercih edilen dikim aralıklarından en düşük tohum verimi elde edilmiştir (1.83 g/bitki).

En yüksek birincil ve ikincil küme tohum verimi de (14.18 g/bitki ve 7.45 g/bitki) 75x50 cm aralığından alınmıştır. Dikim aralığı azaldıkça tohum verimi de azalma göstermiştir. Elde edilen sonuçlar Amjad ve Anjum (2002), Kumar vd. (2017) ile de uyumlu görünmektedir. Aynı şekilde tohumların gerek ana küme gerekse birincil ve ikincil kümelerinden alınan tohumların çimlenme ve çıkış oranları da 75x50 cm aralığında daha yüksek bulunsa da aradaki farklılıklar çok anlamlı bulunmamıştır.

Tohumların çıkış oranı çimlenme oranlarından daha yüksek bulunmuştur. Çıkış oranı ana kümelerde ortalama % 81.4, birincil kümelerde % 80.9 ve ikincil kümelerde % 63.2 olarak belirlenmiştir. Çimlenme oranına göre çıkış oranlarındaki artış, havuç tohumlarındaki kısa süreli dinlenmenin tohumların hasat sonrası bekleme sürecinde tamamlanmasından kaynaklanabileceği tahmin edilmektedir. Ayrıca tohumlar hasat edildikten bir süre sonra çimlenme ve çıkış denemelerine alınabilmişlerdir. Yapılan bazı çalışmalarda da benzer olarak yıl ve çevre faktörlerinin etkisi olduğu vurgulanmaktadır (Pereira vd. 2008, Nascimento vd. 2008, Thakur 2015). Dikim aralıkları tohumların 1000 tohum ağırlıkları üzerinde önemli bir etkide bulunmasa da 75x50 cm aralığında tohumların daha iri oldukları belirlenmiştir. Çimlenme ve çıkış oranlarının da bu aralıkta daha fazla olmasında tohumların iriliklerinin önemi olduğu düşünülmektedir.

77

Araştırma sonuçları toplu olarak değerlendirildiğinde aşağıdaki sonuçlara varılmıştır.

1. Mor havuçlarda tohum verim ve kalitesini etkileyen en önemli faktör tohumluk havuç köklerinin seçimidir. Bizim çalışmamızda üst çapı 3-4 cm olan orta irilikteki köklerin seçilmesinin daha doğru olduğu sonucuna varılmıştır.

Ülkemizde ticari mor çeşitlerin bulunmaması veya çok az olması nedeniyle tohumluk kök seçiminde üretici tarlalarından toplanan havuçlar kullanılmıştır.

Seçimde sağlam köklerin seçilmesine rağmen depolama sürecinde sıkıntılar yaşanmıştır. Ülkemizde çeşit geliştirme çalışmaları başlatılmışsa da henüz uygulamaya aktarılmamıştır. Bu çalışmaların yabancı çeşitler ülkede yaygınlaşmaya başlamadan hızla sonuçlandırılması gerekmektedir.

2. Tohumluk havuç köklerinin üreticinin yaptığı gibi tarlada bırakılmasının dikim sonrası kayıpların artışında önemli olduğu görülmüştür. Aynı şekilde tarlada kışı geçiren köklerden elde edilen tohum verimi ve canlılığın da düşük olması üreticinin bu yöntemi terketmesinin yararlı olacağını göstermektedir. Şu anki koşullarda üretici tohum için para ödemediğinden ve tescilli veya üretim izinli bir çeşidin olmaması nedeni ile bu yöntemi değiştirmeye eğilimli olmasa da ileride piyasaya yeni ticari çeşitlerin girmesi ile bu yöntemi terkedeceği düşünülmektedir.

3. Araştırma sonunda havuçların hasat sonrası sınıflandırılıp, soğutuculu depo koşullarında depolanmasının daha uygun olacağı düşünülmektedir. Depolama sırasında en fazla karşılaşılan sorun, filizlenme ve köklenme nedeniyle ortaya çıkan kayıplardır. Bunu engellemek için soğukta muhafazanın en etkili yol olduğu bilinmektedir. Bizim deneme koşullarımızda depolama sıcaklığı 40C’ye ayarlanabilmiştir. Bu nedenle de depolamanın 2. haftasından sonra filizlenme ve köklenme oranı artmaya başlamış, 4. haftanın sonunda ise %90’lara ulaşmıştır.

Oysa 00C’de depolayabilme olanağı bulunabilmiş olsaydı daha farklı sonuçlar elde edilebilirdi. İleride yapılacak çalışmalarda 00C’deki depoların seçilmesi önerilmektedir.

78

4. Ülkemizde tüketim amaçlı havuçların muhafazası topraklı olarak yapılmaktadır.

Bunda depolarda yeterli nem kontrolünün olmaması, nedeniyle havuçların yıkanmış olarak depoya konulması ile pörsüme nedeni ile depolama kayıplarının artmasının rolü bulunmaktadır. Bu durum dikkate alınarak denemelerde yıkanmış havuçlar DPE torba ile depolama çalışmalarına alınmıştır. Ancak depo sıcaklığının yüksek olması nedeniyle beklenen sonuç alınamamış, hatta soğutucusuz depo koşullarında topraklı talaş uygulamasından daha olumlu sonuçlar alınmıştır. Bu durumda DPE torba kullanımının düşük sıcaklıktaki depolarda daha ekonomik olacağı sonucuna varılmıştır. Soğutucusuz depolarda da topraklı muhafaza daha iyi sonuç vermiştir. Ancak sonuçlar yıllara göre değişiklik göstermiştir. Bunda depo sıcaklıklarının iklime bağlı olarak yıllar arasında değişiklik göstermesinin rolü olmuştur. Bununla birlikte depolanan havuçlardaki tohum verim ve kaliteleri daha yüksek bulunmuştur.

5. Deneme koşullarımızda dikim aralığı olarak 75x50 cm uygun bulunmuştur.

Üreticinin kullandığı yöntemde havuç yetiştiriciliğinde 45x15 cm aralık kullanılmakta, tohum da tarlada kışı geçiren ve çiçeklenen bitkilerden alınmaktadır. Bu nedenle tohum verim ve kalitesi düşük olmaktadır. Üreticilerin depolamaya geçmeleri ile tohum üretimi için dikim aralıklarını genişleterek tohum kalitesini artırmaları mümkün olacaktır.

Yapılan araştırma ile mor havuçlarda ilk kez tohumluk üretimi çalışması yapılmış ve uygulamada karşılaşılan soruna çözüm getirmek amaçlanmıştır. Araştırma sonuçlarının uygulamaya aktarılabilmesinde yeni mor havuç çeşitlerinin ortaya çıkarılması, turuncu renkli havuçların depolandığı soğuk hava depolarının mor havuç tohumluk köklerinin depolanmasında da kullanılabilmesi ile üreticinin tohum üretiminde daha modern tekniklere geçebileceği düşünülmektedir.

79 KAYNAKLAR

Anonim 2017a. Yazılı görüşme. Mahmut Yavuz, Ereğli İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü, Konya.

Anonim 2017b. Yazılı görüşme. Celal Yıldız, Konya İl Tarım ve Orman Müdürlüğü, Konya.

Anonim 2017c. Yazılı görüşme. Orhan Soylu, Ereğli İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü, Konya.

Anonim 2017d. Yazılı görüşme. Arif Yiğit ve Tolga Öğütlü, Ereğli Erkon Konsantre Fabrikası, Konya.

Anonim 2017e. Yazılı görüşme. Cemil Ayhan, Kırıkhan İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü, Hatay.

Anonim 2017f. Yazılı görüşme. Üretici Mahmut Kösen, Çumra, Konya.

Anonim 2017g. Yazılı görüşme. Üretici Mustafa Ceyhan, Çumra, Konya.

Anonim 2017h. Web sitesi: http://aa.com.tr/tr/ekonomi/konya-havuc-uretiminde-birinci-sırada, Erişim Tarihi: 15.11.2017.

Anonim 2019. Web sitesi: http://tuik.gov.tr, Erişim Tarihi: 01.11.2019.

Anonymous 2016. Web sitesi: https://www.vcru.wisc.edu/sdata, Erişim Tarihi:

27.09.2016.

Anonymous 2018. Web sitesi: https://faostat3.fao.org, Erişim Tarihi: 01.11.2018.

Anonymous 2019. Web sitesi: https://www.agriculturecovers.com, Erişim Tarihi:

27.09.2019.

Allessandro, M. S. ve Galmarini, C. 2007. Inheritance of vernalization requirement in carrot. Journal of The American Society for Horticultural Science, 132, 439-441.

Amjad, M., Anjum, M.A. ve Iqbal, A. 2005. Impact of mother root size and umbel

Amjad, M., Anjum, M.A. ve Iqbal, A. 2005. Impact of mother root size and umbel