• Sonuç bulunamadı

Öğretmenlerin branş durumlarının okul iklimi algıları üzerindeki etkisini ölçmek için gerçekleştirilen bu çalışmada, dâhil edilme ölçütlerine uygun okul ikliminin çözülme boyutunda 7, sınırlayıcılık boyutunda 9, samimiyet boyutunda 10, yönlendiricilik boyutunda 11 ve destekleyicilik boyutunda 11 araştırma meta analize dâhil edilmiştir. Bu çalışma kapsamında; çözülme için 2776, sınırlayıcılık için 3309, samimiyet için 3409, yönlendiricilik ve destekleyicilik için ise 3838 örneklem büyüklüğüne ulaşılmıştır ve yayım

108

yanlılığına dair herhangi bir bulguya rastlanmamıştır. Çalışma bulguları incelendiğinde, öğretmenlerin branş durumlarının okul ikliminin çözülme boyutu dışında onların okul iklimi algısı üzerinde anlamlı bir etkisi olmadığı görülmektedir.

Araştırmada elde edilen sonuçlar bağlamında, branş öğretmenlerinin okulu daha fazla çözülme iklimi olarak algılamaları dikkat çekicidir. Branş öğretmenlerinin, öğretmenlerin ilgisiz, iş birliğinden yoksun ve öğretme-öğrenme faaliyetlerine karşı isteksiz bir anlayışa sahip olduğunu vurgulayan çözülme davranışlarına (Halpin, 1966) eğilimlerinin yüksek oluşu ilginç bir bulgu olarak değerlendirilebilir. Ancak bu bulgunun meta analitik olarak ortalama etki büyüklüğü değeri düşük düzeylerdedir. Bu sonuç üzerinde araştırmaların karakteristik özelliklerinin etkisi incelendiğinde, araştırmaların yayım yıllarının, örneklem bölgelerinin ve kullanılan ölçek türünün moderatör bir rol oynadığı görülmektedir. Buna göre, 2011-2015 yılları arasında ve OCDQ ölçeği kullanılarak gerçekleştirilen çalışmalar moderatör bir rol oynamaktadır.

Bir diğer araştırma bulgusuna göre, branşın öğretmenlerin okul ikliminin sınırlayıcılık boyutuna ilişkin algılarında istatistiksel olarak herhangi bir farklılaşmaya neden olmadığı yorumu yapılabilir. Araştırma kapsamında hesaplanan etki büyüklüğü değerlerinin altısının branş öğretmenleri lehine çıkmasına rağmen bu etki anlamlı değildir. Ayrıca araştırmaların yayım yılı, örneklem bölgesi ve kullanılan ölçek türü kapsamında yapılan moderatör analizlerinin de anlamlı sonuçlar vermediği görülmektedir. Dolayısıyla branşın bağımsız bir değişken olarak öğretmenlerin sınırlayıcılık algısında anlamlı bir etkiye sahip olmadığı söylenebilir.

Öğretmenlerin branş durumlarının okul ikliminin samimiyet boyutuna ilişkin algılarında istatistiksel olarak herhangi bir farklılaşmaya neden olmadığı görülmektedir. Araştırma kapsamında hesaplanan ortalama etki büyüklüğü değerlerinin branş öğretmenleri lehine çıkmasına rağmen bu etki anlamlı değildir. Ayrıca araştırmaların yayım yılı, örneklem bölgesi ve kullanılan ölçek türü kapsamında yapılan moderatör analizlerinin de anlamlı sonuçlar vermediği görülmektedir. Dolayısıyla branşın bağımsız bir değişken olarak öğretmenlerin samimiyet algısında anlamlı bir etkiye sahip olmadığı yorumu yapılabilir. Araştırmada elde edilen sonuçlar bağlamında, branşa göre öğretmenlerin okul ikliminin yönlendiricilik boyutuna ilişkin algıları arasında anlamlı bir farklılık oluşmamıştır. Yönlendirici okul iklimi, çalışanların okul müdürü tarafından yakın denetimini vurgulamaktadır. Müdür oldukça yönlendirici bir tutum sergiler ve otoriter patron rolü

109

oynar. Çalışanlarla kurduğu iletişim sadece yönlendirme odaklıdır (Halpin, 1966). Çalışma kapsamında etki büyüklükleri incelendiğinde, branş öğretmenlerinin okul iklimini daha fazla yönlendirici olarak değerlendirdikleri görülmektedir. Ancak bu bulgular, istatistiksel olarak anlamlı değildir. Öte yandan araştırma bulguları üzerinde araştırma karakteristik özelliklerinin etkisi incelendiğinde, araştırmaların yayım yıllarının, yayım türlerinin, örneklem bölgelerinin, eğitim kademelerinin ve kullanılan ölçek türünün moderatör bir rol oynamadığı söylenebilir.

Hoy ve Clover’a (1986) göre destekleyici okul iklimi, öğretmenler için ilgili bir müdür davranışını yansıtmaktadır. Müdür dinler ve öğretmenlerin görüş ve önerilerine açıktır. Övgü, sıklıkla ve gerçekçi bir şekilde verilir; eleştiri yapıcıdır. Öte yandan Başar’dan aktaran Özdemir (2013) okul gibi örgütlerde insan ilişkilerinin öneminin daha da arttığını belirterek olumlu ve destekleyici bir iklimin geliştirilmesi için kişilerarası ilişkilerin ön plana alınması, yanlış ve olumsuz niyetlerin önlenmesi için personelin açık ve samimi tavırlarının desteklenmesi gerektiğini ileri sürmektedir. Araştırmada elde edilen sonuçlar bağlamında, branşa göre öğretmenlerinin okul ikliminin destekleyicilik boyutuna ilişkin algıları arasında anlamlı bir farklılık oluşmamıştır. Diğer taraftan çalışma kapsamında bireysel çalışmaların etki büyüklükleri incelendiğinde, sınıf öğretmenlerinin okul iklimini daha fazla destekleyici olarak algıladıkları yorumu yapılabilir. Ancak bu bulgular, istatistiksel olarak anlamlı değildir. Öte yandan araştırma bulguları üzerinde araştırma karakteristik özelliklerinin etkisi incelendiğinde, araştırmaların yayım yıllarının, yayım türlerinin, örneklem bölgelerinin, eğitim kademelerinin ve kullanılan ölçek türünün moderatör bir rol oynamadığı söylenebilir. Araştırma bulguları genel olarak incelendiğinde, cinsiyetin ve branşın okul iklimi üzerinde belirleyici bir etkiye sahip olmadığı yorumu yapılabilir. Bu sonucun ortaya çıkmasında, öğretmenlik mesleğinde cinsiyetin ve branşın belirgin ve seçici bir özellik olmamasının bir etkisi olabilir (Sezgin ve Kılınç, 2011). İpek, Aytaç ve Gök’ün (2015) cinsiyetin öğretmenlerin örgütsel kültür algılarına etkisinin incelendiği meta analiz çalışmasında, cinsiyetin öğretmenlerin örgütsel kültür algılarında herhangi bir farklılığa yol açmadığı sonucuna ulaşılmıştır. Bu doğrultuda öğretmenlerin cinsiyetlerinin örgüt kültürü veya iklimi gibi çalışmalarda herhangi bir farklılık oluşturmadığı söylenebilir. Böylece cinsiyet ve branş gibi yüzeysel değişkenlerin örgüt iklimi çalışmalarında bağımsız bir değişken olarak incelenmesine gerek olmadığı ileri sürülebilir. Eğitim sistemi bağlamında öğretmenlerden öğretim, yönetim, konu alanı uzmanlığı ve öğrenci danışmanlığı gibi temel roller beklenmektedir. Bu rollerin cinsiyete ve branşa bakılmaksızın tüm öğretmenler için geçerli

110

olacağı düşüncesiyle öğretmenlerin okul iklimine ilişkin algılarının cinsiyete ve branşa göre değişiklik göstermemesi anlaşılır bir bulgu olarak kabul edilebilir (Sezgin ve Kılınç, 2011).