• Sonuç bulunamadı

1.4. POLİS

1.4.4. Geç Antik Dönem Kentinin Sonu

Geç Antik dönem kent peyzajı altıncı yüzyılda küçük ölçekli, savunmaya dönük olarak güçlendirilmiĢ, imparatoryel ve Hıristiyan bir görüntüye sahiptir.159 Bu açıdan geç antikite kenti Roma tarihi içerisinde devletin idari ve sosyal dönüĢümüne paralel bir geliĢmeyi yansıtır ve dönemin kentsel geliĢmeleri özellikle doğuda bir çöküĢ fenomeninden çok dönüĢüm olgusuyla iliĢkilidir. Kent bu dönemde civitastan güçlendirilmiĢ kent ve güçlendirilmiĢ teritoryuma doğru savunma ağırlıklı bir kent ve bölge modeline geliĢim göstermiĢtir.160 Bu durum geç antik dönemde civitasın, orta Bizans kastron ve emporion kentlerine bir geçiĢ modeli oluĢturacak biçimde değiĢime uğradığını kanıtlar. Dolayısıyla geç antikite kenti Roma civitası ile hem bir süreklilik hem de bir kopuĢ iliĢkisi gösterir. KopuĢun sınırını batıda beĢinci yüzyıl geliĢmeleri, doğuda ise yedinci yüzyıllarda yaĢanan kriz dönemi oluĢturur. Geç antikite dönemi bu sınırlara kadar kentsel yaĢamın sürdüğü bir dönemdir. Özellikle doğuda kentleĢme daha baĢarılı bir geliĢim göstermiĢ, dördüncü yüzyıl sonundan beĢinci yüzyıllara doğru kent ekonomisinde parasal aktivite giderek yaygınlık kazanmıĢtır. Batıda kentsel ve idari organizasyon benzer biçimde geliĢim göstermesine rağmen burada hükümetin politik zayıflığı yanında aristokratik sınıfların politik ve sosyal yaĢamdaki ağırlıkları, dördüncü yüzyıl sonundan itibaren imparatorluğun iki tarafında geliĢmelerin farklılaĢmasına neden olmuĢtur. Batı kentleri ticari etkinliklerde takas ekonomisinden ve kentsel yaĢamın kırsallaĢmasından kendisini kurtaramamıĢtır. BeĢinci yüzyılda batı için endemik hale gelen istilalar, imparatorluğun bu bölgesindeki kentlerin durumlarını oldukça ağırlaĢtırmıĢtır. Dönemin sonunda batı devleti parçalanırken doğu bölgesel savunmasını güçlendirmiĢtir. Bu durum doğu kentlerinin doğa ve insan felaketlerine karĢı görece daha iyi koĢullarda olmasını sağlamıĢtır.161 540 yıllarından itibaren manzara imparatorluğun doğusu için de değiĢmeye baĢlamıĢtır. Etkisini sekizinci yüzyıla kadar sürdüren büyük veba salgını çarpıcı biçimde kırsal yerleĢmelerin artmasına neden olmuĢtur.162 Aynı dönemde I. Iustinianus’un batıya olan seferlerinin ekonomi üzerinde yarattığı zayıflık ve Perslerin doğu sınırlarına, Avar ve Slavların batı

159 Haldon, 2007, s. 78; Zanini, 2003, s. 214.

160 Zanini, 2003, s. 217.

161 Laiou and Morrison, 2007, s. 25; Cameron, 2001, s. 84-85; Liebeschuetz, 1999, s. 23; Zanini, 2003, s.

196-197.

162 Haldon, 1997, s. 111.

sınırlarına olan saldırıları geç altıncı yüzyıldan sekizinci yüzyıla doğru Bizans’ın sosyal topografyasını büyük ölçüde değiĢtirmiĢtir. Bu durum Mora, Kıbrıs, Lübnan hinterlandı, Kuzey ve Güney Suriye, Filistin, ve Arap yarımdasının Roma bölgeleri, Yunanistan’da Sparta,163 Korinth, Argos, eski Yugoslavya topraklarında (Sırbistan) Stobi, Nikopolis, Philipopolis gibi kentlerde hayatın durmasına ve yerleĢimcilerinin daha güvenli alanlar için kentleri terk etmelerine neden olmuĢtur.164 Yedinci yüzyıl baĢında saldırıların Anadolu içlerine kadar nüfuz etmesi benzer biçimde yerleĢimlerin kırsallaĢma yönünde eğilim göstermesine ve güvenli alanlar için kentlerin terk edilmesine yol açmıĢtır.165 Arkeolojik veriler imparatorluğun bütün kentlerinde iki tip yerleĢme biçiminin ağırlık kazandığını gösterir. Sınır bölgelerinde bulunan çoğu küçük kent daha güvenli sitelere taĢınarak terkedilmiĢ, diğer yerleĢmeler antik kentlerin tepelerine ya da yeni kentler daha yüksek alanlara kurulmuĢtur.166 Efesos (Efes), Sardis (Sard), Priene (Aydın, Söke), Miletus (Milet), Aphrodisyas (Denizli, Geyre), Ankyra (Ankara), Magnesia (Manisa), Hiearapolis (Pamukkale), Myra (Demre), Nikopolis (Niğbolu), Tius, Apollonia, Patara, Side, Herakleia Pontika (Karadeniz Ereğlisi), Assus, Pergamum (Bergama) gibi antik kentlerin merkezleri boĢaltılmıĢ akropolislerine doğru küçültülmüĢtür. Süreç içerisinde Tyana (Niğde, Bor), Anemurium (Anamur), Euchaita (Çorum, Avgat), Sardis, Aphrodisyas, Laodikia (Denizli’nin kuzeyi), Miletus gibi bir dizi kent istilaların yanı sıra yangın ve depremler nedeniyle terk edilmiĢtir.167 Bu durum kentsel alanın peyzajını

163 Monemvasia Kroniği’ne göre 580 yıllarında Slav saldırılarında Sparta kenti, Mora’nın güney sahilinde kayalık ve eriĢimi zor olan bir alan olan Monemvasia’ya taĢınmıĢtır. Bkz. Cameron, 2001, s. 160.

164 Laiou and Morrison, 2007, s. 26; Cameron, 2001, s. 159.

165 610 yılından itibaren Persler Suriye’nin büyük kısmını fethetmiĢ ve Anadolu içlerine ilerleyerek pek çok kenti ele geçirerek kent merkezleri ile bölgeleri tahrip etmiĢlerdir. Pers saldırıları Heraklius’un 622 yılında karĢı atağına kadar her yıl Anadolu kentlerinin yağmalanması ve tahrip edilmesi Ģeklinde devam etmiĢtir. Bkz. Haldon, 1997, s. 103. Perslerin saldırılarını 636 yılında Müslüman Arapların Bizans topraklarına sekizinci yüzyıl yarısına kadar devam eden saldırıları izlemiĢtir. Haldon’un belirttiğine göre 636-740 yılları arasında: Abydos (Çanakkale Kuzeyi, 1 kere alınmıĢ), Acronium (Konya yakınları, 3), Amasea (Amasya, 1), Amastris (Amasra), Amisus (Samsun), Amorium (Afyonkarahisar, 8), Psidia Antakya’sı (4), Isaura Antakya’sı (1), Ankyra (Ankara, 3), Chrysoupolis (Üsküdar, 1), Dorylaeum (EskiĢehir, ġarhöyük, 2), Efesos (Efes, 1) Euchaita (Çorum, Beyözü, 2), Gangra (Çankırı, 2), Heraclea Kibistra (Konya Ereğlisi,3), Ikonium (Konya, 1), Caesseri (Kayseri, 4), Kamacha (Erzincan, Kemah, 4), Camuliana (Kayseri’nin Kuzey-Batısı,1), Koloneia (Aksaray,1), Kyzicus (Erdek,1), Melitene (Malatya, 7), Misthia, Mopsuestia-Misis, Myra, Neocaesaraea (Niksar, 1), Nicea (Ġznik, 2), Nikomedia (Ġzmit), Nikopolis (Niğbolu, 1) Pessinus (EskiĢehir, Ballıhisar, 1), Pergamon (Bergama, 3), Podandus (Pozantı, 1) Sardis (Sart, Manisa Salihli), Satala (GümüĢhane, Sadak, 1), Sabastea (Sivas), Sebaste (UĢak, Sivaslı, 1), Sinopi (Sinop), Sisium (Adana, Kozan, 1) Smyrna (Ġzmir, 3) Synnada (Afyonkarahisar, ġuhut, 1), Tarenta (Malatya, Darende, 2), Tarsus (3) Trabizond (Trabzon, 1), Tyana (Niğde, Kemerhisar, 3) saldırıların hedefi olmuĢlardır. Bkz. Haldon, 1997, s. 107.

166 Haldon, 1997, s. 109; Laiou and Morrison, 2007, s. 27.

167 Haldon, 1997, s. 108-109; Laiou and Morrison, 2007, s. 26; Ousterhout, R. (1997). Secular Architecture. The Glory of Byzantium: Art and Culture of the Middle Byzantine Era, A.D. 843-1261. (ed.

Helen C. Evans and William D. Wixom). Newyork: Metropolitan Museum of Art: Distributed by H.N.

Abrams. S.193. Sardis için bkz: Foss, C. and Scott, A. J. (2002). Sardis. The Economic History of

büyük ölçüde değiĢtirmiĢ ve antik kent yapısının çözülmesini beraberinde getirmiĢtir.

Bu dönemde kentler planlı bir peyzaj yerine organik ve kendiliğinden bir kamusal kullanım modelini gösterirler. Geleneksel grid plan terkedilmiĢ, sokak ve caddeler daha karmaĢık ve parçalı hale gelmiĢtir.168 Ticaret alanları ve dükkanlar organik ve dar sokaklara yerleĢmiĢlerdir. Kamu alanları özellikle palestra ve forumlar yerlerini atölyelere ve konutlara bırakmıĢ, yağ presleri, kireç ocakları gibi iĢletmeler kilise ve tiyatrolara kurulmuĢtur. Eski malikaneler küçük odalara bölünmüĢ, birkaç ailenin yaĢadığı mekanlara dönüĢtürülmüĢtür. Antik anıtlar atölye ya da ev malzemesi olarak kullanılmanın yanında geniĢ ölçüde kentlerin savunma yapılarında ve konut yapımında kullanılmıĢtır.169 Dolayısıyla yedinci yüzyıl geliĢmeleri içerisinde kentler antik karakterlerini kesin olarak kaybetmiĢlerdir. Nüfus azalmıĢ, kırsallaĢma yoğunlaĢmıĢ,170 kent ve bölgeler arasında iletiĢim belirsiz hale gelmiĢ, kentlerin ticaret ve pazar ağları bozulmuĢtur.171 Bu durum kentsel ekonominin durmasına ve takas ekonomisinin yeniden yaygınlık kazanmasına neden olmuĢtur. Özellikle yedinci yüzyıl yarısında Arap tehlikesinin ortaya çıkması ile Bizans devleti çok açık bir Ģekilde köylüleĢme içerisine girmiĢ ve devletin sosyo-ekonomik yapısı değiĢmiĢtir.172 Kentlerin kırsal hinterlandları ile bağlantıları kopmuĢ ve kırsalın mali yönetim merkezleri olarak fonksiyonları durmuĢtur. Bu yüzyıldan itibaren antik dönem boyunca kentlerin üstlendiği mali sorumluluklar yakın köy birimi choriona geçmiĢtir.173

Byzantium From the Seventh through the Fifteenth Century. (ed. Angeliki Laiou). Dumbarton Oaks Research Library and Collection. S. 615-622.

168 Haldon, 2007, s. 77; Kazhdan and Epstein, 1990, s. 3.

169 Cameron, 2001, s. 160; Laiou and Morrison, 2007, s. 41-47; Ousterhout, 1997, s. 195; Auzépy, M-F.

(2008). State of Emergency (600-700). The Cambridge History of the Byzantine Empire c. 500-1492. P.

551-291. S. 261; Gregory, E. T. (1982). Fortification and Urban Design in Early Byzantine Greece. City, Town and Countryside in the Early Byzantine Era. East European Monographs, Boulder, distributed by Columbia University Press. P. 43-65. S. 43-44.

170 Geç altıncı yüzyıldan itibaren özellikle kentleri etkisi altına salgın ve güvensizlik ortamı imparatorluk genelinde kırsallaĢmanın artmasını etkilemiĢtir, diğer yandan kırsallaĢmaya iliĢkin olarak diğer bir etkenin Akdeniz ikliminin geç antik dönem boyunca devam eden nemli ortamının erken Ortaçağlara doğru kuraklaĢması olduğu düĢünülür. Bu dönemde soğuk kıĢlar nedeniyle kurak hasatlar yaĢanmıĢ geç antik dönemin tarımsal rejimi bozulmuĢtur. Bkz. Laiou and Morrison, 2007, s. 26; Izdebski, A. (2013). A Rural Economy in Transition Asia Minor From Late Antiquity into the Early Middle Ages. University of Warsaw. The Journal of Jursitic Papyrology.

171 Haldon, 1997, s. 104; Laiou and Morrison, 2007, s. 26; Izdebski, 2013, s. 29.

172Laiou and Morrison, 2007, s. 39; Ousterhout, 1997, s. 193; Whittow, M. (2008). The Middle Byzantine Economy (600-1204). The Cambridge History of the Byzantine Empire c. 500-1492. The Cambridge University Press. P. 465-492. S. 470.

173 Haldon, 1997, s. 138.