• Sonuç bulunamadı

DÂVA VEKİLİNİN HAKLARI

Belgede İslâm Hukukunda Dâva Vekâleti (sayfa 112-116)

1. Ücret Hakkı

İslâm hukukunda, vekâletin ücret karşılığında olabileceği gibi teberru kabilinden ücretsiz de olabileceğini belirtmiştik. Şayet akit esnasında ücret şart koşulmuşsa vekil vekâletin gereğini ifa ettikten sonra ücreti hak etmiş olur. Şayet akit esnasında ücret şart koşulmamışsa bakılır; eğer vekil avukat, komisyoncu gibi ücretle iş yapan birisi ise işin ecr-i mislini alır. Ama ücretle yapan birisi değilse yaptığı işi teberruen yapmış sayılır (Mecelle, md.1467.).

Vekâlet ücretli olarak kurulduğunda vekil vekâleti ifa ettiğinde ücrete hak kazanır. Vekilin yaptığı tasarruf teslimi gerektiriyorsa, vekil ancak teslimle ücrete hak kazanır. Çünkü ücret bir bedeldir ve ancak karşılığındaki bedelin teslimiyle hak kazanılır.457 Vekâlet teslim edilebilecek bir şeye ilişkin bulunmuyorsa, vekil işlemi tamamladığı an ücrete hak kazanır.458

Dâva vekâletinde, vekilin dâvayı kazandığı takdirde ücret almaya hak kazanacağı şeklinde bir şartın geçerli olmadığını belirtmiştik. Dâva vekili, gerekli özeni gösterdiği takdirde dâva sonunda sonuç ne olursa olsun vekâlet ücretini almaya hak kazanır.459

Belli bir uzmanlığı gerektiren dâva vekâleti, toplumda ekonomik ilişkilerin değişip yeni biçimlere dönüşmesiyle ücret karşılığında yapılma zorunluluğunu doğurmuştur. Avukatlık ücretinde tarafların serbestçe belirlemesi esas olmakla birlikte; kanun ücret için alt ve üst sınır tayin etmiştir. Buna göre avukata yaptığı iş için verilecek ücret, ‘Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin altında olamamakta ve dâva veya hükmolunacak şeyin değeri yahut paranın yüzde yirmi beşini de aşmaması gerekmektedir. Bu orandan fazla olduğunda ise mahkemenin kararlaştırılan ücreti sınıra indirme hakkı vardır (Av.K. md. 163 ve 164).

457 Ânî, s. 327.

458 İbn Kudâme, VII, 205. 459 Remlî, V, 472.

102

2. İşi Reddetme ve Vekâletten Çekilme Hakkı

Roma hukukunda avukatlar hukuk dâvalarına başlarken doğruluk yemini ettiklerinden avukatın dâvanın haksızlığını anlayınca dâvadan çekilmek zorunda olduğu nakledilir. Dâvadan çekilme hakkının doğuşu da bu dönemden başlatılır.460

Nitekim günümüzde avukat, kendisine teklif olunan işi sebep göstermeden reddetme ve üzerine aldığı işi takipten vazgeçme hakkına sahiptir. Ancak reddetme durumunda iş sahibine gecikmeden bildirilmesi gerekmektedir (Av.K. md.37 ve 41).

İslâm Hukukunda ilke olarak vekilin istediği zaman vekâletten çekilme hakkı bulunmakla birlikte, Ebu Hanife dâva görülmeye başlandıktan sonra müvekkil hazır olmadan vekilin vekâleti terk etme hakkı olmadığını savunur.461 Bu durum müvekkilin vekilin üzerindeki hakkından dolayıdır. Hanefîler ayrıca, müvekkilin bir zarar görmesine engel olmak maksadıyla vekilin vekâletten çekildiği haberi müvekkile ulaşıncaya dek vekilliğin devam edeceği görüşündedirler.462 Nitekim günümüzde avukatların da avukatlığı bıraktığı haberinin müvekkile ulaşmasından itibaren on beş gün daha vekâlet görevi devam etmektedir.463

Mâlikîlerden İbn Ferhûn’un bu konuda farklı bir görüşü bulunmaktadır. Ona göre vekil mahkemede üç veya daha fazla duruşmaya katılırsa dâvaya hile karıştırmadığı sürece müvekkilin onu azil yetkisi olmadığı gibi vekil de ancak yeminle birlikte bir özür beyan etmesi şartıyla vekâleti bırakma hakkına sahip olur.464

Şâfiî ve Hanbelîlere göre, vekil ister dâva başladıktan sonra isterse önce, müvekkil hazır olsun gaib olsun vekillikten çekilme (in‘izal) hakkına sahiptir. Çünkü vekâlet, izin verme mahiyetinde bir tasarruftur. Aynı şekilde müvekkilin de vekilini istediği zaman görevden alma hakkı vardır.465

460 Erem, s. 24.

461 Kâsânî, VII, 460; Kaffâl, V, 155; İbn Kudâme, VII, 243. 462 Serahsî, XIX, 15.

463 Belli bir işi takipten veya savunmadan isteği ile çekilen avukatın o işe ait vekâlet görevi, durumu

müvekkiline tebliğinden itibaren on beş gün süre ile devam eder. (Av.K. md.41)

464 İbn Ferhûn, I, 133

103

3. Masraf ve Zararının Karşılanması Hakkı

Günümüzde Avukatlık Kanunu gereğince avukat, ücreti ve yapmış olduğu giderler, kendisine ödenmedikçe, elinde bulunan evrakı sahibine vermemek hakkına sahiptir (Av.K. md. 39). Tanzimat dönemi Osmanlı hukukunda da dâva vekilinin, dâva için yapmış olduğu gerekli masrafları müvekkilinden talep etme hakkı ve elde edinceye kadar müvekkile ait elinde bulunan para ve evrakları hapis etme yetkisi bulunmaktadır.466

İslâm hukukunda da buna paralel olarak vekilin vekâlet akdi gereğince müvekkil adına gördüğü işte yaptığı masrafların müvekkil tarafından karşılanması gerekmektedir. Çünkü bu masraflar müvekkile ait bir işin görülmesi amacıyla yapılmıştır. Mesela; alıma ilişkin bir vekâlette alınacak şeyin semenini müvekkil henüz ödememişse vekilin ödemede bulunması halinde, vekil ödediği semeni müvekkilden tahsil eder.467 Vekilin, müvekkile ait işi görmesi yüzünden herhangi bir zarara uğraması durumunda da aynı şekilde bu zararı müvekkilin karşılaması gerekmektedir.468 Vekilin uğradığı zararı müvekkilin karşılaması için, vekilin zarar görmüş olması, bu zararın vekâletin ifası yüzünden meydana gelmiş olması ve vekilin bu konuda kusurunun bulunmamış olması gerekmektedir.469

466 Tanzimat döneminde çıkarılan Dâva Vekilleri Hakkında Nizamname’nin 14. maddesinde “Bir

kimsenin icrayı vekâlet vermiş olduğu dâvada nizamen şayanı kabul olan masarifini müvekkilinden mutalebeye hakkı ve bunun istihsaline kadar on ikinci madde mucibince yedinde bulunacak akçe ve senedatı tevkife salâhiyeti vardır.” Düstur, Birinci Tertip, c. III, s. 201.

467 Remlî, V, 50. 468 Serahsî, XIX, 107. 469 Remlî, V, 51.

104

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

DÂVA VEKÂLETİNİN SONA ERMESİ

Klasik fıkıh literatüründe dâva vekâleti genel vekâletten ayrı düşünülmediğinden, vekâleti sona erdiren sebepler dâva vekâleti için de geçerli olmaktadır. Dâva vekâletinin kendine has şartlarından kaynaklanan özel sona erme durumları dahi, ileride ele alınacağı üzere, vekâlet akdini sona erdiren genel sebeplerin altına yerleştirilebilmektedir. Nitekim Tanzimat döneminde ilan edilen Dâva Vekilleri Hakkındaki Nizamname’de, dâva vekilinin vekâlet hakkını sona erdiren hususlarla ilgili olarak Mecelle’nin Kitâbü’l-vekâlesinde zikredilen sebeplere atıf yapılmaktadır.470 Aşağıda ayrıntılı olarak ele alacağımız bu sebepler, müvekkilin vekili azli471, vekilin vekâletten inizali472, vekâlet konusu işin müvekkil veya vekil tarafından ifa edilmesi473,

müvekkilin ölümü474, vekilin ölümü475 ve müvekkilin veya vekilin akıl hastalığı

geçirmek suretiyle eda ehliyetini kaybetmesi476 şeklindedir.

Ancak aynı maddenin devamında, Osmanlı hukukunda dâva vekâletine dair görülen değişme ve gelişmeler neticesinde, bazı durumlarda mahkemelere de vekili azil yetkisi tanınmış olduğu görülmektedir.477 Buna göre mahkemede dâva görülürken gerek yazılı gerekse sözlü olarak mahkemenin ve devletin şan ve şerefini zedeleyecek söz ve fiillerde bulunan dâva vekilleri sorumlu tutulmaktadır (Nizamname, md. 17).

Aşağıda dâva vekâletini sona erdiren durumlar, dâva vekâleti hakkında kabul edilen Nizamname’nin atıfta bulunduğu Mecelle’nin ilgili maddelerinde yer alan yukarıdaki sebepler ve bu maddelerin şerhi sadedinde Ali Haydar tarafından yapılan

470 “Bir dâva vekilinin sahip olduğu hakkı vekâletin hitamı, kitabü’l-vekâlede münderic esbabın vücuduna

…” Düstur, Birinci Tertip, c. III, s. 201.

471 Mecelle, md. 1521. 472 Mecelle, md. 1522. 473 Mecelle, md. 1526. 474 Mecelle, md. 1527. 475 Mecelle, md. 1529. 476 Mecelle, md. 1530.

477 “…ve eğer ruhsatnameli vekillerden ise on yedinci maddede muharrer ahvalden dolayı mahkemece

azli veyahut üç aydan ziyade mezuniyetinin mahkeme kararı ile ref‘i maddelerinden birinin vukuuna mevkuftur.” Düstur, Birinci Tertip, c. III, s. 201.

105

açıklamalar ışığında ele alınacaktır. Burada takip edeceğimiz yöntem, vekâlet akdinin ve içerdiği münferit borçların, genel hükümler çerçevesinde sona erdiği durumları zikretmek ve peşinden bu durumla ilgili dâva vekâletine dair literatürde yer alan örnekleri zikretmek şeklinde olacaktır.

I. DÂVA VEKÂLETİNİ SONA ERDİREN SEBEPLER

Belgede İslâm Hukukunda Dâva Vekâleti (sayfa 112-116)