• Sonuç bulunamadı

2012-2016 DÖNEMİNDE TÜRKİYE’DE BOŞANMA OLGUSU:

2012-2016 Döneminde Türkiye’de Boşanma Olgusu:

2012-2016 DÖNEMİNDE TÜRKİYE’DE BOŞANMA OLGUSU:

İKTİSADİ ŞİFRELER VE TEMATİK ÖNERMELER

İrfan Kalaycı ÖZ

Bu çalışmanın konusu ve amacı, Türkiye’de son beş yıllık (2012-2016) dönemde gerçekleşen boşanma olaylarının nedenlerini ve sonuçlarını tümdengelim ve diyalektik yöntemle incelemektir. Evliliğin resmen bitmesi demek olan boşanma tüm dünyada toplumsal bir sorundur ve o yüzden öncelikle olgusal/kuramsal bir boyuta sahiptir. Burada boşanma olgusu Türkiye açısından ele alınırken çeşitli iktisadi şifreler ve onların etkileşim halinde olduğu iktisat-dışı şifreler belirlenip rehber alınmıştır. Birbiriyle geçişgen olan iktisadi ve iktisat-dışı şifrelere göre, Türkiye’de boşanmanın birçok nedeni (maddi geçimsizlik, şiddet, aldatma-zina, işsizlik, tatminsizlik, mali krizler, vs.) ve birçok sonucu (ailenin dağılması, yoksullaşma, işte verimsizlik, göç, suç işleme, ahlaksızlık, vs.) vardır. Toplumsal cinsiyet eşitliği ve adaletinin zayıf olduğu ülkemizde boşanan çiftlerde kadın daha fazla ezilmektedir. Eril egemen yapının insan hakları paydasında kadınların lehine iyileştirilmesi için “feminist iktisat” yönünde bir paradigma değişimine ihtiyaç bulunmaktadır. Ayrıca, oyun kuramına göre de yapılan tartışmanın sonunda, eşlerin boşanmaması ya da boşanma sayısının-oranının düşürülmesi için çözüm niteliğinde boşanma arabuluculuğu, boşanmada makyavelizm, cinsiyete duyarlı bütçeleme gibi bir dizi tematik önerme de sunulmuştur.

Anahtar Kelimeler: Boşanma olgusu, Türkiye’de boşanmalar, feminist

iktisat

∗İstanbul Aydın Üniversitesi TARMER tarafından “Son Beş Yılda Türkiye’de Boşanma…” konusunda düzenlenen II. Halit Aydın Bilim ve Araştırma Ödülü Yarışması için hazırlanan makale.

109 GİRİŞ

Emerson’ın “kralların bile giremediği bir kale” diye tanımladığı aile, karı-kocanın boşanması ile kökten yıkılır ya da onarılamaz bir darbe alır. Uygarlığın çekirdeği aile ise, ailenin de kuruluş simgesi evliliktir. Evliliği de, -içeridekilerin dışarıya çıkmak, dışarıdakilerin de içeriye girmek istedikleri- kaleye benzetenler ve hatta bir aile ile bir krallığı yönetmek arasında pek büyük bir farkın olmadığını söyleyenler de vardır.

Evlilik bir satranç oyunu ise, boşanma da o oyundaki şah-matla bitişi sayılabilir mi? Bu sorunun yanıtı bakış açısına göre değişebilir. Fakat değişmeyen; ailenin yönetilemez hale gelmesi sonucunda aile birliğinin bozulması demek olan boşanmanın, kabuk bağlamış toplumsal bir yara olmasıdır. Her boşanma ile o yara kanar, her evlilikle o yara kabuk bağlar. O yaranın kesin bir ilacı yoktur. Ancak erken tanı ve etkin müdahale ile boşanma eşiğindeki pek çok evlilikler kurtulabilmektedir. Boşanma, kötü giden bir evlilik açısından, içinde kötü sırları barındıran efsanevi “Pandora’nın kutusu”nun açılması demektir. Bu kutu, günümüzde -evlenme yaşı büyürken ‘boşanma yaşı’nın küçülmesine bağlı olarak- çok fazla açılıyor olmalı ki dünya bir dolu dul insanla kaynamaktadır.

Ailedeki yaşam döngüsü evlilikle başlayıp boşanmayla biter. Birbirine dikey olan bu iki olgu, bir çizginin baş ve son noktalarını temsil eder. Kadın ve erkeğin genel olarak maddi ve manevi yaşamı sürdürme, mutluluğu çoğaltma, iktisadi anlamda refahı paylaşma, aile kurup çocuk sahibi olma, çocuklara miras bırakma, vb. ihtiyaçlardan doğmuş bir ortak eylem olan evlenme çeşitli modeller8 ile kurulurken, çağın değişen dinamiklerinin bir yansıması olarak çeşitli boşanma modelleri9 ile de yıkılmaktadır.

Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de oldukça sevimsiz ve itici bir toplumsal konu olan boşanmayı anlatan çok sayıda popüler fıkra10 var; fakat hiçbir

8Akraba evliliği, dinsel nikâh, nikâhsız beraberlikler, eşcinsel çiftler, bekâr görünümünde çiftler, vs.

9Anlaşmalı, pazarlıklı, şiddete bağlı, mahkemeyle, arabuluculu boşanmalar, boşanma partileri, vs.

10Örneğin: Genç kız avukatın ofisine giderek; “Boşanmam halinde kocamın bütün mal varlığının

110

boşanmanın kendisi komik ve şaka bir olay değildir.11 Zira evliyken herhangi bir yaşta boşanan çiftler, inkârla başlayıp kaybetmeye bağlı bunalım ve kabullenme ile devam eden ve yeni duruma uyumla biten bir “yas süreci”ne girerler. Yaşı olmayan fakat yas süreci olan boşanmanın, ölümün ardından en dramatik olay olarak düşünülmesi boşuna değildir.

Araştırmanın Problemi: Tanım, Kapsam, Varsayımlar

Boşanma; kadın ve erkeğin mevcut evliliklerini yeni bir evlenme yapacak ya da yapmayacak şekilde hukuksal bir kararla tamamen sona erdirmesidir. Boşanmanın fitili; karı-kocanın farklılık ve eşitlik zemininde gönüllerini, ekmeği ve emeği paylaşmak için kurdukları evlilikte birbirlerine kurt-kuzu işlemi yapmaya başladıklarında ateş alır.

Evrensel bir sorun olan boşanmalar, hem bir “olgu” ve hem de bir “olay”dır. Hayatın bir parçası ve tarihi belli olarak tek tek oluşması boşanmanın bir olay olduğuna; bir süreklilik, genellik ve bütünlük göstermesi ise onun bir olgu olduğuna işaret eder. Boşanma kişisel nitelikte ve zamanı belirli ise olay, toplumu ilgilendiriyor ve zamanı belirsiz ise olgu sayılmalıdır. Her bir çiftin özel nedenlerle boşanması ve farklı sonuçlarla karşılaşması bir olaydır, ancak sayısız çiftin benzer nedenlerle boşanıp benzer sonuçlar yaşaması ise, olgusal bir durumdur. Kendi içinde özel olan boşanma olayı, genelleşerek istatistiklere konu olduğunda ve çeşitli yönleriyle toplumsallaştığında olgusal bir yapı kazanmış olmaktadır. Bu makalede, istiyorsunuz” diye eklemiş; "Şimdilik değil" demiş genç kız sevincini yüzüne yansıtarak, “Önce evlenmeliyim.” Bu fıkrada olduğu gibi, gerçekte de boşanmak için önce evlenmek şarttır. Başka bir fıkraya

göre, 95 ve 92 yaşlarında olan karıkoca, boşanmak için hâkimin karşısına çıkmış. Hâkim üzülmüş; “Lütfen

yapmayın.” demiş, “Yetmiş yıllık evlisiniz, niye boşanacaksınız?” Adam, “Yok" demiş, "biz çoktan boşanmaya karar verdik de çocuklar etkilenmesin diye, ölmelerini bekledik.” Gerçekten de arada çocuklar

olmasa, depreme dayanıksız çürük binalar gibi evliliklerin çoğu yıkılırdı.

11İslam dininin temel kaynaklarından biri olan sünnette de boşanma hoş karşılanmamaktadır. Konu ile ilgili Hz. Muhammed, “Allah katında en sevimsiz helâl, boşanmadır: Üç şeyin sakası da ciddidir,

ciddisi de ciddidir. Nikâh, talâk ve ric’at (boşandıktan sonra kocanın esine tekrar dönmesi).” ( Ebû

111