• Sonuç bulunamadı

Hall, Wooster ve Woodhaouse (1985)’in “Taking Responsibility For

Teacher Stres” isimli çalışmalarında öğretmenlerin daha fazla sorumluluk alarak yaşamlarındaki stresi kontrol etme yolları kurs organizasyonu içerisinde incelenmiştir. Öğrenciler ve çalışma arkadaşları olarak iki stres boyutu üzerinde durulmuştur. Öğrencilerden kaynaklanan stresörler; derslerin bölünmesi, kendi aralarındaki agresif davranışlar, dersleri aksatma olarak personellerden kaynaklanan stresörler ise iş arkadaşları arasında profesyonel olmayan davranışlar, işe gelmeyen öğretmenlerin idare edilmesi, yönetimden kaynaklanan aksaklıklar ve iş arkadaşlarının birbirlerine karşı agresif davranışları şeklinde belirlenmiştir. Çalışmada öğretmenler stres kaynağını ortadan kaldıramadıkları ve kendilerini stresli hissettikleri durumlarda stresleriyle baş etmek için sıcak duş alma, rahatlatıcı müzik dinleme, yürüyüş yapma gibi yolları kullandıkları tespit edilmiştir.

Haris, Halpin ve Halpin (1985) tarafından yapılan araştırma, öğretmenlerin

karakterleri ile stres arasındaki ilişkiyi ortaya koymaya yöneliktir. Araştırmanın evrenini Kansas (52), Michigan (31) ve Alabama (47) eyaletlerindeki okullarda çalışan ortaokul öğretmenleri oluşturmaktadır. Araştırmada bu okullarda çalışan 97’si kadın ve 33’ü erkek olmak üzere toplam 130 öğretmen örneklem olarak alınmıştır. Araştırmanın sonucunda;öğrenciyi kontrol etmede, otoriter ve insancıl olmak üzere iki tür öğretmen yaklaşımı vardır. Otoriter öğretmeler kuralcı, öfkeli, titiz, sıkı bir denetim ve düzen istemi gibi kuralcı ve gergin kişilik özellikleri gözlenmiştir. İnsancıl öğretmenin öğrenciyi kontrol anlayışı, davranış ve öğretmenin psikolojik-sosyolojik temellerine, iletişime, öğrenciye güvene, sorumluluk vermeye ve yeteneklerini geliştirmeye yönelik olduğu ortaya çıkmıştır.Öğrenci kontrol anlayışı ile stres arasındaki bütün ilişkiler negatiftir. Otoriter anlayışa sahip öğrenci kontrolünde yüksek seviyeli stres görülmektedir. Yaş, mesleki yetersizliğe bağlı stres faktörleri ve aşırı iş yükü arasında ilişki bulunmaktadır. Yaşlı öğretmenlerde bu kaynaklar daha fazla strese neden olmaktadır. Ayrıca öğrenci kontrol anlayışı ile cinsiyet arasında da önemli bir ilişkinin olduğu erkek öğretmenlerin daha otoriter bir yönetim anlayışına sahip olduğu ortaya çıkmıştır.

Capel (1989)’in çalışmasının amacı, dört ortaokulda çalışan öğretmenlerde

stresin ve tükenmenin artmasına katkıda bulunan farklı faktörleri değerlendirmektir. Çalışmada, Bireysel Değişkenler, Sosyal-psikolojik Değişkenler ve Örgütsel Değişkenler isimli üç genel başlık altında yedi faktör belirlenmiştir. 160 öğretmen üzerinde anket uygulanarak yapılan çalışmadan çıkan bazı sonuçlar şöyledir: Öğretmenlerin stres ve tükenme seviyeleri normal veya düşük çıkmıştır. Ayrıca hiçbir öğretmende yüksek seviyede stres ve tükenme görünmemekle beraber 78 öğretmende yedi faktöre de bağlı olan stres ve tükenme belirlenmiştir. Öğretmenlerde stres ve tükenme seviyesi düşük olmasına rağmen dikkat dağılması, zihinsel ve duygusal çöküntü, öğrencilerle daha az ilgilenme, onlara daha az bilgi verme, örgüt içerisinde çok çalışma ancak karşılığını alamama, işi terk etme ve mesleği bırakma gibi olumsuz etkilerin ortaya çıkması ihtimali tespit edilmiştir.

Forlin (1998)’in yapmış olduğu araştırma, Avustralya’daki ilköğretim

öğretmenlerinin eğitim sırasında ve özel durumlarda stresli durumlarla baş etmeleriyle ilgilidir. Araştırmanın örneklemini Avustralya’nın Queensland şehrindeki Darling Downs bölgesinde bulunan 13 okuldaki 17 sınıf öğretmeni oluşmuştur.

Araştırmaya göre öğretmenlerde en çok strese neden olan konular, kişisel zorluklar ve çocuk aktivitelerine bağlı zorluklar olarak sınıflandırılmıştır. Öğretmenlerin hemen hemen hepsi çocukların eğitiminden ve huzurundan kendilerinin sorumlu olduklarına inandıkları ortaya çıkmıştır. Bu durumun ise oldukça fazla bir şekilde strese neden olduğu belirtilmiştir. Çocuğun ihtiyaçları, beslenmesi ve aktif öğrenme çevresi de yine öğretmenlerin tamamı tarafından stresli durum olarak görülmüştür. Çocuk davranışlarına bağlı stres yapıcıların başında ise çocuğun uygunsuz sosyal kabiliyetler sergilemesi ve kısa dikkat süresi olduğu vurgulanmıştır. Öğretmenlerin eğitim ile ilgili stresli durumlarla baş etmek için kullandıkları en etkin stratejinin mizah duygularını koruma, bazı öğretmenlerin ise stresli olduğu durumlarda izin almak, alkol kullanmak ve meditasyonu denedikleri, yine öğretmenlerden bir kısmının ise stresli oldukları zaman istifa etmeyi düşündükleri ortaya çıkmıştır.

Pervez ve Hanif (2003)’in çalışması, kadınlarda iş stresinin kaynaklarını ve

düzeylerini öğrenmeyi amaçlamıştır. Aynı zamanda ilkokul öğretmenleri ile ortaokul öğretmenleri ve resmi okullarda çalışan öğretmenler ile özel okullarda çalışan öğretmenler arasında da stres düzeyi bakımından karşılaştırılmalar yapılmıştır.

Stres seviyelerinin hafif, orta ve yüksek olmak üzere üç kategoriye ayrıldığı araştırmaya göre;bütün ölçeklerde ortaokul öğretmenlerinin stres seviyeleri ilkokul öğretmenlerine nazaran daha yüksek çıkmıştır.Resmi okul öğretmenleri zaman yönetimi ve işten kaynaklanan stres yapıcılar itibariyle özel okul öğretmenlerine göre daha çok strese sahip oldukları;kalp ve damar hastalıkları ile gastronomik hastalıklar, stres belirtisi olarak özel okul öğretmenlerinde yüksek seviyede olduğu daha çok iş deneyimi olan öğretmenler ile kalabalık sınıflarda ders yapan öğretmenlerin, diğerlerine göre daha stresli oldukları tespit edilmiştir.

Arikewuyo (2004) ’nun araştırması Nijerya’daki Ortaokul Öğretmenlerinin Stres yönetim stratejilerini incelemeye yöneliktir. Araştırmada elde edilen sonuçlara göre;öğretmenlerin stresle baş etmek için birçok strateji denediği görülmüştür. Ancak genel olarak stres yönetiminde aktif stratejiler kullanılmıştır.Sonuçlara göre;öğretmenlerin %90’ı stresli durumla mücadele hissine sahiptir.Öğretmenler stresli olduğu zamanlarda problemin üstesinden gelebileceklerini hissetmekte ve baş etmek için stresin kaynağını doğru tespit etmeye gayret etmektedir.Nijerya’da genel olarak öğretmenler ev işlerini okuldaki eğitim işlerini engellemeyecek şekilde düzenleme yoluna gitmişlerdir.Öğretmenlerin strese girdikleri zaman işin hayattaki her şey olmadığı gerçeğiyle kendilerini avuttukları ve bu şekilde streslerinin derecelerini düşürdükleri ortaya çıkmıştır.

Lazuras (2006)’ın yaptığı araştırmada Yunanistan’daki özel ve devlet okullarının öğretmenlerinin stres seviyelerindeki farklılıkları tespit etmek ve özel okul öğretmenlerinin stresinin sürecini anlamak için oluşturduğu taslağa ilk kanıtı sağlamayı amaçlamıştır. Yunanistan’ın Thessaloniki şehrinde yapılan araştırmada 34’ü özel ve 36’sı genel eğitim öğretmeni olmak üzere toplam 70 öğretmen üzerinde anket uygulanmıştır. Kişilerarası çatışmalardan kaynaklanan mesleki stres, örgütsel

sıkıntılar, aşırı iş yükü, işe bağlı negatif duygulanım ve sağlık sonuçlarını içeren Likert tipi ölçeğin kullanıldığı araştırmada ortaya çıkan sonuçlara göre özel okul öğretmenleri sadece örgütsel sıkıntılarda devlet okullarındaki eğitimcilerden oldukça farklılık göstermiştir. Analizlere göre bu farklılıklar; örgütsel kurallar ve prosedürler, diğer çalışanlar, yöneticiler, ne yapılması ve nasıl yapılması ile ilgili bilgi eksikliği, yetersiz yardım ve yanlış talimatlar şeklindedir.

Antoniou, Polychroni ve Vlachakis (2006)’in yapmış oldukları araştırmada

Yunanistan’daki ilk ve ortaokul öğretmenlerinin işteki stresinin ve mesleki tükenme deneyimlerinin kaynaklarını cinsiyet ve yaş farkını gözeterek tanımlamayı amaçlamışlardır. Bu çalışmada kadın öğretmenlerin mesleki stresinin özellikle öğrenciler ve meslektaşlarla etkileşim, iş yükü ve duygusal tükenme bakımından daha yüksek düzeyde olduğu ;genç öğretmenlerde tükenmenin, duygusal bitkinlik ve meslekten ayrılma bakımından yüksek seviyelerde olduğu gözlenmiştir.Yunan öğretmenlerin temel stres kaynakları, disiplin problemleri, öğrencilerle etkileşim gibi uluslar arası literatürlerdeki stres kaynakları dokümanlarıyla örtüşmektedir.

Stres konusu hakkında yurt içinde ve yurt dışında bir çok araştırma yapılmıştır.Sonuç olarak yapılan araştırmalara bakıldığı zaman öğretmenlik mesleğinin stresli bir meslek olduğu ortaya çıkmıştır.

Yurt içinde öğretmen stresi konusunda yapılan çalışmaların genel bir değerlendirmesi yapıldığında daha çok lise öğretmenleri üzerinde yoğunlaşıldığı görülmektedir.Sınıf öğretmenlerinin stres kaynakları ve baş etme yolları konusunun başlangıç aşamasında ve niceliksel olarak yetersiz olduğu anlaşılmaktadır

Ülkemizde yapılan araştırmalara bakıldığında en çok stres yaratan etkenlerin maaşın yetersiz olması, araç-gereç yetersizliği, kalabalık sınıflar ve öğrenciler olduğu görülmektedir.

Yurt dışında yapılan öğretmen stresi konusundaki çalışmaların ülkemize göre daha çok önceye dayandığı görülmüştür.Araştırma sonuçlarına göre öğrencilerle ilgili etkenler en önemli stres kaynağı olarak görülmektedir.Ülkemizdeki gibi maaşların yetersizliği, statü düşüklüğü, araç-gereç yetersizliği gibi etkenler öğretmenler için fazla rahatsız edici görünmemektedir.

Bu araştırmada da sınıf öğretmenlerinin stres kaynakları ve baş etme yollarına bakılmış ve stres konusundaki sorunlara çözüm olacağı düşünülerek tasarlanmıştır.Literatür taraması neticesinde yapılmış olan tüm bu araştırmalar sınıf öğretmenlerinin stres kaynakları ve baş etme yolları konusunun araştırılmaya değer bir konu olduğunu göstermektedir.

Bu bölümde, araştırmanın modeline, evren ve örnekleme, veri toplama araçlarının geliştirilmesine ve verilerin analizine yer verilmiştir.