• Sonuç bulunamadı

SOSYAL BİLGİLER

2.5. Sosyal Bilgiler Programının ve Ders Kitaplarının Đnsan Hakları ve Demokrasi Eğitimi Açısından Değerlendirilmesi

2.5.2. Ders Kitaplarının Değerlendirilmesi

Dünyanın hemen her ülkesinde ders kitapları temel eğitim araçlarından biri olmuştur ve olmaya devam etmektedir. Yapılan araştırmalara göre ders kitapları bilginin yanı sıra, bir toplumun siyasal, toplumsal ve kültürel değerlerini de genç kuşaklara aktarma işlevi görmektedir. Öğrencilerin öğrenme düzeylerini etkileyen, zihinsel alt yapılarının oluşumunda ve şekillendirilmesinde en önemli faktörlerden biri olan ders kitapları ulusal alanda üstlendiği rolün yanında, uluslar, halklar, kültürler arası ilişkilerde barışçıl değerlerin paylaşılmasında, insan hakları ve demokrasi bilincinin oluşturulması ve yaygınlaştırılmasında önemli işlevlere sahiptir ( Çiçek ve diğ.,2009:13; Önal ve Kaya, 2009:21-37). Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde, öğrencilerde tam öğrenmeyi gerçekleştirebilecek zengin öğrenme ortamları oluşturulamadığı için ders kitapları biraz daha öne çıkmaktadır. Çünkü ders kitapları bir yandan öğrencilerin neler öğreneceğini belirlerken, diğer taraftan öğretmenler için de etkinlikler kaynağı oluştururlar. 2004

97

Sosyal Bilgiler programına göre hazırlanan Sosyal Bilgiler ders kitapları da bu doğrultuda değerlendirilmiş ve bazı eleştiriler getirilmiştir.

Bütün ders kitaplarının değerlendirilmesini içeren, 2002- 2004 yılları arasında Türkiye Bilimler Akademisi şemsiyesi altında, Tarih Vakfı tarafından Türkiye Đnsan Hakları Vakfı ile işbirliği ile yürütülen ilk “Ders Kitaplarında Đnsan Hakları ( DKĐH-I)” projesi, çeşitli inanç, kültür ve kimliklere saygı duyan, barışsever, yaratıcı kuşaklar yetiştirebilmek için ders kitaplarının ve müfredatın iyileştirilmesi gereğinden yola çıkmıştır. Bu kapsamda ilk ve orta öğretimde okutulmakta olan 190 kitap insan haklarının ve demokrasi kültürünün ana ölçütleri çerçevesinde incelenerek bir “Tavsiyeler Raporu” yayınlanmıştır. 2007’de ikinci DKĐH projesinin başlatılması da bu çerçevede yapılmıştır. Bu sefer 139 ders kitabı incelenmiş ve raporlanmıştır.

Değerlendirme sonuçlarına göre, ilköğretim ders kitaplarında, “Eğitim felsefesi ve eleştirel bir bakışın geliştirilmesi” biçiminde özetlenen guruba ait ihlallerin Hayat Bilgisi dışındaki kitaplarda ilk sırayı aldığı görülmektedir. Çiçek ve diğ. ( 2009: 15), bu sonucun, eğitimin bir endokrinasyon aracı olarak görüldüğüne işaret ettiğini belirterek bu bağlamda uygulamada kullanılmakta olan ders kitaplarıyla öğrencilerin yaratıcı ve eleştirel düşünme yetilerinin ve insan hakları duyarlığının geliştirilmesini olanaklı olmadığını görüşündedirler.

Sosyal Bilgiler ders kitaplarının insan hakları eğitimi açısından değerlendirilmesi kapsamında ulaşılan sonuçlara geçmeden önce yeni sosyal bilgiler ders kitabını incelemek gerekir. 2004 yılında kabul edilen yeni program doğrultusunda Milli Eğitim Bakanlığı tarafından hazırlanan 4. ve 5. Sınıf sosyal bilgiler ders seti; ders kitabı, öğrenci çalışma kitabı ve öğretmen kılavuz kitabı olarak yayınlanmıştır. Yeni ders kitapları, daha önceki ders kitaplarından biçim, içerik ve yapısal olarak farklılıklar göstermektedir.

Biçimsel olarak, kitapların giriş kısmında kitapta kullanılan şekil, sembol ve çizimlerin ne anlama geldiğini açıklayan bir “organizasyon şeması” bulunmaktadır. Her ünitenin başında öğrencilerde öğrenme merakı uyandıracak bir ünite kapağı yer almaktadır. Kapakta, konu başlıkları ile öğrenilmesi hedeflenen kazanımları içeren

98

“öğreneceklerimiz” kısmı ve ünitede işlenecek belirli gün ve haftalar bulunmaktadır. Bu yaklaşımın çocukların oryantasyonunu sağlamaya yönelik olduğu söylenebilir.

Yeni konuya başlarken önceki bilgilerin hatırlanması ve öğrenci de öğrenme merakı uyandıracak nitelikte soruların yer aldığı “haydi düşünelim” kutusu yer almaktadır. Sorular bütün öğrencilerin cevaplandırabileceği niteliktedir. Yeni programda özellikle eleştirel düşünme ile kavram eğitimi üzerinde durulmaktadır. Eğitimde kavram eğitiminin önemi bilinmektedir. Öğrencinin yeni ünitede ilk kez karşılaşacağı kavramlar toplu olarak “Anahtar Sözcükler” kutusu içerisinde verilmektedir. Kavramların cümle içinde oluşturmacı yaklaşıma uygun bir ifade ile verildiği görülmektedir.

Yeni Sosyal Bilgiler ders kitaplarında öğrenme sürecini destekleyici materyaller söz konusudur. “1.el kaynak” olarak sayılan, öğrencilerin her gün karşılaşabilecekleri olayların yer aldığı gazete haberleri, resim, fotoğraf, anekdot, anı, mektup vb. gibi kaynakların verilmesi öğrenmeyi destekleyici bir araç olarak görülmektedir. Ayrıca bunların altına aynı amaçla interaktif sorular yerleştirilmiştir.

Ünite değerlendirme sayfasında ise farklı ölçme tekniklerinin yer aldığı görülmektedir. Bu bölümde yer alan ölçme sorularının cevapları kitapta direkt olarak verilmediği için ezberci yaklaşımın önüne geçilmesi hedeflenmiştir. “Düşün-yaz” kısmında yer alan ıraksak ve yakınsak sorular ise yaratıcı düşünmeye yöneltici özelliktedir. Son kısımda yer verilen “şimdi okuma zamanı” adlı bölüm ise hem öğrenmeyi destekleyici hem de okuma alışkanlığı kazandırma açısından çağdaş bir yaklaşım olarak değerlendirilebilir. Yeni program doğrultusunda hazırlanan ders kitaplarında performansa dayalı ölçme yöntemleri de başarıyı tetikleyen unsurlardan görülmektedir.

Bu açıklamalar doğrultusunda yeni kitaplardaki en önemli yenilik her ders kitabının yanında bir öğretmen kılavuz kitabının birde öğrenci çalışma kitabının hazırlanmış olmasıdır. Bu durum eğitimin niteliğinin arttırılması açısından olumlu bir adımdır. 4.ve 5. sınıf sosyal bilgiler kılavuz kitaplarında öğretmenlerden yapılandırmacı bir yaklaşım çerçevesinde, bilgileri dayatmaktan çok öğrencileri düşünmeye ve soru sormaya özendirmeleri istenmektedir. Öğrenci çalışma kitapları ise öğrencilerin eleştirel düşünme ve yorumda bulunma becerilerini geliştirebilecek bazı etkinlikler içermektedir. 5. Sınıf sosyal bilgiler kitabında metinlerin ya da alıntıların referansları verilerek fikri

99

ve mülkiyet hakkına riayet edilmekte ve öğretilmektedir. Olumlu değerlendirmelerden biride eski kitaplardaki didaktik ve buyurgan dilin terk edilerek konuların öğrencilerin ya da bir üçüncü şahsın ağzından anlatılması öğrencileri kitaplara yaklaştıracak bir özelliktir. Đnsan hakları temalarının anlatılması açısından da yenilikçi yaklaşımlara rastlamak mümkündür. 5. sınıf sosyal bilgiler kitabında Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin maddelerinin çocukların ağzından “Ben çocuğum. Benimle ilgili bütün yasalarda önce benim yararım düşünülmelidir.” gibi anlatımlar, haklar konusunu çocuğun diline ve dünyasına yaklaştırır niteliktedir. Yine bir öğrenci çalışma kitabında “özel hayatın dokunulmazlığını ve konut dokunulmazlığını koruyan düzenlemeler olmasaydı sizce neler olurdu? ” türü sorularla öğrenciler haklar üzerinde düşünmeye ve yazmaya yönlendirilmektedirler (Çayır, 2009: 58-62)

Kavram seçimi, anlatım ve ifadelerde bazen tutarlılığın sağlanamaması ise eleştirilmiştir. 5. sınıf sosyal bilgiler kitabındaki bazen “bilim adamı” bazen “bilim insanı” ifadelerinin kullanılması gibi. Bir diğer eleştiri de hakların evrenselliğinin yeteri kadar vurgulanmamış olmasıdır. Đnsan haklarının Atatürk’le ilişkilendirildiği metinlerde ise bir zorlamanın olduğu belirtilmektedir. Bir metinde, “Atatürk, insanın en önemli hakkının yaşama hakkı olduğunu söylemiştir.” denilerek ve aynı konunun öğretmen kılavuz kitabında, öğrencilerin, “size göre en önemli insan hak ve hürriyetleri hangileridir?” sorusu ile ölçülmesi önerilmektedir. Böyle bir soru bazı hakların önemli bazılarının ise önemsizmiş gibi kavranmasına neden olabileceği endişesiyle eleştirilmiştir (Çayır, 2009: 66).

100