• Sonuç bulunamadı

Devlet Tatbiki Güzel Sanatlar Yüksekokulu

1.2. Problem Durumu

2.1.3. Türkiye’de Baskıresmin Serüveni

2.1.3.3. Devlet Tatbiki Güzel Sanatlar Yüksekokulu

1957 yılında okul Alman Bauhaus modeline göre, Türkiye endüstrisinin ve el sanatlarının; desen, renk ve şekil sorunlarını çağdaş gereksinimlere uygun olarak çözecek, yeni çalışmalar yaratacak ve yapacak sanatçıları yetiştirmek amacıyla açılmıştır. Kurum öğretim kadrosunu, Alman ve Türk sanatçılar tarafından oluşturmuştur.

Şekil-13: Devlet Tatbiki Güzel Sanatlar Yüksek Okulu

1945-48 yılları arasında Gazi Eğitim Enstitüsü’nde eğitimini gören ve o yıllarda baskıresim sanatını geliştirmek üzere yurtdışında eğitim ve çalışmalarını tamamlayan Mustafa Aslıer, Türkiye’ye döndükten sonra Devlet Tatbiki Güzel Sanatlar Yüksek Okulu Grafik Sanatlar Bölümü’nde özgün baskıresim çalışmalarını 1958-1959 öğretim yılı içinde tahta oyma basma teknikleri ile başlatmıştır. 1959 yılı başlarında özgün baskıresim atölyesine 35x50 cm. baskı boyutunda küçük bir taşbaskı presi satın alınmıştır. Bu presle taşbaskıdan başka muşamba ve metalden yüksek baskılar ve metal kalıptan çukur baskılar yapılmıştır. 1962 yılında 70 cm. baskı eninde, o boy preslerin en gelişmiş halinden bir çukur baskı presi ithal edilmiştir. Sultanahmet Sanat Enstitüsü’nde döküm ve tesviyesi yaptırılan yeni bir taşbaskı presi de baskı atölyesinde yerini almıştır. Aynı yıllar içinde kesme şablon tekniği ile elek baskı çalışmaları başlatılmıştır. O günkü koşullara göre, özgün baskıresim tekniklerinin hepsinin uygulanabildiği, yeterli mekan ve malzemeye sahip, oldukça iyi donatılmış bir atölye, öğretimin ve sanatçıların hizmetine girmiştir (Aktaran: Toprak,2009).

Şekil-14: Mustafa ASLIER / "İsimsiz"/ 1991/ Gravür/ 30x24 cm.

Okulun açıldığı ilk yıllar içerisinde Devlet Güzel Sanatlar Akademisi atölyesinin onarımda olması nedeniyle öğrencilerin yanısıra, konuk olarak okul dışından sanatçılarda atölyeden yararlanmışlardır. Bedri Rahmi Eyüboğlu, Aliye Berger, Cihat Burak bu atölyede çalışarak eser veren sanatçılardandır.

1960 sonrası Devlet Tatbiki Güzel Sanatlar Yüksek Okulu’nda, Mustafa Aslıer atölyesinden yetişen, ikinci kuşak sanatçılar grubunun oluştuğu görülür. Bu genç sanatçılar kurum içinde veya kurum dışında ürettikleri eserleriyle, ülke sanatçıları arasında yerlerini almışlardır. Erol Deneç, Uğur Üstünkaya, Sabiha Erengönül, Mustafa Pilevneli, Demet Hamzaoğlu, Ergin İnan, İsmail Türemen, Fevzi Karakoç, Hanefi Yeter, Filiz Başaran, Kadri Özayten, Mehmet Özer, Mehmet Uyanık gibi sanatçılar bu atölyede ilk kez tanıdıkları özgün baskıresim tekniklerini uygulamayı sonra da sürdürmüşlerdir. Bu sanatçılardan bir kısmı yurtdışında daha iyi donatılmış atölyelerde de çalışma imkânına sahip olmuşken; şu anda birçoğunun kendi özgün baskıresim atölyeleri de mevcuttur. Aslıer atölyesinden 1970 sonrası kendini gösteren sanatçılar arasında Yalçın Özel, Muammer Durmuş, Sema Ilgaz Temel, Tayfun Erdoğmuş; 1990 sonrasında ise Emin Koç, Yusuf Ziya Aygen gibi isimler sayılabilir (Akalan,2000).

Atölyede çalışan öğrencilerin yapmış oldukları özgün baskıresimler ilk olarak 1967 yılında bir sergi ile açılmıştır. Bu sergide Altay Bilginer, Birol Cihan, Güner Çorbacıoğlu, İsmet İslimiyeli, Sümer Mumcu, Uğur Üstünkaya, Yalçın Saygı, Aysel Gürkan, Demet Hamzaoğlu, Hasan Saltık, Semih Tozlu, Tevfik Elbeyli, Ümran Kubuz almış oldukları dört yıllık eğitim sonrasında ortaya çıkan eserlerini ‘G67 Gravür Sergisi’ adı altında bir sergide toplama imkanı bulmuşlardır. Bu sergiyi ‘G68’ adı altında Selçuk Altay, Naci Ercan Dündar, Mehmet Turgay Erem, Filiz Ergünsel, Reha Erkal, Aydın Erkmen, Tamer Gürpınar, Ataman Kınra, Yasar Koş, Hüsnü Öncüoğlu, Semih Tozlu, Yücel Uğurkan ve Erol Ünal’ın eserlerinin yer aldığı sergi takip etmiştir. Mustafa Aslıer Tatbiki Güzel Sanatlar Yüksek Okulu’nda müdürlüğünü sürdürdüğü sürece 1977 yılına kadar bu sergiler her yıl düzenli bir şekilde devam etmiştir (Aktaran: Toprak,2009).

1986 yılında Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Özgün Baskıresim atölyesinden Mustafa Horasan, İskender Özcan, Ertuğrul Beyazıt, Nurhan Yapıcı, Yücel Erdoğan, Kubilay Dağbatıran İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Galerisi’nde özgün baskıresim sergisi açmış, gravür ve litografi tekniğinde bireysel kaygılarla oluşturulmuş çeşitli konuları işleyerek üretilmiş yapıtları sanatseverlere sunmuşlardır (Görgün,1995).

Mustafa Aslıer’in kurulmasında katkısı olan atölyenin sorumluluğunu kendisinden sonra yanında asistanlık daha öncesinde de öğrenciliğini yapmış olan Fevzi Karakoç daha sonra da Sema Ilgaz Temel üstlenmiştir. Devlet Tatbiki Güzel Sanatlar Yüksek Okulu, Fakülte olduktan sonra atölyenin mekanını büyütme olanağı çıkmış ve yeni mekana daha çağdaş yeni donanım sağlama imkanı bulunmuştur.

20 Temmuz 1982 yılında ismi Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi olarak değişen okul günümüzde de eğitim öğretimine devam etmektedir.

1970 sonrasında İstanbul, İzmir, Samsun olmak üzere ülkenin farklı noktasında resim iş bölümleri açılmış buralarda gravür atölyeleri kurulmaya başlanmıştır. 1982 senesi sonrasında da gerek Güzel Sanatlar Fakültesi gerek resim iş bölümlerinde bir artış olmuştur. Okullardaki bu bölümlerin kurulmasında ağırlıklı olarak öncü görevi Güzel Sanatlar Akademisi, Gazi Eğitim Enstitüsü ve Tatbiki Güzel Sanatlar Yüksekokulu mezunu öğrenciler üstlenmiştir.

Grafik Tasarım beraberinde ki Baskıresmin diğer resim alanlarından ayıran en büyük özelliği; teknik uygulanışlardaki farklılık ve bu farklılığın getirisi olan çoğaltılma özelliğidir. Öyle ki 1960’lı yıllar ve sonrasında günümüze kadar geçen süre içerisinde meydana gelen teknolojik gelişmeler, fotografik pozlama yöntemleri ve beraberinde gelişen baskı teknolojileri, bilgisayarın sanat alanındaki etkisi; resim sanatını belki de hiçbir sanat alanında olmadığı kadar etkilemiştir. Bu gelişmeler ve beraberinde baskıresim ve grafik tasarım teknolojileriyle üretilen çalışmalar ise resim sanatında, sanatçılara benzeri görülmemiş çeşitlilikte bir çalışma ortamı ve anlatım imkanı sunarken çağdaş resmin yol göstericileri olmuştur.