• Sonuç bulunamadı

1.3. KARġILAġTIRMALI HUKUKTA UZLAġMA

1.3.2. Almanya

Almanya‟da uzlaĢma konusunda ilk yasal düzenleme 1990 yılında Alman Çocuk Ceza Kanunu‟nda yapılmıĢtır. Alman ceza adalet sisteminde uzlaĢma kavramı iki farklı anlamda kullanılmaktadır. UzlaĢma kavramı, mağdur ile fail arasında bir anlaĢmanın sağlanabilmesi amacıyla bir uzlaĢtırmacı tarafından gerçekleĢtirilen gerçek anlamda klasik uzlaĢmayı, hem de gönüllü olarak zararın giderilmesi usulünü içermektedir. Ayrıca uzlaĢma imkanını veren hükümlerin çoğunda açıkça uzlaĢmadan bahsedilmemekte, uygulamada failin bu maddelerdeki ceza verilmemesi ya da cezada indirim yapılması gibi imkanlardan yararlanabilmesi için uzlaĢma bir vasıta olarak kullanılmakta, bu da uzlaĢmanın uygulanma alanını geniĢletmektedir86

. Almanya‟da da ABD‟de olduğu gibi uzlaĢma uygulamalarına iliĢkin olarak eyaletler arasında birliktelik bulunmamakta ise de bazı temel standartlar öngörülmüĢtür. Örneğin takipsizlik kararı verilebilecek uyuĢmazlıklarda uzlaĢma yoluna gidilememektedir. Yine uzlaĢmanın uygulanabilmesi için failin fiilini inkâr etmemesi gerekmektedir. Fail suçunu inkâr ettiği takdirde ceza muhakemesi kuralları uygulanarak durumun aydınlatılması zorunludur. Almanya‟da uzlaĢmanın uygulanmasında fail ve mağdur yönünden gönüllülük ilkesi geçerli olduğundan taraflardan biri uzlaĢmanın uygulanmasını kabul etmediği takdirde uzlaĢma

84 ÇETĠNTÜRK, Ceza Adalet ..., s.292-294.

85 ġAHĠN, Ceza Muhakemesinde UzlaĢma, s. 265-266. 86 ÇETĠNTÜRK, Ceza Adalet ..., s. 265-266.

uygulanamamaktadır. Son olarak da, uzlaĢtırmacının tarafsızlığını ortaya koyması, fail ve mağdura tarafsız olduğunu hissettirmesi gerekmektedir87

.

Çocuk Adalet Kanunu‟nun 45 ve 47. maddelerine göre savcı veya hâkim dava açmadan veya hüküm vermeden önce mahkeme dıĢı önlemleri düĢünmek zorunda olup, 45. maddenin 2. fıkrası uyarınca, çocuk fail, mağdurla uzlaĢma konusunda ciddi gayret gösterirse ve savcı çocuk fail hakkında eğitimsel bir tedbir uygulanmasını zorunlu görmez ise kamu davası açmayabilecektir. Savcı, çocuk fail hakkında kamu davası açmaya gerek görmemekle birlikte sürece çocuk hâkiminin müdahalesini gerekli görüyorsa aynı maddenin 3. fıkrası uyarınca çocuk mahkemesi hâkimine baĢvurarak, çocuğun mağdurla uzlaĢması için çaba göstermesini sağlayacak usullerin uygulanması için karar alınmasını veya Ģahsen çocuğun mağdura özürlerini bildirmesini isteyebilmektedir. Bu husus çocuk fail tarafından yerine getirildiğinde savcı dava açmaktan vazgeçmektedir. Yargılama aĢamasında da çocuk hâkiminin 45. madde hükümlerini uygulamak suretiyle uzlaĢma sağlanması halinde dava dosyasını 47. madde uyarınca kapatma yetkisi bulunmaktadır88

.

UzlaĢma konusunda Alman Ceza Kanunu ve Ceza Muhakemesi Kanunu‟nda da düzenlemeler yapılmıĢtır. UzlaĢma ile ilgili genel hüküm niteliğinde olan Alman Ceza Kanunu‟nun 46/a maddesi uyarınca; fail, uzlaĢmak için samimi bir çaba harcayarak suçun sonuçlarını tamamen veya büyük ölçüde tazmin eder ya da tazmin hususunda büyük gayret gösterirse veya çok fazla kiĢisel gayret gösterilmesinin veya bazı fedakârlıklar yapılmasının gerekli olduğu durumlarda, zararı tamamen ya da büyük oranda giderirse, aynı yasanın 49/1. maddesi uyarınca mahkeme, fail hakkındaki vereceği cezayı düĢürebileceği gibi, suçun kanunda öngörülen yaptırımının 1 yıldan kısa süreli hapis ya da 360 günlük çalıĢma ücretine kadar para cezasını gerektirmesi hallerinde ceza vermekten tamamen de vazgeçebilmektedir89

. Burada failin suçluluğu açıklandıktan sonra belirtilen seçenek kararlar verilmekte olup, mahkemenin cezayı düĢürmesi ya da ceza vermekten vazgeçme hususunda takdir hakkı bulunduğu görülmektedir. Failin çabaları 46/a maddesinin uygulanması

87 DÖLLĠNG, Dieter, ĠĢlenen Suç Nedeniyle Suç Failleri ve Mağdurları Arasında Arabuluculuk

(Mediation), Çev: DÖNMEZER, Sulhi, Ceza Muhakemesinde UzlaĢma, Yenisey, Feridun, Ġstanbul, 2005, s. 20.

88 DÖLLĠNG, s. 19.

için yeterli olmadığı takdirde de, failin bu çabaları verilecek cezanın belirlenmesinde dikkate alınmaktadır.

YetiĢkinler açısından da uzlaĢma vasıtasıyla takibat zorunluluğuna istisna getiren düzenlemeler bulunmaktadır. Alman Ceza Muhakemesi Kanunu‟nun 153. maddesi90; 21 yaĢının ve bazı durumlarda da 18 yaĢının üzerindekiler bakımından iĢledikleri hafif nitelikte suçlarda, uzlaĢmanın gerçekleĢmesi halinde, dava dosyasının takipsizlik kararı verilerek kapatılmasına imkan vermektedir. Düzenlemeye göre, bazı hafif suçlarda uzlaĢma gerçekleĢtiği takdirde savcı mahkeme ve Ģüphelinin kararı ile takipten vazgeçebilmekte, daha hafif suçlarda ise mahkeme kararına dahi gerek olmadan uzlaĢma nedeniyle takipsizlik kararı verebilmektedir91. Maddeye bakıldığında hangi suçlarda uygulanacağına iliĢkin açık bir düzenleme olmadığı görülmektedir. Küçük suçların ne olduğu ya da iĢlenen fiilin önemsiz bir konuya iliĢkin olup olmadığının takdiri tamamen savcıya bırakılmıĢ gözükmektedir.

Alman Ceza Muhakemesi Kanunu‟nun 155/a maddesi92

gereğince uyuĢmazlıkla ilgili yürütülen sürecin her aĢamasında savcı veya mahkeme uzlaĢma yoluna gidebilecektir. Hatta düzenlemeye göre savcı veya mahkeme uzlaĢma kurumunun uygulanabilirliliğini araĢtırmakla yükümlü tutulmuĢtur. “Her aĢama” Ģeklinde düzenleme bulunduğundan infaz aĢamasında da uzlaĢmanın uygulanması imkanı bulunmakta olup, bu düzenleme AK‟nun R (99) 19 sayılı tavsiye kararında yer alan ilkeye uygunluk arz etmektedir. Alman CMK‟nun 155/b maddesinde de uzlaĢma sürecine iliĢkin çeĢitli düzenlemeler bulunmaktadır. Bu maddede uyuĢmazlıkla ilgili bilgilerin uzlaĢmayla ilgili mercie verileceği de belirtilmektedir.

ġahsi davaların, üzerinde düĢünülmeden acele ile açılmasını önlemek ve Ģahsi dava açılmasını zorlaĢtırmak amacıyla Alman Ceza Muhakemesi Kanunu‟nun 380. maddesinde de uzlaĢma ile ilgili düzenleme yapılmıĢtır. Bu düzenleme gereğince,

90

Alman CMK‟nun 153. maddesi Ģu Ģekildedir: “ Küçük suçlarda (kabahat) savcı, mahkemenin ve Ģüphelinin karar ve rızaları ile suçun takibinden vazgeçebilir. Suç ve suçlunun iĢlediği fiil kamuoyunun ilgisini çekmeyecek kadar önemsiz bir konuya iliĢkin ise, savcı takibe gerek görmeyebilir.” KAYMAZ/GÖKCAN, s.72.

91

ÇETĠNTÜRK, Ceza Adalet ..., s. 268.

92 Alman CMK‟nun 155/a maddesi Ģu Ģekildedir: “ Savcılık veya mahkeme her aĢamada

mağdur ve sanık arasında uzlaĢma olanağını araĢtırır, uygun olan hallerde onları etkiler. Ancak mağdurun iradesinin aksine iĢlem yapılamaz.” KAYMAZ/ GÖKCAN, s.72.

konut dokunulmazlığının ihlali, hakaret, posta dokunulmazlığının ihlali, müessir fiil, tehdit ve mala zarar suçlarında dava açılmadan önce eyalet adli yönetiminin belirlediği bir uzlaĢtırma mercii tarafından tarafların uzlaĢtırılması teĢebbüsünde bulunulmuĢ olması gerekmektedir. ġahsi davacının uzlaĢma giriĢiminin baĢarısızlıkla sonuçlandığına iliĢkin belgeyi Ģahsi dava dilekçesi ile birlikte sunması gerekmektedir93. Bu düzenlemede uzlaĢma giriĢimi Ģahsi davalık suçlarda özel bir dava Ģartı olarak karĢımıza çıkmaktadır.

Almanya‟da uzlaĢma hizmeti kar amacı gütmeyen sivil toplum örgütleri ve devlet kurumları tarafından yürütülmektedir. Almanya‟da uzlaĢma süreci genel olarak Ģu Ģekilde gerçekleĢmektedir: Polis, savcı adına gerekli bilgi ve delilleri topladıktan sonra savcı, dosyanın mahkemeye mi yoksa uzlaĢmaya mı gönderileceğine karar vermektedir. Eğer savcı iddianame ile dava açmaya gerek görmez ve uzlaĢmanın denenmesine karar verirse dosyayı uzlaĢmayı gerçekleĢtirecek kuruma göndermekte ve kurumlar ilk olarak fail ile telefon veya mektupla irtibat kurarak mağdur ile bir anlaĢmaya varıp varmayacağını sormaktadır. Failin kabul etmesi halinde mağdur ile irtibata geçilmekte, mağdurun da kabul etmesi halinde öncelikle her iki tarafla ayrı toplantılar yapılmakta, uzlaĢtırmacı toplantılar sonucunda tarafların ciddi ve uzlaĢmadan makul beklentiler içerisinde olduğuna kanaat ederse taraflarla birlikte müzakereler gerçekleĢtirilmektedir. Müzakere sonunda mağdur ve fail arasında bir anlaĢma hazırlanmakta ve anlaĢmayla ileride atılacak adımları gösteren uzlaĢtırmacının raporu birlikte savcıya gönderilmekte, savcı da bunun üzerine takibatı sona erdirmektedir94

. Kural olarak uzlaĢmada tarafların en az bir kez bir araya gelmeleri zorunludur.

Belgede Ceza muhakemesinde uzlaşma (sayfa 45-48)