• Sonuç bulunamadı

Deðerli okuyucularýmýz çocuklarýn gizli spiritüel dünyalarýnýn kapýlarýný aralamaya çalýþan yazý dizimizde yazarýmýz Tobin Hart,

geçen ay, spiritüel kapasitenin bilgelik olarak veya yaþanýlan huþû

dolu deneyimlerde kendini belli edebildiðini anlatmýþ ve bununla

ilgili örnekleri bizimle paylaþmýþtý. Spiritüel kapasite diðer

insan-larla bað kurmak ve onlara þefkat göstermek ve görünmeyeni

görmek biçiminde ortaya çýkabiliyordu. Çocuklara ait gerçek

hikâyelerin bazýlarýnda dramatik öðelerle karþýlaþýrken, þefkat ve

sevgi dolu bir eylemin, þeffaf bir kalbin veya minik bir anlýk

cesaretin esasen spiritüel bir yaþamýn özünü gösterebileceðini de

söylemiþti. Bu bilinçle yola çýkan ebeveynlerin çocuklarýnýn

ruh-larýnýn derinliklerinde yatan ince dürtülerin de farkýna

varabile-ceklerini ifade etmiþti.

Hart'a göre, bu tarz deneyimler bir nevi "spiritüel zekâ"yý açýða

çýkarmaya baþlýyordu. Týpký entelektüel kapasitemiz gibi, spiritüel

kapasitemiz de zengin çeþitlilik içeriyordu. Bu farklý zamanlarda

ortaya çýkabiliyordu ve tam olarak meyve verebilmesi için üzerinde

çalýþýlmasý gerekiyordu. Ancak ne yazýk ki, ihmal edilmekteydi ve

hattâ çocuklarýný korumak adýna, ebeveynler tarafýndan özellikle

baskýlanmaktaydý. Hart, eðer özen gösterirsek çocuklarýmýzýn

bizim spiritüel öðretmenlerimiz olabileceðinden bahis etmiþti.

ek çok gelenek, insanýn iki ana cihetini (yönünü) Büyük Benlik ve Küçük Benlik ola-rak tarif eder. Küçük Benlik Batý Psikolojisinde Ego olarak anlaþýlýr. Budizm'de ise buna "Az Benlik" deni-lir. Hepimizde bu vardýr ve zaman için-de geliþir. Fakat kutsal gelenekleriçin-deki tanýmýna göre bu benlik varlýðýmýzýn bütünü hakkýnda yanýlmaz. Bu benliðin kendine has iniþ ve çýkýþlarý tarafýndan (örneðin kaygýlar, üzüntüler gibi) ele geçirilmektense bu benliði kullanmayý öðrenmemiz söylenir bize.

Bir bilgelik rehberliði ve içgörü kay-naðý olan Hintli ermiþ Sri Aurobindo Büyük Benlik'i "Ýçsel Hocamýz" olarak tanýmlamýþtý.

13. yüzyýl Dominik rahiplerinden Meister Eckhard ise buna: "Ýçteki Ýnsan" demiþti. Ralph Waldo Emerson ise bunu: "Ruh üstü" diye isim-lendirmiþti. Ýtalyan psikiyatr Roberto Assagioli Büyük Benlik'in çeþitli boyutlarýyla ilgili açýklamalar yaparken ona: "Yüksek Benlik", "Evrensel Benlik" ve ""Ben ötesi Benlik" demiþti.

19. yüzyýlýn sonlarýna doðru

Amerikalý Psikolog ve Filozof William James, insan bilincini akan bir ýrmaða benzetmiþti. Büyük Benlik kanalýyla, çocuklar bazý anlarda bu ýrmaðýn daha derin akýntýlarýna girebiliyordu. Daha da ilerlemeden önce bu ýrmaða ait basit bir açýklama iyi olacaktýr.

Varlýðýmýzýn yüzeyinde küçük ben-liðimiz dediðimiz egomuz vardýr. Bu küçük benlik bizim dünyadaki var-lýðýmýzý sürdürebilmemiz için vardýr. Böylece gelecek tehlikeleri deðer-lendirir, geçmiþimizle ilgili kaygýlanýr ve geleceði düþünür. Küçük benlik, bizim varlýðýmýzýn pek çoðunu oluþtu-ran günlük diyaloglarýmýzý meydana getirir: "Bunu seviyor muyum? Neden demin böyle bir þey söyledim ki?" gibi… Bu benlik kendini ayrýca diðer insanlardan ayýrarak, onlar pahasýna kiþisel tatmin arayýþý içinde olan benlik tarafýmýzdýr da.

Bu yüzeyin geri planýnda ise

bilinçaltýmýz yatar. Egoya ait eylemler, düþünceler ve duygular bilinçaltýný etkilediði gibi, ondan etkilenirler de. Örneðin bir iþ yapacak olduðumuzda bilinçaltýmýz bunu sorgusuzca takip eder. Diyelim ki araba kullanýyoruz, tekerleði döndürmek için gerekli olan hiçbir kol hareketimiz üzerinde düþün-meyiz. Ya da diþimizi fýrçalarken yap-týðýmýz her hareketi harfi harfine düþünmeyiz. Bilinçaltýmýz egomuza tepki vermekle kalmaz, onu etkiler de. Doðumumuzdan itibaren bizim

malýmýz olan kiþisel özelliklere sahip olabiliriz ya da anne babamýzýn, medyanýn söylediklerini içselleþtiririz ve tüm bunlar bizim eylemlerimizi, duygularýmýzý ve düþüncelerimizi þekil-lendirebilirler. Belki de tüm bunlar kim olmamýz, neye benzememiz gerek-tiðiyle ilgili ailemizin veya medyanýn beklentileridir.

Bilinçaltýna daha da girerek, doðumu-muzla (örneðin zor bir doðum gibi) veya karmamýzla alâkalý bilgilere ula-þabiliriz. Esasýnda biz tam olarak far-kýnda deðilizdir ama bunlar tepkileri-mizi (iyi ya da kötü) otomatik biçimde etkileyen bir çeþit programlama husule getirirler. Mücadele gerektiren bir durum bir çocuktaki programlanmýþ tepkiyi aktive edebilir ve çocuk: "Ben bunu yapabilirim. Buna yeteneðim var" diyebilir ya da "Hayýr, hiç iyi deðilim. Yapamayacaðým" da diyebilir.

Psikoterapiye dönük yaklaþýmlarýn çoðu bu programlamanýn farkýna var-mak veya onu yenme adýmlarýdýr.

Bilinçaltýnýn gerçekliði sadece birey-sel deðildir. Bunun bir de hepimizin olan bir tarafý da vardýr. Irmak diðer nehirlerle buluþur, karýþýr. Bireysel bi-linçaltý akýmlarý birbirlerine karýþýr ve bilinçaltýnýn ortak paylaþým alanýný oluþturur. Böylece kýzým Haley, Mahalia Jackson'ý kolektif bilinçte var olduðu için bulabilir. Bir akrabamýz veya yakýn bir arkadaþýmýz hakkýnda bir sezgimiz oluþur ve bunu daha sonra teyid ederiz. Bu seviyedeki içgörü sýk-lýkla kiþiseldir yani kiþiye özeldir. Örneðin Mahalia kendi hayatý hakkýnda kýzýma özel bilgiler vermiþti.

Irmaðýn daha da ileri kýsýmlarýna git-tiðimizde kolektif alanýnýn ayrýca evrensel modellere veya Carl Jung'un da dediði gibi arketiplere sahip

olduðunu anlarýz. Bu ilk modeller, zih-nimizin içsel mimarisini oluþturan

insan bilincinin derin yapýlarý olarak düþünülebilir. Bunun ipuçlarýný farklý kültürlerde ve zamanlarda beliren ortak imajlarda veya kavramlarda görebiliriz. Örneðin bir daire imgesinin bütünlüðü temsil etmesi, savaþçý ya da þifacý rol-lerinin evrensel nosyonlara sahip olmasý gibi. Tüm bunlar insan þah-siyetine ait bir çeþit þablon ortaya koyarlar. Bilinçaltý dalgalarý birbirine karýþarak paylaþýlan ortak bir bilinçaltý yaratýrlar. Irmaklar akar, birbirine geçer ve karýþýr.

Aslýnda kim olduðumuzla ilgili daha fazlasý da vardýr. Bu nehrin daha da derinlerine daldýðýmýzda karþýmýza süper bilinç çýkar. Farkýndalýðýmýz bu seviyeye açýldýðýnda, ilhamlarý ve evrensel içgörüyü deneyimleyebiliriz veya bütünlük ve birlik kavramýný hissedebiliriz. Süper bilinçin kendine has özellikleri benlik ile süper bilinç arasýnda bir filtre vazifesi görür. Ýlerleyen bölümlerde göreceðiniz gibi iki yaþýndaki Alissa bir yunusun kendine þarkýlar söylediðini anlatacak, Diana ise ölmüþ babasýnýn varlýðýný hissedecek.

En geniþlemiþ farkýndalýðýmýzý ve nehrin içindeki en derin akýntýlarý Ýsa Bilinci, Budha doðasý, Tao'nun birliði, Tanrý, büyük boþluk, kozmik bilinç ve benzerleri þeklinde tanýyabilir ve tarif edebiliriz. John Steinback Gazap Üzümleri isimli çalýþmasýnda birlik ruhunu þöyle tarif etmiþti: "Belki bir kiþinin kendine ait bir ruhu yoktur ama büyük ruha ait bir parçaya sahiptir,

herkese ait olan tek büyük ruhun." Fizikçi Erwin Schrodinger ise þöyle demiþtir: "öz doðasý gereði zihnimiz tektir. Diðer bir deyiþle zihinlerin tümü (sayýsý ne olursa olsun) sadece tek'tir."

Spiritüel geliþim, farkýndalýðýmýzý gerçekte kim olduðumuzla buluþa-bilmek için geniþletmek anlamýna gelir. Kendimizin dýþýna doðru yaþamaya, fark etmeye ve kabul etmeye baþlayýn-ca bilge bir insan olmaya baþlarýz. Bu elbet ki sadece bu da deðildir, bu, gölge taraflarýmýzla da yüzleþmemiz ve onlarý kabul etmemiz anlamýna da gelir. Çünkü biz insanlar korkularýmýzla ve bizi kýsýtlayan her türlü duygu ve düþünce kalýplarýmýzla yüzleþtiðimiz zaman da büyümeye baþlarýz.

Bu basit harita içsel doðamýzýn derin-likleri ile ilgili bizi aydýnlatmakta ve kutsal geleneklerin de gösterdiði gibi birbirimizden hem nasýl ayrý hem de nasýl birbirimizle baðlantýlý olduðu-muzu ortaya koymaktadýr. Irmakta farklý akýntýlar olsa da, nihayetinde tüm akýntýlarýn tümü ýrmaðýn kendi-sidir, hepsi de ayný özden yapýlmýþtýr ve bilincin bölünmez birliðidir.

HAYATIN KENDÝSÝ SEVGÝDÝR

Beþ yaþýndaki kýzým bir gün: "Hayatýn kendisi sevgidir" diye yazdý bir parça kâðýda. Hâlbuki ona hiçbir dini eðitim vermemiþtik ve bu konu hakkýnda önden hiçbir konuþma yap-mamýþtýk. Bu özel notu da kendine kendine oynarken yazmýþtý. Bu notu

yýllarca buzdolabýmýzýn üzerinde tut-tuk. Çünkü o neyin önemli olduðuna dair bize en saf ve en bilgece hatýrlat-mayý yapýyordu.

Bilgelik, akýl ile gönlün apaçýk bir-leþme halidir. Leslie sekiz yaþýna geldiðinde, kilisede yaþadýðý bir aydýn-lanmayý anlattý bize ve þunlarý söyledi: "Birdenbire beynimde bir þimþek çaktý ve ben sevgi ve bilgelik için dua etmem gerektiðini anladým. Dua etmenin böyle olmasý gerektiðini kavradým o an. Bu bana daha önceden önerilmemiþti veya üzerinde konuþul-mamýþtý bile ama bu içgörü benim o andan sonra yaptýðým düzenli bir duam haline geldi. Bu size basit gelebilir ama bana müthiþ bir odaklanma saðladý. Bu benim sýrrýmdý. Ve þu ana kadar bun-dan hiç kimseye bahsetmemiþtim. Yirmili yaþlarýmýn sonuna gelene deðin bu tarz dualarýma devam ettim.

Evliliðime yakýn zamanlarda bu, bir þekilde deðiþti. Bu kez kalbimin açýl-masý için dua etmeye baþladým. .. Bu ayný temanýn farklý bir versiyonu gibi gözüküyordu.

"Bir noktada ruhsal yönden yük-selmeyi veya dualarýmdan bazý sonuçlar çýkacaðýný hayal ediyordum ve çok beklememe gerek kalmadan küçük iþaretler, yönler, içgörüler ve bazý zor durumlarý nasýl ele almam gerektiðiyle ilgili davranýþ metodlarý almaya baþladýðýmý fark ettim. O zamanlar, bilgelik denilen olgunun bildiðimiz bir þeyi uygulamaya

koy-makla ilgili olduðunu anlayabilecek olgunlukta deðildim. Bana gösterilen ýþýklara uymak ve onlarý öðrenebilmek için de onlarý yaþamak zorundaydým."

Bilgelik sadece bildiðimiz þeylerle de ilgili deðildir. Bilgelik nasýl yaþadýðýmýzla, bilgiyi nasýl ele aldýðýmýzla, þefkati ve iyiliði yaþam-larýmýzda nasýl uyguladýðýmýzla da ilgi-lidir. Büyük þair Emerson'un dediði gibi neyin doðru ve hakikat olduðunu bilmektir. Biz bunlarý yaþamýmýz boyunca öðrenmeye çalýþýrken, bazý çocuklar bu özelliklere inanýlmaz þekilde sahiptirler.

On bir yaþýndaki erkek çocuk Mattie Stepanek de böylesine bir bilgeliðe sahip olan ender çocuklardan biriydi. Yaþlý bir guru kadar bilgeydi ama elbet ki bunun içinde bir miktar komiklik ve bir çocuða ait canlýlýk da vardý.

Varlýðýnýn þeffaflýðý ve sadeliði ve yeryüzünde barýþ daðýtma misyonu çok etkileyici idi. Mattie'de MS hastalýðý vardý ve yýllardýr ölüm kalým savaþý veriyordu. Üç kardeþini bu hastalýktan kaybetmiþti. Mattie'nin hayatla ilgili üç dileði vardý: 1) Þiir kitabýný tamamla-mak 2) Kahramaný olan baþkan Jimmy Carter ile tanýþmak 3) Oprah

Winfrey'in programýna katýlarak, Dünya için Barýþ talebinde bulunmak.

2003 yýlý geldiðinde bu üç dileði gerçekleþmiþti. Televizyonda onunla yapýlan bir röportajda, programý sunan Larry King Mattie'ye Baþkan Carter ile

olan buluþmasýný sordu. Mattie bunu oldukça canlý ve komik biçimde anlattý. Mattie, Carter ile birebir görüþme imkâný bulmuþtu. Jimmy Mattie'nin kahramanýydý çünkü onu mütevazý bir barýþ yapýcý kiþi olarak görüyordu.

11 Eylül trajedisiyle ilgili olarak, Mattie üç þiir yazmýþtý. Birincisini Ýkiz Kuleler düþerken yazmýþtý. Çok ama çok üzgündü ve korkmuþtu. Þiir bu üzüntü ve kederi çok güzel ifade edi-yordu. Üçüncü þiirinde insanlara her-hangi bir tepki vermeden önce dur-malarýný ve sadece kendileri oldur-malarýný öðütledi. Mattie kendisiyle yapýlan röportajda, hastalýðýyla ilgili üzüntü duyduðunu ama bunun Tanrý'nýn ilâhi takdiri olduðunu söylemiþti.

Bazen "Bilmek" bizi hiç bek-lemediðimiz pek çok çeþitli yerlere götürebilir. Levi henüz iki yaþýnda idi. Anneannesi ile arka bahçede oynarken, annesi Krista evde temizlik yapýyordu. Ýçeri girdiklerinde Krista annesinin yüzündeki huzur dolu ifadeyi fark etmiþti. Çünkü bahçeye çýktýðýnda yüzünde bu tarz bir ifade yoktu. Krista ona bahçede neler olduðunu sorduðun-da annesi þu cevabý verdi: "Levi bana annemi anlattý." Krista'nýn anneannesi yirmi yýl önce vefat etmiþti. "Levi bana cennetteyken öðrendiði bir oyunu nasýl oynayacaðýmýzý anlattý. Bu oyun ben henüz küçük bir çocukken annemle oynadýðýmýz oyundu. Bir çeþit teker-leme oyunuydu. Levi bunu Büyük Nine Brown'dan öðrendiðini söyledi." (Ne

Krista ne de annesi Levi'ye büyük nineden bahsetmiþlerdi.) "Ona Brown nineyi nereden bildiðini sorduðumda beni düzelterek "Onun adý Büyük Nine Brown", o senin annen. Çok tatlý biri, sen de aynen ona benziyorsun" dedi. Gerçekten de Krista'nýn dediðine göre, annesi Brown ninesine çok benziyordu. Levi daha sonra Büyük Nine Brown'ýn çok komik biri olduðunu, enerjiyle dolu bir insan olduðu için ona yetiþ-menin imkânsýz olduðunu söyledi. Levi þu anda bile hala büyük ninesi Brown'ý anlatýyor.

RAHATLIK VE DANIÞMA

Bilgeliðe açýlan kapýlar farklýdýr. Bazý çocuklar sadece baþkalarý için bilirler, içsel rahatlýk ve þifa tesirleri ise bir yardýmcý eliyle ulaþýr. Melek, aziz ve atalarýn suretlerindeki ruhsal rehberler hemen hemen her kutsal kültürde mev-cuttur. Örneðin, Ýncil'de melek sözcüðü 294 kez geçmektedir. Birçok dinde hayvanlar da spiritüel enerjileri temsil ederler. Hayvan bir güç veya þifa sim-gesidir ve Amerikan Kýzýlderililerin dediði gibi görünmez dünya ile fiziksel olan arasýnda bir köprü, simge veya bir totem vazifesi görür. Bir Þaman örneðin bir hayvan postuna bürünerek þifa ve rehberlik enerjilerini çekmeye çalýþýr. Ýþte tüm bunlar bizim ortak bilincimizin derinliklerindeki formlar, fikirler ve imajlardýr.

Ailenin köpeði Adam henüz ölmüþtü ve o vakitler yedi yaþýnda olan Laura

köpeðinin kaybýndan dolayý çok zor zamanlar geçiriyordu. Adam'ý gerçek-ten çok sevmiþti ve acýsýný nasýl dinreceðini bilmiyordu. Annesi þöyle di-yordu: "Laura köpeðinden dolayý çok aðladý ve ona gerçekten yardýmcý ola-madým. Arabada giderken Laura çok konuþuyordu. Yorgun düþmüþtüm ve ona artýk oturmasý ve bir kaç dakika dinlenmesi gerektiðini söyledim. Neyse ki dediðimi yaptý ama yirmi dakika sonra ayaða kalkarak þunlarý söyledi: "Anne harika bir þey oldu. Bedenimden ayrýldým ve Adam ile konuþmaya gittim. Adam bana onunla ilgili bu kadar fazla aðlayýp üzülmemin onun için zorluk yarattýðýný ve ona gerçekten yardým etmek istiyorsam, ona sadece sevgimi ve ýþýðýmý gönder-mem gerektiðini söyledi. Ben de öyle yaptým. Þimdi daha iyiyim." Laura durdu ve sonra þunlarý ekledi: "Adam, yakýn ailemden birisi öldüðünde de artýk nasýl davranmam gerektiðini bildiðimi söyledi."

Birkaç hafta sonra Laura'nýn teyzesi ölümcül bir hastalýðý olan bir bebek dünyaya getirdi. Herkes için çok zor bir durumdu bu. Laura bebeði hastanede ziyaret etmek için ýsrarcý oldu.

Annesi þöyle dedi: "Bu konuda pek emin deðildim açýkçasý. Normalde Laura duygusal açýdan oldukça hassas bir çocuk olduðundan, böyle bir durumda daðýlýp gidebileceðini ve his-terik tepkiler verebileceðini

beklemiþ-tim. Ama yine de hastaneye gittik. Bu kederin ortasýnda Laura ölen bebeði kucaðýnda tutmak istediðini söyledi. Son derece sakin ve netti. Ne morali bozulmuþ ne de aðlýyordu. Sadece ölen bebeðe sevgi ve ýþýk göndererek yardým etmek için çýrpýnýyordu. O gün Laura hepimize yardým etmiþ oldu."

Ýki yaþýndaki Alissa, yunus balýðý ona bir þeyler söylemek istediðinde, sýrtýn-da onu alýp gezdirebileceðini söyledi. Alissa'nýn annesi þunlarý anlattý: "Ailecek oturma odamýzda, yunuslarla ilgili bir video izliyorduk. Sahnede pek çok yunus balýðý vardý ve aniden Alissa ekrana doðru koþarak "Anne bak bu týpký Kiwa! Neyle ilgili konuþtuðu hakkýnda en ufak bir bilgim dahi yoktu. Ona: "Kiwa kim kýzým?" diye sorduðumda, bana: "Kiwa benim yunusum" dedi. "Peki, onunla nasýl karþýlaþtýn?" "Cincinnati'de

tanýþmýþtýk."

Cincinnati'den yeni taþýnmýþlardý ve bir yunusla asla birlikte olmamýþtý. Alissa þöyle açýkladý: "Kiwa ile yunus-lara ait alanda yüzüyorum. Fakat çok uzun kalamýyorum. Bana bir þey söyleyeceði zaman beni kumsalda görüyor ve beni sýrtýna alýyor. Sýrtýnda gezmeme izin veriyor."

Baþlangýçta Alissa'nýn annesi bunun sadece bir fantezi olduðunu düþündü. Ama daha sonra kýzýnýn Kiwa ile buluþmalarýnýn bunun ötesinde bir

anlam ifade edebileceðini anladý. "Kiwa bana bazý þeyleri nasýl tamir edebileceðimi anlatýyor. Bana Jane'in kafasýný nasýl tamir edeceðimi anlattý" dedi bir gün.

Jane, Alissa'nýn annesinin arkadaþýydý ve migren aðrýlarý çekiyordu. Alissa'nýn annesi þunlarý söyledi bana: "Kýzýma, arkadaþým Jane'in migren krizlerinden hiç bahis etmemiþtim. Evde de bu konu hiç konuþulmamýþtý doðrusu. Alissa'nýn Jane'in problemiyle alakalý olduðunu, bir gün Jane bizim eve gelene kadar da bilmiyordum. Alissa sürekli olarak Kiwa'nýn Jane'e bir þeyler söylemek istediðini söylüyordu. Onun yerine bana söyleyebilirsin dediðimde de bana: "Hayýr, bu bilgi Jane için. Senin için deðil ki" diyordu. Sonunda Alissa Jane'e doðru yürüdü ve ona dokundu ve kulaðýna: "Kendini rahat býrak ve gevþe" dedi.

Bu size oldukça basit geldi deðil mi? Ama arkadaþým Jane bunu müthiþ derin bir deneyim olarak hissetti. Çünkü Jane gevþeme konusunda inanýlmaz güçlük çeken biriydi. Sadece sözcükler deðildi onu etkilemiþ olan. O an müthiþ bir þifa da hissetmiþti."

Ýki yaþýndaki bu küçük kýz, Jane'in migrenleri hakkýnda hiçbir bilgisi olmamasýna raðmen, ona doðrudan ve þifalandýrýcý bir reçete sunmuþtu.

Gelecek Ay: Konumuza kaldýðýmýz yerden devam edeceðiz.

elâmlar sevgili dostlar, ben Manyetik Hizmetten Kryon. Burada var olan farkýndalýk bilinci içinde ileri bilgileri almaya hazýr durumda olan insanlar toplanmýþtýr. Ýleri bilgi derken ayný zamanda ileri düzeyde anlayýþý da kastediyoruz.

Þimdi bir kez daha kýsmen bilimsel olan bir husustan söz ediyorum. Eðer bir tanýdýðýnýza yapýlacak olan celselere katýlmak için Sedona'ya gideceðinizi söylerseniz ve o kiþinin bu konuda önyargýlarý varsa, o kiþi bir taraftan gözlerini devirirken, ayný zamanda kibarlýk göstergesi olarak hoþça zaman

geçirmeniz dileðini iletecektir. Ama cinler, periler gibi saçmalýklarla uðraþtýðýnýzý düþündüðü için bu gezi-den geri dönmenizgezi-den sonra size neler yaptýðýnýzla ilgili hiçbir soru sormaya-caktýr. Böyle toplantýlardan hiçbir bek-lentileri olmayan pek çok insan vardýr, çünkü onlar sizin anladýklarýnýzý anlayamamaktadýrlar. Oysa bu olay gerçektir, eðlence amaçlý bir etkinlik deðildir ve uygulamaya yönelik olarak da ele alýnmalýdýr, yani insanlarýn yaþamlarýnda yararlarý fiilen görülebilmelidir.

Gerçek olan nedir ve gerçek olmayan nedir? Bugün iþleyeceðimiz

S

Celse 2

Medyum: Lee Carroll, 19.10.2018 Sedona, ABD

konu budur. Normal yaþamýnýzda günlük olarak gördükleriniz,

buraya gelirken yanýnýzda getirdiðiniz sorunlarýnýz ve baþetmek zorunda olduðunuz hususlar gerçek yaþamýn parçalarýný oluþtururlar. Bununla birlik-te, bir de farkýnda olmayabileceðiniz bir baþka gerçeklik olabilir. Alan'dan söz ediyorum.

Son yýllarda Alan üzerinde giderek daha fazla araþtýrma yapýlmaktadýr. Size daha önce Alan'ýn aslýnda bir alt gerçeklik olduðunu ve geleceðe ait olan tüm potansiyelleri içerdiðini söylemiþtik. Size birazdan anlatacaðým þeylerin gerçekliðini, uygulanabilirliði-ni ve hattâ bilimselliðiuygulanabilirliði-ni anlamanýzý istiyorum. Çünkü bu odada bulunan insanlar bunlarý anlar, uygular ve onlar-la birlikte çalýþýrken diðerlerinin büyük çoðunluðu bu kavramlarla karþýlaþtýk-larýnda þaþkýnlýk içinde kafalarýný kaþý-maktadýrlar.

Size yýllar önce yeni bir Papa'nýn geleceðini söylemiþtim ve gerçekten de 13 ay sonra Papa istifa etmiþ ve yeni bir Papa seçilmiþti. Birkaç yýl önce Kore liderinin ölmesinden sonra genç yaþtaki oðlu onun yerini aldýðýnda, size daha sonra beþ kez tekrar ettiðim bazý bilgiler vermiþtim. O zaman size bu liderin nükleer silâhlardan vazgeçmesi ve Kore yarýmadasýný birleþtirmesi potansiyelinin olduðunu söylemiþtim. Pek çok insan bu söylediklerimi bu

Benzer Belgeler