• Sonuç bulunamadı

Musavva ve Sevâkin: Bu bölgeler de Mısır Hidivi tarafından atanan bir yönetici tarafından idare olunmakta idi. Kâhire, İskenderiye, Reşid, Dimyat, El-Arîş, Süveyş, İsmâ’iliye, Port Said, Sevâkin, Musavva ve Useyr ise muhâfızlar eliyle yönetilmekteydi.

Her müdüriyet merkezinde bir başhekim ve bir başmühendis bulunmaktaydı. Kazalarda ise yine doktorlar ve mühendisler bulunurdu ve her müdüriyette bir hastane ve bir zâbıta konağı ayrıca meclis konağı vardı. Bunlardan başka idareyi teftiş için bir müfettiş ve iki müfettiş yardımcısı ve köprüleri ve kanalları kontrol etmesi için yine iki mühendis ve halkın sağlığını kontrol etmek için de iki doktor görev yapmaktaydı93. 1. 1. 1. Vilayetler (Keşufiyyetler):

Mısır bir ziraat ülkesi idi. Ancak burada verimli bir ziraat yapılabilmesi için düzenli kanallara ve bentlere ihtiyaç vardı. Bu da ancak organize bir çalışma ile temin edilebilirdi. Bunu göz önünde tutan Osmanlı Devleti, Mısır Memluklerinden faydalanarak ülkeyi idari kısımlara “kâşiflikler” olarak ayırmıştır94.

93Mısır Sâlnâmesi 1871, Yayına Hazırlayanlar, Mustafa Öztürk, Sevda Özkaya Özer, Fırat Üniversitesi,

Ortadoğu Araştırmaları Merkezi Yayınları, No. 10, Tarih Şubesi Yayınları No. 9, Elazığ, 2005, s. 5-7.

94 Şinasi Altundağ, “Osmanlı İmparatorluğu’nun Vergi Sistemi Hakkında Kısa Bir Araştırma”, AÜDTCFD, c. 5, s. 2, Ankara, 1947, s. 195.

Bu vilayetler (keşufiyyetler), XVII. yüzyılın başında şöyleydi; Şarkıyye Vilayeti, Garbiyye Vilayeti, Menufıyye Vilayeti, Buhayra Vilayeti, Tarana Vilayeti, Katya Vilayeti, Cize Vilayeti, Atfıhiyye Vilayeti, Feyyum Vilayeti, Behnesaviyye Vilayeti, Eşmunin Vilayeti, Menfelutiyye Vilayeti, el-Vahat (el-Vah) Vilayeti95. XVII. yüzyılda Garbiyye, Menufiyye, Şarkıyye, Buhayra, Circa96. Circa vilayeti iktisadi bakımdan önem arz etmekteydi. Bu önemi özellikle tahıl üretiminden kaynaklanmaktaydı. Bu idari birimlerin yöneticileri Kahire’de oturmakta idiler. Bazı vakitlerde görev yerlerine dönerlerdi. Ancak Circa hâkimi olanların kendi yerlerinde ikamet etmeleri zorunlu idi. El-Vahat vilayeti ise Hayır Bey zamanında oluşturulmuştur97.

Mısır’da sancak ve vilayetlerin idarecilerinin tayin ve ibkaları, beylerbeyilerde olduğu gibi Tut ayından itibaren yapılırdı98. Vilayet idarecileri Memluk ümerasından olan sancakbeylerinden veya unvanı bey olan kâşiflerden tayin edilirlerdi. Bu beş vilayetin idaresi için daima hâkimler tayin edilirken diğer vilayetlerde ise Memluk emirleri kâşif rütbesiyle idare ederlerdi. Bu beş vilayetin idarecilerinin tayin ve rütbelerinin terfi ettirilmesi ise ümeranın meşvereti ve beylerbeyinin tayini ve merkezin tasdiki ile olurdu. Vilayet idarecilerinin görev süreleri bir yıl olup, süreleri bitince duruma göre görev süreleri uzatılırdı. Vilayet hâkimleri azledildiklerinde beylerbeyiler gibi muhasebeleri görülürdü. Yerlerine vekil olarak bir kaymakam tayin edilirdi99.

Vilayet yöneticilerinin en önemli görevleri, vilayette bulunan miri köprüleri muhafaza etmek, beldelerin sulanmasını sağlamak, fellahları100 urbanın ve başkalarının zararından korumak, vilayeti dahilinde adaletle hükmetmek ve vilayet üzerine kararlaştırılan vergiyi hazineye göndermekti. Vilayet yöneticisi başarısız olduğunda ya da bir suç işlediğinde cezaya çarptırılırlar, hapsedilirler ve hatta katledilirlerdi101.

95 “Vâh; çöl ortasında münbit ada demektir. Avrupa dillerinde Oasis diye yazılmaktadır. Mısır vâhatı eski

Rumlar vaktinde Büyük Vâh ve Küçük Vâh diye ikiye ayrılmakta idi.”, Mısır Sâlnâmesi 1871 , s. 3.

96 Stanford Shaw, The Financial And Administrative Organization And Development Of Ottoman Egypt, 1517-1798, Princeton, 1962, s. 60-61.

97 Ömer Lütfi Barkan, XV. Ve XVI. Asırlarda Osmanlı İmparatorluğunda Zirai Ekonominin Hukuki ve Mali Esasları, I, Kanunlar, İstanbul, 1943, s. 360. ayrıca bkz. Shaw, The Financial, s. 15

98 Özen Tok, XVII. Yüzyılda Mısır Eyaleti, Erciyes Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, (Basılmamış

Doktora Tezi), Kayseri, 2003, s. 60-63.

99 Tok, XVII. Yüzyılda Mısır Eyaleti, s. 65. 100 Çiftçi anlamında kullanılmaktadır. 101 Tok, XVII. Yüzyılda Mısır Eyaleti, s. 66.

1. 1. 2. Sancaklar:

XVI. asrın başlarında, Mısır Eyaleti’nde, İskenderiyye, Cidde ve Asyut olmak üzere üç sancak bulunmaktaydı. 1567-8’e kadar İbrim, Asyut (Suyat) sancağına bağlı bir kaza iken, daha sonra Mısır’a bağlı bir sancak olmuştur102.

XVII. asır başlarına kadar, Mısır Eyaleti’ni meydana getiren bölgeler değişmemiş ise de idari, iktisadi ve siyasi şartlara göre Aşağı ve Yukarı Mısır’ın vilayet ve sancaklarının idari durumunda zaman zaman değişiklikler yapılmıştır. XVI. asrın başlarında Kalyub, Bilbis ve Dakhaliyye, Aşağı Mısır’ın vilayetleri olarak gösterilirken, bu asrın sonlarında Kalyub bölgesi kâşiflik, Bilbis ve Dakhaliyye bölgeleri de Eminlik olarak Şarkiye Vilayeti’ne ilhak edilmişti. Fetihten beri, Mansure bölgesi de Şarkıyye Vilayeti’ne tâbi idi. Ancak XVI. asrın ortalarında, Şarkıyye’ye bağlılığı devam ederek ayrı bir vilayet haline gelen Mansure’ye tâbi olan Feraskûr mıntıkası 1569’da müstakil bir vilayet olmuşsa da 1590’da Menzile ve Feraskür Vilayetleri, ıslah edilmek üzere tekrar Mansure Kâşifliği’ne bağlanmıştır. 1590-159l’de Buhayra Vilayeti’ne tâbi bölgelerden olan Terrane mıntıkası da Buhayra’ya bağlanarak ayrı bir kâşiflik olmuştur103.

XVI. asrın sonlarında, Atfihiyye ve Behnesaviyye, Fayyum’dan ayrı vilayetlerdi. Mısır’ın fethinden beri, müstakil bir iklim olup, daha sonra Mısır livalarından sayılan Said Vilayeti, güney bölgelerinin asi Araplardan muhafazasını temin etmek üzere İbrim Sancağı’na bağlanmış daha sonra İbrim, müstakil bir vilayet olmuştur. Said Vilayeti’nden ayrılan Asyut Bölgesi de sonraki yıllarda tamamen müstakil bir vilayet haline getirilmiştir104.

XVII. yüzyılın başlarında Mısır Eyaleti’nin mülki taksimatında yer alan sancakların isimleri şöyle idi; İskenderiye Sancağı, Dimyat Sancağı, Reşid Sancağı, Süveyş Sancağı, Cidde Sancağı, Asyut Sancağı, İbrim Sancağı. İskenderiye, Dimyat, Reşid ve Süveyş sancakları da idari bakımdan özellikli idi. Bu bölgeler, Mısır

102 P. M. Holt, “Egypt and Fertile Crescent 1516-1922”, A Political History, Londra, 1966, s. 53-54. 103 Seyyid Muhammed, XVI. Asırda Mısır Eyaleti, s. 149. Ayrıca bkz. Holt, “Egypt and Fertile Crescent

1516-1922”, s. 15.

Beylerbeyi’ne bağlı olmayıp merkezden buraya İskenderiye Kaptanı, Dimyat-Reşid Kaptanı ve Süveyş Kaptanı olmak üzere 3 kaptan gönderilirdi. Ancak bazı idari işler için Mısır Beylerbeyi bu sancaklara müdahil olurdu. Deniz kıyısında olan sancakbeylerinin en önemli görevi idaresi altındaki sancağın sahil güvenliğini sağlamak ve denizden gelebilecek tehlikelere karşı hazırlıklı olmaktı. Bundan ötürü Mısır Beylerbeyi, buraların ihtiyacı olan gemi ve levazımatı tedarik etmekteydi. Bütün vilayetler, kâşifler veya hâkimler tarafından idare edilirken limanları olan sancaklar ise kaptanlar tarafından idare edilmekte ve üç liman sancağı olan İskenderiye, Dimyat ve Süveyş, doğrudan doğruya merkeze bağlı bulunmaktaydı. Bu sancakbeyleri Kaptan-ı Derya’nın emrinde sefere çıkmakla görevli idiler. Müstakil bir kaptanlık olan Süveyş Donanması’nın amiraline de kaptan denilmekteydi. Süveyş Sancakbeyi’ne Hint Kaptanı, Mısır Kaptanı, Süveyş Kaptanı, Bahr-i Ahmer Kaptanı da denilmekteydi. Doğrudan doğruya Divân-ı Hümâyûn’a ve sadrazama bağlı idi. Kendisine Kaptan-ı Derya emir veremezdi. Süveyş Sancakbeyi’nin en önemli görevi, hacıların Süveyş’ten Cidde’ye naklini sağlamak, Mısır’dan Haremeyn’e gönderilen emtianın ulaşmasını temin etmekti. Süveyş Kaptanı Mısır hazinesinden yılda 12 kese akçe alırdı. Süveyş Kaptanı aynı zamanda Haremeyn’e gönderilmek üzere Süveyş Limanı’nda toplanan büyük miktardaki hububatın güvenliğini ve vaktinde Süveyş’ten gemilerle Haremeyn’e gönderilmesini sağlamaktaydı105.

Ayrıca Osmanlı’nın Mısır’ı fethinden beri Dimyat, Barollus ve Reşid Bölgeleri, İskenderiye Sancağı’na tâbi olmuşsa da daha sonra Dimyat ile Reşid ayrı sancaklar haline gelmiştir. Daha sonra ise İskenderiye’ye tekrar bağlanan Dimyat ve Reşid 1572’de müstakil birer sancak olmuştur. Ancak XVII. asrın başlarında Reşid Bölgesi bazen İskenderiye Sancağı’na bazen de Dimyat Sancağı’na bağlanırdı. Bununla beraber, Osmanlı Devleti, Mısır’ı fethinden itibaren Süveyş Bölgesine özel önem göstermiş ve burada faaliyette bulunan Portekizlilerin taarruzlarından korumak için bölgeye bir tersane kurulmuş ve yeni bir donanma inşa edilmiştir106.

Böylece Mısır eyaleti, Osmanlı Devleti’nin diğer eyaletleri gibi, sancaklara taksim edilmeyip genellikle vilayetlere bölünmüşse de eyaletin sınırlarında bulunan

105 Tok, XVII. Yüzyılda Mısır Eyaleti , s. 62-65.

stratejik bölgelerde ancak muhafaza amacıyla birkaç sancak teşkil edildiği anlaşılmaktadır. XVI. asrın sonlarında ve XVII. asrın başlarında Eyalet’in idare merkezi olan Kahire ile beraber idari bölgeleri 12 vilayet (Şarkıyye, Garbiyye, Menüfiyye, Buhayra ve Tarrana, Katya, Ciza, Atfihiyye, Fayyum, Behnesaviyye, Eşmunin, Menfelutiyye ve el-Vahat) ve 7 sancaktan (İskenderiye, Dimyat, Reşid, Süveyş, Cidde, Asyut ve İbrim) ibaret idi107.

Bölgede bulunan müdüriyetlerin havi olduğu şehir, kasaba ve karyelerin miktarları aşağıda verilen tablodaki gibidir108;

Tablo 1: Mısır’da Bulunan Müdüriyetlere Ait Şehir, Kasaba ve Köyler

Müdüriyet Şehir ve Kasaba Kariye Kaza

Buhayra 22 253 Tecile Şir ahit Asf Dalencat Demenhur Ebu hums Şarkıyye 11 429 Kaniyat İbrahimiye Minyetülkamh Babis Savah Arin

Dakhaliyye 4 437 Meyt gamr

Meyt semnut Sefilavin Degris Farsekur Mansure Garbiye 36 484 Zefti Santa Mahletu Menuf Besyun Mendure Elhaletülkebri Kefrülşeyh Bile

Biladül arzı şarkıyye Biladülarzı garben Aklimülberlis Kalyubiye 3 159 Abri Kalyub Tuh

107 Seyyid Muhammed, XVI. Asırda Mısır Eyaleti, s. 153. 108 Şemsettin Sâmi, Kâmusu’l – A‘lâm, c. 6, s. 4293-4304.

Menufiye 13 331 Eşmun Meyk Menuf Şebinsekkum Asyut 3 281 kariye 14 vâh MenviDirert Menşuf Eynub Suyut Ebu tec Devir

Beni Suveyf 5 69 Yepa

Beni Suveyf Zaviye Fayyum 1 86 kariye 5 vâh SenurusTabhar Ciza 3 160 Avsim Cizre Yederşin Minya 2 259 Faş Mefga Beni mezad Kanunsa Minya Circa 4 188 Tama Tayta Suhac Münşiye Circa Yerdisi Kana 5 152 Farşut Deşna Kana Kus İsna

İsna (hudud) 2 87 Edfu

Asvvan Kenuz Hazfa

115 3344

Tablo 2: 1878’de Mısır’ın Vilayetleri109

Aşağı Mısır El-Buhayra El-Garbiyye El-Menufiyye El-Dakhaliyye El-Şarkıye, El-Kalyubiye Yukarı Mısır El-Ciza Beni Suveyf El-Fayyum El-Minya ve Beni Mizar

109 F. Robert Hunter, Egypt Under The Khedives 1805-1879 From Household Government to Modern Bureaucracy, University of Pitsburgh Press, s. 42.

Asyut Circa Kana İsna

1. 2. XVI. Yüzyılda Beylerbeyilik Olarak Mısır:

Daha önce ifade ettiğimiz gibi Osmanlı Devleti geleneklerine göre, fethedilen ülkelerin eski nizamı, kısmi düzenlemeler ile muhafaza edilebilmekteydi. Nitekim Mısır’da da Memluklar devrinden kalan kanun ve uygulamalar ıslah edilmiş ve Osmanlı sistemine uygun hale getirilerek tatbik edilmiştir110. Mısır’ın fethini tamamlayan Yavuz Sultan Selim, Mısır’da Osmanlı hâkimiyetini sağlamlaştırmak için Osmanlı Devleti’ne itaat edenlerden faydalanmak ve itaat etmeyenlerin nüfuzunu ortadan kaldırmak yolunu benimsemiş, Mısır’ın idari düzenini oluşturmak için de daha önce uygulanan idare sistemi hakkında bilgi toplamıştır111. Kahire’de sükûnet sağlandıktan sonra Mısır Beylerbeyliği’ne, Mısır seferi sırasında yararlıkları görülmüş olan Vezir-i Azam Yunus Paşa tayin edilmiş ise de mal ve para toplama hırsı yüzünden azlolunmuştur112. Osmanlı’ya itaat etmiş olan Memluk Beylerinden Hayır Bey, Yunus Paşa’nın azlinden sonra Mısır Beylerbeyliği’ne getirilmiştir113.

Mısır’ın fethini takiben Osmanlı idarecileri, eyaletin iç işlerini adet ve kanunları ve halka muamele üslubunu kavrayıncaya kadar Kahire’ye bağlı sancak ve bölgeleri, Osmanlılara itaatlerini sağlamak üzere Memluklu Kâşiflere ve mahalli Şeyhü’l- Arap’lara bırakmış, Akdeniz ve Kızıldeniz üzerinde bulunan İskenderiye ve Cidde gibi önemli limanları ise sancakbeylerine tevcih etmişlerdir. Vilayetlerin idarecileri olan Memluklu Kâşifler, Şeyhü’l-Arap isyanlarını sona erdiremedikleri için azledilerek yerlerine sancakbeyleri tayin edilmişse de bir netice alınamadığından vilayetlerin idaresi

110 “imparatorluğun teşekkül ettiği sahalara ait eski devir ve devletlerden intikal eden örf ve adetler,

Osmanlı Devrinde de yazılmış çeşitli kanunnamelerde kendilerine bir yer ayırabilmişlerdir. … bilhassa bir kısım Türk ve İslam devletlerinden zapt ve ilhak edilmiş olan ülkelerden büyük bir kısmında bazen eski kanunların hiç değiştirilmeden aynen ve eski isimleriyle muhafaza ve tatbik edilmiş olduğu görülmektedir.” Barkan, Kanunlar, s. LXIV-LXVI.

111 S. J. Shaw, “The Land Law of Ottoman Egypt (960/1553): A Contribution to the Study of Land

Holding in the Early Year of Ottoman Rule in Egypt”, Der İslam, 1963, XXXVIII, s. 117. Ayrıca bkz. İbrahim el-Mouelhy, Organisation et Foncionnement des Instıtutıons Ottomanes en Egypt (1517-1917), Conseil Supreme D’Atatürk Pour Culture, Language et Histoire Publicatios de la Societe Turque D’histoıre, Serie VII, No. 93, Imprimerie de la Societe Turque D’histoire, 1989, s. 1-62.

112 S. Tansel, Yavuz Sultan Selim, Ankara, 1969, s. 197. 113 Seyyid Muhammed, XVI. Asırda Mısır Eyaleti, s. 61, 62.

tekrar Memluklu Kâşiflere verilmiştir. Yukarıda işaret edildiği gibi, eyalet merkezinin muhafazası, Beylerbeyi’nin idari ve askeri işlerine yardımcı olmak üzere birkaç muhafaza sancakbeyi istihdam edilmiştir. Bunun yanında Akdeniz ve Kızıldeniz sahillerini düşman ve korsanlardan muhafazası için İskenderiye, Dimyat ve Cidde’ye sancakbeyleri tayin edilmiş, Süveyş ise kaptanlıkla bir sancakbeyine verilmiştir. Ayrıca Said bölgesi fetihten beri urban şeyhlerine sancak şeklinde tevcih edilmişken 1574’ten itibaren Said, Şeyhü’l-Arap’lardan alınarak bir sancakbeyine verilmiştir. Genellikle Şeyhü’l-Arap’ların zapt ede geldiği iklimlerin, sancakbeylerine tevcihi düşünülmüşse de bazı Şeyhü’l-Arap’ların eskisi gibi ellerinde bırakılıp sancak payesiyle tayin edildiği de görülmüştür114.

Memluklu Sultanlığının son devresinde idari teşkilat, karışık bir hale gelip saltanatın yıkılmasına sebep olmuştu. Mısır’ı fethettikten sonra Sultan Selim, burada Osmanlı düzeninin kısa zamanda yerleşmeyeceğini anladığından Mısır’ın eski teşkilatını ıslah, eyalete uygun olanların ibkâ, Memluk saltanatına mahsus olanlarının ise ya ta’dil ya da ref’ edilmesini emretmiştir. Uzun müddet Kölemen hâkimiyetinde kalmış olan Mısır’ın Osmanlı Devleti sınırlarına katıldıktan sonra idari, ekonomik ve sosyal yapısında ciddi bir değişikliğe uğramadığını söylemek mümkündür. Yani Mısır’ın örgütlenmesi, Osmanlıların mevcut eyalet kurumları ile Memluk döneminden devralınmış kurumların yeniden düzenlenmeleriyle oluşmuştu115.

Mısır’da Osmanlı hâkimiyetinin yerleşmesi devresinde zaman zaman isyan eden Memluklar ve Şeyhü’l-Arapların çoğu girişilen mücadelede yenilmişler ve kendilerinden sonrakiler, Osmanlı’ya itaat etmek zorunda kalmışlardır. Vezir-i Azam İbrahim Paşa, Mısır’ın idari tanzimi sırasında bu guruplardan idari ve mali gücü olup fesada karışanları idam etmiştir. Memlukların ve Şeyhü’l-Arapların Mısır’da kurmuş oldukları teşkilatın ve halk üzerindeki nüfuzlarının kırılması ile başlayan istikrar devresinde Mısır Eyaleti, Osmanlı kanunlarına uyum göstermeye başlamış ve böylece Mısır halkı huzura kavuşmuştur. Bu dönemde, ihtiyaçları zamanında karşılanan askeri sınıf huzur ve emniyeti sağlamışladır. Yine bu dönemde Mısır Beylerbeyliği, devletin

114 Seyyid Muhammed, XVI. Asırda Mısır Eyaleti, s. 154-156.

115 Andre Raymond, Yeniçerilerin Kahiresi, Abdurrahman Kethüda Zamanında Bir Osmanlı Kentinin Yükselişi, (Çev. Alp Tümertekin), İstanbul, 1998, s. 19-33. Ayrıca bkz. Atilla Çetin, Kavalalı Mehmet Ali Paşa’nın Mısır Valiliği Osmanlı Belgelerine Göre, İstanbul, 1998, s. 13.

ve eyaletin ihtiyaçlarına göre hareket eden güvenilir kimselere verilmiştir. Gerek eyaletin idarecilerini gözetlemeye memur Osmanlı Muhafaza Beyleri’nin gönderdikleri raporlardan gerekse eyalet halkının şikâyetlerinden durumu takip eden devlet merkezi, herhangi bir huzursuzluk çıktığında inceleme için müfettişler göndererek durumu tespit etmiş ve huzursuzluğu önlemeye çalışmıştır116.

Mısır Eyaleti’nde XVI. asrın ortalarından itibaren idari huzursuzluk ve bozukluk baş göstermiştir. Bunun sebebi, devlet merkezinde bu devrede suiistimallerin artmış olması ve bu bozulmanın Mısır Beylerbeyileri, kadıları, sancak beyleri ve muhafaza için Mısır’a gönderilen asker vasıtasıyla Mısır’a da sirayet etmiş olmasıdır. Nitekim XVI. Asrın sonlarına doğru kapıkulu mevcudu artarken devlet hazinesi bunların ulûfelerini ödeyemez hale gelmiş, saray masrafları artarken bütçenin dengesi bozulmuştur. Ayrıca Çerkes beyleri tekrar nüfuz sahibi olarak vilayet kâşifliklerini iltizamla aldıkları gibi oğulları ve tâbi memluklarını da askerin içine sokabilmişlerdir. XVI. Asrın sonlarında Osmanlı Devleti merkezinde görülen idari bozukluklar ve asker fesadına köklü bir çözüm getirilmediği gibi Mısır’da idari ve mali bozulmalar da daha çok ceyb-i humâyuna gönderilen irsaliye hazinesine etkileri bakımından ele alınmıştır. Bu nedenle eyaletin durumunu düzeltip, irsaliyeyi eksiksiz bir şekilde temin etmek üzere geniş yetkili beylerbeyiler görevlendirilmiştir. Beylerbeyiler de idari ve mali ıslahattan ziyade her yıl daha çok irsâliye göndermek için çaba sarf etmişlerdir117. XVII. Yüzyılın ortalarına kadar ise sık sık değişen beylerbeyiler tam manasıyla idari ve askeri huzuru temin edememişler ve nihayet Mısır, yöneticisi Bâb-ı Ali tarafından atanan ama iç işlerinde bağımsız olan bir eyalet konumuna gelmiştir118.

1. 2. 1. Mısır Beylerbeyi’nin Tayini:

Osmanlı Devleti’nin Ortadoğu bölgesiyle ilgili siyasi ve iktisadi siyaseti bakımından Mısır Beylerbeyi’nin tayini önemlidir. Başlangıçta, bu eyalete Kubbe vezirlerinden biri tayin edilmekteydi. XVI. asrın ilk yarısında, Osmanlı hâkimiyetine giren Kızıldeniz kıyıları, Yemen ve Habeşistan bölgelerinin zaptı ve bu mıntıkada zaman zaman meydana gelen isyanlar sebebiyle, Mısır Beylerbeyilerinin, daha önce

116 Seyyid Muhammed, XVI. Asırda Mısır Eyaleti, s. 92-94. 117 Seyyid Muhammed, XVI. Asırda Mısır Eyaleti, s. 91-102. 118 Pitcher, Osmanlı İmparatorluğunun Tarihsel Coğrafyası, s. 189.

buranın, siyasi ve askeri durumunu iyi bilen veya bu bölgede daha önce hizmet görmüş olanlardan seçilmesini gerektirmiştir. Daha sonra ise bu makamın vezaret payesiyle tevcihi teamül haline gelmiştir. XVI. asrın sonlarından itibaren, eyaletin içine düştüğü çalkantılar arttığından Padişah’a çok bağlı ve aynı zamanda saray ve saltanatın Mısır’la olan ilgileriyle alakalı zevatın Mısır Beylerbeyi seçilmesi tercih edilmiş gibi görünmektedir119.

Osmanlı Devleti, Mısır’ı fethedip bir beylerbeyilik haline getirince, Mısır’ın merkez ve bölge ile olan ilişkilerini sağlamada, devletin bu bölgelerdeki hâkimiyetini tesis etmede Mısır Beylerbeyi’ni birinci derecede sorumlu tutmuştur. Bu bakımdan tayin edilen Mısır beylerbeyine geniş yetkiler tanınmıştı. Zira Osmanlı Devleti dahilinde bulunan değişik bölgelerin merkezle olan ilişkileri ve bu bölgenin denetimi farklı düzeylerde gerçekleştirilmekteydi. Bu bakımdan merkeze en yakın ve merkezden sık denetlenebilen bölgelerdeki kurumlar, İstanbul bölgesindeki yapılanmaya benzerken, merkezden uzaklaştıkça kurumlar ve idari uygulamalar değişmekte, bu da merkez ile yerel yapılar ve güçler arasındaki değişen dengeleri yansıtmaktaydı. Mısır Beylerbeyi, Haremeyn, Kuzey Afrika, Yemen, Habeş ve Kızıldeniz ile ilgili konularda önemli rol oynamaktaydı. Mısır’a Beylerbeyi olarak vezir rütbesindeki kişilerin tayin edilmesinde, Mısır’ın yoğun nüfusa sahip olması, iktisadi ve mali bakımından önemi ve kültürel alandaki tesirinden kaynaklanan sebepler de rol oynamıştır. Zira Mısır, siyasi, stratejik ve ekonomik bakımdan Osmanlı Devleti’nin en önemli eyaletlerinin başında gelmekteydi120. Mısır’da beylerbeyilik yapan paşaların buradan geri döndüklerinde Divân’da görev almaları mümkün idi. Bununla birlikte hapsedilmeleri, cezalandırılmaları da söz konusu idi.

Mısır Beylerbeyiliği; vefat, liyakatsızlık veya daha mühim bir vazifeye tayin sebepleriyle boşalınca Divândan buraya uygun bir devlet adamı atanırdı. Bundan sonra yeni Beylerbeyi adayı, Padişah huzuruna kabul edilir ve kendisine lüzumlu tenbihat ve talimatta bulunulurdu. Eğer Beylerbeyi başka bir eyalette görev yapmakta ise, nasıl hareket edeceği hakkındaki talimat, yazılı olarak gönderilirdi. Eski Mısır Beylerbeyi veya kaymakamı, yeni beylerbeyi gelene kadar, eyaleti kontrol altında bulundurması,

119 Seyyid Muhammed, XVI. Asırda Mısır Eyaleti, s. 101- 108. , 120Tok, XVII. Yüzyılda Mısır Eyaleti, s. 20.

Mısır’daki askere yeni Beylerbeyine itaat ve sadakatle hizmet etmeleri, civarda olup Mısır’a bağlı ümeraya ise Mısır Beylerbeyi’nin sözünden çıkmamaları istenirdi. Beylerbeyinin gecikmeden ve sıkıntı çekmeden Mısır’a ulaşması için de yol üzerindeki idarecilere gerekli yardımda bulunmaları emredilirdi. XVI. Asrın ilk yarısından Mısır Eyaletinin idaresi istikrarlı bir hale geldiğinden Beylerbeyilik süresi on bir yıla kadar devam ettiği halde daha sonraki devrede bu süre hemen hemen dört beş seneden fazla olmamıştır121.

Mısır Beylerbeyi, Mısır’ı bir mukataa olarak alırdı. Giderlerden arta kalanı merkeze göndermek ile sorumlu idi. İstenilen miktardaki meblağı temin edememesi durumunda açığı kendi kesesinden karşılamak zorundaydı. Mısır Beylerbeyiliği’ne tayin edilen beylerbeyiler, aynı zamanda vezir olduklarından dolayı kendilerinden Tuğ Caizesi ve Mansıp Caizesi olmak üzere iki türlü vergi alınırdı. Bu caizeler tayin edildikleri vilayetlere göre çeşitlilik arz ederdi. Mısır Beylerbeyiliği bu bakımdan caizesi en büyük olan beylerbeyiliklerdendi. Mısır’daki düzenlemeler ve merkez ile olan hâkimiyet ilişkisini belirleyen unsurlar arasında, Sultan’ın isminin Cuma Hutbesinde okunması, Padişah’ın adının sikkeler üzerine yazılması, muayyen olan yıllık hazinenin gönderilmesi, talep edildiğinde Mısır askerlerinin merkezi orduya gönderilmesi hususları yer alırdı. Bu unsurlar yerine getirildiği sürece merkezi hükümet için Mısır’da mahalli hususlarla ilgili düzenlemeler fazla sorun teşkil etmemekteydi122.

Beylerbeyi genellikle İstanbul’dan gelindiğinde ve acil durumlarda deniz yolunu

Benzer Belgeler