• Sonuç bulunamadı

2.6 Görsel Sanatlar Eğitiminde Teknoloji Destekli Resim Aktarım Yöntemleri

2.6.4 Dijital Resim Aktarım Yöntemi

Dijital sanat kavramı 1980’li yıllarda kavramsal sanatın bir parçası olarak kendini göstermiştir. Gerçek gayesi görsel ve dokunsal eser üretmekten daha ziyade zihinsel ve düşünsel imge yaratmak olan kavramsal sanat, bilindik malzeme ve

30

teknikleri kullanmak yerine sanatsal etki oluşturmak üzerine gelişerek varlık bulmuştur. Düşünce, malzemenin önüne geçerek somut bir şekilde ortaya çıkmasına imkân vermemiştir (Sözen, 2006, s. 418). 21. yüzyıl dijital sanatı ise zihinsel yapılanmayı ikinci plâna alarak daha çok görsel ve dokunsal bir yapıyı ön plâna almaktadır. Bu da gösteriyor ki resim sanatı, artık klâsik palet, fırça ve boya anlayışını aşarak, günümüz bilgisayar teknolojisi sayesinde üç boyutlu grafiklerle, gerçeğe yakın canlandırmalara dönüşerek, gündelik hayatımızda üç boyutlu ve hareketli portreler (hologram) olarak kendini göstermiştir (Sözen, 2006, s. 418). Avcı Tuğal (2018, s. 27)’a göre sanat ve sanatçılar, teknolojiden aldıkları güçle duygusal algılamadaki farklılıklarını yine teknolojik araçlarından faydalanarak bugünkü yeni deneyimleri ortaya çıkarmışlardır.

Son yüzyıl içerisindeki teknolojik gelişmelerle birlikte sanat eseri uygulamalarında bilgi teknolojileri öyle bir hız kazanmıştır ki ortaya çıkan eserler tasarlananın ötesinde bir yapıya ulaşmıştır. Bu yeni imkânlarla yaşanan hızlı süreç sadece sanatçının değil bu işle uğraşan herkesin öğretmenin, öğrencinin hem düşünsel hem de uygulamalarında zorunlu olarak deneyim ve değişimlere neden olmuştur (Ünalan, 2010, s. 151). Bunun en önemli sebepleri kuşkusuz ki çağdaş anlamda kullanılan teknolojik araçlara bağlanabilir. Bu anlamda sanat eğitiminde dün olduğundan daha fazla kullanılan bilgisayar, video, tepegöz, slayt makinesi, projeksiyon gibi teknolojik materyallerin kullanımı eğitim alan bireylerin görsel olduğu kadar işitsel duyularının da gelişimini sağlamaktadır. Her seviyede sanat eğitimi alan öğrencilerin her türlü çalışmalarını dijital ortamlarda gerçekleştirmesi çalışma süresini kısalttığı gibi bireylere farklı açılardan da görüş zenginliği kazandırmaktadır. Günümüz sanat eğitiminin daha etkin olması ve kalıcılığının sağlanmasında kullanılan teknolojik materyallerle (fotoğraf makinesi, projeksiyon, slayt makineleri, video ve tepegöz) birlikte çeşitli yazılım paketleri sunulmaktadır. Bu teknoloji paketleri kullanıcılarına pek çok yeni içerikler sunmaktadır. Örneğin tarayıcı (scanner) ya da dijital fotoğraf makinesi yardımıyla ekrana aktarılan görüntü üzerinde renklendirme, büyütme, küçültme, uzatma, genişletme, ekleme, çıkarma gibi çeşitli deformasyon, efekt işlemleri yapılabilmekte ve bu alandaki teknolojik gelişmeler çok büyük bir hızla ilerlemektedir (Şengül, 2006, s. 4, 5).

Bu nedenle çağımız sanat dünyası, teknoloji ve bilgisayara yakınlık duyan sanatçının, sanat eğitimcisinin ve öğrencinin sayısını da oldukça artmıştır. Teknolojik

31

araçlar, özellikle bilgisayar, günümüz sanat hayatının her alanına girmiştir. Artık bireyleri daha çok etkileyen çağdaş sanat üretiminin bir aracı olmaktan öte ortamı ve yaşam biçimi konumuna gelmiştir (Çokokumuş, 2012, s. 51). Bunun en önemli sebeplerinin başında gelişen teknoloji ile birlikte coğrafi kısıtlamaların azalması, fiziki engellerin ortadan kalkması, dijital teknolojilerin dünya piyasasında ucuzlayarak paylaşımı gibi etkenler sanatsal ve kültürel anlamda hızlı değişim ve gelişimi de beraberinde getirmiş ve sanat her an her yerde izlenir olmuştur (Özel Sağlamtimur, 2010, s. 214). Günümüz sanat ve sanat eserini üretme biçimlerinde köklü değişikliklere neden olan dijital teknolojilerin başında gelen bilgisayar, yeni anlatım biçimleri oluştururken sanatsal çalışma alanlarının sınırlarını da genişletmiş, bireyin algı, düşünce ve davranış boyutlarını değiştirmiştir (Çokokumuş, 2012, s. 51). Sanat alanında gelenekselin dışına çıkılarak daha yenilikçi ve çok daha farklı anlatım biçimlerinin kolay ve hızlı bir şekilde doğmasına neden olmuş (Özel Sağlamtimur, 2010, s. 214) bundan dolayı da sanat eğitiminin de çağın koşullarına göre şekillenerek uyum sağlaması kaçınılmaz bir gerçek olmuştur. Sanat artık dünün günlük yaşamının bireysel ve toplumsal algılarından çok daha farklı teknolojik materyallerle beslenerek artık çok daha yeni bir sanat dili oluşturmuştur (Avcı, 2015, s. 866).

Deneyselliğin daha da ön plânda olduğu günümüzde sanatçı, başka araçlarla ya da tekniklerle üretilmesi mümkün olmayan eserlerini bilgisayar teknolojisi kullanarak üretmenin ve aktarmanın yollarını aramaktadır (Özel Sağlamtimur, 2010, s. 215) çünkü gelişen tabletler ve yazılımlar sanatçıları daha özgür kılmıştır. Bilgisayar, eskiz ve tasarım yapmak, daha sonra da yapılanı yüzeye aktararak geleneksel üslûpla çalışmak gibi dolaylı kullanmanın yanında, doğrudan dijital olarak da eser üretmeye de imkân sunmuştur (Eyüpoğlu, 2018, s. 23). Bilgisayarla birlikte sanatta gerçeğin anlam ve ifadesi hepten değişmiş, böylece sanatsal üretimde sanallık ön plâna çıkmıştır (Özel Sağlamtimur, 2010, s. 215). Bu sanallıktan olabildiğince faydalanan sanatçılar resim yüzeyinde dijital kaynakların sunduğu imkânlardan birisi olan manipülasyonu bir yöntem ve yaratı sürecinde daha yaygın bir araç olarak kullanmaya başlamışlardır. Böylece çağımız sanatçısı geleneksel yöntemin dışında dijital görüntünün sunduğu imkânlardan faydalanarak sanal ortamda yeni bir tuval ve palet olanağı elde etmiştir (Elmas ve Kanaç, 2018, s. 1514).

32

Tekin Kırışoğlu (2015, s. 96)’na göre günümüzde djital görsel kültür, bilgisayar oyunları, film ve internet gibi her gün gelişen teknolojik materyaller, estetik algıyı tüm bireylerin yaşantısına doğrudan yansıtmaktadır. Bundan dolayıdır ki sanat eğitimi öğretim programlarının içerisinde yeni teknolojik unsurları dikkate alınmak zorundadır. Yeni teknolojiler sanat eğitiminin uygulanmasında öğrencilere inanılmaz kolaylıklar sağlamaktadır. Özellikle bilgisayar teknolojilerinde her gün değişen ve hızlı gelişen işlemci performanslarını yükseltmiş, inanılmaz hızlara kavuşturarak karmaşık işlemlerin çok çabuk yapılmasını sağlamıştır. Bu gelişim sanat eğitimin de iki veya üç boyutlu çalışmalarda olduğu gibi dijital resimde de tekniğin belli avantajlarının görülmesini sağlamıştır. Zira çeşitli programlar yardımıyla üretilen çalışmalarda “Farklı Kaydet”, “Geri Al” gibi bilgisayar komutları tasarımların yüzlerce yeni ve değişik üretimini ortaya koyar hâle getirmiştir (Ünalan, 2010, s. 158). Öğrenciler bu yolla tasarım yapma bilgi ve becerilerine kolay ulaşabildikleri gibi kolay tasarım imkânlarını da yakalamış olmaktadırlar. Bütün bu deneme ve yaklaşımlar, öğrenciler tarafından eleştirilmeli, çözümlenmeli ve dijital teknolojiler kullanarak yeni yaratımlar oluşturabilmelidir (Tekin Kırışoğlu, 2015, s. 96). Çünkü sanatın tüm alanlarında olduğu gibi dijital sanat üretiminde de temel sanat öğeleri (nokta, çizgi, ışık, form, doku, renk vb.) kullanılmakta olup, insanın düşünce ve hayal dünyası ile birleşerek etkin bir kullanım alanına sahip olmaktadır (Özel Sağlamtimur, 2010, s. 217). Artık geriye bu yeni yaklaşımları ve teknolojik uygulamaları kullanacak sanat öğretmenlerinin ve öğretmen adaylarının, değişen algı ve iletişim ilişkilerini de göz önünde bulundurarak öğrencilerinin yaratıcı düşünme becerilerini geliştirme yolunda ilerlemeleri ve bireyleri cesaretlendirmeleri gerekmektedir (Avcı, 2015, s. 867).

Güncel sanat pratiklerinde ve öğrenci çalışmalarında teknoloji destekli sanat uygulamaları okullarda avantajları ve dezavantajlarına bakılarak konunun özellikleri ve de öğrenci kazanımları açısından değerlendirilmelidir. GSL’de grafik tasarım uygulamalarında olduğu gibi iki boyutlu sanat atölye çalışmalarında da Photoshop uygulamaları öğretmenler tarafından kullanılarak önerilmektedir. Böylelikle teknolojinin kaçınılmaz varlığı sanatçıyı etkilediği kadar sanat eğitimcileri ve öğrencileri de etkileyerek sanat pratiklerini güncelleştirmesinde önemli rol oynamaktadır. Gündelik hayatımıza giren bilgisayar, cep telefonu ve tabletler sayesinde sanat dünyasını galeri ve müzeleri evlerimizin içine kadar getirmiş dünyanın farklı merkezlerinde üretilen güncel sanat pratiklerine ulaşmak kolaylaşmış ve etkileşim

33

alabildiğince artmıştır. Artık son teknolojik materyalleri farklı kullanabilen bireyler, bilgiye ulaşmada, yaratıcı düşünme ve değerlendirmede daha etkin olmaktadırlar. Çağın teknolojik imkânlarının farkında olan bireyler onları kendi alanı dâhilinde en etkili biçimde kullanabildiği gibi bu bireyler kendilerini sürekli yenilemekte ve geliştirmektedirler (Ünalan, 2010, s. 157). Bu durum dijital anlamdaki sanat eğitiminde avantaja dönüşmektedir.

Günümüz sanat eğitiminde bu yöntemi benimseyen pek çok sanatçı dijital çizim programlarının ve baskı teknolojileri desteğiyle, sayısız imkânlarından faydalanarak manipülasyon uygulamalarıyla tasarımlar gerçekleştirmektedirler. Bu tür uygulamaların ilk aşamasında Photoshop uygulamalarıyla, kolaj ve reprodüksiyonlar kullanarak resim üzerinde aktarma, ekleme, çıkarma tasarımlar günümüz teknolojik imkânlarıyla dijital ortamlarda tuval bezi üzerine basılmaktadır. Yöntem uygulamasında ikinci aşamada tuval yüzeyine aktarılan çalışmaların aynı renk, leke, doku ve çizgi özellikleriyle boyama işlemi gerçekleştirilmektedir. Teknoloji ortamının getirdiği imkânlarla bunun farkına varan günümüz sanat öğrencisi de güncel sanatçılardan esinlendikleri ya da edindikleri teknik ve dijital anlatım dilini atölye ortamlarına taşıyarak kullanma imkânını araştırmaktadır. Bu şekilde sanat eğitimi güncelleşmekte, çeşitlenmekte ve fark yaratarak çalışmalarını dijital ortamlarda izleyicinin beğenisine sunmaktadır. Sanat eğitiminde dijital resim aktarım yöntemiyle yapılan manipülasyon uygulamalarında öğrenciler bilinçli olduğunda tuval yüzeyinde aktarımın estetik ve plastik kaygılarını dikkate almaktadır.

Benzer Belgeler