• Sonuç bulunamadı

Hukuk sözlüğünde hata; “Yanılgı; yanılma; gerçekliği bulunmayan ve hatayı yapan (yanılan) kişi tarafından kati bir şekilde (yani kuşkusuz biçimde) gerçek olarak onaylanan fiil.” olarak tanımlanmıştır (Yılmaz, 2005: 263).

Vergi Usul Kanununun 116. maddesi uyarınca vergi hatası, vergilendirmede ya da vergiye ilişkin hesaplarda gerçekleştirilen hatalar sebebiyle haksız şekilde eksik ya da fazla vergi alınması veya talep edilmesidir. Vergi hataları, hesaplamada hatalar ve vergilendirmede hatalar şeklinde iki kısma ayrılmaktadır. Yükümlü kişinin aleyhine olarak tesis edilmiş olan hesaplamada hatalar ve vergilendirmede hataların düzeltilmesi neticesinde, mükellefin vergi borcu düzeltilen miktar kadar sona ermektedir (Öncel, Kumrulu, Çağan; 2018: 156).

VUK’un 117. ve 118. maddelerinde sayıldığı üzere, hesaplamada hatalar ve vergilendirmede hatalar aşağıdaki tabloda belirtildiği şekildedir.

Tablo-1: Vergi Hataları

HESAPLAMADA HATALAR VERGİLENDİRMEDE HATALAR 1) Matrah Hataları 1) Mükellefin Şahsında Hata

2) Vergi Miktarında Hatalar 2) Mükellefiyette Hata 3) Verginin Mükerrer Olması 3) Mevzuda Hata

4) Vergilendirme veya Muafiyet Döneminde Hata

*Yazar tarafından oluşturulmuştur.

Vergi hatası çeşitlerinden herhangi birini içeren sakat bir vergilendirme muamelesine ilişkin olarak yargıda dava açılabileceği gibi, beş yıllık zamanaşımı müddeti kapsamında olmak şartıyla bu hatalar, vergi dairesi tarafından yükümlünün yaptığı başvuru sonrasında veya re’sen de düzeltilebilir. Yükümlü, yapmış olduğu düzeltme talebinin vergi dairesi tarafından reddedilmesi üzerine üst makama şikayet edebilir. Düzeltme talebiyle yapılan başvuru, bir idari kontrol yöntemi olan istitaf başvurusuna; şikayet yolu ile yapılan başvuru ise hiyerarşik anlamdaki idari başvuruya benzerlik göstermektedir. Yapılan şikayet başvurusunun da reddedilmesi durumunda,

67

idarenin bu red muamelesine karşılık olarak yargıda dava açma yoluna gidilir;

uyuşmazlık artık bu andan itibaren yargının alanına dahil olmuş olur. Burada yapılan muamele, VUK’un işaret ettiği gibi bir vergi hatası ile sakat olmaması halinde, hataların yeni baştan düzeltilmesine yönelik bu özel yöntemle açılmış olan dava, yasal müddeti içinde yargı makamlarına başvurusunun yapılmamış olması sebebiyle usul yönünden reddedilir. Bu duruma bakarak, düzeltme yolunun kullanışlı olması yanında, hata kavramı göz ardı edildiği taktirde, başka şekilde ortaya çıkan sakatlıkların hatalara özel yöntemle yargıya taşınması halinde, açılan davanın reddedilmesi ve sahip olunan hakkın yargı mercilerinde öne sürülme imkanının kaybedilmesi gibi büyük bir soruna sebep olabilecektir.

Vergi hatalarına özel düzeltme yolu, kamu hukuku bütünlüğü kapsamında birçok alanla ilgili dikkate değer bir konumda yer almaktadır. Düzeltme yolu, vergilendirme muamelelerindeki birçok sakatlığı ortadan kaldırdığı için, verginin yasallığı prensibinin sübjektif idari işlemler itibariyle gerçekleşmesini sağlar.

Böylelikle Anayasaya uygun hukuk devleti prensibinin yürütülmesinde de önemli bir payı vardır. Bu yöntem aynı zamanda idari merciler nezdinde Anayasaya uygun başvuru hakkı bağlamında gerçekleştirilen teşebbüslerin bir emsalidir. Ayrıca bu yöntem, ilerleyen dönemde anlaşmazlığın yargıya taşınmasının ilk hazırlık aşaması niteliğini haiz olması dolayısıyla, Anayasaya uygun başvuru hakkı kapsamında bulunan, yargı mercilerine başvuru hakkıyla da yakından ilişkilidir (Öncel, Kumrulu, Çağan; 2018: 179-180).

1) Hesaplamada Hatalar

Hesaplamada hatalar, verginin tutarına tesir eden maddi hatalar ile hesaplama yanlışlıklarından müteşekkildir. Bu tanıma bakıldığında hesap hatalarının rahatlıkla fark edilebilen, aritmetik, basit hatalardan ibarettir. Bu hatalar yükümlünün kendisi tarafından işlenebileceği gibi vergi dairesince de işlenebilir. Kuramsal bir çözümleme yapmak gerekirse, hesaplamada hataların idari muamelenin konu öğesindeki sakatlığa yönelik olarak ortaya çıktığı belirtilebilir (Öncel, Kumrulu, Çağan; 2018: 184).

68

VUK’un 117. maddesinde hesaplamada hatalar açıklanmış olup; verginin matrahının, miktarının yanlış hesaplanması veya tekraren hesaplanması durumlarında söz konusu olmaktadır.

Hesaplamada hataların ilki olan matrah hataları; vergilendirmeye ilişkin tekalif cetveli, ihbarname, tahakkuk fişi, beyanname ve kararlarda matraha yönelik indirimlerin veya rakamların fazla veya eksik hesap edilmesi ya da gösterilmesi halidir.

Vergi miktarındaki hatalar; vergi tarifeleri ve oranlarının hatalı tatbik edilmesi, mahsupların hatalı yapılmış veya hiç yapılmamış olması, vergilendirmeye ilişkin tekalif cetveli, ihbarname, tahakkuk fişi, beyanname ve kararlarda verginin fazla veya eksik hesap edilmesi ya da gösterilmesi durumlarında ortaya çıkar.

Verginin mükerrerliği ise; aynı vergi kanununun tatbik edilmesi sırasında aynı matrah üzerinden belirli bir vergilendirme devresi için birden fazla vergi alınması ya da istenmesi durumudur.

2) Vergilendirmede Hatalar

Hesap hatalarına göre, vergiyi doğuran olay ve vergilendirme muamelelerinin özü ile daha yakın bir ilişkisi bulunan vergilendirmede hataları “Vergi yükümlülüğünün belirlenmesindeki değerlendirme hataları” şeklinde tanımlamak da mümkündür. Vergilendirme hataları ile ilgili hususlar, bahse konu özelliği nedeniyle, hesaplamada hatalara göre hukuksal anlaşmazlık mevzuu olarak kabule daha uygundur. Vergilendirme hatalar teorik olarak, idari muamelenin sebep öğesindeki sakatlıklara bağlı olarak ortaya çıkmaktadır (Öncel, Kumrulu, Çağan; 2018: 185).

VUK’un 118. maddesinde vergilendirmede hatalar açıklanmış olup; verginin mevzuunda, mükellefiyette, mükellefin şahsında, muafiyet ya da vergilendirme devrelerinde ortaya çıkan hatalardan kaynaklanmaktadır.

Mükellefin şahsında yapılan hata; asıl borçlu olan kişi yerine verginin bir diğer kişiden alınması ya da istenmesi durumudur.

Mükellefiyette ortaya çıkan hata; vergiden muaf olan ya da açıkça vergi yükümlülüğü bulunmayan şahıslardan vergi alınması ya da istenmesi durumudur.

69

Verginin mevzuunda hata; vergiden istisna olan ya da açıkça verginin konusunun kapsamında olmayan işlemler, evrak, kıymet, madde, servet ve gelir üzerinden vergi alınması ya da istenmesi durumudur.

Vergilendirme ya da muafiyet döneminde hata ise; alınacak olan verginin ilişkili olduğu vergilendirme devresinin süre olarak fazla veya eksik hesap edilmiş ya da hatalı belirtilmiş olması durumlarında ortaya çıkmaktadır.