• Sonuç bulunamadı

DüĢük Karbon Ekonomisinin Genel Çerçevesi ve Finansmanı

mümkün olan en az miktarda sera gazı salımı vermesi ile oluĢturduğu bir ekonomik yapıdır. Son dönemlerde, karbonun bir finansal değerinin oluĢması sonucu düĢük karbon teknolojilerine doğru bir yönelim baĢlamıĢtır. Uluslararası arenada oluĢturulan mekanizmalar sayesinde, ülkeler ve Ģirketler; YeĢil Ekonomi denilen daha çevreci bir yapılanma içerisine girerek, hem kendileri için hem de tüm dünya için fosil yakıtlı bir yaĢamdan düĢük karbon içeren enerji kaynaklı bir yaĢama doğru geçiĢ yapmaya baĢlamıĢlardır (Akboğa ve Sav, 2012:46).

Flavin (2008)‟e göre bir ekonominin düĢük karbonlu bir ekonomi olabilmesi için Ģu üç unsurun bir arada gerçekleĢmesi gerekmektedir:

Yeni teknolojiler ve değiĢen yaĢam biçimleri sayesinde enerji tüketimini azaltmak ve mevcut enerjiden maksimum verim elde etmek.

Karbonsuz, sıfır emisyonlu enerji teknolojilerini kullanmak. Fosil yakıtlardaki karbonu tutmak ve depolamak.

Bu kapsamda düĢük karbonlu bir ekonomi yaratabilmek için üretimden tüketime gerekli olan bütün enerjinin fosil yakıtlardan değil de yeni teknolojilerden ve yenilenebilir enerji kaynaklarından sağlanması gerekmektedir. Deniz ve rüzgâr enerjisi gibi yenilenebilir kaynaklardan faydalanmak, karbonun yoğun olduğu üretim ve tüketim kalıplarından uzaklaĢmak, hidrojen yakıt hücreleri gibi diğer düĢük karbon teknolojilerine yönelerek yenilikçi çözümler üretmek düĢük karbon ekonomisine geçiĢte yapılması gereken uygulamalar arasında yer almaktadır (Delay, 2007:53).

DüĢük karbon ekonomisinin temeli; ekonomik aktivitelerde düĢük karbon enerjisi yaymak ve fosil enerji için temiz ve verimli teknolojiler yaratmaya dayanmaktadır. DüĢük karbon teknolojileri; elektrik, taĢımacılık, yenilenebilir enerji, yeni enerji, kömür için temiz ve verimli enerjiler, sera gazı emisyonlarını azaltmak

için karbon tutma ve depolama, enerji tasarrufu teknolojilerini kapsamaktadır (Xie, 2009:1593).

Ġklim dostu teknolojilerin kullanımının yaygınlaĢtırılması, düĢük karbon ekonomisine geçiĢin ön Ģartıdır. Ġklim Platformu (2010)‟na göre düĢük karbon teknolojileri ele alınırken üç farklı sınıflandırma ile karĢı karĢıya kalınmaktadır:

Halen mevcut ve kullanımda olan teknolojiler,

Halen mevcut ancak bu teknolojiye ait ürün ve hizmetin piyasada bulunmadığı teknolojiler,

Yeni Teknolojiler.

Kullanımda olan teknolojilerin yaygınlaĢtırılması için pazarın oluĢturulması, ürün ve hizmete dönüĢmemiĢ teknolojiler için Ar-Ge ve innovasyon desteğinin sağlanması ve yeni teknolojilerin geliĢtirilmesi için de uluslararası iĢbirliğinin geliĢtirilmesi gerekmektedir. Kamunun mevzuat alanında desteği, yine kamunun kendi ihtiyaçlarını düĢük karbon ürünler ile sağlaması ve diğer destekler gerekli en temel politikalar olarak tanımlanabilir (Ġklim Platformu, 2010:4).

DüĢük karbon ekonomisine ulaĢmanın alternatif yollarından biri; karbon yakalama ve depolama (CCS, Carbon Capture and Storage) adı verilen uygulamadır. Burada temel amaç; fosil yakıtları enerji üretmek için normal biçimde yakmak, fakat daha sonrasında karbondioksiti atmosfere karıĢmadan önce yakalayıp depolayarak gömmektir. Bu iĢlemin, geleneksel fosil yakıt kullanan tesislerden kaynaklanan salımları giderebilmek ve böylece dünyaya düĢük karbonlu yeni alternatifler geliĢtirmek için vakit kazandırmak gibi büyük bir avantajı vardır. CCS‟nin Hindistan ve Çin gibi, bugün son derece ivme kazanan, ekonomik büyümelerini harekete geçirmek amacıyla geniĢ kömür rezervlerini giderek daha fazla kullanan ülkeler için bilhassa önemli olması muhtemeldir. Ancak CCS‟yi kullanan tesisler, salımlarını hiçbir engelleme yapmaksızın, atmosfere basitçe yayan tesislerden her zaman çok daha pahalı olacaktır, bu nedenle bunu uygulanabilir kılacak bir tür mekanizmaya ihtiyaç duyulacaktır (Akpınar, 2009:268).

DüĢük karbon ekonomisi uygulamalarından bir diğeri ise Kyoto Protokolü kapsamında ele alınan esneklik mekanizmaları uygulamalarına benzeyen karbon denkleĢtirme (Carbon Offset) uygulamasıdır. Bir diğer ifade ile karbon dengeleme;

bir yerde salınan sera gazının baĢka bir yerden satın alınarak aynı miktarda sera gazının önlenmesi ile veya atmosferdeki aynı miktarda sera gazının yutulması/hapsedilmesi ile nötrleĢtirilmesidir. BaĢka bir ifade ile, bir firmanın ortaya çıkardığı karbon salımlarına karĢılık, aynı miktarda ancak baĢka bir yerde karbon tasarrufu sağlayan projelere finansal destek sağlanması ya da o projelerde ortaya çıktığı belgelenen karbon sertifikalarının satın alınması olarak açıklanabilir. Burada dikkat edilmesi gereken nokta, firma/iĢletme bünyesinde yürütülecek karbon azaltım önlemlerinin önceliğidir. Dengeleme, ancak ekonomik ve teknik gerekçelerle firma/iĢletme bünyesinde azaltım önlemlerinin kârlı olmaması halinde kullanılmalıdır (Bayrak, 2012:275).

Ġklim değiĢikliğiyle mücadelede düĢük karbon ekonomisine geçiĢ en önemli adımı oluĢturmakla birlikte bu sürecin nasıl finanse edileceği de en önemli sorunu teĢkil etmektedir. Finansman tartıĢmalarında, teknoloji kullanımının ve geliĢtirilmesinin maliyeti ve bu maliyetin karĢılanabilmesi için gerekli olan finansman ve mali araçların ulusal ve küresel ölçekte belirlenmesiyle sorunun çözümünün daha net ortaya konması beklenmektedir. Finansman konusunda en önemli sorunlardan biri de yatırımların ön finansmanıdır. Bu noktada; farklı ülke örnekleri, piyasa oluĢturmada devletin satın alım destekleri ve yatırım teĢvikleri gibi araçlar ile pazarın hızla oluĢturulduğunu, bir dizi adımın bütünsel bir Ģekilde atılması ile de özel sektörün risklerini de düĢürerek yatırım motivasyonunu arttırdığını göstermektedir. Ġklim değiĢikliği ile mücadelede yer alan kamu, yerel yönetim, iĢ dünyası ve sivil toplum gibi farklı paydaĢlar ekonomik açıdan farklı rollere sahip aktörlerdir. Ancak her bir paydaĢın iklim değiĢikliği ile mücadelede üstleneceği roldeki benzerlik ise “tüketici” oldukları noktada ortaya çıkmaktadır. Küresel mali krize önlem olarak hayata geçirilen yeĢil ekonomik paketler ile finanse edilen yeĢil kamu satın alımları ve düĢük gelirliler için yeĢil paketler gibi politikalar, devlet finansmanı ile düĢük karbon ekonomisinin nasıl hayata geçirildiğinin ve pazarın oluĢturulduğunun somut örnekleri arasında sayılabilir (Ġklim Platformu, 2010:5).

Küresel ölçekte adım atılan düĢük karbon ekonomisine geçiĢin finansmanında ülkelere de farklı yükümlülükler yüklenmektedir. Az geliĢmiĢ ve geliĢmekte olan ülkelerin düĢük karbon ekonomisine geçiĢ sürecine uyum sağlaması gerekirken, geliĢmiĢ ülkelerin de bu ülkelere kaynak aktarması gerekmektedir. Kopenhag Mutabakatı kapsamında ele alınan sanayileĢmiĢ ülkelerin 2020 yılına kadar 100

milyar dolarlık fonu, geliĢmekte ve az geliĢmiĢ ülkelere aktarması yükümlülüğü düĢük karbon ekonomisi finansman kaynakları arasında yer almaktadır. Ancak yeĢil iklim fonu kapsamında aktarılan bu finansman kaynağı, yalnız kamu sektörü tarafından değil özel ve kamu sektörlerinin iĢbirliği ile aktarılmalıdır (Faber, 2011:3). Bu sayede düĢük karbon ekonomisine geçiĢte ve bu geçiĢin finansmanında, geliĢmiĢ ve geliĢmekte olan ülkelerin bir bütün halinde hareket etmesi sağlanarak iklim değiĢikliğine karĢı alınan önlemlerin kalıcı olması planlanmaktadır.

2.2 DüĢük Karbon Ekonomisine GeçiĢin Artan Önemi ve Ekonomik