• Sonuç bulunamadı

1. GĠRĠġ

1.10. Alerji

1.10.4. DiĢeti Büyümeleri, Dental Materyaller ve Alerji

Nikel (Ni) dokularda biriken bir toksin değildir; gastrointestinal sistemde absorbe edilir ve böbrek, tükrük, terle elimine edilir (Petoumenou ve ark. 2009, Setcos ve ark.

2006, Sunderman Jr 1993). Nikel kontakt alerjinin en yaygın sebebidir. Alerji potansiyeli oldukça yüksek olup, diğer metallerin hepsinin birleĢiminden daha fazla alerjik reaksiyona sebep olmaktadır. Nikel ve kromun alerjik etkilerinin yanında karsinojenik, mutajenik ve sitotoksik etkileri bulunmaktadır (Cempel ve Nikel 2006, Kerosuo ve Hensten Pettersen 1997, Kerosuo ve ark. 1995). Yüksek kalitedeki dental nikel-krom alaĢımlarının alerji oluĢturma riski, gıdaya ya da bijuteriye bağlı alerjiden daha düĢüktür (Petoumenou ve ark. 2009). Oral müköz membrandaki düĢük duyarlılaĢma kapasitesinin nedeni, tükürük ve mukozanın yapısıdır. Hapten veya antijenlerin seyreltilmesi, tükürükteki mukoproteinlerin reaksiyonu, müköz membranın büyük bölümünde keratinizasyon olmaması, metal yüzeyler üzerinde tabaka oluĢturması, antijenlerin müköz membran ile temas süresinin oldukça kısa olması ile açıklanabilir (Okamura ve ark. 2003, Yiannias ve ark. 2000). Nikel iyonları suda kolayca çözündüklerinden oral kavitedeki konsantrasyonları tükürük nedeniyle oldukça düĢüktür, epidermisteki nikel iyonları (takılar, düğmeler vb) ise uzaklaĢtırılamadıklarından konsantrasyonları hızlı Ģekilde yükselir. Bu durum nikel

41

alerjisi olan kiĢilerde bile oral kavitede nikele karĢı alerjik kontak stomatitisin geliĢmemesine örnektir (Noble ve ark. 2008).

Nikelin toksik özelliği çeĢitli bileĢiklerden nikel açığa çıkması ile oluĢur.

Nikelin toksik dozu 1 ppm‟dir. Nikel bileĢiklerinin eritrosit membranının su geçirgenliğini azaltarak oksijen salınımını azalttığı bildirilmiĢtir (Cempel ve Nikel 2006).

Ortodontik tedavilerde kullanılan metalik paslanmaz çelik materyaller (bantlar, braketler, yardımcı ataĢmanlar, ark telleri, vb) genellikle %8 oranında nikel ve %18 oranında krom içerir. Ni içerikli ekstraoral ve intraoral ortodontik aygıtlar çeĢitli reaksiyonlara sebep olabilirler. Ortodontik ark teli alaĢımlarında kullanılan nikel telin reziliansını arttırıcı bir komponenttir. Ağız ortamında oluĢan korozyon nedeniyle, serbest hale geçen bu metal iyon ve tuzları, lokal ve/veya sistemik immünolojik reaksiyonlar oluĢturabilmektedirler. Nikel alerjik kontakt dermatitte rol oynayan en önemli antijendir daha çok kızlarda gözlenmekte ve tip IV gecikmiĢ alerjik reaksiyonun oluĢmasına neden olmaktadır (Agarwal ve ark. 2011, Chakravarthi ve ark. 2012, Çömlekoğlu ve ark. 2008). Ailesinde veya kendisinde hipersensivite hikayesi olan hastalarda, dermatolojik alerji testleri yapıldıktan sonra ortodontik tedaviye baĢlanmalıdır (Bass ve ark. 1993, Chakravarthi ve ark. 2012, Trombelli ve ark. 1992). Eğer kiĢide nikel alerjisi olduğu biliniyorsa, nikel içermeyen materyaller kullanılmalıdır. Eğer paslanmaz çelik ortodontik teller veya apareyler kullanılacaksa, bunların nikel salımları göz önünde bulundurulmalıdır.

Nikel-krom alaĢımları açısından bakıldığında, sadece krom ya da molibden içeriği

%20'nin üzerinde olan alaĢımlar kullanılmalıdır, çünkü bu oran korozyona dayanıklılık için gereklidir. Korozyona dayanıklı alaĢımların iyon salımı daha düĢüktür (Petoumenou ve ark. 2009, Setcos ve ark. 2006).

Akrilik Rezinler (Polimerler)

Akrilik rezinler çoğunlukla dental laboratuvarlarda dental teknisyenler tarafından, bazen de hasta ağzında diĢ hekimlerince hazırlanmaktadır. Monomer adı

42

verilen yapılar, polimerizasyon reaksiyonu ile polimer yapısına dönüĢür. Bu polimer yapısı da akrilik rezini temsil eder. Ortodontik tedavilerde kullanılan hareketli apareyler, klasik olarak epoksi tipi akrilik rezinden üretilen bir baz üzerinde, değiĢik kalınlıktaki paslanmaz çelik tellerden bükülen aparey retansiyonunu sağlayıcı kroĢe ve arklar ile diĢ hareketi oluĢturan zemberek sistemlerinden oluĢur. Hareketli apareyler ve oklüzal splintleri oluĢturan akrilik rezinlerin alerjik reaksiyonları kontakt alerji/dermatit, egzama Ģeklinde gözlenmektedir (Erdoğan ve Erdoğan 1995, Munksgaard 1992). Apareylerin kullanımı sırasında ağız florasında değiĢimler ve mukoza reaksiyonları meydana gelmekte, retansiyona sebep olan pürüzlü yüzeylerde mukoza irritasyonu ve yaygın eritem tarzında lezyonlar ile likenoid lezyonlar oluĢabilmektedir. Temel semptomları; mukozal enflamasyon, vezikülasyon ve ülserasyondur. Metilmetakrilat buharının uzun süreli olarak solunması da zararlıdır (Nicholson 2001).

Rezinlerin biyolojik uyumlarını üç özellik belirlemektedir. Rezin saflığı, polimer zincir uzunluğu, polimer kimyasal yapısı. Bildirilen alerjik reaksiyonların çoğu rezin saflığına, bazı çoklu alerjik reaksiyonlar akrilik monomerlerin (metil metakrilat) çapraz alerjisine bağlı oluĢmaktadır (Artık monomer, dibutil fitalat-hidrokinon gibi ilave maddeler, pigment ve tepkime ürünleri). Bu ürünlerden biri formaldehittir ve otopolimerizan akrilikler daha fazla formaldehit içerirler.

Otopolimerizan akriliklerde ısı ile sertleĢen akriliklere oranla daha fazla artık monomer kalmaktadır. Bu nedenle ısı ile sertleĢen akrilik rezin materyallerine karĢı alerjik reaksiyonlar görülmesi daha azdır (Baran ve Nalçaci 2007). Akriliğin polimer yapısı içindeki reaksiyon ürünleri ve artık monomerler sadece yüzeye doğru hareket ederler ve yüzeye ulaĢtıklarında organizma ile etkileĢime girerler. Bu nedenle, çoğunlukla yüzeydeki maddeler biyolojik açıdan önemlidir (Pfeiffer ve Rosenbauer 2004, Tanoue ve ark. 2005).

Ortodontik sabit apareylerin yapıĢtırılmasında kullanılan kompozit yapıĢtırma sistemlerinin (çift pat + çift likit, pat- likit tek aĢama, ıĢınlı yapıĢtırma sistemi) ana maddesini (di) metakrilatlar oluĢturmaktadır. Dolayısıyla bu maddelerin alerjik etkileri ortodontik hasta grubunda da gözlenebilmektedir. Ayrıca ıĢıklı dolgu maddeleri, ıĢık cihazının düĢük dozdaki radyoaktif etkisiyle, fototoksik veya

43

fotoalerjik reaksiyonlar oluĢturabilirler. Ortodontik braket yapıĢtırma maddelerinin organizmaya zararlı yan etkileri, daha çok primer polimerizasyon sırasında ortaya çıktığından, bu aĢamada alınacak klinik önlemler reaksiyonların oluĢma riskini aza indirecektir. Ancak bazı araĢtırmacılar bu maddelerin polimerizasyondan 2 yıl sonra bile toksik etki yapabileceğini bildirmiĢlerdir (Baran ve Nalçaci 2007, Nicholson 2001).

Diş Macunu ve Gargaralar

DiĢ macunu, diĢ ipi ve gargaralara karĢı istenmeyen alerjik yanıtlar, genellikle içindeki tat-koku verici maddelere, antimikrobik ajanlara veya antienzimlere bağlıdır. DiĢ macunlarının temizleme özelliğini arttırmak için köpük yapıcı etkileriyle yapılarına katılan SLS (Sodium Lauryl Sulphate), mukoza hücrelerinin yıkımını artırarak tahriĢ edici etki gösteren bir kimyasaldır. Akut alerjik gingivitis ve aftöz lezyonların oluĢumu üzerine direkt etkili bir maddedir (Pretorius 2002). Ağız gargaraları içeriğinde bulunan hekzidin (5 amino 1-3 bis 2 etilheksil 5 metil hekzahidropirimidin) bazı hastalarda duyarlılığa neden olabilir. Alerjik kontakt dermatit ile birlikte tat ve koku duyularında da bozulmalar gözlendiği bildirilmiĢtir (Barclay ve ark. 1999).

44