• Sonuç bulunamadı

A- İSLAM ÖNCESİ DÖNEMDE ARABİSTAN’IN SOSYO-KÜLTÜREL

1) Dârunnedve

Dârunnedve, Kusay tarafından yaklaşık M.S. 440 yılında Kâbe’nin kuzeyine, tavafa başlanan yerin arka tarafına, kapısı Kâbe’ye doğru açılacak bir şekilde yaptırılmıştır. Dârunnedve’de toplanıp karar alan kurula da Nedve denilirdi. Bir iş olduğu zaman Mekke’nin ileri gelenleri çağrılır ve Dârunnedve’de görüşülürdü. Bu kurula kırk yaşın üstündeki aile grup başkanları katılırdı. Bir konuda karar alınırken çoğunluğun görüşüne değil en akıllı, zeki ve inandırıcı konuşan kişinin görüşüne itibar edilirdi.141

Yine bir kız buluğ çağına eriştiğinde, kendisine Dârunnedve açılır, burada muhafızın kabilesine mensup üye ona giysisini hazırlayıp giydirirdi, bundan sonra da bu kız bir daha peçesiz sokağa çıkmamak üzere evine dönerdi. Düğünler burada yapılır, savaş çıkılacağı zaman komutanlar burada tayin edilirdi.142

Kureyş’e merkez olan Mekke, Kusay’dan itibaren, bir belde, Kureyş de kabilevi bir topluluk halini almıştı. Kureyş’i idare eden Dârunnedve, her ailenin ileri gelenlerinden oluşan bir senato idi. Abdullmuttalib’in sağlığında senatoyu oluşturanlar Kusay hanedanının bakanlarıydı. Bunların idaresi bir oligarşi mahiyetindeydi. Mekke Senatosu on asilzadeden oluşuyordu. Bunlardan oluşan Dârunnedve’ye bundan ötürü “Onlar Meclisi” deniliyordu. Onlar meclisi, Kusay tarafından ihdas edilen veya güçlendirilen Hicâbe, Sikâye, Rifâde, Ukab, Sifaret, Nizaret gibi görevleri yerine getirirdi.143

Kusay’dan sonra yerine oğlu Abdu Menaf, ondan sonrada Haşim geçmiştir. Bunların hepsi Mekke’nin en itibarlı kişileri olmuş, hacla ilgili görevleri

139 Ethem Ruhi Fığlalı, “Dârunnedve” md., İ. A., c. VIII, s. 555-556. 140 Sırma, a.g.m., c. I, s. 115-116.

141 Çağatay, a.g.e., s. 120; Fığlalı, “Darunnedve” md., İ. A., c. VIII, s. 555-556. 142 Hasan İbrahim Hasan, a.g.e., c. I, s. 67; Hamidullah, İslam Peygamberi, c. II, s. 705. 143 Günaltay, a.g.e., s. 110-111; Çağatay, a.g.e., s. 120.

üstlenmişlerdir. Haşim’den sonrada Abdülmuttalib onun yerine geçmiş ve Kâbe ile ilgili görevlerden biri olan Rifade görevini yerine getirmiştir.144

Şimdi de Kâbe ve yönetimle ilgili diğer görevlerin neler olduğuna ve kimler tarafından ifa edildiğine bir göz atalım.

2) Hicabe- Sidâne

Hicabe-Sidane, Kâbe’nin perdedarlığı, anahtar muhafızlığı görevidir. Kâbe’nin anahtarlarını elinde bulunduran kimse, hac veya umre niyeti ile gelen ziyaretçilere Kâbe’nin kapılarını açardı. Bu görevde olanlar her yıl hac mevsiminden önce Kâbe’nin örtüsünü de değiştirirdi. Bu görevi üstlenmiş bir kimse en yüksek makama erişmiş sayılmıştır. Kusay bu görevi oğlu Abdüddar’a bırakmıştır. İslamiyet’in doğuşuna kadar da bu görev Abdüddar oğullarında kalmıştır. M. 630 yılında Mekke’nin fethinden sonra da Hz. Muhammed Kâbe anahtarlarını yine Abdüddar oğullarına vermiştir.145

3) Sikaye

Bu görev Mekke’ye gelen hacılara içecek, su tedarik etmekten ibaretti. Mekke’ye gelen hacılar su sıkıntısı çektiklerinden dolayı, insanların bu sıkıntısını gidermek için bu görevi elinde bulunduran kimse su getirip hacılara dağıtarak, onların su ihtiyacını karşılardı. Bu görev Kusay’dan sonra Abdumenaf oğullarına geçmişti.146

Bu görevi ifa edenler bütün hizmetlerini karşılıksız yapıyor ve bunu Allah’a karşı bir kulluk görevi olarak görüyorlardı.

4) Rifade

Rifade, fakir hacılara yardımcı olmak, halktan bir şeyler toplayıp fakir hacılara yiyecek dağıtmak göreviydi.147 İbn-i Hişam; Rifade’nin, gelen hacıların ihtiyaçlarını

karşılamak için, Kusay’ın Kureyş kabilesinden her yıl aldığı vergi olduğunu söylemiştir.148 Eyüp Sabri Paşa’da Rifade’nin her yıl hacıların yoksullarına yemek

144 Taberi, Tarih- i Taberi, c.II, Konya, 1979, s. 335–336; İbnü’l Esir, a.g.e., c. II, s. 26-27; Belâzuri, Fütuhu’l- Buldan, (Çev. Mustafa Fayda), Ankara, 1987, s. 75;

145 Mahmud Es’ad, a.g.e., s. 118; Neşet Çağatay, a.g.e., s. 118; Ali Osman Ateş, a.g.e., s. 189.

146 Mahmud Es’ad, a.g.e., s. 119; Hasan İbrahim Hasan, a.g.e., c. I, s. 68; Çağatay, a.g.e., s. 119; Sırma, a.g.m., c. I, s. 115.

147 Mahmud Es’ad, a.g.e., s. 120; Hasan İbrahim Hasan, a.g.e., c. I, s. 68; Hamidullah, a.g.e., c. II, s. 700. 148 İbn Hişam, a.g.e., c. I, s. 179.

vermek için Mekkelilerden toplanan yardım parası olduğunu söyler. Bu görevi Abdümenaf oğullarından Beni Haşim üstlenmişti.149

5) Ukab

Kureyşlilerin Ukab adında bir sancakları mevcuttu. Bu sancak, savaş zamanlarında, bir bayraktar tarafından taşınırdı. Bir yere asker sevk edileceği zaman bu memuriyette bulunan kimse bayrağını bir tarafa diker ve muharipler onun etrafında toplanırdı. Bu görev de diğerleri gibi Kusay tarafından düzenlenmiş ve sonra Abdüddar oğullarına bırakılmıştır. İslam döneminde Mekke’nin fethinden önce bu görevi, Ebu Süfyan Sahr b. Harb b. Ümeyye eline geçirmiştir.150

6) Sifaret

Mekkelilerin, diğer devletlerle ilişkilerini düzgün bir şekilde yürütmek amacı ile seçmiş oldukları heyetin başkanlığı görevine, Sifaret görevi deniliyordu. Günümüzdeki elçilik müessesesinin o günkü karşılığıydı. Ayrıca dışişleri bakanlığı da diyebiliriz. İslamiyet’in ilk yıllarında bu görev Adiy boyundan Ömer b. Hattab’a verilmişti. Hz Ömer’in Müslüman olması üzerine bu görev, Sehm boyuna geçmiştir.151

7) Nizaret

Günümüzdeki Gümrük Bakanlığına verilen addır. Bir yerden başka bir yere götürülecek eşyalar önce muayene edilir, daha sonra mühürlü ve ya imzalı bir ruhsat kâğıdı verilirdi. İslam’ın ortaya çıkışı sırasında bu görev, Teym kabilesinden Ebu Bekr Abdullah b. Ebi Kuhafe’nin elinde bulunuyordu.152

Araplarda siyasi yapıyı özetleyecek olursak; Arap toplumunun siyasi ve idari yapısı görüldüğü üzere belirgin bir disiplin çizgisinden uzaktı. Her şeyin üstünde siyasi bir otorite tanınmadığı için keyfi uygulamalar had safhada idi. Belirgin bir devlet anlayışları da bu nedenle mevcut değildi. Ancak Mekke’de Kusay zamanında kurulan bakanlıklar, idari işlerin daha düzenli yürümesine yardımcı olmuştur.

149 Eyüp Sabri Paşa, a.g.e., s. 326.

150 Mahmud Es’ad, a.g.e., s. 119; Hamidullah, a.g.e., c. II, s. 700; Çağatay, a.g.e., s. 120.

151 Mahmud Es’ad, a.g.e., s. 120; Hamidullah, a.g.e., c. II, s. 701; Çağatay, a.g.e., s. 121; Sırma, a.g.m., c. I, s. 115-116.

B- İSLAM ÖNCESİ ARAP YARIMADASINDA PUTPERESTLİĞİN