• Sonuç bulunamadı

Ceza Muhakemesinde Ortaya Çıkan Yeni AnlayıĢlar

Belgede Ceza muhakemesinde uzlaşma (sayfa 34-37)

1.2. UZLAġMA KURUMUNUN ORTAYA ÇIKIġI VE SEBEPLERĠ

1.2.1. Ceza Muhakemesinde Ortaya Çıkan Yeni AnlayıĢlar

Alternatif uyuĢmazlık çözüm yolları ve onarıcı adalet baĢlıkları altında ayrıntılı olarak incelemeye çalıĢtığımız yeni anlayıĢlar, ceza muhakemesinde suçtan asıl zarar gören mağdurlara öncelik verilmesi gerektiği düĢüncesiyle ortaya çıkmaya

65 ÇETĠNTÜRK, Ceza Adalet ..., s.40.

66 “ Ceza Hukukunun genel önleme amacının cezalandırma ile sağlanacağı, cezanın amacının,

suç iĢleyen failin cezalandırılması suretiyle ona bu konudaki yasakların varlığını ve çiğnenmemesi gerektiğini öğretmek ve böylece baĢka suçların iĢlenmesini önlemek olduğu, özel önleme amacının ise, suçlunun toplum bakımından zararsız hale getirilmesi ile sağlanacağı, klasik ceza adalet sisteminde ceza verilmesi ile, faili iyileĢtirerek topluma kazandırmanın, faili ceza ve ceza vasıtasıyla korkutmanın, topluma kazandırılamayacak ise toplum dıĢına itilmesi ve toplumun failden korunmasının sağlanmasının amaçlandığı belirtilmiĢtir.” (ÖZBEK, Veli Özer, Ceza Hukukunda Suçtan Doğan Mağduriyetin Giderilmesi, Seçkin Yayınevi, Ankara 2005, s.170., Nakleden: KAYMAZ/GÖKCAN, s.46.)

baĢlamıĢtır. Gerçekten yıllardan beri uygulanan klasik ceza adalet sistemlerinde devlet suçtan asıl zarar gören suje olarak kabul edilmiĢ ve mağdurların maruz kaldıkları eylem nedeniyle uğradıkları zararlar dikkate alınmamıĢtır. Öyle ki ceza usul kanunları genellikle suçu iĢleyen failler ekseninde düzenlenmiĢtir.

5271 sayılı CMK‟ ya bakıldığında ülkemizde de bu anlayıĢın halen geçerli olduğu ve bu anlayıĢ doğrultusunda Ģüpheli ya da sanıkların haklarının daha ayrıntılı olarak düzenlendiği, mağdurların ikinci plana bırakıldığı açıkça görülmektedir. CMK‟nın “ mağdur ile Ģikâyetçinin hakları” baĢlıklı 234/1-a maddesinin 3. ve 5. fıkralarında 06/08/2008 tarihinde yürürlüğe giren 5793 sayılı kanun ile yapılan değiĢiklik bu anlayıĢın ne yazık ki sürdüğünü göstermiĢtir. Kanunun önceki halinde “vekili yoksa, baro tarafından kendisine bir avukat görevlendirilmesini isteme” Ģeklindeki düzenleme yerine “Vekili bulunmaması halinde, cinsel saldırı suçu ile alt sınırı beĢ yıldan fazla hapis cezasını gerektiren suçlarda, baro tarafından kendisine avukat görevlendirilmesini isteme,” Ģeklinde düzenleme getirilerek mağdurların avukatlar aracılığıyla hukuki yardımdan faydalanmasına sınırlama getirilmiĢtir. Yine zaman zaman çıkarılan af kanunlarında, gerçek kiĢilere karĢı iĢlenmiĢ suçların af kapsamına alınarak, devlete karĢı iĢlenen suçların ise kapsam dıĢında bırakılması, mağdurların uğradıkları zararın dikkate alınmadığını göstermektedir.

Klasik ceza adaleti sistemleri suçtan asıl zarar gören mağdurları tabiri caizse “tanık” olarak gören ve mağdurların faillerin yargılanması sürecine aktif katılımını engelleyen bir anlayıĢtadır. Bu nedenle zaten uğradığı haksız eylem nedeniyle yeterince korumadığını düĢünen mağdurlar, yargılama sürecinde de haklarının iyi korunmadığı, kendilerinin ihmal edildiği düĢüncesine kapılmaktadır. Yargılama sonucunda failin cezalandırılmasına karar verilse dahi, mağdurun zararı somut olarak ve hızlı bir Ģekilde giderilemediğinden, mağdur sürecin sonunda mutlu olamamakta ve yargı organlarına karĢı olan güveni zedelenmektedir. Sayılan bu sıkıntılar nedeniyle mağdurların ceza yargılamasındaki rollerinin ne olması gerektiği tartıĢılmaya baĢlanmıĢ ve mağdurun yerinin sağlamlaĢtırılması ve mağdura öncelik verilmesi gerektiği düĢüncesi ortaya çıkmıĢtır.

Belirtilen bu sorunlar nedeniyle son yıllarda ceza adaleti anlayıĢında mağdurlar ön plana çıkarılmıĢ ve mağdur haklarının suç iĢleyen failler kadar korunması, mağdurların ceza adaleti sistemindeki konumunun güçlendirilmesi, sürece aktif

katılımlarının sağlanması, yine faillerin de suç nedeniyle sorumluluklarını kabul etmesi, mağdurun zararını gidermeye çalıĢması, kendisini mağdurun yerine koyarak mağdurun uğradığı haksız eylem nedeniyle gördüğü zararı hissedebilmesi, bu Ģekliyle de yeniden suç iĢlememe konusunda geliĢme göstermesi gerektiği düĢünülmüĢtür. Çoğu zaman sanığın mahkumiyetinin mağduru tatmin etmekten uzak olduğu, bu doğrultuda devletin cezalandırma yetkisi olduğu gerçeği inkâr edilmese de devletin bu yetkisinin en azından mağdurun menfaatlerinin arkasına itilmesi, ceza muhakemesinde mağdurun menfaatlerinin de dikkate alınması gerektiği kabul edilmiĢtir67

.

UzlaĢmanın ortaya çıkmasında ekonomik, sosyal, siyasal, ahlaki vb. alanlarda hızla meydana gelen değiĢiklikler karĢısında devletlerin suç ve suçlulukla mücadele etme siyasetlerinde geliĢtirdikleri değiĢiklikler de etkili olmuĢtur. Artık, suç siyaseti insan haklarını, kamu düzeni ve barıĢını korumayı amaçlamaktadır. Suç siyaseti bir yandan suçluların nasıl cezalandırılması gerektiği ile ilgilenirken, öte yandan suçtan asıl zarar gören mağdurların haklarını da güvence altına almalıdır. 21. yüzyıl ceza adalet sisteminde, failin yeniden sosyalleĢtirilerek toplumsal sorumluluğa sahip bir insan haline getirilmesini hedefleyen hümanizm ilkesi, suç siyasetinin bu amaçlarına ulaĢmak için göz önünde bulundurduğu temel ilkelerden birisi haline gelmiĢtir68. Suç

siyasetlerinde meydana gelen değiĢikliklerin de etkisiyle klasik ceza adalet sisteminin eksikliklerini gideren, mağdurların süreç içerisine aktif katılımını öngörerek zararlarını en kısa süre içerisinde etkili bir Ģekilde giderilmesini sağlayan, yine failin süreç sonunda ıslahını öngören, bu Ģekilde mağdur ile fail arasındaki uyuĢmazlığın çözülmesini amaçlayan çözüm yollarının kullanılması gerektiği düĢünülmüĢ, bu düĢünceler doğrultusunda da alternatif uyuĢmazlık çözüm yolları ve nihayet uzlaĢma kurumu ortaya çıkmıĢtır. Mağdur-fail uzlaĢtırma programlarının amacının, faillerin kendi fiillerinin sonuçlarını görerek bizzat anlamaları için, suçun faili ile mağduru arasında doğrudan iletiĢim kurulması olduğu belirtilmiĢtir69

.

67

ÖZBEK, Veli Özer, Ceza Muhakemesi Hukuku, Seçkin Yayınevi, Ankara 2006, s. 825.

68 YILMAZ, Zekeriya, Tüm DeğiĢikliklerle Getirdiği Sistem ve Yeniliklerle Türk Ceza Kanunu

ve Kabahatler Kanunu, Seçkin Yayınevi, Ankara 2005, s. 24.

Belgede Ceza muhakemesinde uzlaşma (sayfa 34-37)