• Sonuç bulunamadı

Cinsiyet Durumuna Göre Uygulayıcılar

1. Büyü Uygulayıcıları

1.2 Cinsiyet Durumuna Göre Uygulayıcılar

İnançlar, biyolojik farklılıklar, sosyal hayat ve iş bölümü gibi olgular, bazı büyülerin yalnızca kadınlar tarafından uygulanmasına neden olmaktadır. Birtakım büyüler, kadınların biyolojik yapısında var olan unsurların kullanılmasını gerektirmektedir. Örneğin, sevdikleri kişiyi rızası olmadan kendisine bağlamak isteyen kadınlar, âdet kanını yiyeceğe karıştırıp yedirirler. Bu işlem sayesinde, büyü yapılan kişiyle bir ömür birlikte olunacağına inanılır (KK8, KK9). Âdet kanının kullanıldığı bu büyüyü, bir erkeğin yapması mümkün değildir çünkü biyolojik yapısı, buna müsaade etmez. Havale geçiren bebeğini tedavi etmek isteyenler, göğsünden akan süte sureler okurlar. Daha sonra efsunlanmış olan süt, bebeğin bedenine sürülür. Çocuğun iyileşmesi için anne sütü bizzat anne tarafından sürülmelidir yoksa süt ölür (KK10). Lohusalar, olumsuzluklardan kaçınmak için başka bir lohusa kadınla karşılaşmamaya çalışırlar (KK1, KK2, KK10). Yine bu uygulamalar, biyolojik farklılık nedeniyle erkekler tarafından gerçekleştirilemez.

İnançlar, erkeklerin bazı dinî-büyüsel uygulamalara katılmasını yasaklamıştır. Başkurt kadınları, ilkbaharı karga toy olarak anılan törenle kutlarlar. Tören sırasında kargalara darı ve süt koyulur. Baharın kutlandığı bu törenlere erkek çocukların dahi katılması yasaktır (İnan, 1986: 97). Kadın ve erkeğin birbirine dokunmasının günah

olduğu topluluklarda tedavi edilecek kişilere göre uygulayıcı değişebilmektedir. Örneğin, doğum sırasında hamilenin saç bağları çözülür, böylece doğumun kolaylaşacağına inanılır (Örnek, 2018: 195). Doğum anında mahremiyet olduğu için hamile kadının yanında yalnızca kadınlar bulunur. Ayrıca bir erkeğin kadın saçına dokunması İslamiyet’te yasak olduğu için saç bağları, yalnızca kadınlar tarafından açılabilir. Elbette bu saç bağı eş, erkek kardeş veya baba tarafından da açılabilir fakat hamilenin yanında komşu kadınların bulunması, yine bir mahremiyet sorununa neden olmaktadır. Bu durum her inancın benzer yasaklar getirdiği anlamına gelmemektedir. İnançlara göre yasaklar ve kısıtlamalar, ortadan kalkabilir veya değişime uğrayabilir. Lévy-Bruhl, Borneo halkının pirinç üretimiyle ilgili büyüsel törenler düzenlediklerini, ekilecek tohumların kadınlar tarafından seçilip muhafaza edildiğini ve bu törende vahşi otları toplama gibi görevlerin dışında erkeklere yer verilmediğini söylemektedir (Lévy-Bruhl, 2016: 230).

Sosyal hayat ve iş bölümü gereği bazı büyü uygulamaları, kadınlar tarafından gerçekleştirilmektedir fakat bu büyülerin erkekler tarafından gerçekleştirilmesinde herhangi bir engel yoktur. Konya’da bebeklerin kırklanması için camiden kırk taş toplanır ve bu taşlar, leğen veya küvetin içine atılır. Daha sonra taşların üzerine oturtulan bebek, suyla yıkanır (KK2, KK3, KK4, KK11). Çocukları kırklama işlemi genellikle kadınlar tarafından yapılmaktadır. Örnek uygulama, erkekler tarafından da gerçekleştirilebilir fakat iş bölümü gereği bebeklerin bakımıyla daha çok anne ilgilendiği için buna benzer uygulamalar, kadınlar tarafından gerçekleştirilir.

Yalnızca kadınların gerçekleştirdiği büyüsel uygulamalar, çeşitli örnekle çoğaltılabilir. Erkeklerin bu büyüsel işlemleri yerine getirememe nedenleri biyolojik farklılıklar, inanç kısıtlamaları, sosyal hayat ve iş bölümü gibi unsurlardır. Bazı büyülerin yalnızca kadınlar tarafından uygulanması, evrensel veya bölgesel özellikler gösterebilir. İnançların çeşitliliğinden dolayı bir bölgede yalnızca kadınların uyguladığı büyüler, başka bölgelerde erkekler tarafından gerçekleştirilebilirken biyolojik kısıtlamalar, tüm dünyada ortak olduğu için evrensel özelliklere sahiptir ve ortadan kaldırılması mümkün değildir.

1.2.2 Erkek Uygulayıcılar

Yüksek dinler, erkeklere nazaran kadınlar için daha fazla yasak ve kısıtlama içermektedir. Örneğin, İslamiyet’te kadınlar, imamlık yapamaz, ezan okuyamaz ve birden fazla kişiyle evlenemez. Dinde olduğu gibi büyüde de bazı uygulamalar, kadınlar tarafından gerçekleştirilemez. Bu durumda inanç oldukça etkilidir. Kadınları kısıtlayan bir diğer unsur ise biyolojik nedenlerdir.

Şamanist Türklerde dinî-büyüsel törenin son aşamasında yalnızca erkeklerin hazır bulunacağı ıssız bir orman seçilir. Ormanda sunulacak hayvanı yalnızca erkek şaman, kurban edebilir. Kurban sunulacak yere kızların girmesine izin verilebilir fakat kadınların tören yerinden uzak durması gerekmektedir (Radloff, 2008: 38). Bir kadın şamanın bu töreni yönetememesi, bazı uygulamalarda uzmanlığın yeterli olmadığını göstermektedir. Kızların tören alanına girebilmesi, kadın kız ayrımının da gözetildiğini göstermektedir. Bu duruma dayanarak belirli uygulamalarda bekâretin de dikkate alındığını söylenebilir. Bazı bölgelerde kadın ve erkeklerin birlikte gerçekleştirdiği yağmur törenleri, inançlara göre kadınları kısıtlayabilir. Konya’da yağmur duasına kadınların çıkması dinen uygun görülmez:

“Erkek kısmı duaya çıkarken kadınların duaya gelmesi günahtır, ayıptır. Kadın erkek birlikte nasıl namaz kılamıyorsa birlikte yağmur duasına da çıkamaz. Bizim burada ben hiç görmedim kadının duaya çıktığına.” (KK12, KK13).

Biyolojik etkenler, bazı büyülerin yalnızca erkekler tarafından uygulanmasına neden olmaktadır. Konya’da oğlunun gür sakallı olmasını isteyen babalar, sakallarını çocuklarına sürterler. Günümüzde şaka amaçlı köselere sakal sürtülmesine karşın bu uygulamanın gerçekten de işe yaradığına inanan insanlar bulunmaktadır (KK14, KK15). Başkalarının sakalını gürleştirecek kadar bir sakal yapısına sahip olmadıkları için kadınların bu uygulamayı gerçekleştirmesi mümkün değildir.

Sosyal hayat ve iş bölümü, bazı büyülerin daha çok erkekler tarafından uygulanmasına neden olmaktadır. Örneğin, Konya’da domuz avına çıkan avcılar, ceplerinde kurt dişi gibi yırtıcı hayvanlara özgü nesneler taşırlar (KK5, KK16). Bu büyüsel işlemin kadınlar tarafından uygulamasında bir sakınca yoktur. Erkeklere oranla kadınlar, daha fazla büyüsel uygulamaya başvurdukları için sosyal hayatta ve

iş bölümünde yalnızca erkeklerin uyguladığı büyüler nadirdir. Yine aynı şekilde kadınlar, erkekler kadar biyolojik kısıtlamalar yaşamazlar. Bu durum, büyünün daha çok kadınların ilgisini çekmesiyle açıklanabilir. Büyü pratikleri daha çok kadınlara uygun biçimde oluşturulmaktadır.

Uzman büyücüler arasında kadın erkek ayrımı fazla olmamakla birlikte kadınlar bazı mesleklerden men edilmişlerdir. İslamiyet’te kadınların imamlık yapamaması bu duruma örnek olarak verilebilir. Tedavi olmak ve kötü varlıklardan korunmak için başvurulan imamların tamamı erkektir. Kadınlar, gerekli donanımlara sahip olsalar da imam-hoca sıfatıyla büyüsel uygulamaları gerçekleştiremezler. Kadın büyücüler; bakıcı, üfürükçü veya cinci gibi adlarla anılırlar.

1.2.3 Kadın ve Erkek Uygulayıcılar

Büyülerin büyük bir kısmı, hem kadınlar hem de erkekler tarafından uygulanmaktadır. İster kadın erkek bir arada isterse de kadın erkek ayrı ayrı olsun bu uygulamalarda herhangi bir biyolojik engel ya da inanca dair bir yasaklama bulunmamaktadır.

Kadınların ve erkeklerin bir arada gerçekleştirdiği büyüsel uygulamalara Nevruz ve Hıdırellez törenleri, örnek olarak verilebilir. Nevruz günü cinsiyet ayrımı olmadan insanlar beyaz giyinir, sofralara beyaz renk yiyecekler koyulur. Hıdırellez’de kadınlar ve erkekler birlikte para arayabilir veya bir fidan veya ağacın yanında dilek dileyebilirler. Bu durum kadın ve erkeklerin bir arada tören gerçekleştirmek zorunda olduğu anlamına gelmemektedir. Bir büyüsel uygulama, yalnızca erkeklerden veya kadınlardan oluşan gruplar tarafından gerçekleştirilebildiği gibi bireysel olarak da uygulanabilir. Örneğin, tavukların daha çok yumurtlaması için yapılan bir büyüsel uygulama, kadın grupları veya erkek grupları tarafından gerçekleştirilebileceği gibi yalnızca bir erkek ya da kadın tarafından da gerçekleştirilebilir.

Bu grupta yer alan büyüsel uygulamalar, cinsiyet ayrımına gitmese de bazı durumlarda kısıtlayıcı olabilmektedir. Frazer’dan edindiğimiz bilgilere göre buğday ekiminin başlangıcında evlenmemiş üç genç seçilir ve bu gençler, yanlarına yiyecek içecek alarak sedir ağaçlarının bulunduğu bir dağa çıkarlar. Üzerine yağ ve şarap

sürdükleri sedir ağacının dalını koparan gençler, köye döndükten sonra törenler düzenlenir ve koparılan dal akarsu kenarındaki bir taşa bırakılır (Frazer, 2004: 73). Görüldüğü üzere cinsiyet ayrımı olmayan uygulamada kısıtlayıcı unsur, medeni durum veya bekârettir.

Hem kadın hem de erkeklerin gerçekleştirebildiği büyüsel uygulamalar, diğer uygulamalara göre daha yaygındır. Toplumun ortak değerleri olan törenler, doğaüstü güçlerden korunmak için gerçekleştirilen kaçınmalar ve sağaltım gibi hayati öneme sahip olan uygulamalar, özel durumların dışında cinsiyet ayrımını gözetmez.