• Sonuç bulunamadı

Minyatürler ile 1. Kademe 3. Sınıf Öğrenci Çalışmaları Arasından Seçilen Resimlerin Karşılaştırılması ile Elde Edilen Bulgular

Şematik dönem çocuk resimlerinde olağan gelişen perspektif unsurunun çocuk tarafından görülmemesi ile bir nakkaşın eserlerinde karşımıza çıkan perspektifin göz ardı edilmesi durumu arasında naif bir benzerlik söz konusudur.

1. kademe 3. sınıf öğrenci çalışmaları olan 30 adet resim içerisinden rastlantısal şekilde 10 örnek seçilmiştir. Bunlar ile 10 adet minyatür örneği karşılaştırılmış, elde edilen bulgular yorumlanmıştır.

90

Minyatür 1, Matrakçı Nasuh’a ait bir eserdir. Nakkaş, burada Eskişehir’i tasvir etmiştir. Topografik1 minyatürün öncüsü olan Matrakçı Nasuh’un bu eseri 1533-1536 yılları

arasındaki Eskişehir’i yansıtmaktadır. Nakkaş, Kanuni Sultan Süleyman döneminde yaşamış, Kanuni’nin seferlerine katılarak topografik tasvirler yapmıştır. Topografik tasvirin ortaya çıkmasına tarihi konu edinen kitaplarda olayların geçtiği yerlerin de betimlenmesi gerekliliğinin doğması sebep olmuştur (Özgül, 2012, s. 180).

Minyatür 1 incelendiğinde, perspektif unsurunun minyatür sanatçısı tarafından yok sayıldığı görülmektedir. Bu yok sayış, bilinçli bir harekettir ve bir harita gibi şehrin kuşbakışı krokisinin verilmesini sağlamıştır. Özellikle minyatürün üst tarafında şehri saran surların perspektiften uzaklaştırılması minyatür sanatına has durumlardandır. Nesneler arasındaki boyut farkları da önemsenmemiş, ayrıca insan figürleri kullanılmamıştır.

Resim 2’de resmin sol tarafına büyük bir kale çizen öğrenci kalenin dibinde mor renkle çevrelediği bir piknik alanı çizmiştir. Bu alanda insanların hareketlerini vermeyi amaçlayan öğrenci vücut detaylarını atlamıştır.

Minyatür 1 ile resim 2 arasında düzleme özelliği bakımından benzer noktalar vardır. İkisinde de surların görüntüsü benzerlik gösterir. Minyatür 1’de surların perspektiften uzaklaştırılması bu sanata has durumlardandır. Resim 2’de surların açısal görünüşlerinin tam verilemeyişi çocuğun dönem özellikleriyle örtüşmektedir.

Minyatür 1’de zeminin çimenlerle örtülü olduğu hissi çimen topluluklarının gerçekte olduğundan daha büyük çizilmesiyle elde edilmiştir. Resim 2’de ise uzaktaki ağaçlar, yerlerdeki ot grupları neredeyse diğerleri ile aynı boydadır.

Şematik dönem özelliğine göre algılama ve farkındalık durumu ile minyatür sanatının özellikleri düşünüldüğünde Minyatür 1’de de Resim 2’de de çizgi ve renk perspektifinden, resimde perspektife dayalı mekan algısından söz edilemez.

Her iki örnekte, görünen gerçekliğin görüntüsünün, bakış açısı ve perspektif olguları ile resmedilmediği aksine minyatürün ve şematik dönem çocuk resminin kendine has özellikleri ile şematize edilerek resmedildiği görülmektedir.

91

Şekil 40. Minyatür 2 (Özgül, 2012, s. 188) ile resim 3

Minyatür 2, Matrakçı Nasuh eserlerinden bir diğeridir. Tatvan’ın topografik tasviri olan minyatürde perspektif unsurunun yok sayıldığı görülmektedir. Bu yok sayış, Minyatür 1’de karşılaşılan örneği gibi bilinçli bir harekettir ve bir harita gibi şehrin kuşbakışı krokisinin verilmesini sağlamıştır.

Minyatür 2’de surlar içerisinde bir mekan tasviri vardır. Sağ tarafından bir dere geçen bu minyatürde ve Resim 3’te evlerin görüntüleri arasında benzerlik olduğu görülmektedir. Minyatür 2’de nesneler belli bir yerleşim düzenine sahiptir. Yapılar birbirini kapatmamıştır. Aynı durum Resim 3 için de söz konusudur. Birbirlerinin üzerinde duran kimi büyük kimi küçük evler vardır. Evlerin yerleşim düzeni incelendiği zaman, hiçbir evin bir diğeri tarafından kapatılmadığı dikkat çekmektedir.

Resim 3 çitlerle ikiye ayrılmıştır. Çitlerin üst kısmında evler, alt ve büyük kısmında ise piknik alanı vardır. Piknik alanında gerçekçi bir yaklaşımla masada bulunması gereken bütün nesneler, ağaçlarda olması gereken elmalar resmedilmiştir. İnsanların hareketleri verilmeye çalışılırken detaylara da girilmiştir. Minyatür 2 için de durum benzerdir. Yapıların olması gereken şekilde tasviri, surların üst tarafında bile çiçeklerin detaylarına önem verilmesi bu iki örnek arasında benzerlikler olduğunu göstermektedir.

92

Minyatür 2 ve Resim 3 incelendiğinde düzleme özelliği görülmektedir. Özellikle minyatürde evlerin kuşbakışı görünüşleri ve Resim 3’ün alt kısmında salıncak ve kayak çizimi bunun bir örneğidir. Minyatür 2’de dışarıdaki otlar surlarla ve yapılarla aynı boydadır, Resim 3’te de uzaktaki ağaçlar, yerlerdeki taşlar neredeyse diğerleri ile aynı boydadır.

Şematik dönem özelliğine göre algılama ve farkındalık durumu ile minyatür sanatının özellikleri düşünüldüğünde Minyatür 2’de de Resim 3’te de çizgi ve renk perspektifinden, resimde perspektife dayalı mekan algısından söz edilemez.

Her iki örnekte, görünen gerçekliğin görüntüsünün, bakış açısı ve perspektif olguları ile resmedilmediği aksine minyatürün ve şematik dönem çocuk resminin kendine has özellikleri ile şematize edilerek resmedildiği görülmektedir.

Şekil 41. Minyatür 3 (Tansuğ, 1993, s. 34) ile resim 5

Minyatür 3, Nakkaş Osman’ın, Üçüncü Murat Surnamesi’nde geçen sahnelerinden birisidir. Diğer birçok minyatür sahnesinde de bu dekor kullanılmıştır. Bizans döneminde Hipodrom, Osmanlı’da At Meydanı adı verilen şimdi ise Sultanahmet Meydanı olarak bilinen yerde bir şenlik için hazırlık yapılmaktadır. Padişah sonradan yıkılan İbrahim Paşa Sarayı’ndan

93

meydandaki hazırlığı takip etmektedir (Tansuğ, 1993, s. 29). Renk ve çizgi perspektifinin olmadığı bu minyatürde detaylara önem verildiği görülmektedir. Minyatürün görünen gerçeğin ötesinde şematize edilmiş insan figürleri, Resim 5 ile benzer bir noktasıdır. Minyatür 3, At Meydanı ve saray olmak üzere ikiye ayrılmıştır. Meydanda günümüze sadece ufak bir kısmı gelebilen Yılanlı Sütun ve Örme Dikilitaş’a detaylı şekilde yer verilmiştir. Hazırlık yapan figürlerin nakkaşın kendi üslubuna göre şematize edildiği görülmektedir. Resim 5 de gökyüzü ve zemin olarak ikiye ayrılmıştır. Resimde ağaçların hemen yanında mangalla uğraşan baba figürü çizilmiştir.

Resim 5’te gerçekçi bir yaklaşımla piknikte gereken bütün nesneler, resmedilmiştir. Şematik dönem özelliğine göre bu dönemde çocuk, kendince önemli olduğuna inandığı bazı nesnelerin detaylı çizimini yaparken önem vermediklerini ise üstün körü çizmekle yetinir. Babasını çizerken diğerlerinden farkı olarak detaylara girmiş, yemek masasında ayrıntıya yer vermiştir.

Minyatür 3 ile Resim 5’te düzleme özelliği görülmektedir. Özellikle At Meydanı’nda taşınan ağaçlı küçük park ile Resim 5’te piknik için çizilen masa ve üzerindekiler ile hamak bunun birer örneğidir.

Minyatürde de resimde de boy hiyerarşisinden söz etmek mümkündür. Uzaktaki ve yakındaki bütün nesneler aynı boydadır.

Şematik dönem özelliğine göre algılama ve farkındalık durumu ile minyatür sanatının özellikleri düşünüldüğünde Minyatür 3’te de Resim 5’te de çizgi ve renk perspektifinden, resimde perspektife dayalı mekan algısından söz edilemez.

Her iki örnekte, görünen gerçekliğin görüntüsünün, bakış açısı ve perspektif olguları ile resmedilmediği aksine minyatürün ve şematik dönem çocuk resminin kendine has özellikleri ile şematize edilerek resmedildiği görülmektedir.

94

Şekil 42. Minyatür 4 (Özgül, 2012, s. 188) ile resim 7

Minyatür 4, Matrakçı Nasuh’a ait Bağdat tasviridir. Minyatürün tam ortadan bölen nehir ufuk çizgisine adeta ayna etkisi yapmaktadır. Nehrin üst kısmı çizilirken kullanılan bakış açısı ile nehrin alt kısmı çizilirken kullanılan bakış açısı tamamen zıttır. Aslında Matrakçı Nasuh’un topografik tasvirlerinden biridir. Ancak diğerlerine göre perspektifin tamamen yok edildiği söylenebilir. Minyatürde perspektif unsurunun yok sayıldığı görülmektedir. Bu yok sayış, Matrakçı Nasuh’un karşılaşılan diğer tasvirleri gibi bilinçli bir harekettir ve bir harita gibi şehrin kuşbakışı krokisinin verilmesini sağlamıştır.

Sarı kum zemin üzerinde üst kısımda sağ tarafta surlarla çevrili Bağdat ve bir köprü ile nehrin öbür yakası resmedilmiştir. Çölde bulunan hayvanlar da ayrıntıya verilen önem ile tasvire dahil edilmiştir.

Resim 7 ise enteresan resimlerden biridir. Çünkü resimde kuşbakışı bir görüş vardır. Çocuk yukarıdan bakarak piknik alanını resmetmiştir.

Minyatür 4 ile Resim 7’de düzleme özelliği vardır. Minyatürde ve resimde hemen hemen her yerde düzleme özelliği hissedilmektedir.

Uzaktaki ve yakındaki bütün nesneler aynı boydadır. Bu minyatürde ve resimde de çizgi ve renk perspektifinden söz edilemez. Şematik dönem özelliğine göre algılama ve farkındalık

95

durumu ile minyatür sanatının özellikleri düşünüldüğünde Minyatür 4’te de Resim 7’de de çizgi ve renk perspektifinden, resimde perspektife dayalı mekan algısından söz edilemez. Her iki örnekte, görünen gerçekliğin görüntüsünün, bakış açısı ve perspektif olguları ile resmedilmediği aksine minyatürün ve şematik dönem çocuk resminin kendine has özellikleri ile şematize edilerek resmedildiği görülmektedir.

Şekil 43. Minyatür 5 (Tansuğ, 1993, s. 55) ile resim 16

Minyatür 5, Nakkaş Osman’ın Üçüncü Murat Surnamesi’nde geçen tasvirlerinden biridir. Padişah, İbrahim Paşa Sarayı’ndan At Meydanı’ndan geçen çeşitli meslek gruplarının hünerlerini seyretmektedir. Üçüncü Murat’ın şehzadelerinin sünnet şenliğinde geçen bu sahnelerde Nakkaş Osman, toplumun her türlü kademesinden insanı, halkın yaşam şeklini, meslek gruplarını tarihi birer belge niteliğinde tasvir etmiştir. Örneğin bu sahnede el çabukluğu ile hünerlerini sergileyen hokkabazlar görülmektedir. Minyatürlerde hareketin parça parça tamamlandığını söylemek mümkündür (Tansuğ, 1993, s. 52). Hokkabazların sahnesini taşıyan figürlerden önce, geçitte hünerlerini sergileyip dönen diğer figürlerin sahnede tasvir edilmesi bu kanıyı güçlendirmektedir.

96

Minyatür 5’te hokkabaz sahnesinde düzleme özelliği bulunmaktadır. Figürlerin hareketleri bir diğer figürü kapatmayacak şekilde verilmiştir. Padişah diğer figürlerden büyük boyuttadır. Resim 16 incelendiğinde benzerlikler göze çarpar. Öğretmen figüründe dikkat çeken nokta, öğretmenin alın kırışıklıklarının çizilmesi ve öğretmenin diğer bütün figürlerden daha küçük çizilmesidir.

Figürlerin hareketleri birbirini kesmez ve her figür birbirine benzer şekilde şematize edilmiştir. Çam ağacının yan tarafında çocuk, kendisini mangalın başında ve diğer nesnelerden büyük resmetmiştir. Figürlerde detaylara önem verilmiştir. Çocukların saç tokaları, öğretmenin alın ifadesi, çocuk figürünün topu yukarı attığını hissettiren çizgiler dikkat çekmektedir. Bu durum, şematik dönem özelliğine uygun olarak, çevrede olup bitenlerin kayıt altına alınıp şematize edilerek resme aktarıldığının birer kanıtıdır.

Her iki örnekte de düzleme özelliğinden söz edilir. Resim 16’da salıncakta, kaydırakta ve az da olsa diğer nesnelerde bu özellik hissedilir. Minyatür 5’te ve Resim 16’da boy hiyerarşisinin var olduğu kesinlikle söylenir. Minyatür 5’te padişah diğer figürlerden daha detaylı ve büyük boyutta çizilmiştir. Resim 16’da çocuklar birbiriyle aynı boyutta çizilmiştir. Ancak öğretmen diğerlerinden çok daha küçük, çocuğun kendisi ise diğerlerinden çok daha büyük çizilmiştir.

Bu minyatürde ve resimde de çizgi ve renk perspektifinden söz edilemez. Şematik dönem özelliğine göre algılama ve farkındalık durumu ile minyatür sanatının özellikleri düşünüldüğünde Minyatür 5’te de Resim 16’da da çizgi ve renk perspektifinden söz edilemez. Her iki örnekte, görünen gerçekliğin görüntüsünün, bakış açısı ve perspektif olguları ile resmedilmediği aksine minyatürün ve şematik dönem çocuk resminin kendine has özellikleri ile bilinen şekilde şematize edilerek resmedildiği görülmektedir.

97

Şekil 44. Minyatür 6 (Tansuğ, 1993, s. 30) ile resim 18

Minyatür 6, Nakkaş Osman’a ait tasvirlerden biridir. Nakkaş Osman kendi üslubundan daha farklı olarak aynı sahnenin devamı olan karşılıklı iki minyatür sayfasında birbiri ile daha az kopuk kompozisyonlar oluşturmuştur. Aynı dekoru diğer sayfada da devam ettirmeyi, böylece dekor bütünlüğünü sağlamayı başarmıştır (Tansuğ, 1993, s. 31). Bu sahnede horoz şeklinde bir uçurtma uçurulmaktadır. İlk sayfada uçurtma, ikinci sayfada da ipi ellerinde tutan figürler yer almaktadır. Uçurtmaya dikkat çekmek için büyük boyutlu çalışılması normaldir. Padişah diğer figürlere oranla daha detaylı çalışılmıştır.

Bu tasvirde nakkaşın önem verdiği, hareketin gösterilmesidir.

Resim 18 incelendiğinde, resmin her alanının boyandığı görülür. Derenin üzerinde bulunan kırmızı renkli köprü resmin devamının olduğu hissini uyandırmaktadır. Minyatür 6’da karşılaşılan sahne gibi, ikinci bir sayfa ile resmin devamı gelecekmiş izlenimi oluşturulmuştur.

Top oynayan çocukların üzerinden bir kuş geçmektedir. Kuşun ayakları, gagası ve kuyruğu ayrıntılı çizilmiştir. Derenin sol tarafında sekiz sandalyesi olan geniş bir masa yer almaktadır. Masanın üzerinde tabaklar ve çatal, kaşık, masanın yanında kravatlı şekilde

98

çizilen öğretmen figürü vardır. Öğretmen figürünün sol tarafında ise gözlüklü bir çocuk ile mangal yer almaktadır.

Minyatür 6’da ve Resim 18’de düzleme, tamamlama ve boy hiyerarşisi özelliğinden söz etmek mümkündür. Şematik dönem özelliğine göre algılama ve farkındalık durumu ile minyatür sanatının özellikleri düşünüldüğünde Minyatür 6’da da Resim 18’de de çizgi ve renk perspektifinden, perspektifin önemli unsurlarından kaçış noktası ile renk değerleri kullanılarak elde edilen derinlik hissi valörden söz edilemez.

Her iki örnekte, görünen gerçekliğin görüntüsünün, bakış açısı ve perspektif olguları ile resmedilmediği aksine minyatürün ve şematik dönem çocuk resminin kendine has özellikleri ile bilinen şekilde şematize edilerek resmedildiği görülmektedir.

Şekil 45. Minyatür 7 (And, 2004, s. 220) ile resim 23

Minyatür 7, Birinci Murat’ın Üçhisar’ı ele geçirdikten sonra dinlendiği bir sahne tasviridir (And, 2004, s. 220). Bu minyatürde padişah boy hiyerarşisi özelliğine uygun olarak daha büyük boyutta resmedilmiştir. Kale aslında çok uzak olmasına rağmen, kaleyi kuşatan asker figürleri ile padişahın yanında duran figürler neredeyse aynı boyuttadır. Dağların arkalarında asker figürlerinin çizilmiş olması uzaklığı ifade etmektedir. Padişahın üzerinde dinlendiği

99

halının düzlemsel olarak çizilmesi dikkat çekmektedir. Az ileride sağda ganimet sandıkların tasvirinde perspektif unsuru kendisini hissettirse de bu hisle başka figür ve nesnelerde karşılaşılmamaktadır. Resim 23 incelendiğinde yeşil bir zemin üzerinde bir piknik resmedilmiştir. Kağıdın üst kısmında gökyüzü yer almaktadır. Hemen altında kahverengi sıra dağlar vardır. İlginç olan bir nokta, dağların alt kısmında tekrar gökyüzünün devam etmesidir. Dağlardan sonra alt kısımda sağ tarafta iki büyük ağacın arasında mor bir hamak içerisinde uykuya dalmış bir kız çocuğu vardır.

Ağaçların yanında düzlemsel bir masa ve yanında pembe saçlı bir kız çocuğu yer almaktadır. Masanın üzerinde resmedilen tabaklar adeta insan yüzlerini andırmaktadır. Şekil 31’de çocuk yeşil bir zemin üzerine bir piknik resmetmiştir. Kağıdın üst kısmında sağ üst köşede bir güneş ve mavi gökyüzü yer almaktadır. Hemen altında kahverengi sıra dağlar vardır. İlginç olan bir nokta, dağların alt kısmında tekrar gökyüzünün devam etmesidir.

Dağlardan sonra alt kısımda sol tarafta iki büyük ağaç yer almaktadır. Bu ağaçların arasında mor bir hamak içerisinde uykuya dalmış bir kız çocuğu vardır. Ağaçların yanında düzlemsel bir masa yer almaktadır. Masanın üzerinde resmedilen tabaklar adeta insan yüzlerini andırmaktadır. En ilginç olan figür, dağların üzerinde bulunan, oradan aşağıdaki piknik görüntüsüne bakarken resmedilen erkek çocuk figürüdür. Uzakta olmasına rağmen diğer figürlerle aynı boyutta çizilmesi, resimde perspektif unsurunun olmayışındandır.

Minyatür 7’de ve Resim 23’te düzleme ve boy hiyerarşisi özelliğinden söz etmek mümkündür.

Şematik dönem özelliğine göre algılama ve farkındalık durumu ile minyatür sanatının özellikleri düşünüldüğünde Minyatür 7’de de Resim 23’te de çizgi ve renk perspektifinden, perspektifin önemli unsurlarından kaçış noktası ile renk değerleri kullanılarak elde edilen derinlik hissi valörden söz edilemez.

Her iki örnekte, görünen gerçekliğin görüntüsünün, bakış açısı ve perspektif olguları ile resmedilmediği aksine minyatürün ve şematik dönem çocuk resminin kendine has özellikleri ile bilinen şekilde şematize edilerek resmedildiği görülmektedir.

100

Şekil 46. Minyatür 8 (Tansuğ, 1993, s. 38) ile resim 26

Minyatür 8, Nakkaş Osman’ın Üçüncü Murat Surname’sinde geçen davetlilerin şenlik alanına geliş sahnelerinden birini tasvir etmektedir. Bu minyatür şenlik için açılışta esnaf loncalarının topluca yürüdüğü başlangıç sahnelerinden biridir (Tansuğ, 1993, s. 38). Figürlerin boyutları arasında sosyal statüleri gereği farklılık görülmektedir. Bu farklılık perspektif unsurunun yok sayılması ile gösterilebilmiştir. Yanında iki yeniçeri figürü ile ve atı üzerinde padişahın saraya varışının gösterildiği bu sahnede padişahın ve atının diğer bütün figürlerden daha büyük boyutta olduğu dikkat çekmektedir. Bir diğer dikkat çeken durum da minyatür düzenine uygun olarak figürlerin birbirlerinin hareketlerini parça parça tamamlayarak hikayenin anlatılmasıdır. Halıyı seren dört figür incelendiğinde birinin halıyı dürülü şekilde tuttuğu, diğerinin açtığı, diğer figürün yaydığı, son figürün de iyice serdiği dolayısıyla hareketin öndeki figürden en arkadakine doğru parça parça tamamlandığı görülmektedir (Tansuğ, 1993, s. 48).

Resim 26 incelendiğinde kağıdın yeryüzü ve gökyüzü olarak ikiye ayrıldığı görülmektedir. Resme yerleştirilmiş figürler benzer şematik vücut duruşlarına sahiptir. Dikkat çeken konulardan birisi öğretmen hariç bütün diğer figürler el ele tutuşan çocuk figürlerine dönük olmasıdır. Bir diğer konu da figürlerde ayakların eksik çalışılmasıdır. Resmin sol tarafında

101

yer alan kız çocuk figürü bütün figürlerden daha büyük boyutta resmedilmiştir. Resimde düzleme ve saydamlık özelliklerinden kısmen söz edilirken boy hiyerarşisi özelliğinin görüldüğü resimlerden biridir. Boy hiyerarşisi özelliği ile perspektif unsurunun olmayışı her iki örnekte de benzerdir.

Şematik dönem özelliğine göre algılama ve farkındalık durumu ile minyatür sanatının özellikleri düşünüldüğünde Minyatür 8’de de Resim 26’da da perspektife dayalı mekan algısından, çizgi ve renk perspektifinden, perspektifin önemli unsurlarından kaçış noktası ile renk değerleri kullanılarak elde edilen derinlik hissi valörden söz edilemez.

Her iki örnekte, görünen gerçekliğin görüntüsünün, bakış açısı ve perspektif olguları ile resmedilmediği aksine minyatürün ve şematik dönem çocuk resminin kendine has özellikleri ile bilinen şekilde şematize edilerek resmedildiği görülmektedir.

Şekil 47. Minyatür 9 (Tansuğ, 1993, s. 46) ile resim 29

Minyatür 9, şenlik geçidinden bir cami maketinin geçirilmesi ile devam eden bir sahnenin tasviridir. Burada birbirini kesmeyen figürlerin yan yana dizilerek, birbirini kesen düzlemde olanların ise kademeli olarak üst üste dizilerek eklenmesi ile tasvir oluşturulmuştur. Aynı

102

düzen şematik dönem resimlerinde de görülmektedir. Minyatür 9 ile Resim 29 arasındaki benzerlik bu noktada başlamaktadır.

Bir diğer benzerlik de boy hiyerarşisi özelliğinin her ikisinde de olmasıdır. Resim 29 incelendiğinde ağacın dallarına yaprak detaylı bir salıncak kurulmuş olduğu görülür. Resmin alt orta kısmında yer alan düzlemsel piknik örtüsünün üzerinde detaylı şekilde piknik yiyecekleri resmedilmiştir. Ortada tavuk tabağı ile siyah şişedeki kola net şekilde anlaşılmaktadır. Masada sekiz tabak ve her tabağın yanında bardakları vardır. Sağ alt tarafta öğretmen figürünün diğerlerinden büyük çizildiği görülmektedir.

Şematik dönem özelliklerinden birisi çocukların, bu dönemde gözlemlerine göre insan figürlerini kendilerince şematik bir halde resmetmesidir. Resim 29’da insan figürlerinin kare başlarla şematize edildiği görülmektedir.

Her iki örnekte de düzleme ve boy hiyerarşisi özelliklerinden söz edilebilir. Şematik dönem özelliğine göre algılama ve farkındalık durumu ile minyatür sanatının özellikleri düşünüldüğünde Minyatür 9’da da Resim 29’da da perspektife dayalı mekan algısından, çizgi ve renk perspektifinden, perspektifin önemli unsurlarından kaçış noktası ile renk değerleri kullanılarak elde edilen derinlik hissi valörden söz edilemez.

Her iki örnekte, görünen gerçekliğin görüntüsünün, bakış açısı ve perspektif olguları ile resmedilmediği aksine minyatürün ve şematik dönem çocuk resminin kendine has özellikleri ile bilinen şekilde şematize edilerek resmedildiği görülmektedir.

103

Şekil 48. Minyatür 10 (Özgül, 2012, s. 188) ile resim 30

Minyatür 10, Matrakçı Nasuh’un İstanbul şehrinin topografik tasviridir. Minyatür 10’da perspektif unsurunun yok sayıldığı görülmektedir. Bu yok sayış, nakkaşın diğer eserlerinde karşılaşılan örnekleri gibi bilinçli bir harekettir ve bir harita gibi şehrin kuşbakışı krokisinin verilmesini sağlamıştır. Boğaz şehri ikiye ayırmış, Kız Kulesi Boğaz’daki yerini almıştır. 1533-1536 yılları arasındaki İstanbul tasviri olan bu eserde de perspektifin bilinçli yok edilme nedeni minyatür sanatının anlatım tarzıdır.

Resim 30 da bakış noktasının tam anlaşılamadığı bir resimdir. Resim hem karşıdan hem de kuş bakışı şekilde yukarıdan bakıldığı hissi uyandırmaktadır. Gökyüzünün olmadığı, ortasından geçen derenin resmi böldüğü görülmektedir. Derenin kenarları ayrıntıya dikkat edilerek teker teker taşlar ile doldurulmuştur.

Derenin üzerinde iki toprak parçasını birleştiren bir köprü vardır. Köprünün üst kısmında