• Sonuç bulunamadı

Derginin Amacı, İçeriği, Yayımcısı ve Yazar Kadrosu

dönemindeki olaylara çeşitli açılardan ışık tutmuş mühim bir dergi olma özelliğini göstermektedir. Bazı gazetecilerin bir dernek kurmak amacıyla toplanmaları ve bundan böyle yazılarını sansüre göndermeyeceklerini bildirmelerinden sonra 25 Temmuz 1908 tarihinde -30 yıl aradan sonra- gazeteler ilk defa sansürsüz yayınlanmıştır. Bu tarihten sonra 45 günlük bir sürede 200’den fazla kişi gazete çıkarmak için başvuruda bulunmuştur. II. Meşrûtiyet’in ilânından 31 Mart Vakası’na kadarki süreçte bulunan basın özgürlüğü sayesinde birbirinden farklı düşünce hareketleri, kendi yayın organganlarını çıkarabilecek ortamı bulabilmişlerdir. Bu vakadan sonra padişah Mehmed Reşad, ülkede askerî yönetimi kurmuş, bazı gazeteleri kapatmış ve basına sansür getirmiştir. Resimli Kitap dergisi, bu hürriyet ortamında yayınlanlamaya başlamış ve ilk sayılarında inkılâba coşkuyla sahip çıkmış, döneminin sözcüsü olmayı kendine amaç edinmiş ve duruşunu imzasız yayınlanan İlk Söz başlıklı yazısında şöyle ifade etmiştir.

“Bugün muhterem vatana, evlâtlarına, kārilerimize takdimine muvaffak

olabildiğimiz şu mecmua bütün noksanı ile beraber bu tarz neşriyat miyânında birinci olmakla müftehirdir. Mesleği iki-üç kelime ile hulâsa edilebilir: Ciddiyet dairesinde hüsn-i hizmet. İntifâ bizde ikinci derecede kalır. Zaten mecmuanın heyet- i umûmiyesi, mündericatı, resimleri şu sözümüzün sıhhatini irâe ve ispata kâfidir.

….

Güzel bir şey vücuda getirebilmiş olmak… İşte sanatkârın bütün mükâfatı… Bu onun için yüzlerce liralardan daha kıymettâr, bâ-husûs daha pâyidâr bir servettir. Bu cihetle bir matbaacıda da biraz bu his olmalı. Hiç olmazsa kendisi, kendi namı, kendi şöhreti için… Kendi izzet-i nefsini okşamak, kendi rûh-ı sanatını memnûn etmek için çalışmalı…”

İşte bu ifadeler derginin yayın hedefi hakkında bize fikir vermektedir. Dergide, dil, edebiyat, tarih, sanat, kültür, iç-dış politika üzerine makaleler bulunur. Dergi sayfalarındaki edebî, fikrî, magazinsel haber ve yazılar iç içedir. Dergide

tercüme ve telif şiir, hikâye ve romanların birkaç sayı devam ettiği görülmektedir. Bu yönüyle dergi, halkta bilgi ve kültür birikimi oluşturmayı ve topluma pek çok açıdan hizmet etmeyi amaçlamış ve bu gayeleri, gerek maddi gerekse manevi her türlü kazancın üstünde tutmuştur.

Dergi, konu bakımından çeşitlilik arz etmekte bilhassa dil ve edebiyat ile ilgili olaylara geniş tartışmalarda yer verilmektedir. Dergide çıkan yazıları şu şekilde sınıflandırmak mümkündür:

Şiir, Mensûr Şiir, Roman, Hikâye, Tiyatro, Tercüme, Hatıra, Mahsul-ı Tedkik Ve Tetebbu, Mahsûl-ı Mütalaa ve Tetebbu, Tarih, Tıp, Fennî Makalleler, Kadın, Spor, Musâhabe-i İlmiye, Musâhabe-i Felsefiye, Gezi Yazıları, Neşriyât-ı Cedide...

Resimli Kitap’ın ilk sayısının teknik imkânsızlıklardan ötürü istenen

düzeyde olmadığı fakat ilerleyen süreçlerde gerçekleştirilen çalışmalar sayesinde Avrupa’daki resimli gazeteler seviyesine yükseltileceği vurgulanmaktadır.

Derginin “İlk Söz” adlı yazısında derginin yazar kadrosu da açıklanmaktadır.

“Mecmuanın mündericât ve mesleği hakkında tafsilât itâsına hâcet yoktur. O, kendi kendini gösteriyor. Yalnız şurada kıymetli makaleleriyle tezyîn-i sahâif olunan ve muâvenet-i kalemiyede bulunacaklarını vaat buyuran meşâhîr-i muharrirînimize teşekkürâtımızı takdim ile kesb-i fahr ederiz. İşte gazetemize yazı yazacaklarını vaat buyuran zevât-ı kirâmın hurûf-ı hecâ tertibiyle esâmîsi:

Ahmed Hikmet Bey, Tevfik Fikret Bey, Cenab Şehabettin Bey, Hüseyin Câhid Bey, Hüseyin Rahmi Bey, Hasan Ferid Bey, Halid Ziya Bey, Halide Salih Hanım, Zeki Megamiz Bey, Raif Necdet Bey, Sâmih Bey, Selim Sırrı Bey, Salih Zeki Bey, Safvetî Ziya Bey, Ali Kemal Bey, İzzet Melih Bey, Faik Reşad Bey, Fâik Âlî Bey, Fahir Bey, Kilisli Rıfat Bey, Mehmet Emin Bey, Mehmed Sadi Bey, Mehmet Rauf Bey, M. Rauf Bey, Mahmud Esad Efendi, Veled Çelebi Efendi.

Burada esâmîsi mezkûr olmayan üdebâ-yı kirâmhazerâtının da mecmuamızı eserleriyle tezyîn etmek şerefinden bizi mahrum etmeyeceklerini ümit ve şimdiden mecmuamızın bi’l-cümle meşâhîr-i üdebâ ve muharrirînimizin âsârını ihtiva eden yegâne bir risâle olacağını ve bunun için her türlü fedakârlıktan çekinmeyeceğimizi

muhterem kari ve karielerimize vaat ve tebşîr ederiz.”57

Derginin çıkmasında mühim bir role sahip olan Ubeydullah Esad, bunun yanında derginin müessese müdürüdür ve bu görevini dergi kapananana kadar sürdürmüştür. O, aynı zamanda derginin pek çok sayısında okuyucu ile sohbet ettiği imzasız yazıların sahibidir. Bu yazılarında kullandığı samimi dil sayesinde okuyucularıyla sıcak bir bağ kurduğu görülür. Edibin dergideki imzalı yazıları daha çok Osmanlı’daki siyasi olaylarla ilgilidir ve sayısı 11’dir.

Yine derginin çıkmasında mühim bir yere sahip olan ve aynı zamanda derginin 5. sayısına kadar başyazarı olan Faik Sabri’nin derginin ilk sayısından son sayısına kadar imzasıyla karşılaşılmaktadır. O, Avrupa’daki kültür hayatını anlattığı

Paris Musâhabeleri genel başlığını birçok yazının başına atmıştır. Son sayılara doğru

yazarın eğitim ve coğrafya konularında yazılar kamele aldığı görülmektedir.

39. sayıda idari işlerde görevli olan Şemsi adı karşımıza çıkmaktadır. Matbaa baskı işleriyle uğraşan, şiir ve yazıları düzenleyen bu zatın “Ben …Gazeteci” başlığıyla ve Tahrirat Kâtibi Şemsi imzasıyla kaleme aldığı ve matmuat hayatını dile getirdiği 7 yazısı dergide yayınlanmıştır.

Raif Necdet, dergiye renk katan mühim bir yazardır. Edip önce mensûreleriyle dikkat çekmiş sonra ağırlık verdiği edebî tartışmalarla karşımıza çıkmıştır. Yazar, dergide 12. sayıdan 50. sayıya kadar Musâhabe-i Edebiye başlıklı 23 yazıya imza atmıştır. Bu eser dışında yazarın ilk sayıdan 50. sayıya kadar 26 yazısı da dergide yayınlanmıştır.

Yazı kadrosunun çoğunluğunun Edebiyat-ı Cedîde yazarlarından oluşan dergide adı geçtiği halde imzası bulunmayan bazı yazarlar vardır. Bunlar, Faik Reşâd, Hüseyin Cahit, Hüseyin Rahmi ve Veled Çelebi’dir. Bu yazarların göndermeye söz verdikleri yazılarını dergiye göndermedikleri tahmin edilmektedir.

Açıklanan listeden sonra kadroya yeni isimlerin katıldığı görülmüştür. Adı geçen yazarlar dergiye; Ahmed Hâşim 8, Cemil Süleyman [Alyanakoğlu] 11, Ahmed Rasim 9, Bedî Nuri 18, Doktor Edhem 8, Ali Ekrem [Bolayır] 10, Celâl Sâhir [Erozan] 5, Keçecizâde İzzet Fuad 14, Midhat Cemal [Kuntay] 6, Süleyman Bahri 20, Safvet Nezihi [Ömer Lütfi] 15, Hamdullah Subhi [Tanrıöver] 9, Şahabeddin Süleyman 11, Abdülhak Hâmid [Tarhan] 4, Yakub Kadri [Karaosmanoğlu] 2, Mehmed Behçet 9, Refik Halid [Karay] 4, Müfid Râtib 4 ve Tahsin Nâhid 6 yazı, piyes ve şiir gibi eserler vermişlerdir.

Safveti Ziya’nın Yıldız Böcekleri; İzzet Melih’in Tezat; Sabahattin Süleyman’ın Çıkmaz Sokak, Aziz Katil; Keçecizâde İzzet Fuad’ın İstanbul,

Meşrûtiyet’ten Evvel ve Sonra, adlı eserleri dergide tefrika yoluyla yayınlanmıştır.

Emin Bülend, Ahmed Hâşim, Celal Sâhir, Tahsin Nahid, Cemil Süleyman Hamdullah Subhi, Refik Halid, İzzet Melih, Şahabeddin Süleyman Yakup Kadri, Müfid Râtib, Mehmed Behçet, Ali Süha, Ali Canib… Fecr-i Âtîciler olarak bilinen imzalar dergide geniş bir kadroya sahipken zamanla Resimli Kitap’ı çıkaranlar ile bu imzalar düşmanlık denecek seviyeye geldiğinden iki tarafın arası açılmıştır. Derginin 9, 10 ve 11. sayılarında tefrika edilen Şahabeddin Süleyman’ın Çıkmaz Sokak adlı piyesi için Raif Necdet’in yazmış olduğu ilk Musâhabe-i Edebiye adlı eserinde “ahlâk nokta-i nazarından son derece muzır” demesi üzerine Yakup Kadri ve Mehmed Rauf, Raif Necdet’e karşı ilk yazılarını yazmışlardır. Üstüne üstük Mehmed Rauf’un karşıt bir cevap olarak yazdığı yazı dergide yayınlanmıştır. Bu tartışma burada kalmamış gerek Servet-i Fünûn dergisi gerekse başka dergilerde Midhat Cemal, Köprülüzade Mehmed Fuad, Mehmet Nureddin kavgayı devam ettirmişlerdir. Bu olayların devamında Fecr-i Âtîciler dergiden taker taker çekilmişlerdir.

Yakup Kadri’nin Resimli Kitap’ta, Veda ve Nirvada adlı yazıları dışında başka bir yazısı yer almamıştır. Ahmed Hâşim, “Şi’r-i Kamer” adlı yazılarını, Refik Halid de “Zend Aventa” adını verdiği yazılarını 10. sayıdan sonra yayınlamamıştır.

Emin Bülend’in dergide bir yazı ve bir şiiri çıkmıştı fakat o da 9. sayıdan sonra bir daha devam etmemiştir. 6 şiir ve yazısı çıkan Tahsin Nâhid 10. sayıdan itibaren dergiye yazı yazmamaya başlamıştır. Celâl Sâhir, dergi için 5 şiir yazmıştı fakat 8. sayıdan sonra dergiden ayrılanlar arasına o da katıldı. 9 yazı ve şiiri çıkan Hamdullah Subhi 11. sayıdan; 5 yazısı çıkan Müfid Râtib da 13. sayıdan sonra dergiden ayrılmıştır. Bir dönem Fecr-i Âtî başkanlığı yapan ve dergide 4 şiiri çıkan Faik Âlî 11. sayıdan itibaren dergi ile münasebetlerini kesmiştir.58

Dergiden ayrılan bu yazarlardan bazılarının bir süre vakit geçtikten sonra tekrar dergiye yazı gönderdikleri görülmüştür. Bu suretle Hamdullah Subhi’nin,

Bayram adlı şiiriyle 26. sayıda; Celâl Sâhir’in Eski Dert adlı şiiriyle 43. sayıda

karşılaşılmaktadır. Yine Şahabeddin Süleyman’ın Edebiyatta Hakikat ve Hayal, Şiir adlı denemeleri derginin çeşitli sayılarında karşımıza çıkmaktadır.

Resimli Kitap dergisinin incelediğimiz bölümündeki (25–30. sayılarda)

edebî şahsiyetler hakkında bilgi verilirken verilen bilgilerin öz bilgi olması ve şahsiyetlerin dergi çevresindeki edebî karakterlerine yönelik bilgiler aktarılmasına gayret gösterilmiştir. Dergide yazısı ve şiiri bulunmasına rağmen bazı şahsiyetlere dair yeterli bilgiye ulaşılamamıştır. Bu durum ile Resimli Kitap dergisinin önceki sayıları üzerine yapılan inceleme sürecinde de karşılaşıldığı görülmüştür. Tayfun Barış tarafından hazırlanan “Resimli Kitap Dergisi’nin İncelenmesi (9-16.Sayılar)” adlı yüksek lisans tezi, incelememiz dahilinde bize, bu doğrultuda yardımcı olmuştur. Bazı şahsiyetler de dergide gerçek isim yerine takma isim; açık isim yerine kısaltma ve/veya imza kullanmışlardır bu sebeple yazarların kimlikleri tespit edilememiştir. Bu gibi nedenlerden dolayı o yazarlar hakkında biyografik bilgiler verilememiş,

kendilerinden -mümkün olduğu doğrultuda- dizin bölümünde yer verilmiştir.

Ahmet Hikmet [Müftüoğlu] (1870-1927): Edebiyatımızın Servet-i Fünûn ve Milli Edebiyat dönemlerinde eserler vermiştir. Türkçülük ve halkçılık anlayışı için çalışan bir yazar olarak tanınmıştır. Galatasaray Lisesi’nde edebiyat öğretmenliği vazifesinde bulunmuştur. Servet-i Fünun topluluğuna katılması, dergi için yazdığı bir öyküyle başlamıştır. Önceleri topluluğun dil ve anlayışını benimsemiş bu anlayışla kaleme aldığı eserlerini Haristan ve Gülistan’da toplamış; II. Meşrûtiyet ile birlikte Türkçülük akımı ve Yeni Lisan hareketlerine ilgi duymuş yazdığı öykülerle kendisini yenilemiştir. Çağlayanlar adlı eserinde kozmopolit anlayışa ve Batı taklitçiliğine karşı çıkmış, Türkçülük idealini savunarak Anadolu’da başlayan hareketin sesi olmuştur. 59

Ahmet Refik [Altınay] (1880?-1937): Yazı hayatı askerî okullarda başlayan Ahmed Refik daha çok bir tarihçi olarak bilinir. Gerek günlük gerekse haftalık gazete ve dergilerde yazılar yazdı ve dönemin mühim gazetelerinde başyazarlık görevlerinde bulundu. Resimli Kitap dergisinde Doktor Karaçon İmre isimli bir makalesi bulunmaktadır.60

Cemil Süleyman [Alyanak] (1886-1940): Yazar edebî anlamda Halit Ziya’nın etkisi altında kalmıştır. Hikâyelerinde aşk ve kadını anlatan yazarın kahramanlarının üzerinde doktorluk mesleğinin etkileri de görülmektedir. Alyanak, yazı hayatı bakımından iki döneme ayrılmaktadır. Birinci dönemi Servet-i Fünûn dergisinde yazdığı süslü bir anlatıma sahip olduğu dönem; ikinci dönemi ise 1929’dan sonraki sürece tekabül etmekte bu dönemde daha sade bir dil ile eserlerini oluşturduğu görülmektedir. Süleyman Cemil’in Resimli Kitap dergisinde Kotra ve

Kadın Hilesi adlı hikâyeleri bulunmakta birinci dönem yazı anlayışına uygun

karamsar ruh hali, klasik edebiyat kalıpları içinde değerlendirilen aşk gibi izler bu hikâyelerde karşımıza çıkmaktadır. Resimli Kitap matbaasında bastırdığı Ukde adlı

59 Hikmet Altınkaynak, age., s. 459-460.

son eserinde bu iki hikâyenin yer aldığı görülmüştür.61

Hamdullah Subhi [ Tanrıöver ] (1885–1966) : Hamdullah Subhi edebiyata şiirle başlangıç yapmış ve ilk şiirleri Şûra-yı Ümmet gazetesinde imzasını amcası Sezai Bey’den saklayarak İstanbulin, Hordebin, Münekkit, Sivrisinek, Yatmaz gibi imzalar kullanarak yayımlamıştır. İstanbul’da kurulan Fecr-i Âti’nin kurucuları arasında kendisi de vardır. Çok geçmeden o da Milli Edebiyat akımının etkisine kapılmış ve bu doğrultuda şiirler yazmıştır. O dönemde Türk Ocağı’nda hitabet gücünü ve şiirini geliştirmiştir. Subhi’nin devlet adamı ünü, şairliğini gölgede bırakmıştır.62

Halide Salih [Halide Edib Adıvar] (1884–1964) : Halide Edib millî edebiyatımızın ünlü kadın yazarlarındandır. Yazarlığa son derece sade ve yeni bir dil anlayışıyla başlamış, romantik anlayıştan realist bir çizgiye doğru gelişme göstermiştir. Çeşitli dergilerde yayımlanmış olan inceleme ve hikâyeleriyle tanınan yazar özellikle romanlarıyla zirveye ulaşmıştır. Yazarın romanlarındaki şöhreti bilhassa karakter yaratmaktaki başarısından ileri gelir. Daha çok kadınlar arasından seçilmiş olan karakterlerin oldukça ayrıntılı psikolojik özellikleriyle ortaya konulmuş olması yazarın roman sahasındaki gücünü göstermektedir.63 Resimli Kitap’ın 25-30. sayılarında Halide Edip, mensûr şiir ve küçük hikâye örnekleri ile dikkat çekmektedir.

İzzet Melih [Devrim] (1887–1966) : Yazma serüvenine küçük yaşta Çocuklara Mahsus Gazete, Mecmua-yı Edebiye gibi yayın organlarında çıkmış mensûr şiirleri ile başlamıştır. İzzet Melih 1909 yılında Fecr-i Âti edebî topluluğuna girmiş ve oyun, mensûr şiir, hikâye ve roman türlerinde eserler vermiştir. Yazar dil ve sanat anlayışı bakımından Fecr-i Âti’nin görüşlerine uygun olmakla beraber

61 Dilara Erdem Yazar, “Cemil Süleyman Alyanakoğlu’nun Timsal-i Aşk Adlı Hikâye Kitabı Üzerine

Bir İncelem”(İstanbul Kültür Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Türk Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı, Basılmamış Yüksek Lisans Tezi), İst. 2015, s. 8, 10-12.

62 Hikmet Altınkaynak, age., s. 667-668. 63 Kenan Akyüz, age., s.181.

kendisine göre basit duygusallıklardan kurtulamayan bir tavrın içerisinde bulunmuştur. Hikâye ve romanlarına hâkim olan tema, genellikle romantik aşklardır. Bu anlamdaki ilk ününü Tezat (1912) adlı romanıyla kazanmıştır. 64 Resimli Kitap dergisinin incelememiz dahilinde olan 5. cildinin birçok sayısında yazarın bu romanı tefrika edilmiştir.

Raif Necdet [Kestelli] (1881-1937):Yükseköğrenimini Mekteb-i Harbiye’de tamamlayan yazar, meslek hayatının ilk yıllarında Kuleli Asker Lisesi’nde ve Edirne Asker Lisesi’nde kitabet ve edebiyat öğretmeni olarak görev almıştır. 1911 yılında katıldığı Balkan Savaşı’nda Bulgarlara esir düştüğü süreçte Sofya’daki esirlik zamanlarını anlattığı Uful adlı eserini kaleme almıştır. Yazar “toplum için sanat” anlayışını benimsemekte Fecr-i Âtî topluluğunun sanat ve edebiyat anlayışını eleştirmektedir. Kestelli, Yakup Kadri, Mehmet Fuat ve Mithat Cemal ile edebiyat tartışmalarında bulunmuş dönemin tenkit tarihinin zenginleşmesine büyük katkı sağlamıştır. O, Milli edebiyat hareketi içinde bulunmuş estetiğin de ihmal olmaması gerektiğini savunmuştur. 65 Raif Necdet, Resimli

Kitap’a renk katan mühim bir yazardır. Edip, önce mensûreleriyle dikkat çekmiş

sonra ağırlık verdiği edebî tartışmalarla karşımıza çıkmıştır. Yazar, dergide 12. sayıdan 50. sayıya kadar Musâhabe-i Edebiye başlıklı 23 yazıya imza atmıştır. Bu eser dışında yazarın ilk sayıdan 50. sayıya kadar 26 yazısı da dergide yayınlanmıştır.

Recaizade Mahmut Ekrem (1847-1914): Yazar, 1860’lı yıllarda başlayan yenileşme hareketinin önemli temsilcilerinden biridir. Yenileşme fikirlerine daha ılımlı yaklaşan Muallim Naci ile aralarında kafiyenin göz için mi yoksa kulak için mi olduğuyla ilgili tartışmalar yaşanmıştır. Ekrem duygu bakımından en yoğun ve ıstıraplı şiirlerini çocuklarını kaybettikten sonra kaleme almıştır. Resimli Kitap dergisinde Bir Kuş adlı şiiri bulunan sanatçı şiirlerinde aşk, hayat, ölüm, doğa, kaçış,

64 Kenan Akyüz, age.,s.161.

65Recep Duymaz-Yüksel Topaloğlu-Özcan Aygün, “Edebiyat Hayatı”, Akademik Kitaplar, İst. 2012, s. 9.

metafizik gibi temaları işler.66

Safvet Nezihi (1871–1939): Asıl adı Ömer Lütfü’dür. 1908’den önce İkdam, Servet-i Fünûn, Malûmat gibi gazete ve dergilerde makale, roman ve hikâyeleri yayımlanmış; II. Meşrûtiyet’ten sonra ise Resimli Kitap’ta yazmaya başlamıştır. Dergide kaleme aldığı inceleme ve tenkit yazılarıyla dikkati çekmektedir. Safvet Nezihi eserlerinde romantik duyarlılıkla birlikte aşk temasını işleyerek halka okuma sevgisi aşılamayı amaç edinmiştir. Bunu yaparken de Edebiyat-ı Cedîde’nin genel anlayışına ve beğenilerine uygun bir tavırla kalemini kullanmıştır. Şükran Yurdakul, onun edebî kişiliğinin Mehmet Rauf’un etkisinde olduğunu söyler. Yazar özellikle Zavallı Necdet romanı ile tanınmıştır. 20. yüzyılın başında çok okunan yazarlardan olmuştur.67

Yusuf Akçura (1876-1935): Şûra-yı Ümmet ve Meşveret adlı gazetelerde yazılar yazdı. Kahirede yayımlanmakta olan Türk gazetesine Üç Tarz-ı Aiyaset adlı meşhur makalesini gönderdi. Türk Derneği’nin kurucularından oldu. Milli mücadeleye katıldı. İstanbul ve Ankara hukuk fakültelerinde tarih okuttu. Eski Şûrayı Ümmette Çıkan Makalelerim (1910), Üç Tarz-ı Siyaset (1911) Osmanlı Saltanatı Müessesatınm Tarihine Dair Bir Tecrübe (Bilgi Mecmuası, İst. 1913), Türk Yılı (1928), Osmanlı Devleti’nin Dağılma Devri (İst. 1940; Ank.1985) gibi mühim eserlere imza atmıştır. Resimli Kitap’ta Tolstoy ve onun edebiyat anlayışı üzerine yazdığı incelemesi derginin çeşitli sayılarında tefrika şeklinde yayımlanmıştır. 68

Ubeydullah Esad ve Faik Sabri [Duran]’ın Resimli Kitap dergisinin yayımlanmasında mühim bir rol oynadığını görmekteyiz. Derginin ilk beş sayısında bu iki isim beraber görülürken 6. sayıdan itibaren Ubeydullah Esad hem kurucu hem de müdür olarak karşımıza çıkmıştır. Ubeydullah Esad, bu görevlerinin yanı sıra

66 Abdullah Uçman, Recaizade Mahmut Ekrem Mad., TDV İslâm Ansiklopedisi, C.34, İst. 2007, s.

503-504.

67Hikmet Altınkaynak, Türk Edebiyatında Yazarlar ve Şairler Sözlüğü, 2. Baskı, Doğan Kitap, İst. 2008, s. 586.

Resimli Kitap’ın çeşitli sayılarında yer alan kadınların toplumdaki hakları ile ilgili

kaleme aldığı yazılarıyla da okurlarından tam not almış onlar ile arasında içten bir bağ kurmuştur. Faik Sabri, kuruculuk görevinin yanı sıra ilk beş sayıda başyazarlık vazifesinde de bulunmuş ve derginin yazı işlerinden sorumlu olmuştur. Derginin ilk sayılarında Faik Sabri’nin yönetici konumunda olduğu bilgisi Fransızca olarak da belirtilmiştir. Faik Sabri, Resimli Kitap dergisinde Paris Musâhabeleri başlıklı inceleme yazılarıyla dikkat çekmektedir. 1883 yılında Resimli Kitap dergisinin dışında Musavver Muhit ve Resimli Roman gibi önemli dergilerde de yazılar yayımlamış ve idarî görevlerde bulunmuştur. Ayrıca ülkemizde ansiklopedi çalışması yapan ilk yazarlar arasında yer alan Duran, Hayat Ansiklopedisi’nde Çocuk Ansiklopedisi’nde birçok madde yazmıştır. 69

Benzer Belgeler