• Sonuç bulunamadı

Bulgaristan’da İslam Yaygın Din Eğitimi

BÖLÜM 3: GÜNÜMÜZDE BULGARİSTAN’DA HRİSTİYANLARIN VE

3.2. BULGARİSTAN’DA MÜSLÜMANLARIN DİN EĞİTİMİ

3.2.4. Bulgaristan’da İslam Yaygın Din Eğitimi

Son yıllarda farklı vakıfların da katkılarıyla camilerde hizmet verebilecek imamlar yetiştirme amacıyla Bulgaristan’ın farklı yerlerinde kurslar açılmaktadır. Bu tür kurslar olarak Sırnitsa’da iki yıllık ve Delçevo köyündeki sayılabilir, fakat faaliyetlerine son vermişlerdir. Hâlihazırda Plovdiv ilinin Ustina köyünde 2 yıllık imam kursu ve Madan’da hafızlık kursu mevcuttur.

3.2.4.1. Ustina Müslüman Eğitim Kursu (UMEK)

Bulgaristan’da en aktif İslâmi eğitim merkezlerinden bir tanesi de Ustina Müslüman Eğitim Kursu’dur. Başmüftülük bünyesinde faaliyet gösteren bir kuruluştur. Tüm gün talim ve terbiye programı vardır. Eğitim süresi 2 yıllık olmakla beraber, 36 ders haftası vardır ve hafta sonu ve bayramlar tatil günleridir. UMEK’i başarılı şekilde bitirenler “imam-hatip” yeterliğiyle resmî sertifika almaktadır. Kuruluş belgesinde, UMEK ana sponsoru, 2001 yılında kurulan Basri Zilabid’e ait Dostluk ve Kardeşlik Vakfı olduğu belirtilmektedir.

UMEK, SYİE mezunu olan Osman Hidayet’in yönetimi altında 2002 yılında eğitim faaliyetlerine başlamıştır. İlk 37 öğrenci, 2004 yılında mezun edilmiş ve onlardan 13’ü İstanbul’da Kur’an Kurslarına devam etmiş, diğerleri ise kendi bölgelerinde imam-hatiplik yapmaya başlamışlardır. Toplam öğrenci sayısı 2004 yılında 53’tür (39 – 1 yıl, 14 – 2 yıl). UMEK’in 65 öğrencilik azami kapasitesi vardır. UMEK 2005 yılında kapatılmış fakat kısa bir aradan sonra Başmüftülüğün gayretleriyle yeniden açılmış ve

138

günümüze kadar faaliyetlerine devam etmektedir. UMEK’e öğrenci olarak 16-22 yaş arası gençler kabul edilmektedir. Eğitim, yurt ve yemek ücretsizdir. Ayrıca kütüphane de mevcuttur. Dinî eğitim veren öğretim görevlilerinin bir kısmı SYİE mezunudur, diğerleri de yurtdışı ilahiyat fakültesi mezunlarıdır. İki yıl boyunca Kur’an-ı Kerim, hadis, fıkıh, tefsir, siyer, akaid, vb. dersler görülmektedir. UMEK 2 yıllık eğitim vermekle beraber, kısa süreli imam kursları da organize etmektedir. Bu kurslara İHL mezunu olan genç imamlar katılabilmektedir. Kısa kursların amacı dinî bilgileri tazelemek ve imamlık esnasında karşılaşılan sorunların üstesinden gelmeyi öğrenmektir. UMEK eğitim süreci, genel olarak derinlemesine Kur’an tahlilleri, İslâm Hukuku, Pedagoji ve eğitim metodolojisi içermektedir.267

3.2.4.2. Madan Hafızlık Kursu (MHK)

Madan’da hafızlık kursu faaliyeti XX. yüzyılın başında başlamıştır. Siyasi süreçlerden dolayı kesintiye uğramış, fakat bu gelenek terkedilmeyerek, Başmüftülük tarafından 1 Temmuz 1999 tarihinde MHK yeniden ihya edilmiştir. İlk senede 60-70 civarında öğrenci kayıt olmuştur. Belirli bir süre sonra kapasite 10 erkek hafız yetiştirmek üzere sabitlenmiştir. Bu öğrencilerden 4’ü örgün eğitim almaktadır. Kurs süresi öğrencinin kapasitesine ve azmine göre değişiklik göstermektedir. Bazıları 2 yılda, bazıları ise 3 veya dört yılda hafızlığını tamamlamaktadır. Kurs her gün öğleden sonra Madan camisinin bu amaç için tahsis edilmiş kısmında yapılmaktadır. Talebelerin yaşları 8-18 arasında olduğu için, tamamı aynı zamanda ya ortaokul ya da lise öğrencisidir. Kursa katılım sağlayanlar, 3 yatakhaneden oluşan yurt ve yemekhaneden, ücretsiz olarak yararlanmaktadırlar. Öğrenciler ezber yapmak için ayrı odalar kullanmaktadırlar. Talebeler her gün belirlenen program çerçevesinde yeni sayfalar ezberlemekte ve öğrendiklerini tekrarlamaktadırlar. Kur’an-ı Kerim ezberlemesi tamamlandığı zaman mezun olmuş hafızlardan ve Başmüftülük temsilcilerinden oluşan komisyon kurulmakta ve hafızlık tescillenmektedir.268

267 Yusufova, “İslamskoto Religiozno Obrazovanie”, 226-228; Bulgaristan Başmüftülüğü,

http://grandmufti.bg/tr/za-nas-5/novini/5138-38-myusyulmani-uspeshno-zavarshiha-obuchenieto-si-za-imami-v-ustina-i-shumen-3.html

139 3.2.4.3. Kur’an Kursları

Son yıllarda Kur’an Kursları önemli dinî eğitim aracı olarak yerini almış ve artık birçok köy ve kasabada açılmaktadır. Ebeveynler, çocukların dinî eğitime ihtiyacı olduğuna inanmakta ve bu yüzden Kur’an Kursu açılmasına ve faaliyetlerin yürütülmesine tüm gayretleriyle yardımcı olmaktadırlar.

Kur’an Kursları, ilk sırada Kur’an-ı Kerim okumayı öğrenmek ve temel iman bilgileri kazandırmak için iyi bir araçtır. Amaç sadece Arapça okuyabilmek, İslâm hakkında temel bilgiler vermek ve iman oluşturmak değil, aynı zamanda ahlâk kurallarını da öğretmektir.

Genel itibariyle Bulgaristan’da Kur’an Kursları cami encümenlikleri ve bazı vakıflar tarafından organize edilmektedir. Başmüftülük ise, eğitim malzemeleri temin ederek ve kalifikasyon kursları organize ederek desteğini esirgememektedir. Demokrasiye geçişten sonra yaz aylarında Kur’an Kursları yapma imkânı doğmuştur. Müslümanların yoğunlukta olduğu bölgelerde her gün yeni Kur’an Kursları açılmaktadır.

Bilhassa yaz günleri haftada 5 gün boyunca 3-4 saat devam eden derslerde Kur’an-ı Kerim okuma ve kısa sureleri ezberleme, İslamın şartları, Hazreti Muhammed’in hayatı, İslam ahlakı gibi konularda temel dini bilgiler okutulmaktadır.269

269 Cambazov, Bulgaristan’da Başmüftülük Tarihi, 267; Yusufova, “İslamskoto Religiozno Obrazovanie”, 231-234.

140

SONUÇ VE ÖNERİLER

Sonuçlar

Bu araştırmanın esas hedefi, Bulgaristan’ın din eğitiminin tarihi gelişimini ve dönüşümünü, ülkede, genel eğitim sistemi içerisinde din eğitim-öğretiminin uygulamasını, hukuki durumunu, din eğitimi üzerine yapılan tartışmaları, Demokrasi dönemi öncesi ve sonrası açılan dini eğitim kurumlarını ortaya koymaya çalışmaktır. Demokrasi döneminde Bulgaristan’da din eğitiminin farklı yönlerini, literatür ve din eğitimi konusunda Bulgaristan’da yapılan incelemelere dayalı olarak üç bölümde ortaya koymaya çalıştığımız bu tezin neticelerini şöyle sıralayabiliriz.

Bulgaristan’daki din eğitimi politikalarındaki dönüşüm ve yönelimler incelendiğinde, bunların siyasal değişimlerle paralel bir düzleme sahip olduğu görülür. Osmanlı bağımsızlığından günümüze kadar siyasal hayattaki değişim ve dönüşümler, ülkedeki din eğitimi politikalarını doğrudan etkilemiştir. İzlenen politikalarda, siyasal yapılarla temsilcilerinin de önemli bir etkisi olmuştur. Ancak, bu dönüşüm ve yönelimlerin arkaplanında laiklik anlayışı ve uygulamalarının olduğunu da unutmamak gerekir. Bu durum devletin çeşitli zamanlarda dine, din eğitimine ve din eğitimi kurumlarına müdahale etmesini meşru kılmıştır.

Osmanlı Bulgaristan coğrafyasında, XIX yüzyılın 70’li yıllarına kadar devam eden Hücre okulu Hıristiyan din eğitimi veren tek okuldur. Bu okullarda eğitim seviyesi çok düşüktü. Genellikle kiliselerde ve manastırlarda bulunan bu okullar o dönemdeki medreseye benziyordu. Bulgaristan’ın 1878 yılında Osmanlı yönetiminden bağımsızlığıyla ve eğitim sisteminin gelişmesiyle beraber hücre okulları laik bir kurum haline dönüşmüştür.

1878'den 1944'e kadarki dönemde din eğitiminin gelişimi, Bulgar devletinin kurulması, devlet okulu sistemi oluşması, lise ve yüksek eğitimin gelişimi dâhil olmak üzere yeni tarihsel koşullarda gerçekleşmektedir. Bulgar Okulu’nun laik ilkeleri benimsemesiyle birlikte din eğitimi derslerinin önemli ölçüde azalmaya başlamasına rağmen sürekli olarak devam etmiştir. Buradaki gelişme eğilimi, ilk ve ortaokullar için din derslerinin azalması, lise ve neredeyse tüm özel ve meslek okulları için ele aldığımız dönemin sonunda din derslerinin tamamen ortadan kalkmasıdır. Başka bir deyişle bu eğilim, din eğitimi dersine ayrılan sürenin tüm eğitimin içeriğindeki azalan payını yansıtmaktadır.

141

Sosyalist hareketin temsilcilerinin XX. yüzyılın üçüncü on yılında, din eğitiminin eğitim kurumlarından çıkarılması arzusuna rağmen, devlet okulundaki din eğitimi Bulgar okul mevzuatı, yöneticiler, öğretmenler ve halk tarafından korunmuştur.

1944-1947 döneminde, Bulgaristan’daki yeni siyasi ve sosyal değişimin başlamasıyla birlikte Kilise, Bulgar okulunda din eğitimi hakkı konusunda yeni yönetime karşı durmaktadır. Hükümet, ilköğretim ve ortaöğretim okullarında zorunlu Din dersinin okutulmasını ortadan kaldırmayı amaçlamaktadır. Ayrıca hükümet Yönetmelik yasasıyla I, II ve III sınıfların, tüm alt ortaokul ve liselerin din kitaplarını ele geçirmeyi amaçlamaktadır. Hükümetin bu tutumuna, çok sayıda Bulgar vatandaşı tarafından desteklenen Kilise, ilkokul ve ortaokuldan gelen öğrencilerin aktif katılımlarıyla kilisede okullar açarak ve yaygın din eğitimi vererek yanıt vermiştir. Bu da, ebeveynlerin din eğitimine karşı tutumlarının bir göstergesidir.

Kilisenin devletten ayrıldığı ve Din dersinin statüsünün değiştiği 1947 Bulgaristan Cumhuriyeti Anayasası’nın 78. maddesinin tarihî bir sonucu olarak Kiliseyi okul sisteminin dışına çıkarmaktadır. Böylece din eğitimi, Kilisenin özel meselesi haline gelir ve yalnızca okul dışında, mevcut Hristiyan (Pazar) okullarında ve din öğretim kurslarında yapılabilir. 79. maddede, eğitim “seküler, demokratik ve ilerici bir ruhla” tanımlanmakta, böylece din eğitimi ve öğretimi devlet okul sisteminin müfredatından kaldırılmaktadır. Sonuç olarak, Bulgaristan’da totaliterliğin dayatılması sırasında, Bulgar Ortodoks Kilisesi tarafından yürütülen din ve ahlak eğitimi aşamalı olarak kaybolmaya başlamaktadır.

1953'ten 1989'a kadar olan Komünist dönemdeki gelişmeler üç maddede özetlenmektedir:

- Din kurumlarının, çocukların ve gençlerin eğitim ve öğretim konularıyla ilgilenmesine izin vermeyen mevcut sosyalist mevzuat;

- Dinî kurumlar ve dini eğitim karşıtı politika ve mücadeleler; -Din karşıtı tutumları güçlendiren ateist propaganda.

Bulgaristan’da Müslümanların eğitim faaliyetleri, Osmanlı İmparatorluğu’nun bölgeye hâkim olmasından dolayı Osmanlı eğitim sistemiyle aynı yapıda gelişmiştir. Bu istikamette Osmanlı Devleti’nde örgün din eğitiminin verildiği eğitim kurumları olan mektepler ve medreseler Bulgaristan’da da faaliyet göstermekteydi. XIX. yy’a kadar örgün din eğitiminin kesintisiz olarak verildiği ve birçok din adamının yetişmesine

142

vesile olan bu eğitim sistemi XIX. yy’da Osmanlı Devleti’nin bölgeden çekilmesinin ardından 1947 yılında Medresetü’n-Nüvvab’ın kapatılmasıyla sona ermiştir.

Bulgaristan Müslümanlarının dinî ve millî kimliklerinin korunması ve geliştirilmesiyle ilgili hususlar uluslararası anlaşmalar ve iki devlet arasında imzalanan sözleşmeler ile teminat altına alınmıştır. Din eğitimi alma, insanın en önemli haklarından biri olarak değişik anlaşma ve yasal düzenlemelerde ele alınıp değerlendirilmiştir.

Bulgaristan Müslümanları, Osmanlı döneminden kalan eski eğitim sistemini canlandırarak yeni koşullar doğrultusunda çağdaş bir sistem kurdular.

On dokuzuncu yüzyılın ikinci yarısında oldukça geniş bir okul ağı vardı. İlk önce şehirlerde daha sonra köylerin çoğunda hücre okullarına ve medreselerine benzeyen ilkokul statüsünde sıbyan okulları açıldı. Sonra ise ortaokul derecesinde eğitim veren rüştiyeler açıldı. Tanzimat döneminde okulların sayısı büyük ölçüde arttı.

1885 yılında kabul edilen Kamu ve Özel Okullar Yasası, Müslümanların özel okul açmalarına imkân sağlamıştır. Her ne kadar bu okullar devlet okullarıyla eşit bir statüye sahip olmasa da çağdaş bir eğitim için belirli koşullar sağlamışlardır. 1909 ve 1913’te Bulgaristan ile Türkiye arasında imzalanan ikili anlaşmalar, Baş Müftülüğüne ve bölge müftülüklerine farklı okullar ve özellikle medreseler açma ve bunları denetleme hakkı verildi. Bulgaristan’daki medreseler, Osmanlı döneminde olduğu gibi, bağımsızlıktan sonra da eğitim müesseseleri olarak büyük önem taşımaktadır. Medreselerde genellikle bir veya iki öğretmen tarafından yalnızca din dersleri okutulmaktaydı. Bu yüzden medresenin eğitim düzeyi oldukça düşüktü. Ancak 1922-1923 yıllarında Deliorman bölgesinde, Şumnu şehrinde Nüvvab medresesinin açılışıyla Bulgaristan’da İslam din eğitimi yeni bir aşamaya girmektedir. Nüvvab’ın başlıca görevi, Bulgar Müslümanlarının çağdaş ihtiyaçlarını karşılamak için İslami kadrolar yetiştirmekti. Tali bölüm öğrencileri sadece dinî disiplinleri değil, aynı zamanda pozitif bilim alanında da bilgi ediniyorlardı. Nüvvab’ta dinî içerikli olmayan derslerin okutulmaya başlamasıyla birlikte, öğrencileri Nüvvab’a girmeye hazırlayan medreselerde de bazı reformlar gerçekleşmeye başladı. Medreselerde yıllarca birbirlerinden farklı müfredatlar uygulanmış. 1924 yılında Baş Müftülük özel bir yönergeyle medreseleri ortak bir sistemde birleştirmeye çalıştı. Böylece 1920 ve 1930 yılların arasında ortak İslam dini eğitim sistemi kesin olarak kurulmuştur.

143

Merkezi bir eğitim sistemi olmamasına rağmen Müslüman okullar I. Dünya Savaşı’nın sonuna kadar dinî yapısını korumaya devam ettiler. Öyleki toplam ders sayısının yüzde 50’sini dinî dersler oluşturuyordu. Savaştan sonra, eğitimin laikleşmesi doğrultusunda gelişmeler başlamıştır. 1920 ve 1937’de Eğitim Bakanlığı tarafından onaylanan müfredatlarda, dinî disiplinler, toplam ders sayısının yüzde 25’ini oluşturuyordu. Din derslerinin oranının azaltıldığı açıkça görülmektedir. Eylül 1944 yılında Komünist rejimin iktidara gelmesinden sonra, sarsılmış olan bu din eğitimi sistemine son verildi. 1946 yılında Din ve Kur’an dersleri 1. sınıftan 7. sınıfa kadar haftada ikişer saat seçmeli ders olarak verildi. 1948-1949 eğitim-öğretim yılının başında, medreselerin bir bölümü laik liselere dönüştürülmüş, diğerleri ise kapatılmıştır. 1949’da kabul edilen “Dinî Kanun” ile dinî kurumların okullarda din eğitimi ile ilgilenmeleri yasaklanmıştır. 1951-1952 öğretim yılının başında devlet okullarında din eğitimi yasaklanmıştır. Sonuç olarak, 1950’li yıllara kadar sürekli ve kalıcı olarak var olan din eğitimi sekteye uğramıştır.

Bulgaristan’da komünist rejim tarafından koyulan dinî hak ve özgürlük sınırlamaları 1989 yılında gerçekleşen siyasi sistem değişiminden sonra ortadan kaldırılmıştır. Bulgaristan halkı 1990 yılından itibaren yeniden manevi değerlerine dönmüştür. Din eğitimi müesseselerinde ve genel olarak dinî hayatta bir hareketlilik müşahede edilmektedir. Günümüzde örgün Hristiyan din eğitimi, ilk etapta iki lise seviyesinde ruhban okulları tarafından gerçekleştirilmektedir. Birincisi, 1883 yılında Samokov şehrinde açılan ve 1903 yılında Sofya’ya taşınan ve kapılarını açan Sofya Ruhban Okuludur. İkincisi ise 1915 yılında Plovdiv’de (Filibe) açılan Plovdiv Ruhban Okuludur. Bu okullarda genel eğitim yanında dinî eğitim de önemli bir yer tutmaktadır. Din eğitiminin bir sonraki aşaması yüksek okullarda gerçekleşmektedir. Bulgaristan’da yüksek din eğitimi 1923 yılında Sofya Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nin açılmasıyla birlikte başladı. Haziran 1950 yılında üniversiteden ayrılan ve Teoloji Akademisine çevirilen fakülte, 1991 yılında siyasi değişikliklerle birlikte yeniden İlahiyat Fakültesi statüsüne kavuştu. Bu değişim hem yüksek din eğitiminin onurunun geri verilmesini hem de Veliko Tırnovo’da yeni bir İlahiyat Fakültesi, Plovdiv ve Şumen Üniversitelerinde de iki Teoloji bölümü açılmasını sağladı.

Hıristiyan yaygın din eğitimi kiliselere bağlı Pazar Okullarında gerçekleşmektedir. Eğitim, Kitab-ı Mukaddes ve Ortodoks ibadetleri üzerine yoğunlaşmaktadır.

144

1989 yılından sonra Bulgaristan’daki siyasi değişimler, birçok insanın okullarda din eğitiminin yeniden döneceği umutlarını uyandırdı. Ancak Bulgar Parlamentosu 1989 yılından 2002 yılına kadar din alanıyla ilgili mevzuatı öncelikli bir konu olarak ele almamıştır. 1991 Milli Eğitim Kanunu’nda, Bulgar eğitim sistemi yeniden laik olarak tanımlanmakta ve okullarda din eğitimine izin vermemektedir. Yalnız, Bulgar toplumunun bir kısmı, okulda din eğitiminin başlatılması konusunda ısrar etmektedir. Sonuç olarak Haziran 1998 yılında, 1. sınıftan 12. sınıfa kadar bir din eğitimi konsepti hazırlamak için komisyon kurulmuştur. Konsept, Milli Eğitim Bakanlığı tarafından kabul edildi ve 1998-1999 eğitim-öğretim yılından itibaren yürürlüğe girdi. Din eğitimi müfredatı Ortodoks mezhebine göre düzenlenerek diğer Hristiyan mezheplerine yer verilmemiştir. Din dersi, 1-8. sınıfa kadar haftada birer saat seçmeli ders olarak verilmeye başlanmıştır. 2000 yılında, Eğitim ve Bilim Bakanlığının Dinî komisyonu din öğretimi için iki model oluşturdu: Din Hristiyanlık ve Din İslam. Okulda din dersi bugün de aynı şekilde okutulmaktadır. Haziran 2003 yılında Milli Eğitim Bakanlığının Talimatnamesiyle din dersi zorunlu seçmeli ve seçmeli olarak belirlenip 1-12 sınıfa kadar tüm öğrencilere sunulmuştur. Böylece din dersinin resmî statüsü hukukî açıdan belirlenmiş ve Anayasa’nın verdiği din özgürlüğü güvencesi yerine getirilmiştir. Din eğitimi dersi doktrinerdir ve Bulgarca olarak okutulmaktadır. Her ne kadar ülke çapında zorunluluk olmasa da ve az öğrenci tarafından seçilse de okullarda Ortodoks Hıristiyanlık mezhebinin öğretimine yönelik bir uygulamanın olduğu da bir gerçektir. 2018 yılında Eğitim ve Bilim Bakanlığı doktriner olmayan din dersini de öğrencilere sundu. Bu dersin temel amacı, öğrencilere dinî alanda bilgi vermek, dine saygı duymayı öğretmek ve çeşitli dinler arasında oryantasyon sağlamaktır.

Günümüzde Bulgaristan’da din devlet ilişkileri ve okullardaki din dersleri konusunda farklı görüşler bulunmaktadır. Din eğitimi meselesi sıkça tartışan bir konudur; ancak dini öğrenme ihtiyacı sorunu ise artık ciddi bir şekilde tartışılmamaktadır. Din dersleri seçmeli mi zorunlu mu olmalı; hangi model din eğitimi uygulanmalı konularında karşıt görüşler vardır. Tartışmanın ana taraftarları, bir yanda laik akademik uzmanlar, politikacılar ve aydınlar, diğer yanda da pedagogların önemli bir kısmı, Bulgar Ortodoks Kilisesi ve Bulgaristan Başmüftülüğüdür. Birinci taraf genel bir din eğitimi veya doktriner olmayan din eğitimi modeli fikrini desteklemektedir. Onlara göre din dersi öğrencilere Ortodoks Hristiyanlığı ve Sünni İslam’ı ağırlıklı olmakla birlikte farklı dinlerin tarihi, kültürü, felsefesi ve ahlaki ilkelerini tanıtmalıdır. Çünkü okullar,

145

dinî kimliğe sahip vatandaşlar yetiştirmek için tasarlanmamıştır. Onların görüşüne göre, çocuklar farklı dinler hakkında objektif bilgi sahibi olmalıdırlar. Bu şekilde çocuklarda diğer dinî topluluklara karşı tahammül ve hoşgürü duygusu gelişecektir. Bulgar Kilisesi ve Başmüftülük ise okulda zorunlu doktriner din eğitimi okutulması görüşünü savunmaktadırlar. Onlara göre din eğitimi, Din-Hristiyanlık ve Din-İslam şeklinde okutulması gerekmektedir ve aynı zamanda öğrenciler diğer dünya dinleri hakkında da bilgi edinmelidirler. Böylece tüm öğrenciler hoşgörü ve diyalog ruhu içinde eğitilecektir. Sadece uygun din eğitimi eksikliğinin radikalizmi doğurabileceğine ve Bulgar milletini bölebileceğine inanmaktadırlar. Netice olarak, Eğitim ve Bilim Bakanlığının emriyle 24 Temmuz 2018 tarihinde seçmeli din dersi olarak üç temel model onaylanmıştır: Din-Hristiyanlık, Din-İslam ve doktriner olmayan dersi Religia.

Bulgaristan’da komünizm rejiminin yıkılıp yerine Batı tipi çoğulcu parlamenter sistemin gelmesiyle yeni bir geçiş dönemi başlamış oldu. Diğer eski Doğu Bloku ülkelerinden farklı olarak çeşitli etnik gruplar arasındaki şiddet olaylarına rastlanmadı. Böylesine köklü bir dönüşümün kısa bir zamanda şiddetsiz bir şekilde gerçekleştirilebilmesinin temel sebebini Bulgaristan’ın başta AB olmak üzere Batılı uluslararası kuruluşlara üye olmak istemesi oluşturuyordu. Bulgaristan bir yandan demokrasi ve insan haklarına dayalı özgürlükçü bir düzeni hayata geçirirken, bir yandan da ülkedeki azınlık gruplara uluslararası hukukta tanınan haklarını geri vermeye başladı. Vatandaşlara temel insan hakları kapsamında dini hakları da verildi. Müslüman azınlığın yaşamında dini ve siyasi alanlarda önemli somut değişiklikler oldu: 1991 yılında kabul edilen Anayasa ile vicdan ve inanç özgürlüğü temin edildi. 2002 yılında kabul edilen Dinler Kanunu ile vatandaşlara inançlarına göre çocuklarını eğitme hakkı verildi. Bulgaristan Müslümanları, temel hak ve özgürlükleri çerçevesinde, dinî inançlarını yaşayabilmesi ve kimliklerini koruyabilmesi için din eğitimi oldukça büyük önem taşımaktadır. Verilen haklardan yararlanarak, XX. yüzyılın 90’lı yıllarında Bulgaristan’da yeni bir İslam eğitim sistemi kurulmaya başlandı. Bu sistem birkaç farklı modeli kapsamaktadır.

Birincisi, Başmüftülüğe bağlı olan üç İmam Hatip Lisesi ve bir Yüksek İslam Enstitüsü’nde verilen örgün din eğitiminden oluşmaktadır. Uzun dönem kapalı kalmasının ardından 1990 yılında demokrasi dönemine geçişle beraber tekrar İmam Hatip olarak açılan Nüvvab Medresesi yeniden Müslümanların dinî ihtiyaçlarını

146

karşılamaya başlamıştır. Bir sonraki eğitim-öğretim yılında Nüvvab’ın şubeleri olarak Ruşçuk ve Momçilgrad’ta iki tane İmam Hatip Lisesi açıldı. Bu liseler 1995 yılında bağımsız İmam Hatip Lisesi statüsü kazandılar. Üç okulun müfredatı, Bulgaristan’daki liselerin ve Türkiye’deki İmam Hatip Liselerinin programlarına benzer olarak hazırlandı. Okulların müfredatı, Başmüftülük ile mutabık kalındıktan sonra Milli Eğitim Bakanlığı tarafından onaylanmaktadır. Programın üçte ikisi genel eğitim derslerine, üçte biri ise din derslerine tahsis edilmiştir. Mezunların bir kısmı imam olarak görev almakta diğer kısmı ise farklı alanlarda yüksek öğretimine devam etmektedir.

İmam Hatip Liselerine paralel olarak 1990 yılında Sofya’da Yarı Yüksek İslam Enstisüsü açılmıştır. 20 Mart 1998 yılında Bakanlar Kurulu kararıyla Sofya İslâm Enstitüsü’nün statüsü Yüksek İslâm Enstitüsü olarak değiştirilmiştir. Akredite edilmemiş bir özel kurum olmasına rağmen, enstitünün müfredatı Yükseköğretim Kanunu uyarınca hazırlanmıştır. Akredite olmak için, Yüksek İslam Enstitüsünün yeni