• Sonuç bulunamadı

Danışma sürecinde, sivil toplum kuruluşlarından taslak metinler üzerine görüş istenmektedir. Bu anlamda sürecin kurgulanmasında sivil toplum kuruluşlarının kendilerinin dinlendiği, geliştirdikleri çözüm önerilerinin dikkate alındığını bilerek katılım sağladıklarının hissettirilmesi dikkate alınmalıdır. Sivil toplum kuruluşlarının süreçte dikkate alınmadıklarına dair hassasiyetlerinin giderilmesi, katılımdaki etkinlikleri üzerinde de olumlu katkı sağlayacaktır345.

Yasa yapım sürecinde danışılacak sivil toplum kuruluşlarının belirlenmesinde şeffaf kriterlerin olması, süreç kurgusunda dikkate alınmalıdır. İdeolojik ayrımlardan olabildiğince sıyrılmış, mümkün olan en çok sayıda farklı görüşün süreçte rol alabileceği sistemler üzerine demokratik ülkelerde çalışılmaktadır. Alman Parlamentosu, yasama komisyonlarına davet edilecek sivil toplum kuruluşlarını belirlerken ayrı bir müzakere süreci yürütmekte, azınlıkta olan kuruluşların görüşlerinin temsil edilebilmesi için çalışmalar yapmaktadır346.

345 Türkiye’de Sivil Toplum Kuruluşları Sempozyumu XVI sonuç bildirgesindeki

tespitlerden biri ilgi alanlarıyla ile ilgili çalışmaların devlet politikalarında yer almaması ve bu durumun kuruluşlarca yapılan çalışmaları etkilediği ve sorunlar yarattığıdır. Ayrıntılı bilgi için bkz. İki Sempozyum: Türkiye’de Sivil Toplum Kuruluşları, Türkiye Ekonomik ve Sosyal Tarih Vakfı Yayınları, 2005, s. 246-251.

346 Alman Parlamentosunda müzakere sürecinin işletildiği kamu açılımlı komisyon

toplantılarının yapılıp yapılmayacağına komisyon üyelerinin çoğunluğu karar vermekle birlikte, komisyonun dörtte birinin isteği halinde de toplantı gerçekleştirilmektedir. National Democratic Institute (NDI), The Role and Practice of Legislative Hearings in Democracies: Examples from Germany and United States, 2000.

Sivil toplum kuruluşlarının listelerinin tutulması da katılımı arttırmak ve cesaretlendirmek için kullanılan bir yöntemdir. Listelerin oluşturulmasında yasa koyuculara bir veri tabanı hazırlama amacı olmalı, ideolojik sınırlandırmalardan uzak durulması gerekmektedir347.

Türkiye’de sivil toplum kuruluşlarının yasama sürecine katılımı komisyon aşamasıyla sınırlı kalmakla birlikte, bir tespit olarak bir uygulama birliği olmadığı ve kurumsallaşma bulunmadığı söylenebilir. Sivil toplum kuruluşlarının yasa yapım sürecine asıl etki sağlayacağı komisyon aşamasında, sivil toplum temsilcilerinin toplantıya çağırılması ve hangi kuruluş temsilcilerinin çağırılacağı ile görüşlerine başvurulması usulü tamamen komisyon başkanının takdirine bırakılmış durumdadır348.

347 Council of Europe Committee of Ministers (CM 2017), Guidelines for Civil

Participation in Political Decision Making, 27.09.2017.

348 Sivil Toplum Kuruluşlarının Yasama Sürecine Katılımını güçlendirmek amacıyla

YASADER tarafından organize edilen sempozyumda Yasama Uzmanı ve TBMM Kanunlar ve Kararlar Daire Başkanlığında Müdür Yardımcılığı yapmış, Dr. Fahri Bakırcı’nın tespiti bu anlamda ilgi çekicidir: “Türkiye Büyük Millet Meclisi İç Tüzüğü’nde ne komisyonlarda ne de Genel Kurulda sivil toplumun katılımına ilişkin bir kural bulunmamaktadır. Komisyon gündeminin kimlere gönderileceğini belirleyen 26’ncı ve komisyon toplantılara girebilecek olanları düzenleyen 30 ve 31’inci maddelere bakıldığında Başbakanlık, ilgili bakanlıklar, siyasal parti grupları, diğer ilgili komisyon başkanlıkları, Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri, temsilci olarak görevlendirilen üst düzey kamu görevlileri ile uzmanlardan söz edildiği görülmektedir. 1973 tarihli İç Tüzük’te böyle bir kavramın bulunmaması, İç Tüzük’ün yapıldığı dönem dikkate alındığında doğal karşılanabilir. Bu nedenle, fiili bir gerçek olan sivil toplum örgütlerinin toplantıya çağrılmalarının veya toplantıya alınmalarının da fiilen gerçekleştiği

Belirlenecek kurallara göre, bir resmi kayıt sistemi geliştirilebilir. Kuruluşların komisyon aşamasına katılımında iki aşamalı bir planlama yapılabilir. Yazılı görüş bildirmek isteyen kuruluşlara bir sınırlama getirilmemelidir. Gerçekten de en büyük sorun, hangi kuruluşların komisyon toplantılarına davet edileceği konusunda yaşanmaktadır. Türkiye’de ise kimlerin davet edileceğine dair bir kriter mevcut değildir349. En büyük risk

görülmektedir. Yasal bir zorunluluk bulunmadığı için de, örgütlerin toplantıya alınıp alınmayacakları, alınacaklarsa hangilerinin tercih edileceği ve toplantı sırasında söz verilip verilmeyeceği, söz verilecekse ne kadar süreyle söz verileceği tümüyle komisyon başkanının inisiyatifinde yürümektedir. Komisyon başkanı kimi zaman çok geniş yelpazeden sivil toplum örgütlerini toplantıya çağırabilmekte, kimi zaman sadece başvuru yapanları ya da bunların aralarından bazılarını toplantıya çağırmakta, kimi zaman da hiçbir örgütü toplantıya çağırmamaktadır. Gerçi her konunun sivil toplum örgütlerini ilgilendirmesi beklenemeyeceğinden, hiçbir örgütün toplantıya çağrılmaması işin doğası gereği de olabilir. Ancak bazen ilgili sivil toplum örgütleri bulunduğu hâlde toplantıya çağrılmayabilmektedir.” YASADER, “Yasama Sürecine Sivil Toplum Katılımı: Bir Sistem Arayışı Sempozyumu Tutanakları, 19 Kasım 2007, s. 24-25.

349 Sivil toplum kuruluşları komisyon gündeminde bulunan önerinin görüşülmesini

sağlamak için komisyon üyeleri ya da başkanlarına gerekçelerini bildirebilirler; gündeme alınmış bir konuda görüş bildirmek için toplantıya davet edilme ya da gönderdikleri yazılı görüşlerin dikkate alınması isteminde bulunabilirler. Bu görüşler ya da gerekçeler internet üzerinden veya faksla gönderilebileceği gibi yüz yüze temaslarla da aktarılabilir. Komisyon başkan ve üyelerinin sivil toplum kuruluşlarının isteklerini dikkate alarak komisyon gündemi belirlemeleri ya da görüşülmekte olan yasa önerisinde sivil toplumun görüşünü yansıtması mümkündür. Ancak bu işleyiş sivil toplum kuruluşlarına sürecin takibi açısından iş yüküne neden olmaktadır.

ise komisyon başkanları tarafından muhalif olduğu bilinen kuruluşların toplantılara çağırılmama ihtimalidir. Oysaki, komisyon aşamasında lehte görüşler kadar aleyhte görüşler de olmalıdır. Ayrıca, toplantıya katılan kuruluş temsilcilerinin konuşmalarını nasıl yapacağı da komisyon tarafından belirlenmektedir. Teamülen, toplantılar başkanın konuşmasıyla başlar, sunumlar gerçekleştirilir ve milletvekilleri kuruluşlara sorularını yöneltir.

Bu durum, komisyon toplantılarında kuruluşların birbirleriyle ya da milletvekilleriyle tartışması ve bir sonuca varmayan söz düellolarına dönüşmesine neden olabilir350. Çözüm olarak, kuruluşların görüşlerinin öncelikle yazılı olarak alınması önerilebilir.