• Sonuç bulunamadı

Danıştay'ın özelleştirme ihalesi sonrasında imzalanacak sözleşmelere ilişkin görüşü

neyin 2 hangi yöntemle 3

4. Özelleştirmelerde yargısal denetim: İdari yargının özelleştirme işlemlerine yaklaşımına örnekler

4.3 Seydişehir Eti Alüminyum

4.5.4 Danıştay'ın özelleştirme ihalesi sonrasında imzalanacak sözleşmelere ilişkin görüşü

4.5.4 Danıştay'ın özelleştirme ihalesi sonrasında imzalanacak sözleşmelere ilişkin görüşü

4.5.4.1 Karayolları Trafik Kanunu'nda 5228 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten sonra

260

Tescile bağlı araçların muayenelerini

yapmak veya yaptırmak

• • • • • •

35. maddesinin 1. fıkrası ise “

” şeklindedir. ÖİB'nin görüş için Danıştay'a başvurduğu tarihten önceyse 5228 sayılı Kanunla;

7. maddenin (j) bendi kaldırılmış, 35. maddesinin 1. fıkrası ise “

” şeklini almıştır.

İmtiyaz sözleşmeleri hakkında görüş bildirmekle görevli olan Danıştay 1. Daire, aşağıdaki gerekçelerle, yetki verme ve işletme belgesiyle bu hizmetin devredilmesi hususlarını içeren sözleşmenin kamu hizmeti imtiyaz sözleşmesi olarak değerlendirilmesi olanağı bulunmadığına ve dolayısıyla sözleşme hakkında görüş bildirilmesine yer olmadığına karar vermiştir:

Karayollarında trafiğe çıkacak motorlu araçların teknik koşullara uyup uymadığının belirli aralıklarla denetlenerek durumlarının saptanması ve böylece karayollarında can, mal ve trafik güvenliğinin sağlanması işi, kamu güvenliği ve esenliğini, dolayısıyla kamu yararını amaçlamaktadır ve kamu hizmeti niteliği taşımaktadır.

Kamu hizmetinin kurulması veya işletilmesi işi, imtiyaz usulüyle ve kamu hizmeti imtiyaz sözleşmesi ile gördürülmek isteniyorsa bu işi yapmakla görevlendirilmiş bir kamu idaresinin var olması gereklidir. Ancak, Karayolları Kanunu'nda 5228 sayılı kanunla yapılan değişiklikle, KGM'ye tanınmış bulunan tescile bağlı araçların muayenelerini yapmak ve yaptırmak görevi kaldırılmış ve araç muayenelerinin sadece yetki verilen gerçek ve tüzel kişilere ait muayene istasyonlarında yapılacağı belirtilmiştir. Bu durumda, araç muayene hizmeti, kamu hizmeti niteliğinde olmakla birlikte, herhangi bir kamu kuruluşunun asli görev ve faaliyeti içindeki tekel niteliğinde bir hizmet üretimi olmaktan çıkarılmıştır.

Özelleştirme Kanunu'nun 15. maddesi uyarınca genel ve katma bütçeli idarelerle bunlara bağlı döner sermayeli kuruluşların sadece tekel niteliğindeki mal ve hizmet üretim faaliyetleri ile kamu iktisadi kuruluşlarının temel kuruluş amaçlarına uygun mal ve hizmet üretim faaliyetleri imtiyaz kabul edilmiş ve genel ve katma bütçeli idarelerle bu idarelerin tekel niteliğindeki mal ve hizmet üretim faaliyetleri arasındaki organik ve işlevsel bağlılığa açıkça vurgu yapılmıştır.

Araçların muayeneleri, Karayolları Genel Müdürlüğüne ait muayene istasyonlarında veya bu kuruluş tarafından işletme belgesi ile yetki verilen gerçek veya tüzelkişilere ait muayene istasyonlarında yeterli makine ve gereçlerle ve yetkili kılınan görevlilerce yapılır.

Araçların muayeneleri, yetki verilen gerçek veya tüzel kişilere ait muayene istasyonlarında yapılır. Yetki verilen gerçek veya tüzel kişiler, bu yetkilerini alt işleticilere aynı standartları sağlamak koşulu ile devredebilirler. Bu devir, yetki verilen gerçek ve tüzel kişilerin sorumluluklarını ortadan kaldırmaz. Bu istasyonların yönetmelikler doğrultusunda aranan nitelik ve şartlara uygunluğunun saptanması sonucunda işletme belgesi Ulaştırma Bakanlığı tarafından verilir.

261

262

261 16 Temmuz 2004 tarihli ve 5228 sayılı “Bazı Kanunlarda Ve 178 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun”, Resmi Gazete: 31 Temmuz 2004 - Sayı: 25539.

• Kamusal bir hizmet, hem tekel olmaktan hem de genel ve katma bütçeli idarelerin görev ve faaliyetleri olmaktan da çıkarılmış ise, kamu hizmeti niteliğini taşısa bile imtiyaz sayılamaz.

Danıştay 1. Daire'nin bu görüşü Danıştay İdari Dava Daireleri Genel Kurulu tarafından da kabul edilmiştir.

Yukarıda belirtildiği üzere; Karayolları Trafik Kanunu'nun 35. maddesinin 1. fıkrası, 5398 sayılı Kanunla değiştirilmiş ve altı çizilerek gösterilen yerler eklenerek hüküm şu şekli almıştır: “

”.

Bu değişiklikten sonra, ÖİB, 26 Temmuz 2005 tarihli yazısıyla Danıştay'a başvurarak yapılan değişiklik çerçevesinde yeniden görüş istemiştir.

Danıştay 1. Dairesi, bu sefer, yapılması gereken sözleşmeyi bir imtiyaz sözleşmesi olarak kabul etmiş, ancak gönderilen sözleşmenin bir imtiyaz sözleşmesinin özellik ve unsurlarını taşımadığı şeklinde özetlenebilecek aşağıdaki gerekçeyle görüş talebini reddetmiştir:

263

264

265

4.5.4.2 Karayolları Trafik Kanunu'nda 5398 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten sonra

Araçların muayeneleri

, yetki verilen gerçek veya tüzel kişilere ait muayene istasyonlarında yapılır. Yetki verilen

gerçek veya tüzel kişiler, bu yetkilerini alt işleticilere aynı standartları sağlamak

koşulu ile devredebilirler. Bu devir, yetki verilen gerçek ve tüzel kişilerin sorumluluklarını ortadan kaldırmaz. Bu istasyonların yönetmelikler doğrultusunda aranan nitelik ve şartlara uygunluğunun saptanması sonucunda işletme belgesi Ulaştırma Bakanlığı tarafından verilir.

(…) Araç Muayene Hizmetinin Görülmesi İşinin devredilmesine yönelik olarak imtiyaz verilebilmesi için, işi üstlenen şirket ile hizmetin asıl sahibi olan Ulaştırma Bakanlığı arasında imzalanacak olan imtiyaz sözleşmesinin, kaide tasarruf, şart tasarruf ve sübjektif tasarruf hükümlerini taşıyan bir nitelikte hazırlanması, örnek olarak belirtmek gerekirse, sözleşmenin tarafları, konusu, süresi, tasarım, yatırım ve inşaat ile ilgili ilkeler, finansman, kredi, iş programı ve faaliyet raporları, işin tamamlanmasındaki gecikmeler, işletmeye başlama, denetim, güvenlik önlemleri, kamu hizmetinin aksaması halinde idarenin uygulayacağı yaptırımlar ve gerektiğinde hizmetin resen idare tarafından yapılması, teminat, bakım ve onarım, sözleşmenin feshi, devir ve temliki, sözleşme süresinin uzatılması, sözleşmenin sona ermesi veya feshi halinde yapılan yatırımların kime ait olacağı, eğitim, uyuşmazlıkların çözümü, sözleşmenin yürürlük tarihi gibi bulunması gerekli tüm düzenlemeleri kapsayacak şekilde bir imtiyaz Ulaştırma Bakanlığına ait muayene istasyonlarında veya bu Bakanlık tarafından işletme yetki belgesi ile yetki verilmesi halinde ise

Ulaştırma Bakanlığının onayı ile

266

263 Hemen belirtmek gerekir ki; buradaki tartışma konusu, özel kişiye bir imtiyazın tanınıp tanınmadığıdır. Kamu hizmetlerinin özel kişiye

gördürülmesinde imtiyaz, yap-işlet-devret ve yap-işlet modellerinin yanında örneğin ruhsatla gördürme de söz konusudur. Dolayısıyla, bir mal veya hizmet üretiminin hukuken kamu hizmeti olduğu hallerde dahi, o kamu hizmeti sadece idarenin görevi veya tekel değilse, özel kişiye imtiyaz verilmesi söz konusu değildir. Örneklersek, ilk ve ortaöğretim devletin görevidir, ama sadece devletin görevi olmayıp özel kişilerce de görülebilir. Dolayısıyla özel okulların faaliyetleri hukuken bir imtiyaz niteliğinde değildir.

264 Danıştay İdari Dava Daireleri Genel Kurulu, E. 2005/1, K. 2005/1, Kt. 15.06.2005.

265 3 Temmuz 2005 tarihli ve 5398 sayılı “Özelleştirme Uygulamalarının Düzenlenmesine Ve Bazı Kanun Ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunda Ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun”, Resmi Gazete: 21 Temmuz 2005 – 25882. 266 Danıştay 1. Daire, E. 2005/754, K. 2005/1075, Kt. 26.09.2005. Daha sonra, Danıştay düzeltilen sözleşme hakkında olumlu görüş bildirilmiştir,

sözleşmesi taslağının hazırlanarak Danıştay'a gönderilmesi gerekirken bu konularda hüküm içermeyen, adı imtiyaz sözleşmesi olarak dahi düzeltilmemiş, eksik ve yetersiz sözleşme tasarısı hakkında görüş istemi konusunda yukarıda açıklanan nedenlerle bu haliyle görüş bildirilmesi mümkün bulunmadığından dosyanın iadesine (…) oybirliğiyle karar verildi.”.

Türkiye Selüloz ve Kâğıt Fabrikaları A.Ş. (“SEKA”), 1997 yılında Özelleştirme Yüksek Kurulu'nun (“ÖYK”) 6 Aralık 1997 tarihli ve 97/54 sayılı kararıyla özelleştirme kapsamına alınmıştır.

Daha sonra 1998 yılında, ÖYK 15 Temmuz 1998 tarihli ve 98/51 sayılı kararıyla SEKA'nın özelleştirme programına alınarak satış, kiralama, işletme hakkı devri ve işin gereğine uygun sair hukuki tasarruflar yöntemlerinden biri ve/veya birkaçının birlikte veya ayrı ayrı uygulanması suretiyle özelleştirilmesine karar vermiştir.

1999-2002 yıllarında zarar eden SEKA Balıkesir İşletmesi (“İşletme”) için, 2000 yılında ilkinde “blok satış/varlık satışı”, ikincisinde “varlık satışı” yoluyla iki kez, 2002 yılında da “varlık satışı” yoluyla bir kez olmak üzere toplam üç kez ihaleye çıkılmış, fakat ihalelerde teklif verilmemiştir. Bunun üzerine ÖYK 3 Ocak 2003 tarihli ve 2003/1 sayılı kararıyla, en az iki ihale sonucunda uygulanan ihale usulleriyle sonuç alınamadığı gerekçesiyle, Özelleştirme Kanunu'nun 18. maddesinin (C/c) fıkrası uyarınca “belirli istekliler arasında kapalı teklif usulü” ile ihaleye çıkılmasına karar vermiştir. Ardından Özelleştirme İdaresi Başkanlığı (“ÖİB”) “varlık satışı” yoluyla yeniden ihaleye çıkmıştır.

Yapılan ihalede tek istekliden teklif gelmesi üzerine pazarlık usulüyle görüşmeye devam edilmiş ve istekli şirket pazarlık görüşmesinde 1,1 milyon ABD doları teklif vermiştir. Rekabet Kurulu'nun olumlu görüşü de alındıktan sonra ÖYK'nın 13 Mayıs 2005 tarihli ve 2003/25 sayılı kararıyla SEKA Balıkesir İşletmesinin teklif sahibine satılmasına karar verilmiştir. ÖYK kararında; İşletmenin 2002 yılında 20.175.979.000 TL olmak üzere yıllardır zarar ettiği; 2002 yılında İşletme'ye 9.370.000.000 TL kaynak aktarıldığı; alıcıya bir yıl süreyle İşletmenin son üç yıllık ortalama üretim miktarının yarısı kadar üretim ve 15-20 milyon Dolar civarında olan gerekli yatırımın yapılması şartları getirildiği; yeni bir sistem kurulacağı ve kalitenin arttırılacağı belirtilmiş ve İşletmenin ekonomiye katkısı, istihdamın arttırılması, teknolojik yenilik ve yatırım hususları vurgulanmıştır.

4.6

4.6.1 SEKA Balıkesir İşletmesi