• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM 1: ÇOCUK VE GENÇLİK EDEBİYATI

1.5. Dünya Edebiyatına ve Kavramına Genel Bakış…

1.5.1. Dünya'da Çocuk ve Gençlik Edebiyatı Tarihi

Dünya’da yazı icat olunmadan önce edebiyat sözlü olarak şiirlerde, dini ayinlerde, dualarda ve masallarda vardı. Tıpkı bunun gibi, çocuk ve gençlik edebiyatı ürünlerinin yazılı halde bulunmadığı dönemlerde, dünya'daki ilk edebi ürünlerin sözlü gelenekten geldiği gibi, çocuk ve gençlik edebiyatı ürünlerinin de sözlü edebiyat içersinde varlığı bilinmektedir.

Çocuk edebiyatının ilk ürünlerinin sözlü olarak başladığına kesin gözüyle bakabiliriz. Yazılı edebiyatın gelişerek, çocuk edebiyatında kullanılır duruma gelmesine kadar geçen süreçte, sözlü edebiyat eserleri etkin olarak varlığını sürdürmüştür. Bu sözlü edebiyat ürünleri, daha sonra derlenerek çocuk edebiyatının ana malzemeleri haline getirilmiştir (Yalçın ve Aytaç, 2003:19).

Bu bilgileri doğrular mahiyette, yaklaşık olarak M.Ö. 600 yıllarında yaşamış yunan şair Ezop6 Avrupa için masal edebiyatının kurucusu olarak bilinmektedir. Masallar sözlü edebiyatta, Yunan halkının avam sınıfının ürünü olduğundan, kendisinin de bu sınıftan bir insan olduğu düşünülmektedir.

Ezop'un masallarının dilden dile sözlü gelenekte aktarıldığı düşünülmektedir. Yaklaşık olarak M.Ö. 300 yılında Demetrios7, Ezop masallarını derlemiştir, ancak bu derlemeler 10. yüzyılda kaybolmuştur. Ezop masallarının önemi ise, Avrupa masal edebiyatının temelini oluşturduğu düşüncesinden ileri gelmektedir.

Önceleri manastır okullarında eğitim malzemesi olarak kullanılan Ezop masalları daha sonra matbaa teknolojisinin ilerlemesiyle ilk seri baskılarını 1476 yıllında Heinrich

6 Antik Yunanca adı : “Α σωπος Aísōpos”. Latinceleştirilmiş olarak adı : “Aesopus". Almanca adı : "Aesop"tur.

Steinhöwels8 tarafından Almanya’nın Ulm şehrinde gerçekleştirmiştir. Sonraları ise yine farklı dillerde, farklı dillerde ve medeniyetlerde Steinhöwels gibileri çıkmış ve derlemeler gerçekleştirerek, bu masalları basmıştır. Tam da ortaçağ döneminden Rönesans'a geçilen bir dönemde, antik Yunan imgeleri bulunduran bu eserler çok sevilmiş ve okunmuştur. Çünkü bir manada kilisenin etkisinin kırılmasıyla, Hıristiyanlık öncesi oluşturulmuş bir edebiyatın yansıması olarak, çağın yenilenme hareketlerine uygun düşmüştür. Yine Ezop masalları başka bir yazar, bu defa William Caxton9 tarafından 1484 yılında İngilizce olarak derlenip basılmıştır. En son çalışmalardan biri ise 2002 yılında Laura Gibbs tarafından Oxford World yayınlarından çıkmış bir derlemedir.

Bu veriler üzerinden masal edebiyatının ne kadar uzun soluklu olduğunu, yüz yıllar, hatta bin yıllar devirerek günümüze kadar gelebildiğini görmekteyiz. Belki Ezop masalları ile ilgili, zamanın algısına ve şartlarına dönük ufak tefek değişimler geçirmiş olma ihtimali mevcut olsa da, edebiyatın en eski türlerinden biri diyebileceğimiz ürünlerdir masallar. Çünkü onların yazılı geçmiş olmasının yanı sıra, bir o kadar da sözlü geçmişe sahiptirler.

Thomas Malory10 tarafından 15. yüzyılda kaleme alınan Robin Hood, aslında yetişkinler için yazılmış olsa da, yüz yıllar boyunca çocukların hayran olduğu bir hikaye kahramanı olmuştur.

Yine, John Amos Comenius 11 “Orbis Pictus” adındaki çocuklar için hazırlanan resimli çocuk eserini 1658 yılında yayınlamıştır. Ansiklopedi tarzında olan kitap; dünyadan, tanrıdan böceklere kadar bahsetmektedir. Bu kitap aynı zamanda ilk resimlendirilmiş çocuk kitabı olma özelliği ile tarihe geçmiştir. Aynı döneme rastlayan Fransız Charles Perrault12 yine bizim dilimize ve dünyadaki birçok dile tercüme edilmiş, dünya çocuk klasikleri arasında sayılan eserler vermiştir. 19. yüzyıla geldiğimizde Grimm13 kardeşlerin masallar toplayıp derledikten sonra bastırdığını ve bu sayede dünya çocuk edebiyatına büyük bir kaynak sağladıklarını söyleyebiliriz. Danimarka’lı Hans Christian

8 Alman yazar ve çevirmen (d.1412 - ö.1482)

9 İngiliz tüccar, matbaacı, yazar ve diplomat. (d.1415 - ö.1492)

10

İngiliz yazar (d. 1405- ö.1471)

11 Çek eğitimci ve yazar (d. 1592- ö.1670)

12 Fransız masal yazarı. (d. 1628- ö. 1703)

Andersen14 aynı dönemde Avrupa çapında, daha sonra tercümeler vasıtasıyla tüm dünyada tanınan, çocuklar tarafından beğeniyle okunan eserler ortaya koymuştur. Eserleri 150’nin üstünde dile tercüme edilmiştir. 1865 yılında Lewis Corroll15 hem çocuklar tarafından, hem de yetişkinler tarafından beğenilen Alice Harikalar Diyarında eseriyle dünya çapında bir çocuk edebiyatı yapıtı ortaya koymuştur. Özellikle 19. yüzyılda Johanna Spyri'nin Heidi isimli eseri, Carlo Collodi’nin Pinokyo’nun Maceraları isimli eserleriyle Avrupa’da çocuk ve gençlik edebiyatı adına çok zengin bir dönem yaşanmıştır. 20. yüzyılda aynı zenginlik sürmüş, ancak dünya çapında çocuk ve gençlik edebiyatının Avrupa dışındaki uluslarda da örnek alınması dolayısıyla, bu kültürler kendi ürünlerini vermeye başlamıştır. 20. yüzyılın sonlarında Joanne Rowling16 Harry Potter serisiyle dünyada 400 milyonun üzerinde baskı yapmış ve eseri 63 dile çevrilmiştir. Bu eserin çizgi filmleri, sinema filmleri, oyunları ve birçok farklı ticari malzemesi dünya çapında pazarlanmış ve çocukların dışında yetişkinlerin de beğenisini kazanmıştır.

Tarihsel süreç içerisinde çocuk kitapları gelişim göstermiş ve resim kitapları, geleneksel hikaye, fiksyion, fiksyon olmayan, biyografi, otobiyografi ve şiir gibi farklı türlerde de eser verilmeye başlanmıştır.

Tüm bu türleriyle çocuk ve gençlik edebiyatı tarihinden bugüne farklı maksatlarla ele alınmış, kimi zaman ortaçağ kilisesinin dini buyruklarını dile getirmek için didaktik maksatlarla, kimi zaman bir takım fikir akımlarının etkisinde kalarak ve kimi zaman da ticari kaygılarla çocuk ve gençlik edebiyatı eserleri verilmiştir. Bu gibi etkileri ise, özellikle metin içerisindeki olaylar, kurgular ve kahramanlar çerçevesinde görebilmekteyiz. Bu konuda Neydim, ”bu figürler, kitapların yayınlandıkları tarihteki etkin olan dünya görüşlerini yansıtan figürlerdir” (Neydim, 1995:4) demektedir.

Genel olarak çocuk ve gençlik edebiyatı tarihinden bahsetmek oldukça zordur, çünkü kimilerine göre çocuk ve gençlik edebiyatı diye bir ayrım yapmak yanlıştır. Kimilerine göre ise “çocuk için” ve “çocuğa göre” yazılmış olan eserlerin çocuk ve gençlik edebiyatı sınıfında olduğunu kabul ettiklerinden böyle bir ayırım mümkündür. Ancak birçok çocuk klasiği dediğimiz eserin aslında çocuk için yazılmadığı halde daha

14 Danimarkalı yazar ve şair. (d.1805- ö. 1875)

sonradan çocuklar tarafından sevilerek okunması sonucu, çocuk ve gençlik edebiyatı sınıfına sokulduğunun altını da çizmek gerekir. Dolayısıyla denilebilir ki, her çocuk edebiyatı eseri çocuklar için yazılmamıştır. Aynı şekilde her çocuk için, çocuğa göre yazılan eser de bu gaye ile yazılmış olsa dahi, o eseri mutlak anlamda çocuk edebiyatına sınıflandırmamız doğru olmayacaktır. Nitekim, bu gaye ile yola çıkmış olup kalemi eline almak başka, diğer taraftan ortaya çıkan eserin ne kadar çocuk ve gençlik edebiyatı eserlerin nitelikleriyle uyuştuğu ve aynı zamanda bu uyuşmanın sonuç verip vermediği; yani çocuklar tarafından beğenilip beğenilmediği, okunulup okunmadığı konusu da, o eserin çocuk ve gençlik edebiyatı sınıfına alınması konusunda önemlidir.

Dikkatimizi çeken bir diğer husus ise, özellikle çocuklar için ortaçağdan sonra ilk olarak çocuklara özel eserlerin kaleme alındığı konusudur. Geçmişte çocuk kavramının yetişkinlik kavramı ile sosyal yaşamda görevler konusunda pek bir ayrım yapılmadan ele alınması, yani yetişkinlerle çocukların hayatta görev ve sorumluluklar bakımından iç içe oluşu, çocuklar açısından özel bir muamelenin gerekli olmayışını mümkün kılmıştır. Bu nedenle “çocuklara özel”, “çocuklara göre”, “çocuklar için” diye bir edebiyatta söz konusu olmamıştır.

Necdet Neydim bunun nedenini şöyle açıklamaktadır : “Tarih’te, Rönesans'a kadar çocukla ilgili belirli bir kavram oluşmamıştır. Bunun nedeni ise, Antik Çağ'dan bu yana çocukların da yetişkinlerle sosyal hayatta paylaştıkları görevlerde farklılığın bulunmamasındandır. Bunun sonucu olarak da kendilerine mahsus bir edebiyat ortaya çıkmamış ve yetişkinlere yönelik oluşan edebiyatı paylaşmak durumunda kalmışlardır” (Neydim, 1995: 4).

Neydim, diğer bir etken olarak ortaçağ'da ne gençlerin, ne de yaşlıların okuyamıyor olmasını ve bundan dolayı çocukluk kavramının düşünülmesine ihtiyaç olmadığını; herkesin aynı bilgi düzeyi içinde toplumsal ve kültürel bir birikime sahip olmasıyla ilintilendiriyor (Neydim, 1995: 11).

Bundan dolayıdır ki, Yavuzer (2003:15) bu konuda şöyle demektedir: “yakın bir geçmişe kadar çocukların gereksinimleri görmezden gelinmiş, hatta arzuları ve doğal ilgileri engellenmiştir. Bu sayede çocukların daha disiplinli ve yararlı bireyler olacakları düşünülmüştür”. Çocuğun çocukluğuna müsaade edilmemiş, onların çocukluk yapmasına tahammül edilmemiş, bir yetişkin gibi davranmaları istenmiş, hatta çoğu

yerde yetişkin olarak kabul edilmiştir. Bu durum edebiyat için de bir dönem böyle olmuş, çocuklar için edebiyat yapmanın gereği duyulmamıştır.

Yalçın ve Aytaş'ın (2003:14) tespiti de söylediklerimizi destekler mahiyettedir : “Geçmiş yüzyıllarda çocuk edebiyatı, çocuğun edebiyatı gibi kavramlara çok fazla önem verilmiyordu. Genelde yetişkinler için üretilen edebiyat ürünlerinin çocukların ilgisini çeken bölümlerinin çocuk edebiyatı malzemesi olarak kullanılmasının yeterli olacağı kabul ediliyor ve daha çok öğretici öğelere ağırlık veriliyordu”.

Diğer taraftan 15. yüzyılda matbaanın icadı çocuk ve gençlik edebiyatına katkı sağladı gerçeği, bu eserlerin daha fazla Protestan camia tarafından okutulan İncil, ilahiler ve Luther’in çocuklar için kaleme aldığı çocuk İncil’inin öncelikli olarak basıldığını değiştirmemektedir. O dönem her iki çocuktan birisinin ölmesinden dolayı, ölüm konusu, iyi bir insan olarak ahrete göç etmenin gerekliliği, çocuklarda ölüm korkusunu daha da yaygınlaştırmıştır.

Avrupa’ya demokrasinin girmesiyle birlikte, din merkezli çocuk yazını, diğer bir tabirle anti modern çocuk edebiyatı, 19. yüzyıla girdikten sonra artık ivmesini yitirmeye başlıyor. Bundan önce liberal burjuvaya karşı çocuk ve gençlik edebiyatı ahlaki ve dini değerleri aktaran, aynı zamanda orta sınıfın görüşünü paylaşan bir nitelikteydi (De Maeyer ve diğ., 2005:30)

1865 yılında ahlaki mesaj içermeyen ilk eser olarak kabul edilen Alice Harikalar Diyarında’yı Lewis Carrolls kaleme alıyor. Bu eserden sonra çocuk edebiyatında, çocukça düşünme, çocuk gerçekliği kavramları üzerinden yayınlar verilmeye başlanıyor. Bununla birlikte git gide macera ve fantezi kitapları çocuk edebiyatı ürünü olarak kabul edilme noktasında ağırlık kazanmıştır.

Modern eserlerde ise yetişkinler için kaleme alınan neredeyse bütün konular, çocuk ve gençlik edebiyatının da konusu olmaktadır. Ancak bu eserler çocuk gerçekliği, çocuk bakış açısı kapsamında işlenmelidir.

Çocuk eserlerini resimlemek 16. yüzyılda başlamış olsa dahi, asıl 19. yüzyılda bu ayrı bir disiplin haline gelmiş, eserlere verilen ödüllerin yanı sıra, resimlemelere de ayrıca ödüller verilmeye başlanarak, bu alanın önemi daha iyi vurgulanmıştır.

Günümüzde ise çocuk ve gençlik edebiyatın önemi yadsınamaz bilimsel gerçekler çerçevesinde anlaşılmıştır. Bu kapsamda çocukların gelişimleri belirli yaşlarla dönemlere ayrılmış, zihinsel ve fiziksel gelişimlerine yönelik edebi eserler üretilmeye başlanmıştır. İlk çocukluk dönemi için hem resimli hem de kısa hikayeler üretilirken, ilerleyen yaşlara göre resimlerin az olduğu ve yazıların uzayıp, konuların da çeşitlendiği eserler kaleme alınmıştır. Gençlik çağı için, gençliğin sorunlarını paylaşan, onlara bulundukları dönem itibari ile yol gösterici işlevleri olan yayınlar oluşturulmuştur. Diğer taraftan sırf bu alanda yayın yapan yayın evleri, yazarlar, kütüphaneler ve hatta üniversitelerde konuyla alakalı dersler verilmeye başlanmıştır