• Sonuç bulunamadı

2.GENEL BİLGİLER

2.1.9. Dişhekimliğinde Kullanılan Lazerler 1 Argon Lazer

Aktif maddesi Argon gazı olan bu lazer sistemi mavi-yeşil görünen ışık veren 488 nm ve yeşil görünen ışık veren 514 nm olmak üzere iki monokromatik dalga boyuna sahiptir (25). Argon lazerler yumuşak doku cerrahisi, pigmente lezyonların uzaklaştırılması, vasküler anomalilerin giderilmesi, rezin polimerizasyonu, diş beyazlatması, ölçü materyallerinde, aproksimal bölgelerdeki çürügün teşhisi ve çürüge karsı direncin arttırılması gibi işlemlerde kullanılmaktadır. Argon lazerler, yumuşak dokularda insizyon, hemostaz; vaskülarize dokularda koagülasyon yapılması için kullanılabilirler (25,37). Diş sert dokuları tarafından abzorbe edilmezler, bundan dolayı yumuşak doku operasyonları esnasında sert dokuları korumaya gerek kalmaz (21,27).

2.1.9.2. Diyod Lazer

Aktif maddesi, aluminyum veya indiyum, galyum ve arsenik olan yarı geçirgen kristallerin birleşimiyle oluşturulan katı bir lazerdir. Dişhekimliğinde 800 nm ve 980 nm olmak üzere iki dalga boyu kullanılmaktadır. Esnek fiberoptik sistem ile kontakt modda kullanılır. Devamlı dalga modunda çalışırken hava-su soğutmasıyla çalışılmalıdır. Tüm dalga boylarının pigmente dokular tarafından iyi soğurulması nedeni ile hemostaz sağlamada kullanılmaktadırlar. Kullanımı elektrokoterizasyona benzer şekildedir. Diyod lazerlerin diş sert dokuları tarafından emiliminin az olması nedeni ile mine ve dentine zarar vermeden yumuşak dokularda güvenli bir şekilde çalışılabilmektedir. Bu nedenle yumuşak doku cerrahisinde sıklıkla tercih edilmektedir. Bu lazerlerin en önemli avantajlarından biri boyutlarının küçük ve portatif olmalarıdır (38,39).

2.1.9.3. Karbondioksit (CO2) Lazer

Aktif maddesi karbondioksit gazıdır. Dalga boyu 10600 nm’dir. CO2 lazer, yüzeyel penetrasyon sağlayarak, su ve hidroksiapatit içeriği fazla olan dokular tarafından yüksek oranda absorbe edilir. Bu nedenle diş dokusuna komşu yumuşak doku alanlarında çalışırken diş dokularına zarar vermemek için bu alanların metal koruyucular ile örtülmesi gerekmektedir (25,40). Dokudaki penetrasyon derinlikleri

çok azdır bu da özellikle mukozal lezyonların tedavisi için kullanım alanı oluşturur. Yumuşak doku ve bakteriler üzerinde hızlı bir şekilde buharlaşmaya neden olacak enerjiye sahiptirler (41). Bu lazer ile mükemmel hemostaz sağlanır. Bu lazerler gingivektomi, gingivoplasti, frenektomi, beyaz lezyonların, vezikülo-büllöz lezyonların, oral ülserlerin tedavisi, implant çevresi yumuşak doku hazırlığı ve periimplantitis tedavisi gibi daha çok yumuşak doku cerrahisinde kullanılmakla birlikte diş beyazlatma, minede çürük direncinin artırılması, hipersensitivite tedavisi gibi amaçlarla da kullanılabilmektedir (34,42,43). Diş sert dokularında, kontrol edilemeyen ısı artışına ve karbonizasyona neden olduğundan kullanımı oldukça sınırlıdır (29).

2.1.9.4. Neodymium:YAG Lazer

Nd:YAG lazer neodymium katkılı yitriyum, aluminum, garnet kristallerinden oluşan katı bir lazerdir. Dalga boyu 1064 nm’dir. Melanin ve hemoglobin pigmenti gibi koyu renkli dokular tarafından çok güçlü bir şekilde soğurulur bu nedenle bazen uygulanımı sırasında doku yüzeyine koyu renkli bir örtücü sürülmektedir (43). Nd: YAG lazerler suya ve hidroksiapatitte iyi absorbe olamamaktadırlar. Lazerin diş dokuları tarafından emiliminin az, penetrasyon derinliğinin fazla olması ve pulpada ısısal zararlar oluşturması nedeni ile diş sert dokularında kullanımı sınırlı kalmıştır (38). CO2 lazer gibi bu lazer sistemi oral ülserlerin tedavisi, dişeti ceplerinin dezenfeksiyonunda, frenektomi, gingivoplasti ve gingivektomi gibi yumuşak dokularda daha çok uygulama alanı bulmaktadır (44).

2.1.9.5. Erbiyum Lazerler

Erbiyum grubu (Er:YAG, Er,Cr:YSGG) lazerler günümüz diş hekimliğinde en yaygın kullanılan lazer sistemleri olarak karsımıza çıkmaktadır. Erbium lazerler sert dokuda rutin olarak, kavite preparasyonunda ve çürüğün selektif olarak temizlenmesinde kullanılmaktadırlar (45). Erbiyum lazerler diğer lazer türlerine göre suda absorbsiyonunun en yüksek olan lazer türüdür. Çürük diş dokusunda su daha fazla olduğundan ve öncelikli olarak bağlanacağı dokuda daha fazla su içeren çürük dokusu olması nedeniyle etrafındaki sağlam diş dokusuna zarar vermezler (30). Buda günümüz minimal invaziv tedavi konseptinin temel yaklaşımıdır.

2.1.9.5.1. Er:YAG Lazerler

Erbiyum:YAG lazer aktif ortamında erbiyum ile kaplanmış yitriyum, aluminyum, garnet kristalleri içeren ve dalga boyu 2940 nm olan bir lazerdir. Er: YAG lazerler, 1997 yılında FDA tarafından onaylanmış ve sonra kullanımı yaygınlaşmıştır. Er: YAG lazerin; diş sert dokularını kesme, çürük temizleme, mine ve dentin yüzeylerini tedavi etmede kullanılabileceği bildirilmiştir (25,40).

2.1.9.5.2. Er, Cr:YSGG Lazerler

Er,Cr:YSGG lazer; 2.78 μm dalga boyunda çalışan ve bir fiber kablo, 0.4-0.6 mm çapında safir uç, atış-ışınlama sistemi ve su buharı / hava karışımından oluşan bir soğutma sistemi içerir. Er,Cr:YSGG lazer aktif ortamında erbiyum ve krom ile kaplanmış yttrium, scandium, gallium, garnet kristalleri içeren ve dalga boyu 2780 nm olan bir katı hal lazeridir. Er,Cr:YSGG lazerin dalga boyu cam molekülleri boyunca kolayca geçemeyeceğinden dolayı sadece fiber optik iletim sistemleri ile lazer enerjisini iletirler (25,30,46). Fiber uç büyüktür ve hava-su soğutması gerektirmektedir. Hangi uç tipi kullanılırsa kullanılsın 0,5 μm’lik etki derinliği, diş sert dokularında frezlere oranla kontrollü ve etkili çalışılmasını sağlar (25). Bu derinlikte etkin olarak çalışan Erbiyum lazerler, derin dokulara zarar vermezler. Bu dalga boyundaki lazer enerjisi su molekülleri tarafından maksimum derecede emilir. Bu nedenle hidroksil grupları hedef alınarak suyun hidrokinetik etkisi ile kesme işlemi de yapmaktadır. Su spreyi ile birlikte kullanımı lazerin kesme etkinliğini de artırır (45). Lazer sert dokuya uygulandığı zaman diş dokusunda bulunan suyun buharlaşması; büyük bir hacim artışına neden olarak mikropatlamalar meydana getirir. Bunun sonucunda dokunun yüzeyden uzaklaşmasıyla kavitasyon meydana gelir.

Er, Cr:YSGG lazer cihazında bulunan hava-su spreyi, pulpa ve periodontal dokular üzerinde zararlı termal etkiler oluşturmadan mine, dentin, sement ve kemikte kesim yapılmasına olanak sağlamaktadır (47). Er: YSGG lazerler diş sert dokularını uzaklastırmak için Er:YAG lazerlere göre daha fazla enerji yoğunluğu gerektirmektedir. Er,Cr:YSGG lazer minenin asitlenmesi, çürük kaldırılması, kavite hazırlanması, kemik cerrahisi ve kök kanal tedavisi gibi çeşitli sert doku

uygulamalarında kullanılmaktadırlar. Son zamanlarda geliştirilen Er,Cr:YSGG lazerler tek bir enstrümanla bir çok işlemi aynı anda yapabilme imkanı tanımaktadır. Diş etine yakın çürüklerin temizlenmesi sırasında yumuşak dokuda da etki gösterdiklerinden diş eti düzenlenmesi de aynı anda gerçekleştirilebilmektedir (28).

Er:YAG ve Er,Cr:YSGG lazer uygulanan dişlerde minede tebeşirimsi bir yüzey görünümü oluşur. Son zamanlarda Er,Cr:YSGG lazerler su spreyini azaltarak yumuşak dokularda etkili bir şekilde kesme ve koagülasyon işlemlerini daha kontrollü ve hızlı bir şekilde yapabilmektedirler. Er,Cr:YSGG lazerler yüksek hızlı frezlere kıyasla kavite açma sırasında hasta konforunu olumsuz etkileyen ses ve vibrasyon oluşmamakta ve çoğu zaman anestezi ihtiyacının ortadan kaldırmaktadır. Kavite preperasyonu sırasında daha az ağrı duymamızın mekanizması; lazer ışınlarının ablete olan alandan daha derinlere penetre olabildiklerinden bu alandaki sinir liflerini ve uçlarını etkilemesi ile açıklanır (48). Lazer ile kavite hazırlığı sırasında sadece çürük dokular uzaklaştırıldığı için daha konservatif bir kavite preparasyonu sağlanır.

Lazer uygulanan yüzeylerde smear tabakasının olmadığı ve çürük uzaklaştırma işlemi esnasında lazer uygulanmasıyla restoratif yüzeylerin aynı zamanda steril edilebildiği de belirtilmiştir. Bu bakterisid özelliği penetre olduğu derinlikte bulunan bakteri hücrelerinin içindeki su moleküllerinin lazer ışığını soğurmasıyla meydana gelen ısının bakteri hücresinin yıkımı ile sonuçlanması ile açıklanmaktadır. Su soğutması altında kullanıldığında lazerler pulpada minimal düzeyde enflamasyon meydana getirmektedir çünkü lazer enerjisinin penetrasyon düzeyi çok az olmaktadır. Yapılan bir çalişma, Er,Cr:YSGG lazer ile dentinde yapılan ışınlama ile pulpadaki ısı artışının sadece 2°C olduğu ve pulpada lazerle preperasyon yapıldıktan sonra ne o anda nede 30 gün sonra enflamatuar bir cevap oluşmadığını bildirmiştir (50).

Hem sert hem de yumuşak dokularda kullanılabilen erbiyum sınıfı lazerler, dokuların içerdiği su miktarlarının farklı olmasından dolayı farklı dokularda farklı enerji seviyelerinde kullanılmaları gerekir. Bu seviyeler minede: 4-8 W, dentinde 2-5 W, çürük dokularda 1-3 W, kemikte 1,5-3 W ve yumuşak dokularda 1-3 W arası enerji düzeylerinde kullanılır (51,52). Erbiyum lazerler dentine ablasyon miktarı, dentinin su içeriğinin mineye göre fazla olmasından dolayı daha yüksektir.

Erbiyum lazerler diş dokusuna temas ettiğinde hızlı patlama sesi çıkarırlar. Buna “foto akustik etki” denir. Bu sesin düzeyi dokunun çürük miktarına göre değişir.

Lazerlerin hergeçen gün kullanımları ciddi bir şekilde artmasına rağmen henüz tamamıyla frezlerin yerini almamıştır. Fakat erbiyum lazerler tek bir enstrümanla mineyi ,dentini ve çürüğü uzaklaştırabilmekte o bölgedeki yumuşak dokuyu şekillendirebilmekte restorasyon için geri dönüp mine ve dentini pürüzlendirebilmektedir. Kısacası tek bir enstrümanla bir çok işlemi yapabilme imkanı tanımaktadır.

Benzer Belgeler