• Sonuç bulunamadı

Evlilik toplumumuzda önemli sosyal kurumlardan biridir. Evlilik kurulmaya çalışılan ailenin toplumsal onayı anlamına gelmektedir. Geleneksel olarak evlilik, yetişkin bir erkek ile yetişkin bir kadın arasındaki yasal geçerliliği olan, belirli hak ve yükümlülükler getiren bir ilişki olarak kabul edilir. 125

Aile evlenme ile başlar. Aile kavramı genel geçerliği olan ve sosyal grup ile fert arasındaki ilişkileri gerçekleştiren; aynı zamanda örf, âdet, gelenek ve görenekleri olan bir sosyal kurumdur. Aile aynı zamanda kültür unsurlarını içinde barındıran bir sosyal birimdir. Aile bütün sosyal ve kültürel değerleri bünyesinde toplayan bir sistemdir. Kültürü nesilden nesile aktarır. Yetişkin insanlar memnuniyet duygularının birçoğunu ailede yaşarlar. Babalık ve anneliğin bir takım yeni deneyimlerini eşler evlenme ile elde etmiş olurlar.126

Aile toplumun temel taşıdır. Bütün insan toplumlarında bulunmuş bir ilk gruptur. İnsanın en derin ve köklü, kısmen organik nitelikteki özelliklerine dayanan aile evrensel

124 Cemile Atalay, (79), Refika Atalay, (73), 15 Ağustos 2007 125 Gordon Marsall, a. g. e., s. 223.

120

bir sosyal kurumdur. Bununla beraber aile örneği ve aile kurulurken yapılan törenler toplumdan topluma farklılıklar göstermektedir.127

Eskiden insanların eş seçimi anne baba veya aile büyükleri tarafından yapılırdı. Günümüzde ise bu seçim gençlerin isteklerine bırakılmıştır. Ancak gençler eş seçimlerinde ailelerinin onayını almak istemektedirler. Orhaniye ve İhsaniye köylerinde de gençler evlenecekleri adayı kendileri seçmekte ve ailelerinin rızasını almak istemektedirler.

Orhaniye ve İhsaniye köylerinde gençlerden kimin kiminle evleneceği çoğunlukla bilindiği için bir kıza birden fazla talipli görülmemektedir.

Orhaniye Göçmenlerinde evlenecek genç erkekler evlenme isteklerini genellikle annelerine belirtirler. Evlenecek erkekler genellikle eşlerini kendileri seçmekte ve çoğunlukla anne ve babalarının onayını almaktadırlar. Kız istemeye, mübarek olduğu düşüncesiyle genellikle cuma akşamları gidilir. Gitmeden birkaç gün önce kızın akrabalarından biri haberci olarak gönderilir. Kız evine “Müsaitseniz çay içmeye geleceğiz” diye haber gönderilir. Oğlan evi kız istemeye giderken araya soğukluk girmesin diye su içmez. Kız istemeye damat adayı gitmez. Oğlan evinin birkaç defa kız istemeye gitmesi âdettendir. Orhaniye köyünde kız ve oğlan daha önceden görüşüp konuştukları ve ailelerin de bu durumdan haberdar oldukları için kız vermeme gibi bir durum hemen hemen hiç yaşanmamaktadır. Kızın ailesi kızlarını verdiklerini söyledikten sonra oğlan evine alınacak eşyanın listesini verirler. Liste üzerinde pazarlık yapılır. Eşya listesi son şeklini aldıktan sonra eşya alımında listenin dışına çıkılamaz. Bir akşam kararlaştırılır. Her iki taraf akrabalarını ve komşularını davet eder. Kararlaştırılan akşam lokum yenir. Böylece söz kesimi ilan edilmiş olur. Sözü kesilen kız kendisine “hayırlı olsun” diyenlere sakız ikram eder. Söz kesildikten üç gün sonra damat çiçek ve altın kolye alarak kız evine kıza kolye takmaya gider.

Böylece düğüne kadar gençler için nişanlılık dönemi başlamıştır. Bu dönem evliliğe hazırlık dönemidir. Kızın çeyizini tamamladığı erkeğin ise ev için gerekli eşyaları hazırladığı devredir.

Orhaniye Göçmenleri düğüne çok önem vermektedirler. Düğünler civar köylerin aksine katılımın çok olması için yazın yapılır. Köylüler işlerini düğüne göre ayarlarlar.

Danışık: İki taraf arasında düğün günü kararlaştırıldıktan sonra düğünden bir hafta önce köy kahvelerine lokum ve bisküvi bırakılır. Bu köylüye düğünü duyurma işlevi görmektedir.

127 Sulhi Dönmezer, a. g. e., s. 195.

121

Kavilci Karı: Düğünden bir hafta önce gençler kapı kapı gezip, sepetlerinden çıkardıkları küçük ekmekleri dağıtarak köylüyü düğüne davet ederler. Davet edilenler davet edenlere çeşitli hediyeler verirler.

Orhaniye köyünde düğün çarşamba günü oğlan evinin sandığı kız evine götürmesiyle başlar. Sandığın içinde kıza alınmış elbiseler bulunur. Oğlan evinden sandığı getirenler kız evinde öğle yemeği yerler. Kız, gelen misafirlerin ellerini öper ve onlara havlu verir.

Perşembe sabahı oğlan evinden iki yenge (yeni evlenmiş gelin) kız evine gider. Kızı, kızın akrabalarını ve çeyizlerini alırlar çeyiz sermeye oğlan evine giderler. Öğle yemeği oğlan evinde yenir. Perşembe akşamı oğlan evinde kına gecesi yapılır. Kına gecesinde kız evinden gelen bayan misafirlere tel (sarı metal tel) dağıtılır. Erkekler davullu zurnalı oyunlar yaparlar.

Cuma günü oğlan evi davullarla kız evine kahve içmeye giderler. Kahvelerini içerler ve kız evinin daha önce hazırlamış olduğu akrabalarının listesini alırlar. Bayrak ve davul eşliğinde damat ve arkadaşları kızın akrabalarını dolaşırlar. Kızın akrabaları kendilerine gelen misafirlere havlu, çember vb. hediyeler verirler. Kızın akrabaları bittikten sonra aynı kişiler damadın akrabalarını da gezerler ve aynı şekilde damadın akrabaları gelen misafirlere hediyeler verirler.

Cuma akşamı kız evinde kına yakılır. Kına bir tepside mumlarla getirilir. Kına geline ve kız arkadaşlarına def veya kasetçalarda söylenen müzik eşliğinde yakılır. Kına esnasında gelinin başından para saçılır. Oğlan evinde yakılan kınada bekâr kızlar erkeklerin oyunlarını kız evinde yakılan kınada bekâr erkekler kızların oyunlarını seyretmektedirler. Kına ve düğün süreci kızların ve erkeklerin birbirlerini görmelerine ve tanımalarına imkân tanımakta ve böylece evlilik için aday seçme işlevi görmektedir. Kına Türk inanç sisteminde adanmış olmanın işaretidir. Bunun içindir ki, asker adayına, kurban edilecek hayvana, evliliğe aday olan gençlere kına yakılır.128

Oğlan evi cumartesi sabah davulla bir yemek masası ile iki sandalyeyi köyün içini dolaşarak kız evine götürürler. Kız evini güveyi giydirmeye davet ederler. Kız evi masanın ve sandalyelerin örtülerini örter ve oğlan evinden gelenlere geri verirler. Güveyi giydirmeye kız evinden ve köyden katılanlar masanın arkasından oğlan evine giderler. Yolda damadın arkadaşları kadın elbisesi giyerek çeşitli oyunlar çıkartırlar.

Güveyi giydirme köyün imamının dua ederek damadın gömleğini ve çeketini giydirmesidir. Damat giydirildikten sonra kadınlar kız evine oynamaya erkekler ise futbol

122

maçı yapmaya giderler. Takımlar bekârlar, evliler şeklinde gruplanır. Kazanan tarafa kupa verilir.

Cumartesi gündüz düğüne katılan tüm kadınlar kadife elbiseler giyerler. Cumartesi akşam ise Şıplı ( Simli elbise) giyerler.

Cumartesi akşamı güveyi takı gecesidir. Takı esnasında küçük güveyi denen damadın akrabalarından birisi bulunur. Damadın önüne hediyelerin konacağı bir sergi açılır. Tören sonunda hediyelerin önüne konan kulplu bakıra (helkeye) bir tekme atarak törenin bittiğini işaret eder. Cumartesi akşamı yatsı namazından sonra kız takısı yapılır. Kız takıya iki yengeyle ve dualarla çıkartılır. Gelin kaynanasının elini ve göğsünü öper. Kızın kaynanası yengelere para verir. Yengeler kızın önüne açılan sergiye hediyeleri kimin getirdiğini yüksek sesle söylerler.

Pazar günü öğle yemeğinden sonra gelin almaya gidilir. Gelin caminin ve mezarlığın etrafından dolaştırılır. Gelin damadın evine getirilir. Gelinin ayağı topal denilerek kayınbabadan ağırlık (para, hayvan, tarla vb.) istenir. Pazar akşamı oğlan evinde gelin güveyi yemeği verilir.

Pazartesi sabah damat sabah namazına gider. Camiye cebinde getirdiği havluyu bırakır. Damat camiden geldikten sonra gelin kaynanasına ve kayınbabasına getirdiği bohçayı açar, hediyelerini verir.

Salı günü köylü kadınlar gelinin çeyizine bakmaya giderler. Düğünde kız evi daha az masraf görür. Yeme, içme masrafları oğlan evine aittir. Kız çeyizinin büyük bir kısmını temin eden oğlan evidir.

Orhaniye Göçmenlerinde gelin kırk gün boyunca yalnız kalmaz, dışarıya yalnız çıkamaz. İki gelin arka arkaya örneğin birer hafta arayla evlenecek olursa, kötülük gelmesin düşüncesiyle aralarından su dökülür.

Orhaniye köyünde nikâh resmi ve dini olmak üzere iki yönlüdür. Herkes resmi nikâhın yanında dini nikâhı da mutlaka yerine getirir. Nikâhın değer kazanması dini motife bürünmesiyle ortaya çıkar.

Köyde eş seçiminde denklik konusuna önem verilmekte olup, eşler ya köy içinden veya yakın akrabalar arasından seçilmektedir. Bununla birlikte evlenmelerde akrabadan olsun veya köy içinden olsun anlayışı eskisi kadar önemli değildir.

Sık olmamakla birlikte Anadolu’da görülen gençlerin arzu ve iradeleri dışında, başka biriyle evlendirilmek istenmesi sonucu ortaya çıkan kız kaçırma olayları bu köyde görülmemektedir. Bunun sebebi, gençlerin daha önceden görüşüp konuşmaları, anlaşmaları ailelerinin de bundan haberdar olmaları ve kabul etmelerinden dolayı görülmemektedir.

123

Yine bazı bölgelerde kızın ailesine düğünden önce başlık parası adı altında bir miktar para veya malın ödenmesi geleneği de bu köyde görülmemektedir.

Evlenme yaşı ile ilgili olarak, özellikle kız çocuklarında, yaşça büyük olanın evlendirilmesi geçerlidir. Bu bakımdan köyde büyük dururken küçüğün evlendirilmesi düşünülmemektedir.129

Çerkeslerde görücü usulü evlenme az raslanan bir evlenme şeklidir. Evlilikler kaşenlik ilişkisi içerisinde gençlerin birbirini seçmesi veya kaçarak olmaktadır. Kaçarak evlenmeler genellikle kızın verilmek istenmemesi veya büyük dururken küçüğün evlendirilmek istenmemesinden kaynaklanmaktadır. Kız damadın arkadaşları tarafından kaçırılmaktadır. Kızı kaçıran damadın arkadaşları silah atarak kızı kaçırdıklarını belirtmektedirler. Kaçırılan kız damadın akrabalarından birinin evinde düğün gününe kadar misafir edilir. Kaçarak evlenmelerde zorlama söz konusu olmadığı için köyün büyükleri aileler arasında arabulucu görevi yaparak işi tatlıya bağlarlar.

Çerkeslerde “söz kesilmez” Genç kız ve erkekler çevrelerinde göz gezdirip kendileri için uygun adayı araştırırlar. Beğendikleri adayla kaşenlik ilişkisine girerler. Kaşenlik ilişkisi içinde olan gençler aileleri tarafından bilinmektedir. Dolayısıyla söz kesilmesi gibi bir merasime ihtiyaç duyulmamaktadır.

Çerkeslerde evlenme yaşı yüksektir. Bunun nedenlerinden biri geleneklere göre, büyük kardeşin evlenmeden küçüğünün evlenememesidir. Yaşı ilerlemeyen adayın evlilik sorumluluğunu yerine getiremeyeceği inancı da bunda etkendir. Birçok genç büyüklerinin evlenmesini beklerken yaşı ilerlemektedir.

İhsaniye Çerkeslerinde (şâve’ler) sadıçlar bekârdır. Damat kendi düğününde asla görünmez. Damat arkadaşları tarafından kaçırılırsa bırakılması için onlara koyun, inek veya para vermek zorundadır.

Çerkeslerde iç güveyisi gitmek diye bir şey bulunmamaktadır. Bu ataerkil aile yapısından kaynaklanmaktadır. Orhaniye’de böyle bir durumun kısmen varolduğu gözlenmiştir.

İhsaniye Çerkeslerinde genç erkek ve kızlar arasındaki ilişki son derece açık ve olağandır. Kadın erkek ilişkilerinde büyük bir serbestlik söz konusudur. “Zekes” adı verilen toplantılarda kızlar ve erkekler bir arada bulunur, bu toplantılarda gençler birbirlerini tanır, konuşur, oyunlar oynar “kaşenlik” yapar. Orhaniye göçmenlerinde kına geceleri gençler arasında birbirlerini görme ve beğenme işlevi görürken İhsaniye

124

Çerkeslerindeki kaşenlik ilişkisi ise tamamen “flört etme” işlevini görmektedir. Zekes toplantılarında her genç kendi yaş grubu ile birlikte toplanır. Kaşenlik ilişkisinde genç kız ve erkek duygu ve düşüncelerini birbirleriyle paylaşarak birbirlerini daha yakından tanırlar. Kaşenlik ilişkisi flört ilişkisine benzer bir ilişkidir. Kaşenlik ilişkisinden gençlerin ailelerinin haberleri vardır. Grup içi evliliğin gerçekleşmesi sonucu kültür ve ırk korunduğu için aileler kaşenlik ilişkisini onaylamaktadırlar.

Çerkeslerde genç kız ve erkekler eşlerini kendileri seçer, aileler ise bu konuda kendilerine gelen bu öneriyi kabul ederler. Oğlanın anne babası başlangıçta kız istemeye gidemezler, oğlanın amcası, dayısı gibi akrabasından olan bazı büyükler giderler. Kız evinde ise bu şekilde gelenlerle kızın annesi ve babası değil kızın dayısı, amcası veya dedesi gibi büyükler muhatap olurlar. Dolayısıyla İhsaniye Çerkeslerinde kız isteme ilişkisinde taraflar arasında akrabalık statüsünde bir denklik görülmektedir.Çerkeslerde de Orhaniye Göçmenlerinde olduğu gibi düğünlere büyük önem verilir. Düğüne ailenin tanıdıkları ve akrabaları dışında diğer bölgelerdeki Çerkesler de topluca davet edilir. Düğüne köy dışından katılan misafirler köylüler tarafından paylaşılarak ağırlanır. Düğünlere Çerkes olmayan köylüler çoğunlukla davet edilmez. Bunun nedeni kadınlı erkekli dans etmelerinin Çerkes olmayanlar tarafından yadırganmasıdır. Çerkesler başkalarının kendi gelenek göreneklerine uyum sağlayamayacaklarını düşünmektedirler. Çerkesler akardion, mızıka, pheçic denilen müzik aletleri eşliğinde, kafe, şeşen, şepereş, apsüve, şamil, lezginko dansları yapmaktadırlar.

Çerkeslerde yaygın olarak bulunan Vase (Başlık parası) yerli halktan etkilenilerek Mehir olarak değişmiştir. İhsaniye Çerkeslerinde mehir, 6 bilezik ve set takımı denilen altınlardan oluşur. Diğer eşyalar pazarlık konusu edilmez fakat alabilecek durumda olan oğlan evi alır.

Kız verildikten sonra kararlaştırılan bir günde oğlan evi yüzük getirir. Kız evi gelen misafirlere Şıpsi (Çerkes Tavuğu) ikram eder. Kız verildikten sonra damat adayı nişanlısıyla görüşebilmek için kızın ailesinden izin ister. Oğlan düğüne kadar kız ile kız evinde görüşür. Bu görüşmelerde kızın annesine ve babasına asla görünmez.

Çerkeslerde düğünleri yöneten bir erkek ve bir bayan bulunmaktadır. Düğünün tüm sorumluluğu Hatiyago denilen bu gençlere aittir. Hatiyagoların izin vermediği kişiler Çerkes dahi olsalar düğüne katılamazlar.

Çerkesler Türkiye’nin farklı illerinde bulunan Çerkesleri düğünlerine davet ederler. Eskiden bu iş için görevlendirilen gençler var iken, şimdi dernekleri aracılığıyla cep telefonlarına mesaj gönderilerek davet gerçekleştirilmektedir. Davetiye mesajları

125

Çerkesleri temsil eden grup liderlerine gönderilir. Grup liderleri diğer Çerkeslere mesajı duyurur.

Düğüne köy dışından katılan Çerkesler düğün sahibi tarafından köydeki Çerkeslere paylaştırılarak misafir edilir.

Düğünlerde damat düğün boyunca düğüne katılmaz ve ortalıkta görünmez. Düğün boyunca bir arkadaşının evinde kalır. Damat düğün boyunca kaldığı evde arkadaşlarının istediklerini yapmak zorundadır. Arkadaşları damada halıya toz şeker ve su dökmek gibi çeşitli şakalar yaparlar. Düğün bittikten sonra damat, evine arkadaşları tarafından düzenlenen bir törenle getirilir. Düğün boyunca kaldığı ev artık bir akraba evi olarak kabul edilir.

Gelin ailesinden ayrılırken ailesiyle vedalaşmaz. Vedalaşmak saygısızlık olarak algılanmaktadır. Gelin almaya damadın amcası, dayısı gibi büyükleri gider.

Gelinin arkadaşları gelinin yeni geldiği eve alışması ve sıkılmaması için dört beş gün eğlence düzenlerler.

Torunu evlenen nine evi terk eder köyün büyükleri onun gönlünü alarak düğün evine geri getirir.130

Eskiden yeni evlenen çiftler örf ve âdetlerden dolayı büyüklerin yanında bir arada görünmezlerdi. Bu gelenek şehirle etkileşim sayesinde zamanla ortadan kalkmaya başlamıştır.

Toplumsal motiflerin işlendiği halk dansları bir toplumun aynası görünümündedir, çalınan çalgılar, canlandırılan hareketler ve anlatılan olaylar bize o toplumun yaşam tarzını ve birikimlerini gösterir. Toplumla birlikte doğan halk dansları süreç içinde toplumsal gelişime paralel gelişim çizgisi izler.131Çerkesler düğünlerinde geleneksel halk danslarını yaparlarken yüz yüze bakarlar sırtlarını dönmezler. Çerkes genci istediği bir bayanı kendisiyle oynaması için davet eder ve karşılıklı oynarlar.

Her iki köyde evlilikler tek eşle (monogami) evlilik olup aile yapısı çekirdek ailedir. Orhaniye Göçmenlerinde köy içinden veya dışından, göçmen veya göçmen olmayanlarla ve akrabalarla evlilikler yapılabilmektedir. Ancak İhsaniye Çerkesleri kendi ırklarından olan Çerkeslerle evlenmeyi tercih etmektedirler. İç evliliğin (endogami) nedenlerini şöyle sıralamak mümkün; kültürün ve soyun korunması, ırkın bozulmaması için kadınların dışarıya verilmemesi ve farklı topluluklardan bir kadınla evliliğin kabul edilmemesi, miras

130 Nazmiye Üstün, (37), 10 Şubat 2008 131 Mehmet Eser, a.g.e., s. 24.

126

bölmemek ve dağıtmamaktır.132 Bu arada yüzyıllardır sürdürülen akraba evliliği yasağı titizlikle korunmaktadır. Düğünden sonra damat ve arkadaşları kayınvalidesine yemeğe giderler. Damat yemek yediği tabağın altına bir miktar para bırakır.

Çerkeslerde genç kız gelin olarak geldiği evin büyükleri ile konuşamaz. Bu konuşmama yasayığını ancak büyükler ne zaman isterse o zaman bitirirler. Gelinin kendisiyle konuşmasına izin vermek isteyen kişi ona bir hediye verir. Bu hediye gelinin o kişiyle konuşmasına izin verdiği anlamına gelmektedir. Çerkeslerde gelinin büyüğüyle konuşmaması yasağı bazen o kişinin ölümüne kadar sürmektedir.

İhsaniye köyünde Çerkes gençler gelin almaya köy dışından gelenlerden toprak bastı, bayrak alma adı altında para alırlar ve bu parayı vermeyenlerin alnına mühür basılır.

Eş tercihinde Çerkesler Bulgaristan göçmenlerine göre daha çok tutucudurlar. Çerkesler çocuklarının evlenecekleri kişi konusunda onları koşullandırmaktadırlar. Çocuklarının Çerkes biriyle evlenmesinden yanadırlar. Aile yapısı bakımından karı koca ve evlenmemiş çocuklardan oluşan çekirdek aile İhsaniye Çerkeslerinde daha yaygındır.

Benzer Belgeler