• Sonuç bulunamadı

1.6. TÜRKİYE’DE YEREL YÖNETİMLERİN GENEL YAPISI

2.1.3. DEMOKRASİ BİÇİMLERİ

Demokrasi, ilk ortaya çıktığı Yunan şehir devletlerinde daha çok halkın yönetime doğrudan katılımına dayanan bir sistem iken, ulus devletlerin ortaya çıkmasından sonra temsili bir hale gelmiştir. Günümüzde yeniden, doğrudan halkın katılımını sağlayan bir yönteme doğru gidilmekte olduğu gözlemlenmekte olup, katılımcı demokrasi kavramı ortaya çıkmaktadır.

2.1.3.1. DOĞRUDAN DEMOKRASİ

Demokrasi gerçek anlamda, kararların doğrudan doğruya halkın katılımıyla ve oy çokluğuyla alındığı bir yönetim biçimidir. Bu şekilde bir demokrasi, gerçek demokrasi ya da doğrudan demokrasi olarak adlandırılmaktadır.125

123 TANİLLİ, Server, Devlet ve Demokrasi, 8. Baskı, Çağdaş Yayınları, İstanbul, 1996, s.

38–39.

124 ÖZTEKİN, a.g.e., s. 63.

125 SARAY, Mehmet, Türk Devletlerinde Meclis (Parlamento), Demokratik Düşünce Ve Atatürk, Atatürk Araştırma Merkezi Yayınları, Ankara, 1999, s. 1.

M.Ö. 4. ve 5. yüzyıllarda eski Yunan şehir devletlerinde ve özellikle Atina’da uygulanan doğrudan demokrasi, halk katılımının tam olarak sağlandığı ve halkın iradesinin yönetime sağlıklı bir şekilde yansıtıldığı ideal bir yönetim biçimi olarak ifade edilmektedir.126

Doğrudan demokrasi modelinde halk, kendisini arada bir temsilci olmadan yönetmektedir. Kamusal hizmetlerin devamlılığını sağlayan kamu görevlileri vardır. Bunların dışındaki önemli kararları almak ve yasa yapmak halkın katılımıyla oluşan meclisler tarafından yerine getirilmektedir. Yani doğrudan demokrasilerde halk, bir tür parlamento görevini üstlenmektedir.127

M.Ö. 4. ve 5. yüzyıllarda doğrudan demokrasi modelinin etkin bir şekilde işlemesinin temel sebeplerinden biri, Atina şehir devletinin nüfus yapısı olarak küçük olmasıdır. Ayrıca Atina’da yaşayan toplam nüfusun doğrudan demokrasi içerisinde yer almaması, sadece siyasal haklara sahip vatandaşların bu sistem içerisinde yer alması da, doğrudan demokrasinin etkinliğini sağlayan sebeplerden birisidir.128

Atina demokrasisinde siyasal hayata yalnızca 20 yaşın üstündeki Atina doğumlu erkekler katılabilmektedir. Nüfusun büyük bir kısmını oluşturan kadınların, kölelerin ve yabancıların siyasal hayata katılma hakları bulunmamaktadır. Bu nedenle Eski Yunan şehir devletlerinde tam olarak demokrasinin yer almadığı da söylenebilmektedir.129 Nüfusun tamamının siyasal hayata katılamaması nedeniyle, her ne kadar demokrasinin tam anlamıyla var olmadığı gibi bir görüntü ortaya çıksa da, günümüzden yaklaşık üç, dört bin yıl öncesinde demokratik yönetim anlayışının sınırlı şekilde uygulanabilmiş olması bile büyük önem taşımaktadır. Atina şehir demokrasisi

126 ERDOĞAN, Anayasal Demokrasi, s. 238.

127 ÇAM, a.g.e., s. 362-363.

128 SAĞIR, a.g.m., s. 4.

129 ERDOĞAN, Anayasal Demokrasi, s. 238–239.

tarihsel süreç içerisinde ortaya çıkan en etkin doğrudan demokrasi uygulaması olması açısından son derece önem taşımaktadır.130

Dünya üzerindeki nüfusun hızlı bir şekilde artması, ekonomik ve toplumsal hayatta meydana gelen değişimler nedeniyle doğrudan demokrasi giderek yerini temsili demokrasiye bırakmıştır. Doğrudan demokrasi sadece nüfusun az olduğu toplumlarda uygulanabilecek bir sistem olup, günümüz modern toplumlarının nüfus yapısı dikkate alındığında her karara doğrudan doğruya her bireyin katılması imkânsız görünmektedir. Bu sebeple doğrudan demokrasi günümüzde sadece ABD’de bazı kasaba toplantılarında ve İsviçre’nin bazı küçük kantonlarında uygulanmaktadır.

2.1.3.2. TEMSİLİ DEMOKRASİ

Doğrudan demokrasi modelinin uygulama açısından zorluklarının görülmeye başlaması ile ortaya çıkmaya başlayan ve özellikle 19. yüzyıl ulus-devlet anlayışının bir ürünü olan temsili demokrasi, vatandaşların siyasi haklarını doğrudan doğruya kendilerinin değil de, kendilerini temsil eden temsilciler aracılığıyla kullandıkları bir yönetim modelidir.131 Temsili demokraside amaç, demokrasiyi daha geniş bir alana yaymak değil, çoğunluğun iradesini ortaya koymak ve bu doğrultuda kararların alınmasını sağlamaktır.132 Temsili demokrasilerde temel değer, yönetilenlerle yönetenler arasındaki ilişkinin boyutunu ve derecesini belirleyen temsil yetkisidir. Temsili demokrasilerde egemenliğin gerçek sahibi halk olmakla birlikte, halk bu hakkın kullanımını seçtiği temsilcilere devretmektedir.133 Egemenlik haklarını belirli dönemlerde periyodik olarak temsilcilere devreden halk, seçim dönemleri dışında pasif bir rol üstlenmekte, aktif bir birey olmaktan çıkarak sadece temsilcileri belirlemekle görevli bir seçmen durumuna gelmektedir.

130 SAĞIR, a.g.m., s. 5.

131 SARAY, a.g.e, s. 1.

132 MOUFFE, Chantal, Demokratik Paradoks, (Çev., A. Cevdet Aşkın), Epos Yayınları, Ankara, 2002, s. 29.

133 ÇAM, a.g.e, s. 263–264.

Aslında halk, bu yöntemle yöneticilerin aldıkları kararları baştan onaylamış olmaktadır.134

Temsil esasına dayanan temsili demokrasilerde siyasi partiler, siyasal katılmanın araçlarından biri haline gelmişlerdir. Ancak modern temsili demokrasilerde partilerin giderek önem kazanması ve zamanla bir araç olmaktan çıkmaya başlaması temsili demokrasinin uygulanması ve siyasal katılım açısından oldukça önemli bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır.

Temsili demokrasilerde ortaya çıkan bir diğer sorunda hükümetin halkın çoğunluğu tarafından seçilmesi benimsenmesine rağmen uygulamada bunun gerçekleştirilememesidir. Bu sorunun giderilebilmesi için herkesin seçim döneminde oy kullanması ve ya bunun zorunlu hale getirilmesi gerekmektedir. 135

Günümüz modern demokrasilerin birçoğu esas itibarıyla temsili demokrasiye dayanmaktadır. Yani günümüzde siyasal kararlar doğrudan doğruya halk tarafından değil, halkı temsil etmek amacıyla seçilen temsilciler tarafından alınmaktadır.136 Böyle olmakla birlikte katılımcılığın modern demokrasinin olmazsa olmaz koşulu olarak görülmesi ve bu yöndeki düşüncenin giderek artması günümüzde katılımcı demokrasi anlayışının doğmasına neden olmaktadır.

2.1.3.3. KATILIMCI DEMOKRASİ

Katılımcı demokrasi kavramının temelleri 18. yüzyıla kadar dayanmaktadır. Ancak asıl olarak 1960 ve 1970’lerde etkin bir şekilde siyasal alana girmeye başlamıştır. Katılımcı demokrasinin amacı, bireylerin siyasal gruplar içerisinde aktif bir şekilde yer almasını sağlayarak, daha fazla

134 ÖNER, Şerif, “Sivil Toplum Kuruluşlarının Yerel Demokrasi Ve Katılım Algılamaları”, Çağdaş Yerel Yönetimler Dergisi, Cilt: 10, Sayı: 2, Nisan 2001, s. 52.

135 SAĞIR, a.g.e., s. 6-7.

136 ERDOĞAN, Anayasal Demokrasi, s. 281.

vatandaşın siyasal karar alma süreçlerine katılımını sağlamaktır. Bu modelin en önemli özelliği ve temsili demokrasiden farkı, vatandaşların kendileri ile ilgili kararları etkileyebiliyor olmalarıdır.137

Katılımcı demokrasi, vatandaşların yönetime aktif olarak katılımlarını savunmaktadır. Bu model, yalnızca seçilmişlerin değil, aynı zamanda bütün vatandaşların katılımıyla sağlanacak bir demokratik siyasal kültürün oluşturulması gerektiğini ifade etmektedir. Bütün vatandaşların aktif olarak karar alma sürecine katılabilmeleri için gereken koşulların sağlanması gerekmektedir. Aksi takdirde, yönetimde sınırlı bir demokrasiden söz edilebilmektedir.138 Demokrasinin asıl şekli olan doğrudan demokrasinin günümüzde tam olarak uygulanamayacağı dikkate alındığında gerçekte demokrasi; “halkın kendi kendini yönetmesini değil, iyi bir biçimde yönetilme garantisi”139 ni ifade etmektedir. Dolayısıyla da günümüzde, bu ifadenin en iyi şekilde gerçekleştirilmesi, ancak katılımcı demokrasiyle sağlanabilmektedir.

Demokrasiye uygulamada işlerlik kazandırmak, halkı karar alma sürecinde etkin bir hale getirmek ve temsili demokrasiden kaynaklanan sorunları ortadan kaldırmak amacıyla geliştirilen katılımcı demokrasi modelindeki temel sorunlardan biri, katılımcı demokrasinin uygulamada ne şekilde gerçekleşeceği ve bütün vatandaşların siyasal karar alma süreçlerine katılımının ne şekilde sağlanacağıdır. Bu sorunun çözümü, katılımcı demokrasinin henüz tam olarak uygulanmaya konulamaması nedeniyle açıklığa kavuşturulamamıştır. Ancak günümüzde demokrasinin uygulandığı bütün ülkelerde temsili demokrasiden, katılımcı demokrasiye doğru hızlı bir geçişin yaşandığı görülmektedir. Artık halk sadece seçim dönemlerinde oy kullanarak temsilcilerini seçen, diğer dönemlerde ise yönetime hiçbir şekilde

137 ÖNER, Şerif, “Katılımcı Demokrasi Açısından Belediye Kanunu”, Yerel Yönetimler Üzerine Güncel Yazılar-I, Edi: Hüseyin Özgür, Muhammet Kösecik, Nobel Yayınları, Ankara, 2005, s. 58.

138 GÖYMEN, Korel, “Türk Yerel Yönetiminde Katılımcılığın Evrimi: Merkeziyetçi Bir Devlette Yönetişim Dinamikleri”, Amme İdaresi Dergisi, Cilt: 32, Sayı: 4, Aralık, 1999, s. 72

139 ARBLASTES, Anthony, Demokrasi, (Çev. Nilüfer Yılmaz), Doruk Yayınları, Ankara, 1999, s. 75.

etki edemeyen pasif bir izleyici olmaktan çıkarılarak, her safhada yönetime ve siyasal karar alma sürecine etki eden aktif bir birey haline getirilmektedir.

Değişen dünya koşulları siyasal katılmayı, sadece seçim dönemlerinde oy kullanma ile sınırlı görmeyi demokrasinin gerekleri açısından yeterli görmemekte, halkın bütün karar alma süreçlerine aktif olarak katılımlarının sağlanmasını gerekli görmektedir.140