• Sonuç bulunamadı

Ciddi anemi (Hemoglobin 7 gr/dL ve altında) bulguları varsa 11 Sürekli idrar kaçırma veya fekal inkontinans (8).

Keynote Abstracts

10. Ciddi anemi (Hemoglobin 7 gr/dL ve altında) bulguları varsa 11 Sürekli idrar kaçırma veya fekal inkontinans (8).

38

www.daahk.org Sonuç olarak, doğum sonu dönemdeki sağlık bakımı annelerin fizyolojik, psikolojik ve sosyal gereksinimlerinin karşılanmasını kapsar.

Kaynaklar:

1. Akdolun Balkaya N. Postpartum Dönemde Annelerin Bakım Gereksinimleri ve Ebe - Hemşirenin Rolü. C. Ü. Hemşirelik Yüksek Okulu Dergisi 2002;6 (2):42-49

2. Denis Walsh. A review of evidence around Postnatal care and Breastfeeding. Obstetrics, Gynaecology and Reproductive Medicine 21:12;346-350

3. Büyükkayacı Duman N. Pospartum Erken Taburculuk Sonrası Evde Bakım. TAF Prev Med Bull 2009; 8 (1):73-82

4. WHO. WHO recommendations on Postnatal care of the Mother and newborn. Geneva Switzerland 2014

5. Şentürk Erenel A, Yılmaz Sezer N. Doğum Sonu Dönemde Kullanılabilecek Aile Planlaması Yöntemleri ve Hemşirelerin Rolleri. Gazi Üniversitesi Sağlık Bilimleri Dergisi 2017:2(2): 32-38

6. Thung SF, Norwitz ER. Postpartum care: we can and should do better. Am J Obstet Gynecol. 2010;202(1):1-4.

7. Sacks E, Langlois ÉV. Postnatal care: increasing coverage, equity, and quality. Lancet Glob Health. 2016;4(7):e442-3.

8. “Doğum Sonu Bakım Yönetim Rehberi” T.C. Sağlık Bakanlığı Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü, no:925, Ankara, 2018

39

40

www.daahk.org Otizme Genel Bakış ve Sağlam Çocuklarda Nöropsikiyatrik Gelişim

Dr. Öğr. Üyesi Sanem NEMMEZİ KARACA

Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Uygulama ve Araştırma Hastanesi Aile Hekimliği AD.

Otizim Spektrum Bozuklukları (OSB); belirtilerinin 3 yaşından önce başladığı, yaşam boyu devam eden, sosyal iletişimsel alanlarda belirgin yetersizliklerin olduğu, sınırlı tekrarlayıcı stereotipik davranışlar ve ilgi alanları ile seyreden nörogelişimsel bir bozukluktur (1).

Hastalıkları Kontrol ve Önleme Merkezi (CDC) 2014 yılı verilerine göre Amerika’da otizmin genel yaygınlık oranı 1/68 saptanmış olup, erkek çocuklarda kızlara oranla daha sık olduğu bildirilmiştir (2). OSB’nin nasıl oluştuğu veya oluşumuna neden olan faktörler net olarak bilinmemekle birlikte; genetik, biyolojik ve çevresel faktörlerin rolü

bulunduğuna dair kanıtlar giderek artmaktadır (3). Otizm olgularının yaklaşık %15’i bilinen bir genetik mutasyon ile ilişkilidir ancak yüzden fazla genetik lokusun bağımsız olarak OSB fenotiplerinin ortaya çıkmasında katkıda bulunduğu düşünülmektedir (1). Çevresel faktörler açısından Thimerosal içeren aşılar uzun süre gündem oluşturmuş olmasına rağmen; OSB gelişiminde etkisi olmadığına dair literatür bilgisi artmıştır (3).

Otizmli yetişkinlerin yaklaşık üçte ikisinde ciddi yeti kaybı olmaktadır. Ailelerine ya da bir başkasına tamamen ya da yarı bağımlı bir yaşantı sürmektedirler. Çocuğun başlangıçtaki zekâ düzeyi ile belirtilerinin şiddeti OSB seyrinde önemlidir. Erken tanı ve uygun eğitim hastalığın seyrini olumlu yönde değiştirmektedir (4). Pek çok çalışma yaşamın erken dönemlerinde tanı konulup yoğun eğitim alan çocukların bir kısmının normal gelişimi yakalayabildiğini göstermektedir (5-7). Çok küçük yaşlarda tanı almış ve yoğun davranışçı tedavi uygulanabilmiş olan otizmli çocukların %47’ sinin 6-7 yaşına geldiklerinde normal entelektüel kapasiteye ulaşabildiği ve sağlıklı yaşıtlarının gittikleri okullara gidebildikleri bildirilmiştir (5). Bu nedenle çocuğun erken dönemde saptanarak, en kısa sürede özel eğitime ve davranışçı tedavilere

K e yn ot e O ra l Pr e sent at ion - 63

41

www.daahk.org

başlanmasında doğumundan itibaren çocukların gelişimini değerlendirebilme şansına sahip birinci basamak hekimlerine önemli görevler düşmektedir. Bu kapsamda sağlam çocuğun dil gelişimi ile sosyal, adaptif ve bilişsel alanlardaki gelişiminin sağlık profesyonellerince bilinmesi önem kazanmaktadır. Gelişimin özellikle ilk 3 yaşta çok hızlı olduğu ve destekleme konusunda zamanın dikkatli kullanması gerektiği unutulmamalıdır.

Sağlam çocuğun dil gelişimini izlemek amacıyla aileye ‘Çocuğunuz isteklerini size nasıl anlatıyor, ne gibi sesler çıkarıyor, nasıl konuşuyor?’ şeklinde sorular yöneltilebilir. Beklenen 1- 3 aylık bebeğin anne kucağında mutlu, huzurlu ve rahat olması, açlık durumunda farklı sesler çıkarmasıdır. Muayene sırasında bebeğin sesli tepkiler verip, dinlediği, baktığı veya mırıldandığı gözlenebilir. Bebek 4-5 aylık dönemde gülmeye ek olarak mutluluk, heyecan, istek vb. duygularını yüz ifadeleriyle göstererek ‘aa, uu’ sesleriyle karşılık verir. Altı- yedinci ayına gelmiş bir bebeğin ‘agu, ga, da’ gibi sesler çıkarması beklenir. Dokuz aylık bir bebeğin bazı sözlü komutlara yanıt verdiği, “Da-da” gibi heceleri birleştirdiği, ‘anne, baba’ gibi kelimeleri nonspesifik bir şekilde söylemeye başladığı, “Mama, hayır” gibi sık tekrarlanan basit sözcükleri anladığı gözlenir. Bebek bir yaşına doğru büyürken aileden istediği bir şeyi heyecanlanarak, gülerek, işaret ederek isteyebilir; istemediğini ise kendini geriye atarak, başını sallayarak ifade edebilir. Bir yaşındaki çocuk anlamlı 1-2 sözcük söyleyebilir, istediklerini eliyle işaret ederek gösterebilir, tanıdığı kişi ve nesnelerin adını, “gitti”, “ver”, “gel”, “al” gibi sözcükleri anlar. On sekizinci ayında bebek “anne, baba, mama” kelimelerinden başka anlamlı sözcükler söyler, kelime haznesi 5-10 arasındadır, anladığı sözcük sayısı konuşabildiğinden fazladır, istediklerini parmağıyla işaret ederek gösterir, veda eder, el sallar, “Anne nerede?” gibi basit soruları anlar, jestlere ihtiyaç duymaksızın “Ayakkabılarını getir” gibi basit komutları anlar, yapmaya çalışır. Çocuk 2 yaşını tamamladığında yaklaşık 30-50 kelime bilir, 2-4 sözcükle cümleler kurar, konuşma %50 oranında yabancılar tarafından anlaşılır, tanıdığı insanların ve nesnelerin isimlerini söyleyebilir, yeni deneyimlerini ilişkilendirebilir, “Anne evde mi?” gibi basit sorulara yanıt verir. Otuz altı ayını tamamlayan bir çocuk çoğullu, özneli, üç, dört sözcüklü cümle kurar,

42

www.daahk.org

söylediklerinin %75’i anlaşılır, birçok istek, duygu, düşüncesini sözle ifade edebilir, çoğu nesnenin ismini, üstünde, altında, yanında gibi yön kavramlarını anlar, iki basamaklı komutları yapar (örn: ayakkabını getir, ceketini giy; topu dolaptan al, sepete koy gibi). Motor, algısal ve sosyal gelişim ise tablo 1’de özetlenmiştir (8-9).

Tablo 1: Küçük çocuk ve bebeklerde gelişim

Yaş KABA MOTOR GELİŞİM İNCE MOTOR- REFLEKSİF

GELİŞİM