• Sonuç bulunamadı

DEVLET BAKANLIĞINA (Sayın Beşir ATALAY)

ikinci fıkrasında, mağdur veya suçtan zarar görenin çocuk, sağu* ve dilsiz veya kendisini savunamayacak derecede akıl hastası olması halinde avukat görevlendirilmesi için istem

DEVLET BAKANLIĞINA (Sayın Beşir ATALAY)

İlgi : 07/02/2006 tarih ve B.02.0.005/031-144 sayılı yazı.

İlgi yazı ekinde yer alan Muğla Milletvekili Sayın Gürol ERGİN'in 7/11909 esas sayılı soru önergesine ilişkin bilgiler ekte sunulmuştur.

Arz ederim.

EK:

Soru Önergesi Cevabı

Doç. Dr. Ömer DEMİR Başkan

- 5 3 8

TBMM B:74 1 4 . 3 . 2 0 0 6 0 : 3 Muğla Milletvekili Sayın Gürol ERGİN'in soru önergesine verilen cevaplar

Türkiye istatistik Kurumu'nun bildirdiğine göre, 2004 yılının üçüncü çeyreğinde 8 milyon 222 bin olan tarımda çalışanların sayısı, 2005 yılı Eylül ayında 6 milyon 661 bine gerilemiştir. Bu rakamlara göre tarımda çalışan sayısı bir yılda 1 milyon 561 bin kişi azalmıştır.

Sİ- Bu verileri gerçekçi buluyor musunuz? Tarım çalışanlarında bir yıl içinde bu denli azalış, veri toplama yada değerlendirmede yeni bir yöntem kullanılmış olmasından mı ileri gelmektedir, yoksa gerçekten bir buçuk milyon insan bir yıl içinde tarımdan kopmuş mudur?

Türkiye İstatistik Kurumu tarafından 1988 yılından beri uygulanan Uluslararası Çalışma Örgütü tanımlarının esas alındığı hanehalkı işgücü anketlerinde zaman içerisinde uygulama sıklığı, soru kağıdı, tahmin boyutu, örnek hacmi gibi konularda bazı değişiklikler yapılmış, ancak sonuçların zaman içerisinde karşılaştınlabilirliğini olumsuz yönde etkileyecek bir düzenleme hiçbir şekilde söz konusu olmamıştır. Hanehalkı işgücü anketi soru kağıdı ise en son 2004 yılı başında revize edilmiş, bu kapsamda Avrupa Birliği İstatistik Ofisi tarafından derlenmesi öngörülen tüm değişkenleri sağlayacak şekilde soru kağıdındaki soru sayısı 47'den 98'e yükseltilmiştir.

Dolayısıyla, 2005 yılı Eylül döneminde tanm sektöründe yaşanan ani istihdam azalışını, yöntemsel bir değişiklikle açıklamak mümkün değildir.

2005 yılı Eylül ayı hanehalkı işgücü anketi sonuçları, 2004 yılı üçüncü dönem sonuçlan ile karşılaştırdığında, tanm dışı istihdam 1 milyon 253 bin kişi artarken, tanm istihdamı 1 milyon 561 bin kişi azalmıştır. Ancak, tanm sektörü istihdammdaki bu azalma 2005 yılı Eylül dönemine özgü bir durum olmayıp, 2003 yılı II. Döneminden itibaren, tanm dışı sektörde istihdam artarken, tanm sektörü istihdamı azalmaktadır.

Dönemsel sonuçlar esas alındığında ve sonuçlar önceki yılın aynı dönemi ile karşılaştırdığında, 2005 yılı I. Döneminde tanm istihdamı 182 bin kişi, II. Döneminde 554 bin kişi, III. Döneminde ise 1 232 bin kişi azalmıştır. Dolayısıyla, bir süredir devam eden tanm istihdammdaki azalış konusunda kümülatif bir birikmeden de söz etmek mümkündür.

52- Toplum yaşamında sosyal, siyasal ve ekonomik olarak olağanüstü bir değişim-dönüşüm olmadığına göre bu insanlar şimdi ne yapmakta, neyle geçinmektedir?

Hanehalkı işgücü anketinde yer alan çakışan fertler esas alınarak yapılan analizlerde, geçen yıl aynı dönemde tanm sektöründe çalışıp, bu yıl istihdamda olmayan erkeklerin önemli bir bölümü cari dönemde işsizlere kayarken, aynı durumda olan kadınların büyük çoğunluğu, cari dönemde

"ev kadınları" alt başlığı altında yer almıştır, önceden işgücüne katılmama nedeni "ev kadını"

olanların, son dönemlerde "iş aramayıp, işbaşı yapmaya hazır olanlar" kategorisine kaydığı görülmektedir. Ayrıca, daha önce tanm sektöründe "ücretsiz aile işçisi" olarak çalışanların son dönemlerde ücretli bir iş aramaya başladıklan veya ücretli çalışanlara kaydıklan da gözlemlenmektedir.

53- Tarımda çalışanların sayısının jet hızıyla düşüyor olmasında acaba AB görüşmelerinin tarıma ilişkin tarama sürecinde ve AB'ye uyum çalışmalarında daha rahat olma düşüncesi etkili olmakta mıdır?

Hanehalkı işgücü anketlerinde, uygulanmaya başladığı tarihten itibaren, araştırmanın sonuçlannı etkileyecek yöntemsel bir değişiklik söz konusu olmamıştır.

5 3 9

-T B M M B: 74 14 . 3 . 2006 O: 3 5.- Kırklareli Milletvekili Mehmet S. KESİMOĞLU'nun, terörle mücadele çalışmalarına ilişkin sorusu ve İçişleri Bakanı Abdülkadir AKSU'nun cevabı (7/11921)

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA

Aşağıda yer alan soruların, İçişleri Bakanı Sayın Abdülkadir A K S U tarafından yazılı olarak yanıtlanmasını Anayasanın 98. ve İçtüzüğün 96. maddeleri gereğince arz ve talep ederim.

M e h m e t S. K E S Î M O G L T J Kırklareli Milletvekili İçişleri K o m i s y o n u Üyesi

Ülkemiz, yaklaşık 20 senedir çeşitli terör olaylarıyla karşı karşıya kalmaktadır.

Ülkemiz terör belası yüzünden 30000'den fazla vatandaşını kaybetmiş ve ekonomik açıdan da büyük zarara uğramıştır .

1-) Hükümetinizin, ülkemizin karşı karşıya olduğu terör tehlikesine karşı nasıl bir çözüm önerisi vardır? B u konuyla ilgili çalışmalarınız, projeleriniz, stratejileriniz nelerdir?

2-) Basına yansıdığı kadarıyla zaman zaman, Terörle Mücadele Yasası konusu gündeme gelmektedir. Bu yasa tasarısı ne zaman Genel Kurul'a getirilecektir?

T.C.

İÇİŞLERİ BAKANLIĞI Emniyet Genel Müdürlüğü

Sayı :B.05.1.EGM.0.12.04.06 - < X M / ^ l ^ ^ /0../3/2006 Konu:Yazılı Soru Önergesi

TBMM BAŞKANLIĞINA

İlgi :02.02.2006 tarih ve A.O1.0.GNS.0.10.00.02-18047(7/11929) sayılı yazı.

Kırklareli Milletvekili Sayın Mehmet S.KESİMOĞLU tarafından TBMM Başkanlığına sunulan ve tarafımdan yazılı olarak cevaplandırılması istenilen (7/11921) nolu soru önergesinin cevabı aşağıya çıkartılmıştır.

Güvenlik kuvvetlerimizin terör örgütlerine yönelik gerçekleştirdiği çalışmalar ve operasyonlar sonucunda, çok ciddi başarılar elde edilmiştir. Bu bağlamda, 2003 tarihinden günümüze; ölü, yaralı ve teslim olan şeklinde toplam 1350 terörist ele geçirilmiştir. Ayrıca, Ülkemizin de yer aldığı uluslararası güvenlik ve işbirliği anlaşmaları gereği İran, Irak, Suriye, Yunanistan, Azerbaycan ve Ukrayna ülkelerinde 2003 yılında 52, 2004 yılında 41 ve 2005 yılında ise 23 olmak üzere toplam 116 örgüt mensubu yakalanarak Ülkemize teslim edilmiştir. Yine, 2004-2005 yıllan arasında güvenlik güçlerimizin gerçekleştirdiği başarılı operasyonlar neticesi özel eğitim almış 60 terörist bol miktarda patlayıcı madde ile birlikte ele geçirilmiş, bu sayede toplumda infial uyandıracak çok sayıda terörist eylem ve faaliyetlerin önüne geçilmiştir. Ayrıca yurt içinde terörist eylemlere katılan ve daha önceki tarihlerde işlemiş oldukları terör suçlarından dolayı arandığı tespit edilen 5750 terör örgütü mensubu yakalanarak adalete teslim edilmiştir.

Görüldüğü üzere, güvenlik kuvvetlerimiz terör örgütlerine yönelik çalışmalarını büyük bir özveriyle ve kesintisiz bir şekilde sürdürmektedir.

Soru önergesine konu edilen yasa çalışmaları, Adalet Bakanlığınca terörle mücadele mevzuatı bağlamında Avrupa Birliği ülkeleri ile diğer ülkelerin mevzuatı da incelenmek suretiyle takip edilmektedir.

Bilgilerinize arz ederim.

5 4 0

-dülkadirAKSU İçişleri Bakanı

TBMM B: 74 14 . 3 . 2006 O: 3

6.- Antalya Milletvekili Nail KAMACI'nın, bir şairin ölüm yıldönümünün güvenlik açısından riskli gün kapsamına alındığı iddiasına ilişkin sorusu ve İçişleri Bakanı Abdülkadir AKSU'nun cevabı (7/11924)

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA

Aşağıdaki sorularımın İçişleri Bakanı Sayın AbdülkadJr^AKSU tarafından yazılı olarak yanıtlanmasını arz ederim. (^~ \ U

~~ NaiÎKAMACI Antalya Milletvekili

30 Aralık 2005 tarihli Hürriyet Gazetesi'nde yayınlanan bir habere göre; Terörle Mücadele Daire Başkanlığı tarafından hazırlanan, '2006 Hassas Günler Takvimi' Emniyet teşkilatına dağıtılmış durumdadır ve bu takvimde Yahudilerin Hamursuz Bayramı kutlamalarından, Nazım Hikmet'in ölüm yıldönümü ile teröristbaşı Öcalan'ın doğum gününe kadar 250 'hassas' gün bulunmaktadır. Yani, bir yılın 250 gününde güvenlik önlemlerinin artırılması söz konusudur. Ancak, 3 Haziran gününün, dünyaca ünlü şair ve eski Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı Nazım Hikmet Ran'ın Ölüm tarihi olması nedeniyle riskli gün ilan edilmesi düşündürücü bir durumdur. Bu bağlamda,

1. Bu haberde anıldığı biçimde, 3 Haziran gününün emniyet birimleri tarafından riskli gün ilan edilmiş olduğu doğru mudur?

2. Eğer doğru ise, Nazım Hikmet Ran'ın ölüm yıldönümünün güvenlik açısından riskli gün ilan edilmesi, hangi güvenlik kriterlerine dayandırılmıştır?

3. Dünya çapmda bir üne sahip olan bir şairin ölüm yıldönümünün ülke güvenliğimiz açısından taşıdığı güvenlik riski nedir?

4. Bu karar ile ülkemizin içinde bulunduğu ifade edilen AB'ye entegrasyon ve demokratikleşme süreci arasında çelişkiye ilişkin bir izah nasıl mümkün olabilir?

T.C.

İÇİŞLERİ BAKANLIĞI Emniyet Genel Müdürlüğü

Sayı :B.05.1.EGM.0.12.04.06 -42.+1 /t(hL\ "i Konu: Yazılı Soru Önergesi

TBMM BAŞKANLIĞINA

İlgi :02.02.2006 tarihli ve A.01.0.GNS.0.10.00.02-18047(7/11924)

Antalya Milletvekili Sayın Nail KAMACI tarafından TBMM Başkanlığına sunulan ve tarafımdan cevaplandırılması istenilen (7/11924) nolu soru önergesinin cevabı aşağıya çıkartılmıştır.

Emniyet Genel Müdürlüğümüzün terörle mücadele eden birimlerinde görevli personelin, terör örgütlerinin eylem yapabilecekleri muhtemel yerler ile tarihler hakkmda bilgi sahibi olmaları amacıyla, hizmete özel mahiyette takvimler hazırlanmış ve ilgili birimlere gönderilmiştir.

Söz konusu takvimlerde; terör örgütlerince gerçekleştirilen eylemlerin yerleri ile tarihlerinin yanında, terör örgütlerinin propaganda yapabilecekleri konular, bazı Emniyet Teşkilatı mensuplarımızın şehit olma yıldönümleri, ulusal ve uluslararası bayram ve kutlama günleri, kamuoyu tarafından tanınan bir kısım şahısların ölüm yıldönümleri gibi bilgilere de yer verilmiştir.

sayılı yazı

/o ../J/2006

5 4 1

-TBMM B:74 1 4 . 3 . 2 0 0 6 0 : 3 Soru önergesine konu edilen şahsın ölüm yıldönümü olarak belirtilen 3 Haziran tarihi,

personelimizi, kamuoyunun tanıdığı bazı şahısların ölüm yıldönümleri hakkında genel olarak bilgilendirme amacıyla takvim bilgilerine dahil edilmiştir. Söz konusu şahsm takvimdeki bilgilere dahil edilmesindeki amaç ise Ölüm yıldönümü dolayısıyla anma toplantılannda gerekli güvenlik önlemlerinin alınması yönünde personelin duyarlı hale gelmesini sağlamaktır.

Bilgilerinize arz ederim.

7.- Konya Milletvekili Atilla KART'ın, emniyet güçlerinin İstanbul'daki bir gösteriye yönelik tutumuna ilişkin sorusu ve İçişleri Bakanı Abdülkadir AKSU'nun cevabı (7/11929)

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA

Aşağıdaki sorularımın İçişleri Bakanı Sn.Abdülkadir Aksu tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasını Anayasa'nın 98 ve İçtüzüğün 96. maddeleri gereğince saygıyla talep ederim.

Atilla Kart

CHP Konya Milletvekili

Bilindiği gibi Eylül 2005 tarihinde İstanbul Fatih Camiinde, doğrudan lâikliği ve Atatürk İlkelerini hedef atan irticai örgüt gösterisi sergilenmiştir. 1 saat civarında bu eylem devam etmiş, eylem esnasında emniyet mensuptan örgüt elemanlarına ve eylemlere müdahale etmedikleri gibi, eylemden sonra da bir sohbet ortamı içinde örgüt mensuplarının olay mahallini terk etmelerini seyretmişlerdir.

Olayın kamuoyuna yansıması ve toplumda oluşan tepki sebebiyledir ki; aradan birkaç gün geçtikten sonra eylemcilere yönelik operasyon başlatılmış ve haklarında ceza davası açılmıştır.

Bu olayda, eylemin niteliği kadar, daha da düşündürücü ve üzücü olanı, emniyet mensuplarının, eylemcilere gösterdikleri yaklaşımdır. İl Emniyet Müdürünün, "Biz yakalıyoruz, Adliye serbest bırakıyor....büyük suç yoksa müdahale etmiyoruz..." anlamında açıklamalar yapması; Üzerinde ibretle durulması gereken niteliktedir. Böylesine bir yönetim anlayışına sahip olan Emniyet kadrolarının; İstanbul asayişini kontrol altına alması ve terörle mücadelede başarılı olmasını beklemek, hayalcilikten öteye bir anlam taşımaz. Bu gerçeklerin artık görülmesi gerekir. Bu gelişmeler, Emniyet Jkadrolarmdaki, tarikat kadrolaşmasının varlığını ve bu kadrolaşmanın Hükümet tarafından da himaye edildiği anlamını taşımaktadır.

Bu konuda İstanbul C.Başsavcılığına 13.09.2005 tarihinde; "adli görevi suistimal eden" Emniyet mensuplarına yönelik olarak suç duyurusu yapılmış ise de, bu duyuru hakkında nasıl bir işlem yapıldığına dair bugüne kadar kamuoyuna herhangi bir bilgi yansımamıştır.

Bu değerlendirmeler ışığında aşağıdaki soruların cevaplandırılmasını talep etmek gereği doğmuştur;

Görevlerini ihmal etmekten öte kötüye kullanan ve yapılan yasa dışı gösteriye müdahale etmeyen emniyet görevlileri hakkında; açıldığı ifade edilen idari soruşturmanın içeriği ve sonucu nedir? Bu görevliler hakkında adli aşamaya ulaşan bir gelişme var mıdır?

Emniyet kadrolarının, böylesine müessif bir olaya müdahale etmemeleri hangi gerekçeyle açıklanabilir?

İstanbul C.Başsavcıhğına 13.9.2005 tarihinde bu yolda yapılan suç duyurusu hakkında ne gibi bir işlem yapılmıştır? Bu suç duyurusuyla ilgili gelişmeler nedir?

5 4 2

-tbdülkadirAKSU İçişleri Bakanı

TBMM B:74 14.3.2006 0 : 3 T.C.

İÇİŞLERİ BAKANLIĞI