• Sonuç bulunamadı

5. KARŞILAŞTIRMA

5.1. Genel Değerlendirme:

Bu çalışmanın amacı tasarlama sürecini gözlemlemektir. Yapılan bu gözlemler, tasarım fikrinin nasıl oluştuğunu anlamaya çalışmaktan çok, tasarım sürecindeki fiziksel eylemleri ve somut adımları görmeyi amaçlamaktadır.

Bu nedenle, çalışma süresince gözlemlenenler bu bölümde değerlendirilmeye çalışılacaktır. Bu değerlendirmenin amacı, tez çalışmasının başında sorulan; ‘tasarım

metodu var mıdır?, endüstri ürünleri tasarımı disiplininin özel bir problem çözme metodu var mıdır?’ gibi sorulara dair ipuçları elde etmektir.

Tasarlama eylemi, bir sonuca ulaşmak üzere bir planın yapılmasıdır. Endüstri Ürünleri Tasarımı mesleğinde ise tasarlama süreci sonunda sonuç ürüne ulaşılır. Bu sonuçlara ulaşmak için kullanılan yöntemler sınırsız sayıda çoğaltılabilir. Tasarımcılarla yapılan görüşmelerde, ürün tasarlama süreci ya da adımları ile ilgili açıklamalarda en çok kullanılan anlatımlardan biri ‘projeye göre’ olmuştur. Tasarımcılar, sürecin her farklı ürün ve projeye göre değiştiğini belirtmişlerdir. Bu tanımın, soru kağıdında yönlendirme olmaksızın bir çok tasarımcı tarafından tekrarlanması ilgi çekicidir.

Tasarım sürecinin bu değişkenliği, farklı boyutlarda değerlendirilebilir. Tasarımcının kişisel tecrübesi bu kriterlerden biridir. Tasarımcının, tasarlamayla ilgili tecrübesi her projede arttıkça, sürece ve projeye olan yaklaşımı farklılaşacaktır. Bir ürün grubuyla ilgili çok defa çalışan bir tasarımcının geçirdiği süreç de her seferinde daha farklı olacaktır. Tam tersine, bir ürün grubunda belli bir metodu olan tasarımcı, farklı bir ürün grubunda tasarım süreci ve adımlarını farklı şekillerde uygulayabilir.

Çalışılan ürün tasarım sürecini yönlendiren en önemli etkendir diyebiliriz. Tasarım sürecinin tüm adımları, ürüne göre biçimlenmekte, süreç içinde yerini almakta ya da kullanılmamaktadır. Görüşmelerde gözlemleyebileceğimiz gibi, çalışılan ürüne göre bazen eskiz model yapılmakta, bazen sadece elle çizim uygulanmaktadır. Bazı durumlarda ürün grubundaki tecrübe nedeniyle, araştırma sürecinin bile uygulanmadığı belirtilmiştir.

Bir diğer etken, işveren ve verilen projenin kısıtlamalarıdır. Tasarımcı, imalat ya da zaman gibi kısıtlamalarda serbest bırakıldığında farklı yöntemler, kısıtlandığında farklı yöntemler uygulamaktadır. Örneğin, üretim yöntemi işveren tarafından belirlendiğinde araştırma süreci farklı ilerleyebilir diyebiliriz. Üretim yöntemi ile ilgili serbestlik tanındığında ise, bu tasarımcıyı daha büyük bir araştırmaya yöneltecek ve tasarım sürecini temelden etkileyecektir. Bu noktada düşünülebilir ki, bu ve benzeri etkenler, sadece sözü geçen süreci değil, tasarımcının birikimi de etkilediği için, ileride uygulanacak metotları da şekillendirmektedir.

Tasarım sürecinin ‘projeye göre’ değişkenliği üzerinde bu kadar durulmasına rağmen, diğer taraftan belli başlı bazı adımların, teoride de olsa mutlaka göz önüne

alındığını gözlemlemekteyiz. Yöntemleri ve uygulamaları farklılıklar gösterse de, mutlaka uygulanması ihtiyacı duyulan adımlar vardır. Bunlardan biri araştırma sürecidir. Tüm tasarımcılar araştırma sürecinin üzerinde önemle durmuşlardır. Araştırmanın projeye özel uygulanması dışında, hem mesleki hem meslek dışı bir çok alanda süregeldiği gözlemlenmiştir. Örneğin, çoğunlukla mobilya üzerine çalışan bir tasarımcı, belli bir projede araştırma adımını uygulamaz ya da kısaca geçerken, konusuyla ilgili ürün, teknoloji ve malzemeleri, proje dışında da sürekli takip etmektedir. Araştırma adımında uygulanan yöntemler ise bulgularda anlatılmıştır. Mutlaka uygulandığı söylenebilecek bir diğer adım ise, kişisel tasarlama eylemlerinin gerçekleştirildiği adımdır. Bu adımdaki zihinsel faaliyetler bu çalışmanın konusu dışında kalmaktadır. Fiziksel eylemler ile ilgili gözlemler ise bulgular kısmında sıralanmıştır. Genel değerlendirmede ise, tasarımcının problemle baş başa kaldığı ve topladığı verilerle bu problemle ilgili farklılık yaratabilecek çözümü bulmaya çalıştığı bir anın mutlaka olduğu söylenebilir. Problemi çözme çabası, tüm süreç boyunca devam etmektedir fakat, tasarımcılar sadece probleme odaklandıkları bir sürenin de ayrıca varolduğunu belirtmişlerdir. Tasarım süreciyle ilgili, değişken ve değişmez bu adımların varlığı göz önüne alındığında, üründen sonra en önemli diğer etken olan tasarımcının kendisi değerlendirilmelidir. Problemi çözerek sonuç ürüne ulaşan, süreci yöneten ve uygulayan tasarımcıdır. Tasarım sürecindeki adımlar ve yöntemler tasarımcının hizmetindedir. Tasarımcılar bu yöntemleri problemi çözmek üzere kullanırlar. Yöntemde ve sonuçta farklılığı yaratan ise her tasarımcının kendisidir. Bu, tasarımcıya bir bilinmezlik ve tahmin edilmezlik etiketi yapıştırabilir.

Tasarımcı, verileri, imkanları ve yöntemleri çeşitli yoğunluklarda kullanarak ortaya bir ürün çıkartmaktadır. Tüm girdileri önce içselleştirmekta, daha sonra ise problemin çözümünü işverene sunmaktadır. Girdileri değerlendirmesiyle, sonuç ürünün gözükmesi arasındaki adım her ne kadar karanlık gözükse de, buna tasarım sürecinin kişiselleştirilmesi gözüyle bakılabilir. Araştırmada yapılan en ilgi çekici gözlemlerden biri, farklılığı yakalayan ‘başarılı’ tasarımcıların, bu içselleştirmeyi uygulama verimlilikleridir. Tasarımcının zihinsel faaliyetleri her ne kadar somutlaştırılması zor olsa da, zihninde işlediği veriler somuttur. Bunlar, ürünle ilgili yada ilgisiz geçmiş tecrübe, proje iş tanımında belirlenenler, araştırma ve analizlerden elde edilenler ve farklılığı yakalama isteği olarak sıralanabilir.

Tasarımcı bu etkenleri, belirli oranlarda karıştırarak, birbirleriyle etkileşimlerini değerlendirerek bir çözüm ortaya çıkarmaktadır. Bu karışımı ne oranlarda yaptığı ise tasarımcının projeyle ilgili kişisel yorumudur. Tasarım problemini çözmenin belli bir metodu vardır ve bu metodun adımları sıralanabilir. Tasarımcı her projede, bu metodu yeniden değerlendirerek o projeye özel bir süreç geçirir.

Görüşülen tasarımcılarda, bu kişiselleştirmeyle ilgili farkındalığın yüksek oranda olduğu gözlemlenmiştir. Tasarımcılar her projede, projenin gerekliliklerini analiz ederek, uygulanacak süreçle ilgili hızlı ve doğru adımları belirlemektedirler. Dolayısıyla, tasarım sürecindeki metodun varlığından çok uygulanabilirliği önem kazanmaktadır.

Tasarımcılarla yapılan görüşmelerin ışığında denilebilir ki, tasarımcılar bir sürecin varlığından çok, sürecin projeye uyumuyla ve verimliliğiyle ilgilidirler. Bir tasarım probleminin çözümünde, endüstri ürünleri tasarımı mesleğine ait bir metodun varlığından çok, endüstri ürünleri tasarımının problem çözme metotlarının birlikte kullanılarak sonuca ulaşılması söz konusudur. Tasarımcılar, tasarlama eylemindeki başarıları dışında, projede uygulanacak doğru metodu belirlemeleriyle de öne çıkmaktadırlar.

Bu noktada denilebilir ki, endüstri ürünleri tasarımcılarının kullandığı ortak metot, teorideki metodu her projeye ve her defada uygun bir şekilde uyarlayabilmektir. Endüstri ürünleri tasarımcılarının belirli bir yöntem uygulaması değil, projeye uygun yöntemi algılaması ve uyarlaması söz konusudur. Yapılan görüşmelerde, tasarım sürecindeki adımların tek başına ne kadar önemli, çözüme ulaşmada ise ne kadar hareketli ve uyarlanabilir oldukları gözlemlenmiştir.