• Sonuç bulunamadı

Bulgarlar Arasında Eğitim Faaliyetleri ve Bulgar Milliyetçiliğine Etkisi

B. Bulgarlarda Millet Fikrinin Ortaya Çıkması ve Gelişmesi

4. Bulgarlar Arasında Eğitim Faaliyetleri ve Bulgar Milliyetçiliğine Etkisi

18. yüzyıla kadar Bulgarlara ait eğitim kurumları kiliseye bağlı basit düzeyde okuma yazma ve dini bilgilerin öğretildiği okullar olarak yapılanmıştır. Bu sistem Bulgarlara özel olmayıp o dönemde tüm Osmanlı toplumu için de geçerliydi. Eğitim dili Rumca olan bu okullara Kiliyni Uçilişta adı verilmekteydi256. 18. yüzyıla gelindiğinde diğer Balkan milletleri gibi Bulgarlar da Avrupa ile yaptıkları ticaret sayesinde zenginleşmeye başlamışlardı. Bu sayede zengin bir Bulgar tüccar sınıfı ortaya çıkmış ve bu zengin Bulgar tüccarlar Voltaire, Locke, Rausseau, Descartes ve Leibnitz gibi birçok Avrupalı yazarın eserlerini Bulgarcaya çevirtmişler ve genç Bulgarların yurtdışındaki üniversitelerde okumaları için maddi destek sağlamışlardır257. Bu tüccarların destekleri ile özellikle Rusya’da eğitim alan

254 Leman Ergenç, Bulgar Yayınlarında Türkler, TTK Yayınları, Ankara 1989, s. 36, Mithat Aydın,

“Bulgaristan Yol Ayrımında: İvan S. Geşov Meselesi”, Belleten, C. LXXVII, S. 280, 2013 Aralık, s.

1072.

255 Петко Ст. Петков, “Екзархията Като Българска Протодържава”, Балканите - Език, История, Култура, 2013, Том 3, Брой 1, c. 153.

256 Bilâl N. Şimir, Rumeli’den Türk Göçleri, s. XXXVI.

257 Mithat Aydın, Balkanlar’da İsyan Osmanlı-İngiliz Rekabeti Bosna-Hersek ve Bulgaristan’daki Ayaklanmalar (1875-1876), Yeditepe Yayınları, İstanbul 2005, s. 138; Orlin Sabev, “Boğaziçi Kıyılarında Hayata Hazırlanmak: Osmanlı İstanbul’unda Okumuş Bulgarlar Üzerine Bazı Gözlemler”, Osmanlı İstanbul’u III, III. Uluslararası Osmanlı İstanbulu Sempozyumu Bildirileri 25-26 Mayıs

Bulgarlar bağımsızlığa giden yolda Bulgar milliyetçiliğinin gelişmesinde önemli bir rol oynamışlardır.

18. yüzyılda Çorbacı258 olarak isimlendirilen Bulgar tüccarlar Gabrovo, Ziştovi, Tırnova, Filibe gibi şehirlerde ortaya çıkıp gelişmişler ve İstanbul, İzmir, Selanik, Viyana, Moskova, Petersburg gibi şehirlerde koloniler oluşturmaya başlamışlardır259. Bulgarlar’da eğitimin gelişmesinde bu koloniler önemli bir rol oynamıştır. Örneğin bu dönemde sadece İstanbul’da 30-40 bine varan bir Bulgar tüccar, iş adamı ve sanatkâr bulunmakta ve terzilik, bahçıvanlık gibi meslekler bu Bulgarlar’ın elinde bulunmaktaydı260. Bükreş ve Rusya’nın Odessa şehri Bulgar kolonilerinin diğer önemli şehirleridir.

Ticaret sayesinde yurt dışında önemli ve güçlü koloniler kuran Bulgarlar bu gelişimi günümüz Bulgaristan topraklarında da göstermekteydiler. Bulgarların yaşadıkları yerler arasındaki ekonomik bağlantılar Bulgaristan’daki üretiminde artmasını sağlıyordu. 18. yüzyılda Karlova, Kalofer, Sliven261 ve Dobruca yün ticaretinin merkezi iken Uzundzhovo ve Eski Cuma şehirleri de Bulgarlar arasında gelişmiş olan el sanatlarının ticari merkezi konumundaydı262. Ticaretin Bulgarlar arasında hızlı bir şekilde gelişmesi farklı bölgelerde yaşayan Bulgarlar arasındaki ilişkileri önemli derecede güçlendirmiştir.

2015, Ed. Feridun M. Emecan, Ali Akyıldız, Emrah Safa Gürkan, , İstanbul 29 Mayıs Üniversitesi Yayınları, İstanbul 2015, s. 165, (s. 163-182).

258 Çorbacı, 18. Yüzyıl sonlarından Bulgaristan’ın bağımsızlığını elde ettiği tarihe kadar ticaretle uğraşan veya tefecilikle uğraşan Bulgar burjuvazisine verilen isimdir.

259 Halil İnalcık, Tanzimat ve Bulgar Meselesi, s. 21-22. Mithat Aydın, Balkanlar’da İsyan…, s. 138.

260 M. Hüdai Şentürk, Osmanlı Devleti’nde…, s. 59; Konuyla ilgili ayrıntılı bilgi için bkz. Neriman Ersoy Hacısalihoğlu, “19. Yüzyıl İstanbul’unda Bulgar Tüccarlar ve Bulgar Cemaati”, İstanbul İmparatorluk Başkentinden Megakente”, ss. 176-200; Mehmet Hacısalihoğlu, “Doğu ve Güneydoğu Avrupa’daki Ortodoks Halkların Tarihinde ve Düşünce Dünyasında İstanbul, İstanbul İmparatorluk Başkentinden Megakente”, s. 71, (s. 60-90).

261 1835/36 tarihinde Balkanlar’daki ilk Osmanlı tekstil fabrikasının kurulmasıyla Sliven (İslimye) şehri tekstil ticareti açısından önemli bir konuma gelmiştir. Konuyla ilgili ayrıntılı bilgi için bkz.

Mehmet Hacısalihoğlu, “Flucht, Vertreibung und Emigration der muslimischen Bevölkerung Bulgariens mit besonderer Berücksichtigungdes Südostens (Sliven-Burgas)”, Osmanen und Islam in Südosteuropa. Abhandlungen der Akademie der Wissenschaften zu Göttingen, Ed. R. Lauer, H. G.

Majer, Berlin-New York: de Gruyter, 2013, pp. 433-458.

262 Георги Кокеров, “Исторически Корени на Бългярския Национализъм”, www.bulgari-istoria-2010.com/booksBG/G_Kokerov_Bg_Nacionalizm.pdf, (04.02.2015).

18. Yüzyılın başlarına kadar Bulgar kilisesine ait okullar Fener Rum Patrikhanesinin genelgesiyle kapatılmış ve bu okullarda tamamen Yunanca din kitapları okutulmaya başlanmıştı. Fakat bu durum Bulgar burjuvazisinin bilinçlenmesi sonucu 18. yüzyılın başlarında değişmeye başlamıştır. Bu bilinçlenme sonucunda da 1800 yılında Bulgarlara ait 42’si köy okulu, 6’sı da kasaba okulu olmak üzere toplam 48 okul bulunmaktayken 1835 tarihine gelindiğinde bu sayı 168’i köy okulu, 37’i de kasaba okulu olmak üzere toplam 205’e çıkmıştır263. Bu tarihlerde, ilk zamanlarda Yunan devrimci hareketi üyelerinden olup daha sonra Panslavizm’in etkisinde kalan ve Gabroval’ı zengin bir ailenin oğlu olan tüccar Vasil Evstatiev Aprilov (Васил Евстатиев Априлов)264 tarafından ilk modern Bulgar okulu 1835 yılında Gabrovo’da açılmış265 ve başına müdür olarak Nefoit Bozveli getirilmiştir. İlk yılında 120 öğrencinin kaydını yaptırdığı bu okulda yaşı büyük öğrenciler kendilerinden küçük çocuklara ders vermekteydi ki buna Bell-Lancaster266 sistemi adı verilmektedir. Bu dönemde Bulgar eğitiminin gelişmesinde önemli bir rol oynayan bir diğer kişi de Ekzarh Yosif’tir. Ekzarh Yosif döneminde Bulgar Ekzarhanesi yönetiminde olan Bulgar Okulu sayısı 1894-1895 öğretim yılında 21 eparhiyada 37.308 öğrencinin eğitim gördüğü okul sayı 786’dir. 1904 yılında ise 49.621 öğrencinin öğrenim gördüğü okul sayısı 920’e çıkmıştır267.

İlk modern Bulgar okulunun açılmasından sonra yeni modern Bulgar okullarının açılmasına ve Bulgar çocukların okuduğu fakat Rumca eğitim veren

263 Bilâl N. Şimşir, Rumeli’den Türk Göçleri, s. XXXIX, M. Hüdai ŞENTÜRK, Osmanlı Devleti’nde…, s. 61.

264 Vasil Evstatiev Aprilov (1789-1848), Bulgaristan’ın Gabrovo kasabasında tüccar Evstati Aprilov’un oğlu olarak dünyaya gelmiştir. İlkokulu Gabrovo’da okuyan Aprilov babasının 1799 yılında ölmesi üzerine Moskova’daki abisi Hristo Aprilov’nun yanına gönderilmiştir. Aprilov buradaki bir Yunan okulunda ticaret eğitimi almıştır. Aprilov bu okulda ticaret eğitimin yanı sıra Latince, Almanca, Macarca ve İbranice de öğrenmiştir. 1807 yılında Yunan okulundan mezun olan Aprilov daha sonra Brasov Alman Protestan okulunda beşeri, müzik, matematik ve coğrafya eğitimi almıştır. Daha fazla bilgi için bkz. “Васил Евстатиев Априлов - габровският будител, основоположник на новобългарското училище”, 100 Вести, 27 Aприл 2013, s. 2.

265 Bilâl N. Şimşir, Rumeli’den Türk Göçleri, s. XXXIX, M. Hüdai ŞENTÜRK, Osmanlı Devleti’nde…, s. 61; Louis Léger, “The Ideal”, The Bulgarians, Ed. Alexander Fol, Tangra TanNakRa İK, Sofia 2005, s. 124, (s. 125-137).

266 Monitorial System (Kalfa Sistemi) adı da verilen bu eğitim sistemi 19. yüzyılın başlarında Josehp Lancaster tarafından Robert Raikes ve Andrew Bell’in tekniklerinden yola çıkarak geliştirilmiştir.

Ayrıntılı bilgi için bkz. Encyclopeadia Britannica.

267 Georgi P. Kostandov, İstanbullu Bulgarlar…, s. 85.

okullarında Bulgarlaştırılması çalışmaları hızlandırılmıştır. 1835 yılında açılan ilk modern Bulgar okulun ardından bu okulların sayısı 1841’de 13’e, 1845’te 53’e çıkmıştır268. Bulgaristan topraklarında açılan bu okulların yanı sıra Bulgarların yoğun olarak yaşadığı Makedonya’da da Yordan Hadzhikonstantinov Dzhinot (Йордан Хаджиконстантинов Джинот)’un çabalarıyla Bulgarca eğitim yapan okullar açılmıştır269. Bulgar eğitiminin temelini oluşturan bu okulların bu şekilde gelişerek sayılarının artmasında Bulgar milliyetçililerinin çabalarının yanında Osmanlı devletinin Tanzimat fermanının ruhuna sadık kalarak hoşgörü göstermesinin de etkisi büyüktür.

Bulgar eğitimindeki bu hızlı gelişme sayesinde açılan modern okullar ileride bağımsız bir Bulgaristan ortaya çıkaracak olan Bulgar milliyetçiliğinin temelini oluşturuyordu. Safroni’nin 1806 yılında Eflak’ın Riminicu-Vilcea kasabasında Nedelnik (Неделник) adıyla Bulgarcaya çevirdiği Kyriakodromion eseri yeni Bulgarca ile basılmış ilk kitaptır270. Eğitimin ve dini törenlerin Rum papazların kontrolünden çıkması ve günlük Bulgarcanın kullanılması Safroni’nin çalışmalarının ve mücadelesinin temelini oluşturmaktaydı. Ayrıca Safroni’nin okul kitabı basılmasına yönelik çalışmaları Bulgar eğitiminin gelişmesine önemli katkıları olmuştur. Safroni aynı zamanda Bulgar edebiyatının ilk eserlerinden olan ve kendi otobiyografisi olan “Jitiye i stradaniye greşnogo Sofroniya” (Günahkâr Sofroni’nin Hayatı ve Çektikleri Çileler)’in de yazarıdır271.

Safroni gibi din adamlarının çalışmalarının yanında Viyana ve Budapeşte’de Bulgarca hikâye kitapları da basılmıştır. Petır Beron (Петър Берон) 1824 yılında Ribeniyat Bukvar “Рибният буквар” (Balıklı Alfabe) isimli kitabını yayınlayarak Bulgar eğitim sisteminin yeni yolunu belirlemiştir272. Petır Beron ayrıca 1842 yılında Bulgarca tarih, coğrafya ve doğa ile ilgili okuma kitapları yayınlamıştır273. 1835 yılına kadar Bulgarca yayınlanmış kitap sayısı 35 iken 1876 yılına gelindiğinde bu

268 Halil İnalcık, Tanzimat ve Bulgar Meselesi, s.22-23.

269 Fikret Adanır, Makedonya Sorunu, s. 67.

270 Ömer Faruk Günal, Uyanış Çağı Bulgar Edebiyatında…, s. 16-17.

271 Leman Ergenç, Bulgar Yayınlarında…, s. 2.

272 Ömer Faruk Günal, Uyanış Çağı Bulgar Edebiyatında…, s. 18.

273 Halil İnalcık, Tanzimat ve Bulgar Meselesi, s.22.

sayı 1743’e çıkmıştır274. Zengin bir Bulgar olan Petır Beron ölümünden sonra Bulgar Eksarhlığı’na Edirne’de bir Bulgar Okulu açma koşuluyla büyük miktarda para bırakmıştır275.

Kısa bir süre zarfında kendilerine ait birçok modern okul açan ve bu okullarda Bulgarca eğitim veren Bulgarlar hem bu okullara öğretmen yetiştirmek hem de bu okullardan mezun olan öğrencileri üniversite eğitimi alabilmesi için Avrupa ülkelerine göndermişlerdir. Bulgar öğrencilerin eğitim için gittikleri ülkelerin başında Rusya gelmekteydi. Bu Avrupa ülkelerine eğitim almak için giden Bulgar gençleri bu ülkelerde milli bilinçleri daha da kuvvetlenerek geri dönüyorlardı.

Aldıkları eğitim sayesinde milli şuur kazanan ve bağımsız bir devlet kurma yolunda ilerleyen Bulgarlar’ın bu durumları hakkında Tuna valisi Mithat Paşa’nın İstanbul’a gönderdiği telgrafta şu şekilde görüş bildirmektedir;

“Bulgaristanca yapılacak tedâbîrin bir kısm-ı mühimi dahi ma’ârif-i hussûsıyyedir ki, Bugarlar ulûm u ma’rifetin lüzûmunu ve kendülerinde noksânını derk ü teferrüs itdikleri günden berü çocuklarının ta’lîm ü terbiyesi arzûsuna düşmüşler ise de mekteblerinin tanzîmine hâlen ve maddeten muktedir olamadıklarından, buralarını dahi Rusyalular fursat add iderek Hocabey (Odessa) ve Nikolayef ve Kişinöf (Kişinef) memleketlerinde Bulgar çocuklarını mahsûsan ve meccânen okutmak üzre mektebler açmış olmalariyle, şimdi her memleketden takım takım Bulgar çocuklarının bu mekteblere gitmekde ve Bulgar mekteblerinde okunacak dersler içün meccânen kitâblar gelüp dağılmakda olduğu görülüyor. Ve birtakım mekteblerin dahi vâridâtı, Rusya’dan geldiğinden, bu vesîle ile Rusyalular, o maküle mekteblere icrâ-yı nüfûz iderek, dilediklerini hoca yapmak isteyorlar.

Bu hâl, Bulgaristanca biraz müddetden berü câri olduğundan ve buna bir çâre bulmak, mülken ve maslahaten kep lâzim ü mühimm olarak … hâsılı, Bulgaristanca mektebler mesâlihinin devletce taht-ı zâbıta vü idâreye

274 Bilâl N. Şimşir, Rumeli’den Türk Göçleri, s. XLI.

275 Nimet Ayşe Bakırcılar, XIX. Yüzyılda Balkanlarda Dinsel Yapı ve Bunun Ayrılıkçı Hareketlere Etkisi, Basılmamış Yüksek Lisans Tezi, Akdeniz Üniv. Sos. Bil. Ens. Tarih Anabilim Dalı, Antalya, s.

56.

alınması ve Bulgar çocuklarının memâlik-i ecnebiyyeye gitmesinden husûl-i istiğnasiyle fünûn-ı ma’ârifi devlet-i metbû’aları sâyesinde istihsâl eylemeleri lâzım geleceğinden fi’len ve maddeten eseri gösterilecek isbât edilmesi ehemm-i umûrdur”276.

Bulgar eğitim sistemini tarihsel anlamda üç döneme ayırmak mümkündür.

Birinci dönem erken uyanış çağı olarak isimlendirilen ve Paiyisi Hilendarski ve Safroni başta olmak üzere daha çok din adamlarının önderliğinde Bulgar Milliyetçiliğinin temellerinin atıldığı ve eğitimin daha çok din eğitimine dayandığı dönemdir. İkinci dönem ise Kırım savaşına kadar süren, bağımsız bir Bulgar Eksarhlığı kurma mücadelesi ve eğitimin millileştiği dönemdir. Üçüncü dönem ise 93 harbine kadar süren, bağımsız bir Eksarhlık mücadelesinden sonra sıranın bağımsız bir Bulgaristan mücadelesine geldiği ve eğitimin tamamen millileştiği dönemdir. Özellikle Kırım Savaşı sonrasında Bulgar toplumunda meydana gelen değişiklikler ve bunun sonucunda ortaya çıkan aydınlanma Bulgar milliyetçiliğinin gelişiminde önemli bir katkısı olmuştur. Bu dönemde Bulgarlar eğitim alanında diğer Balkan ülkeleri ile arayı kapatıyordu.

Fransız İhtilali’nin ortaya çıkardığı milliyetçiliğin etkisinde kalan Bulgar burjuvazisi Osmanlı-Rus harbi sırasında da Venelin’in yazdığı eserin katkısıyla milli bilinçleri iyice artmıştır. Milli bilinçleri artan bu burjuva bunu tüm Bulgar halkına yaymak için Bulgarca eğitim verecek okulların ve Bulgarca kitapları yayınlayacak yayınevlerinin açılmasının gerekli olduğunun fakına varmışlardı. Bu amaç doğrultusunda 1828 tarihinde Samakov’da gizli olarak ilk Bulgar matbaası açılmıştır277.

Rusya’nın 1858 yılında temel amacı Balkanlardaki Ortodoks Slav halkları arasındaki bağları güçlendirmek ve onları kendi tarafına çekmekti. Bu hedefe ulaşmak için Balkanlardaki kilise ve okullara yardım sağlamak ve Slav gençlerini

276 M. Hüdai Şentürk, Osmanlı Devleti’nde…, s. 63-64.

277 Halil İnalcık, Tanzimat ve Bulgar Meselesi, s. 21-22, M. Hüdai ŞENTÜRK, Osmanlı Devleti’nde…, s. 60.

Rusya'da eğitim almalarını sağlamak Rusya’nın uyguladığı en etkili yöntemlerden bir tanesi olmuştur. Rusya bu amacını da St. Petersburg, Odessa, Kiev komiteleri vasıtasıyla uygulamaktaydı. Bu şekilde Lyuben Stoyçev Karavelov ve Hristo Botev başta olmak üzere birçok Bulgar milliyetçisi Rusya’da eğitim almıştır278.

Bulgar milli eğitimin önemli bir gelişme gösterdiği 19. yüzyılda Balkanlar’da meydana gelen siyasi olaylar ve Bulgarlar arasında ticaretin gelişmesiyle iki ulusal merkez ortaya çıkmıştır. Bunlardan bir tanesi daha çok çetecilerin faaliyetlerini yürüttükleri merkez konumundaki Romanya’nın başkenti Bükreş, diğer bir şehir ise Bulgarların dinsel ve manevi bağımsızlığının merkezi konumundaki Osmanlı İmparatorluğu’nun başkenti İstanbul’dur. Bu dönemde Bükreş Georgi Stoykov Rakovski, Hristo Botev ve Lyuben Stoyçev Karavelov gibi Bulgar milliyetçilerin faaliyet gösterdiği ve Zname, Budilnik, Svoboda ve Nezavisimost gibi Bulgar tarihinde önemli bir rol oynayan gazetelerin yayınlandığı bir merkez konumundaydı.

İstanbul ise Fener Rum Patrikhanesine karşı başlatılan mücadelenin merkezi olmasının yanında birçok Bulgar’ın eğitim aldığı ve yaklaşık 48.000279 Bulgar’ın yaşadığı bir koloni konumundaydı. İstanbul’un Bulgar Milli bilincinin gelişimi üzerindeki etkisini Bulgar Edebiyat tarihçisi olan Tonço Jeçev şu sözlerle dile getirmektedir: “Güçlü imparatorluklar başkenti, dünya diplomasisinin odağı, Ortodoksluğun beşiği, Roma’dan sonra yerkürenin merkezine dönüşen İstanbul’a bu denli yakınlığımız, ulusal karakter ve özelliğimizde kalıcı ve çok derin izler bırakmıştır kuşkusuz”280.

Rus destekli Bulgar okullarının yanında, Bulgaristan ve İstanbul’da bulunan misyoner okullarının da Bulgar milliyetçiliğinin gelişmesinde önemli katkıları olmuştur. Avrupa’daki ülkelerden önemli maddi destek alan bu misyoner okulları tıpkı Ruslar gibi Bulgar gençleri hedef almışlardır. Özellikle Amerikan Protestan

278 Mary E. Durham, The Burden…, s. 63.

279 Yeorgios Kiutuçkas, “1878’e Kadar İstanbul’daki Bulgar Cemaati”, 19. Yüzyıl İstanbul’unda Gayrimüslimler, Ed. Pinelopi Stathis, Tarih Vakfı Yurt Yayınları, İstanbul 2011, s. 41.

280 Hüseyin Mevsim, Bulgar Gözüyle İstanbul, TTK Yayınları, Ankara 2011, s. 7.

okullarından olan Robert Kolleji281 bu misyoner okulların en önemlilerindendir.

İstanbul Robert Kolejine 1876/1877’de 42, 1877/1878’de 50, 1878/1879’da 54, 1879/1880’de 77, 1880/1881’de 89, 1881/1882’de 105 ve 1882/1883 yılında da 110 Bulgar öğrenci kayıt olmuştur282. Amerikan misyonerleri Osmanlı topraklarında açtıkları bu okullarla ülkedeki azınlıkları hedef almaktaydı283. Söz konusu Amerikan misyonerleri İstanbul Robert Koleji dışında Bulgaristan topraklarında da okullar kurmuşlardır. Bunlar; 1859’da Amerikan misyonerler tarafından kurulan Filibe Erkek Okulu, Theodor Baington tarafından 1859’da kurulan Stara Zagora Kız Okulu, W.E. Lock tarafından 1878’de kurulan Samakov Amerikan Kız Okuludur284. İlk Bulgar Üniversitesi olarak kabul edilen "St. Kliment Ohridski" üniversitesi de 1888 yılında Sofya’da kurulmuştur285. Bu şekilde 19.yüzyılda Bulgarlar ilkokul’dan üniversiteye kadar olan tüm eğitim kurumlarını oluşturmuşlardır.

19. yüzyılda gelişme gösteren Bulgar eğitiminin temel amacı Bulgar milli bilincini oluşturmaktır. Bunun en önemli göstergesi de yukarıda örneklerini verdiğimiz ve tamamen Bulgarca eğitim veren okulların açılmasıdır. Bu okullarda okuyan Bulgar çocukları kendi dilleri olan Bulgarcayı öğrenmeye ve milli bir bilinç kazanmaya başlamışlardır. Kendi dilini öğrenen ve milli bir bilinç kazanan Bulgar çocukları hem bağımsız bir Bulgar devletinin ortaya çıkmasında hem de kurulan devletin tüm yönleriyle sağlam temellere oturmasına önemli bir katkı yapmışlardır.

281 Amerika devletinin desteği ile Dr. Cyrus Hamlin girişimi ve zengin bir tüccar olan Christopher Rhinelander Robert’in maddi desteği ile Robert Koleji Bebek’te eski bir ahşap binada “Amerikan usulü” eğitim vermek üzere 16 Eylül 1863 tarihinde kurulmuştur. Okul halen Türkiye Cumhuriyeti Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı, İngilizce eğitim yapan özel bir eğitim kurumu olarak hizmet vermeyi sürdürmektedir. Daha fazla bilgi için bkz. Cyrus Hamlin, Among The Turks, American Tract Society, New York 1877, s. 287-301; Stoyan Raichevsky, America and the Bulgarians Till the Constituent Assembly of 1879, National Museum of Bulgarian Books and Polygraphy, Sofia 2003, s. 127-131.

282 Stoyan Raichevsky, America and the Bulgarians…, s. 128; Orlin Sabev, “An Awakening At The Bosphorus: Robert College Of Constantinople’s Bulgarian Students And Graduates (1864-1967)”, New Europe College Blak Sea Link Program Yearbook 201-2011, 2011-2012, Ed. Irina Vainovski-Mihai, New Europe College, Bucharest/ Romania, s. 122, (s. 109-144); Orlin Sabev, “Boğaziçi Kıyılarında Hayata Hazırlanmak: Osmanlı İstanbul’unda Okumuş Bulgarlar Üzerine Bazı Gözlemler”, s. 166; Ivan Ilchev, “Before The University”, University of Sofia St. Kliment Ohridski, s. 19;.

283 Gülbadi Alan, Mehtap Dinçer, “Amerikan Board Misyonerlerinin Samokov’daki Teşkilatlanma ve Çalışmları”, Osmanlı Dönemi Balkan Şehirleri 2, Ed. Zafer Gölen, Abidin Temizer, Gece Kitaplığı, Ankara 2017, s. 757-794.

284 Stoyan Raichevsky, America and the Bulgarians…, s. 131-135.

285 Ivan Ilchev, “Before The University”, s. 35.