• Sonuç bulunamadı

Kutsal bir varlığa inanç hemen her dinde kabul edilen bir olgudur. Bununla beraber kutsal varlık anlayışları dinlere göre değişmektedir. Bu çerçevede İslam’da kâinatı yaratan, idare eden, kendisine ibadet edilen tek ve yüce varlık olan Allah’a iman inanç esaslarının birincisi ve temelidir. Çünkü bütün inanç esasları Allah’a imana ve onun birliği esasına dayanmaktadır.

İslam inancına göre ilahi dinlerin esasının “Vahdet” yani bir tek Allah’a kullukta toplanmakta olup, ilk insanın aynı zamanda ilk peygamber ve ilk dinin “Tevhid dini” şeklinde başladığını kabul etmektedir. Monoteizm uzun bir dini evrim sonucu erişilmiş değildir. Tersine din, monoteizm şeklinde başlamış, daha sonra insanlar yüce ve tek Tanrı’nın yanı sıra başka ilahlar da edinmişler ve hatta zamanla bu yüce Tanrı ayinlerinde ikinci ve geri plana itilerek ötekiler ön plana geçmişler ve böylece politeizm, yani çok Tanrıcılık ortaya çıkmıştır.75

Biz de örneklem grubumuzun Allah inancı konusundaki durumunu tespit etmeye çalıştık.

Tablo 8: Örneklemin Allah inancı

Tablo 8 incelendiğinde Allah inancı bakımından araştırma alanımızın inançlı bir toplumsal yapıya sahip olduğu, bu konuda Orhaniye Göçmenlerinde örneklemin

75 Ünver Günay, Din Sosyolojisi, İnsan Yay., Kayseri 1998, s. 134.

Frekans Yüzde Allah’ın varlığına inanıyor musunuz? O Ç O Ç Allah’ın varlığına inanıyorum 117 86 100,0 98,9 Allah’ın varlığına inanmada bazı şüphelerim

var 1 1,1 Allah’ın varlığına inanmıyorum Toplam 117 87 100,0 100,0

35

tamamının Allah’a inandığı görülmektedir. Çerkeslerde sadece bir kişi Allah’ın varlığına inanmada bazı şüphelerim var demiştir.

İlgili deneğin İhsaniye Çerkeslerinden çıkması dikkat çekicidir. Diğer verilere de baktığımızda Çerkeslerin, Orhaniye Göçmenlerine nisbetle sosyal ve kültürel yaşayışlarında dini refaranslara fazla itibar etmedikleri görülmektedir.

Hem ibadetleri yerine getirme hem de dini inançlar konusundaki ilgisizlik kişiyi Allah inancından uzaklaştırma tehlikesiyle karşı karşıya getirebilir.

Nitekim İhsaniye Çerkeslerinin kısmen de olsa ibadetlere ve inançlara karşı ilgisiz davranmaları aralarında bir kişinin “Allah’ın varlığına inanmada bazı şüphelerinin olması” neticesini doğurmuştur.

2. Bâtıl İnançlar

Bâtıl, sözlükte boş ve mânasız olan, gerçeğe uymayan, haktan gayrı, bâtıl itikat (inanç) ise boş inanç anlamına gelmektedir. Hurafe sözlükte dini bilgiler ve kaideler arasına karışmış yanlış, bâtıl inanç anlamına gelmektedir.76 Bâtıl inanç ve hurafe kavramları birbirlerinin yerine kullanılabilmektedir.

Hurafe mantıki tabanı olmayan, gerçek hayatla ilişkisi bulunmayan inanç ve uygulamalar, iyilik veya kötülük getirebileceğine inanılan kuvvetler için kullanılır.77

Toplum halinde yaşayan insanlar arasında kimi zaman korkudan, kimi zaman çaresizlikten kimi zaman da rastlantılardan doğan ve çoğunlukla dini bir dayanağı olmayan bir takım inanışlar vardır. Kuşaktan kuşağa aktarılan bu inanışlar, bazı durumlarda dini bir kural kadar etkili olabilmekte, kendisine inananlar üzerinde zorlayıcı etkilere yol açabilmektedir. Bireyler söz konusu inançları genellikle içselleştirmekte ve bu inanışlar zamanla sebebi bilinmeden tekrarlanan, hayatın pek çok alanını etkileyen, yönlendiren, hatta belirleyen bir tür alışkanlığa dönüşmektedir. Bu şekilde bireylerin ve toplumların ortak hafızasında kökleşerek kalıcı hale gelen inanışlara, yaygın tanımlamayla “halk inançları” adı verilmektedir.78

Hurafeler, din dışı alanları da kapsamakla birlikte dini konularda daha yaygın olarak görülürler. Hemen hemen bütün dinlerde mevcut olan hurafelerin, genellikle otantik dini metinlerin zamanla yok olması ve iptidaî kavimlere ait bâtıl inançların yeni dine taşınması

76 D. Mehmet Doğan, Büyük Türkçe Sözlük, Bahar Yay., 10. Baskı, İstanbul 1994, ss. 120, 502. 77 Ali Murat Yel, “Hurafe”,DİA, C. XVIII, s. 381.

78 Ali Albayrak-İhsan Çapçıoğlu, “Ehl-i Sünnet Geleneğine Bağlı Bir Orta Anadolu Köyünde Halk İnançları ve Uygulamaları”, Dini Araştırmalar Dergisi, C. 8, Sayı 24, s. 108.

36

yoluyla oluştuğu kabul edilir. İslam’ın ana kaynağı olan Kur’an’ı Kerim’in bizzat Hz. Muhammed (s.a.v) tarafından yazılı bir metin haline getirilmesi ve müslümanlarında onu ezberlemesine rağmen, zamanla İslam dinine de çeşitli hurafelerin sokulduğu bilinmektedir. Diğer dinlere mensup milletlerde görüldüğü gibi İslami kimliğe kavuşmuş müslüman topluluklarda da bir çok bâtıl inanç İslam’ın emriymiş gibi algılanmış ve halk arasında yayılmıştır. Hurafelerin ortaya çıkmasında ve müslümanlar arasında yayılmasında; İslam öncesi bazı kültürel unsurların İslam’a taşınması, mevzu (uydurma) hadisler, israiliyât (Yahudi, Hıristiyan ve diğer kültürlerden İslamiyet’e giren rivayetler) faktörlerinin etkili olduğu, yayılmasında ise; cehalet, taklit, kitle iletişim araçları etkili oldukları söylenebilir.79 Dinin kaynaklardan değilde kulaktan duyma bilgilerle öğrenilmesi, nesilden nesile bu şekilde aktarılması da bâtıl inançların sebeplerindendir.

Bu kısımda örnekleme bâtıl inançla ilgili sorular sorulmuştur. Bu sorular doğrudan “Bâtıl inancınız var mı?” şeklinde sorulmamış, Orhaniye ve İhsaniye halklarının inandığı birtakım bâtıl inançlar ön hazırlıklar neticesinde tesbit edilmiş ve sorular bu tesbitlerimize göre oluşturulmuştur. Alınan cevaplar cinsiyet, eğitim düzeyi, medeni durum ve aylık gelir seviyesi gibi değişkenlerle karşılaştırılmıştır.

a- Orhaniye Göçmenlerinde Bâtıl İnançlar

Anadolu’da özellikle köylerimizde evliliğin üzerinden belli bir süre geçmesine rağmen çocuk sahibi olunamaması hoş karşılanmaz. Çocuk sahibi olmaya toplum tarafından büyük önem verilmesi aile bireylerini gelenek ve göreneklere bağlı olarak bir takım pratiklere yöneltmektedir. Çocuklarını kötülüklerden korumak isteyen ebeveynler bu pratikleri titizlikle yerine getirmektedirler.

Kadının karşılaştığı olumlu olumsuz unsurlar çocuğun cinsiyeti, ruhsal özellikleri ve yapısıyla alakalandırılmıştır. Bu durum, eski Türklerde her varlığın bir ruhu olduğu inancından hareketle anne karnındaki çocuğu etkileyebileceği düşüncesini akla getirmektedir. Dolayısıyla eski Türklerde kötü/kara ruhların veya bunlarla mücadele içerisinde bulunan iyi ruhların varlığı İslamiyetten sonra da şekil değiştirmek suretiyle varlığını sürdürmektedir.80

79Abdullah Çobanoğlu, Halk Arasında Yaşayan Hurafeler Üzerine Bir Alan Araştırması

(Bursa/Osmangazi Örneği), B. Y. L. T, Sakarya Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Sakarya 2006, ss. 17-31.

80 Tuğrul Balaban, Sandıklı Halk İnanışları ve Uygulamaları, B. Y. L. T., Afyon Kocatepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Afyonkarahisar 2006, s. 78.

37

Orhaniye Göçmenlerinde de doğum sonrasında uygulanan bir takım inanışların olduğu tespit edilmiştir.

Tablo 9: Örneklemin kırk basmasına inanıp inanmadıklarına ilişkin dağılım

Kırk basmasına inanıyor musunuz? Frekans Yüzde

inanıyorum 31 26,5

inanmıyorum 86 73,5

Toplam 117 100,0

“Kırk basması” doğum yapan kadınların “loğusa dönemlerinde” birbirleriyle karşılaştıklarında çocuklarının hasta, zayıf ve güçsüz olacağı inancıdır. Tablo 9’u incelediğimizde örneklemin %26,5’i (n=31) kırk basmasına inandığını, %73,5’i (n=86) ise inanmadığını ifade etmişlerdir. Bu sonuçlara göre örneklemin dörtte birinin kırk basması şeklindeki bâtıl inanca sahip olduğu görülmektedir.

Ülkemizin başka bölgelerinde de bu tür bâtıl inançların mevcut olduğu bilinmektedir. Mesela, Samsun yöresinde benzer bir bâtıl inanç vardır. İki kırklı (loğusa) kadın karşılaşır ise çocuklarının “basık” olacağına inanılır. Böyle çocuklar yürümeye geç başlarlar.81 Muğla civarında da iki loğusa kadın birbirini görürse “kırkları karışır” kırkları karışan kadınlar zayıflar, hastalanır, sütü çekilir şeklinde düşünülür.82

Tablo 10: Örneklemin cinsiyete göre kırk basmasına inanıp inanmama durumlarıyla ilgili dağılımı

Kırk basmasına inanıyor musunuz?

cinsiyet inanıyorum inanmıyorum Toplam

kadın f 19 39 58 % 32,8 67,2 100,0 erkek f 12 47 59 % 20,3 79,7 100,0 Toplam f 31 86 117

Tablo 10’u incelediğimizde kırk basmasına inanıyormusunuz sorusuna örneklemden kadınların %32,8’i (n=19), erkeklerin %20,3’ü (n=12) inanıyorum ifadesini

81 Yaşar Kalafat, Doğu Anadolu’da Eski Türk İnançlarının İzleri, 4. Baskı, Babil Yay., Ankara 2005, s. 160.

82 İsmet Eşmeli, Muğla-Yatağan ve Çevresi Halk İnanışları ve Uygulamaları Üzerine Bir Araştırma, B. Y. L. T., Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İzmir 2006, s. 52

38

belirtmektedirler. Bu sonuçlara göre kadınların erkeklere oranla kırk basmasına daha çok inandıkları, dolayısıyla cinsiyetin bu hususta etki eden faktörlerden biri olarak gözlemlendiği anlaşılmaktadır.

Tablo 11: Örneklemin eğitim düzeyine göre kırk basmasına inanıp inanmama durumlarıyla ilgili dağılımı

Kırk basmasına inanıyor musunuz?

eğitim durumu inanıyorum inanmıyorum Toplam

okuma yazma bilmiyor f 3 6 9

% 33,3 66,7 100,0

ilkokul mezunu f 13 34 47

% 27,7 72,3 100,0

ortaokul veya ilköğretim mezunu f 9 14 23

% 39,1 60,9 100,0

lise ve dengi okul mezunu f 6 27 33

% 18,2 81,8 100,0

yüksekokul veya fakülte mezunu f 5 5

% 100,0 100,0

Toplam f 31 86 117

Tablo 11’e göre örneklemin eğitim düzeyi ile “kırk basması” diye nitelendirilen bâtıl inanç arasında bir ilişkinin varlığından söz edilebilir. Zira lise ve yüksekokul mezunları ilkokul ve ortaokul mezunlarına kıyasla daha az oranda kırk basmasına inanmaktadırlar. Öyleki yüksekokul mezunlarının hiçbiri kırk basması şeklinde bilinen bir halk inancına inanmamaktadırlar.

Sonuç itibariyle “Kırk Basması” diye bilinen inancın tarihsel arkaplanı kuvvetli bir bâtıl inanç olarak yaygınlık gösterdiği belirtilebilir. Göçle birlikte içinde yaşanılan sosyo- kültürel İslam çevresinin zamanla bu bâtıl inancın tesirini kırdığı da ifade edilebilir. Öte yandan doğru ve sağlıklı bir eğitimin bu bâtıl inancın zayıflamasına neden olan önemli bir faktör olarak gözlenmektedir.

39

Tablo 12: Örneklemin, çocuğu cin çarpmasın diye anahtar, demir vb. şeyleri kullanma konusundaki halk inancıyla alakalı tutumları

Çocugu cin çarpmasın diye anahtar, demir vb. şeyler takmaya inanıyor musunuz?

Frekans Yüzde

inanıyorum 21 17,9

inanmıyorum 96 82,1

Toplam 117 100,0

Tablo 12’yi incelediğimizde çocuğu cin çarpmasın diye anahtar, demir vb. şeyler takmak sorusuna örneklemden inananların oranı %17,9 (n=21) iken, inanmıyorum ifadesini belirtenlerin oranı ise %82,1 (n=96)’dir. Bu sonuçlara göre örneklemin beşte birinin bu halk inancına inanmayı sürdürdüğü görülmüştür. Eski Türklerde demir kutsal kabul edilmekte ve koruyucu bir ruha sahip olduğuna inanılmaktadır.83 Orhaniye Göçmenlerinde çocuğa anahtar, demir vb. metal şeylerin takılması bu inanışın bir yansıması olarak “kötülüklere ve cinlere karşı” demirin koruyuculuğuna sığınma olarak değerlendirilebilir.

Tablo 13: Örneklemin cinsiyete göre çocukları cin çarpmasın diye anahtar, demir vb. şeyleri kullanma konusundaki halk inancıyla alakalı tutumları

Çocuğu cin çarpmasın diye anahtar demir vb. şeyler takmaya inanıyor musunuz?

cinsiyet

inanıyorum inanmıyorum Toplam

kadın f 15 43 58

% 25,9% 74,1% 100,0%

erkek f 6 53 59

% 10,2% 89,8% 100,0%

Toplam f 21 96 117

Tablo 13’ü incelediğimizde cinsiyete göre çocuğu cin çarpmasın diye anahtar, demir vb. şeyler takmaya kadınlardan inananların oranı %25,9 iken, erkeklerde bu oran %10,2’ye düşmektedir. İnanmıyorum ifadesini kadınların %74,1’i belirtirken, erkeklerde bu oran %89,8’dir. Bu sonuçlara göre çocuğu cin çarpmasın diye anahtar, demir vb. şeyler takmaya inananların çoğunluğu kadınlar iken, inanmayanların çoğunluğu ise erkeklerdir.

83 Abdülkadir Kıyak, Baskil ve Çevresinde Halk İnanışları, Fırat Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Elazığ 2005, s. 78.

40

Dolayısıyla bu bâtıl inanca kadınların erkeklere göre daha meyilli oldukları ve ilgi duyduklarını söylemek mümkündür.

Tablo 14: Örneklemin eğitim düzeyine göre çocukları cin çarpmasın diye anahtar, demir vb. şeyleri kullanma konusundaki halk inancıyla alakalı tutumları

Çocuğu cin çarpmasın diye anahtar demir vb. şeyler takmaya inanıyor musunuz? eğitim durumu

inanıyorum inanmıyorum Toplam

okuma yazma bilmiyor f 3 6 9

% 33,3% 66,7% 100,0%

ilkokul mezunu f 12 35 47

% 25,5% 74,5% 100,0%

ortaokul veya ilköğretim mezunu f 4 19 23

% 17,4% 82,6% 100,0%

lise ve dengi okul mezunu f 2 31 33

% 6,1% 93,9% 100,0%

yüksekokul veya fakülte mezunu f 5 5

% 100,0% 100,0%

Toplam f 21 96 117

Tablo 14’ü incelediğimizde okuryazar olmayanların %33,3’ü, ilkokul mezunlarının %25,5’i, ortaokul veya ilköğretim mezunlarının %17,4’ü, lise ve dengi okul mezunu olanların %6,1’i ve yüksekokul mezunlarında % 0 nisbetinde cin çarpmasın diye madeni eşya anahtar, demir vb. şeyleri takmaya inanmaktadırlar. İnanmıyorum ifadesini belirtenlerin oranı okuma yazma bilmeyenlerde %66,7 iken, ilkokul mezunlarında %74,5, ortaokul veya ilköğretim mezunlarında %82,6, lise ve dengi okul mezunlarında bu oran %93,9, yüksekokul veya fakülte mezunlarında %100,0’dır. Tabloya bakıldığında bu halk inancına inanma ile eğitim düzeyi arasında ters bir orantı olduğu anlaşılmaktadır. Eğitim düzeyi yükseldikçe söz konusu halk inancına karşı olan tutum zayıflamakta, hatta yüksekokul mezunu kimselerde böyle bir halk inancına inancın olmadığı görülmektedir.

41

Tablo 15: Örneklemin medeni durumları ile çocuğu cin çarpmasın diye anahtar, demir vb. şeyleri takmaya inanıp inanmama arasındaki ilişki

Çocuğu cin çarpmasın diye anahtar demir vb. şeyler takmaya inanıyor musunuz?

medeni durum

inanıyorum inanmıyorum Toplam

bekar f 2 15 17 % 11,8 88,2 100,0 evli f 14 79 93 % 15,1 84,9 100,0 dul f 5 2 7 % 71,4 28,6 100,0 boşanmış f % Toplam f 21 96 117

Tablo 15’i incelediğimizde örneklemin çocuğu cin çarpmasın diye anahtar, demir vb. şeyler takmaya bekârların %11,8’i, evlilerin %15,1’i, dulların %71,4’ü bu halk inancına inandıklarını belirtmektedirler. Bu sonuçlara göre çocuğu cin çarpmasın diye anahtar, demir vb. şeyler takma bâtıl inancına evliler bekârlardan, dullarda evlilerden daha çok, inanmaktadır. Dullarda bu halk inancının bekâr ve evlilere oranla daha yüksek çıkması yalnızlığın, çaresizliğin ve acziyetin dullarda daha çok artması onların bu çeşit halk inançlarına yönelmeleriyle açıklanabilir.

Tablo 16: Örneklemin kötülükleri önlesin diye çocuğun ilk kakasını kapı eşiğine koyma inancının olup olmadığına ilişkin dağılım

Kötülükleri önlesin diye çocuğun ilk kakasını kapının eşiğine

koymaya inanıyormusunuz? Frekans Yüzde

inanıyorum 15 12,8

inanmıyorum 102 87,2

Toplam 117 100,0

Eski Türklerdeki “eşik kültü”nün bir yansıması olarak Orhaniye Göçmenlerinde bebeğin ilk kakası alınır bir beze sarılarak kapı eşiğine konulur. Bebeğin ilk kakasının kapı eşiğine konulması, bebeği görmek için misafirliğe gelenlerin nazarından korumak içindir. Tablo 16’yı incelediğimizde örneklemden kötülükleri önlesin diye çocuğun ilk kakasını kapının eşiğine koyma âdetine inanıyorum ifadesini belirtenlerin oranı %12,8 (n=15) iken,

42

inanmıyorum ifadesini belirtenlerin oranı ise %87,2 (n=102)’dir. Bu sonuçlara göre kötülükleri önlesin düşüncesiyle çocuğun ilk kakasını kapının eşiğine koyma âdetine inanmayanların oranı büyük bir çoğunluğu oluşturmaktadır. Ancak bu bâtıl inanç da az da olsa varlığını sürdürmeye devam etmektedir.

Tablo 17: Örneklemin cinsiyete göre kötülükleri önlesin düşüncesiyle çocuğun ilk kakasını kapı eşiğine koyma âdetine inanıp inanmama durumları

Kötülükleri önlesin diye çocuğun ilk kakasını kapının eşiğine koymaya inanıyormusunuz?

cinsiyet inanıyorum inanmıyorum Toplam

kadın f 11 47 58

% 19,0 81,0 100,0

erkek f 4 55 59

% 6,8 93,2 100,0

Toplam f 15 102 117

Tablo 17’yi incelediğimizde kötülükleri önlesin düşüncesiyle çocuğun ilk kakasını kapı eşiğine koyma âdetine inanıyorum ifadesini belirtenlerin oranı kadınlarda %19,0 iken, bu oran erkeklerde %6,8’e düşmektedir. İnanmıyorum ifadesini belirtenlerin oranı kadınlarda %81 iken, bu oran erkeklerde %93,2’ye çıkmaktadır. Bu sonuçlara göre kötülükleri önlesin düşüncesiyle kapı eşiğine çocuğun ilk kakasını koyma âdetine kadınlar erkeklere oranla daha çok inanmaktadırlar.

43

Tablo 18: Örneklemin medeni durumlarına göre kötülükleri önlesin düşüncesiyle çocuğun ilk kakasını kapı eşiğine koyma âdetine inanıp inanmama durumları

Kötülükleri önlesin diye çocuğun ilk kakasını kapının eşiğine koymaya inanıyormusunuz?

medeni durum inanıyorum inanmıyorum Toplam

bekar f 1 16 17 % 5,9 94,1 100,0 evli f 13 80 93 % 14,0 86,0 100,0 dul f 1 6 7 % 14,3 85,7 100,0 boşanmış f % Toplam f 15 102 117

Tablo 18’i incelediğimizde kötülükleri önlesin düşüncesiyle çocuğun ilk kakasını kapının eşiğine koyma bâtıl inancına inanıyorum ifadesini belirtenlerin oranı bekârlarda %5,9 iken, evlilerde bu oran %14,0’a, dullarda ise %14,3’e yükselmektedir. İnanmıyorum ifadesini belirtenlerin oranı bekârlarda %94,1 iken, evlilerde %86,0’a, dullarda ise %85,7’ye düşmektedir. Bu sonuçlara göre kötülükleri önlesin düşüncesiyle çocuğun ilk kakasını kapı eşiğine koyma bâtıl inancına evliler bekârlardan, dullarda evlilerden daha çok inanmaktadırlar. Çocuğu koruma duygusu ebeveynleri bâtıl inanca meyletmelerini sağladığı anlaşılmaktadır.

44

Tablo 19: Örneklemin eğitim düzeyine göre kötülükleri önlesin düşüncesiyle çocuğun ilk kakasını kapının eşiğine koymaya inanıp inanmama durumları

Kötülükleri önlesin diye çocuğun ilk kakasını kapının eşiğine koymaya inanıyormusunuz?

eğitim durumu inanıyorum inanmıyorum Toplam

okuma yazma bilmiyor f 3 6 9

% 33,3 66,7 100,0

ilkokul mezunu f 7 40 47

% 14,9 85,1 100,0

ortaokul veya ilköğretim mezunu f 3 20 23

% 13,0 87,0 100,0

lise ve dengi okul mezunu f 2 31 33

% 6,1 93,9 100,0

yüksekokul veya fakülte mezunu f 5 5

% 100,0 100,0

Toplam f 15 102 117

Tablo 19’u incelediğimizde örneklemden kötülükleri önlesin düşüncesiyle çocuğun ilk kakasını kapının eşiğine koymaya inanıyorum ifadesini belirtenlerin oranı okuma yazma bilmeyenlerde %33,3 iken, ilkokul mezunlarında %14,9’a, ortaokul veya ilköğretim mezunlarında %13,0’a lise ve dengi okul mezunlarında ise bu oran %6,1’dir. İnanmıyorum ifadesini belirtenlerin oranı okuma yazma bilmeyenlerde %66,7 iken, bu oran ilkokul mezunlarında %85,1’e, ortaokul veya ilköğretim mezunlarında ise bu oran %87,0’a, lise ve dengi okul mezunlarında %93,9’a, yüksekokul veya fakülte mezunlarında ise bu oran %100,0’a çıkmaktadır. Bu sonuçlara göre eğitim seviyesi düştükçe kötülükleri önlesin diye çocuğun ilk kakasını kapı eşiğine koyma bâtıl inancına inanma oranı yükselmektedir.

45

Tablo 20: Örneklemin aylık gelir durumuna göre kötülükleri önlesin diye çocuğun ilk kakasını kapının eşiğine koymaya inanıp inanmama durumları

Kötülükleri önlesin diye çocuğun ilk kakasını kapının eşiğine koymaya inanıyormusunuz?

ailenizin aylık gelir durumu

inanıyorum inanmıyorum Toplam

0-500 TL f 12 55 67 % 17,9 82,1 100,0 501-1000 TL f 2 37 39 % 5,1 94,9 100,0 1001-2000 TL f 1 10 11 % 9,1 90,9 100,0 2001 TL ve üstü f % Toplam f 15 102 117

Tablo 20’yi incelediğimizde kötülükleri önlesin diye çocuğun ilk kakasını kapının eşiğine koyma bâtıl inancına inanıyorum ifadesini belirtenlerin oranı 0-500 TL arasında aylık geliri olanlarda %17,9 iken, 501-1000 TL arasında aylık geliri olanlarda %5,1, 1001- 2000 TL arasında aylık geliri olanlarda %9,1’dir. İnanmıyorum ifadesini belirtenlerin oranı 0-500 TL arasında aylık geliri olanlarda %82,1 iken, 501-1000 TL arasında aylık geliri olanlarda bu oran %94,9, 1001-2000 TL arasında aylık geliri olanlarda ise bu oran 90,9’dur. Bu sonuçlara göre kötülükleri önlesin diye çocuğun ilk kakasını kapının eşiğine koyma bâtıl inancına inananların çoğunluğu 0-500 TL arasında aylık geliri olanlarda çıkmaktadır. İnanmayanların çoğunluğu ise 501-1000 TL arasında aylık geliri olanlarda görülmektedir. Düşük gelire sahip kimseler orta ve yüksek gelire sahip kimselere göre en yüksek nisbetle bu tür bâtıl inanca inanmaktadırlar. Dolayısıyla gelir düzeyi açısından durumu biraz iyi olan kimselerin bâtıl inançlar dışında başka çözüm yolları ve tedbirlerle çocukların kötülüklerden koruma yollarına başvurdukları söylenebilir.

Deneklerin eğitim düzeyi ve gelir seviyesi yükseldikçe bu inanç hemen hemen sıfırlanma noktasına gelmektedir. Dolayısıyla Orhaniye’de yaşayan insanların eğitim düzeyi yükseltilerek ve gelir seviyeleri artırılarak çocukların ilk kakalarının kapı önüne konularak kötülüklere engel olunabileceğine inanma durumları ortadan kaldırılabileceğini söylemek mümkün görünmektedir.

46

Tablo 21: Örneklemin kırkı çıkmamış bir çocuğun odasına çiğ et ve un koymamaya inanıp inanmadıklarına dair dağılım

Kırkı çıkmamış bir çocuğun odasına çiğ et ve un koymamaya inanıyormusunuz?

Frekans Yüzde

inanıyorum 12 10,3

inanmıyorum 105 89,7

Toplam 117 100,0

Orhaniye Göçmenleri kırk basmasına neden olacağı için kırkı çıkmamış bir çocuğun odasına çiğ et ve un konulmasını uygun görmemektedirler. Tablo 21’i incelediğimizde örneklemden kırkı çıkmamış bir çocuğun odasına çiğ et ve un koymamaya inanıyorum ifadesini belirtenlerin oranı %10,3 (n=12), inanmıyorum ifadesini belirtenlerin oranı %89,7 (n=105)’dir. Bu sonuçlara göre örneklemin büyük bir çoğunluğu kırkı çıkmamış bir çocuğun odasına çiğ et ve un koymama âdetine inanmamaktadırlar. Ancak bu bâtıl inancın az da olsa varlığını devam ettirmekte olduğu görülmektedir.

Tablo 22: Örneklemin cinsiyete göre kırkı çıkmamış bir çocuğun odasına çiğ et ve un koymamaya inanıp inanmama durumu

Kırkı çıkmamış bir çocuğun odasına çiğ et ve un koymamaya inanıyor musunuz?

cinsiyet inanıyorum inanmıyorum Toplam

kadın f 8 50 58

% 13,8 86,2 100,0

erkek f 4 55 59

% 6,8 93,2 100,0

Toplam f 12 105 117

Tablo 22’yi incelediğimizde örneklemden kırkı çıkmamış bir çocuğun odasına çiğ et ve un koymama bâtıl inancına inanıyorum ifadesini belirtenlerin oranı kadınlarda %13,8 iken, bu oran erkeklerde %6,8’e düşmektedir. İnanmıyorum ifadesini belirtenlerin oranı kadınlarda %86,2 iken, erkeklerde bu oran %93,2’ye yükselmektedir. Bu sonuçlara göre kadınların bahsi geçen bâtıl inanca inanma oranı daha yüksektir.

47

Tablo 23: Örneklemin medeni durumlarına göre kırkı çıkmamış bir çocuğun odasına çiğ et ve un koymamaya inanıp inanmama durumu

Kırkı çıkmamış bir çocuğun odasına çiğ et ve un koymamaya inanıyor musunuz?

medeni durum inanıyorum inanmıyorum Toplam

bekar f 17 17 % 100,0 100,0 evli f 11 82 93 % 11,8 88,2 100,0 dul f 1 6 7 % 14,3 85,7 100,0 boşanmış f % Toplam f 12 105 117

Tablo 23’ü incelediğimizde örneklemden kırkı çıkmamış bir çocuğun odasına çiğ et ve un koymamaya inanıyorum ifadesini belirtenlerin oranı evlilerde %11,8 iken, dullarda bu oran %14,3’dür. İnanmıyorum ifadesini belirtenlerin oranı bekârlarda %100,0 iken, bu oran evlilerde %88,2’ye, dullarda ise %85,7’ye düşmektedir. Bu sonuçlara göre kırkı çıkmamış bir çocuğun odasına çiğ et ve un koymama bâtıl inancına evliler, bekârlara oranla, dullar da evlilere oranla daha çok inanmaktadır.

Tablo 24: Örneklemin kırkı çıkmamış bir çocuğun elbiselerini akşam güneş batmadan içeriye almaya inanıp inanmama durumu

Kırkı çıkmamış çocuğun elbiselerini akşam güneş batmadan içeriye

Benzer Belgeler