• Sonuç bulunamadı

Boşanma Davasında Yargılama Usulü

Belgede Boşanmanın şahsi sonuçları (sayfa 38-40)

1.5 Boşanma Davası

1.5.3 Boşanma Davasında Yargılama Usulü

Boşanma davalarında yargılama usulüne ilişkin olarak TMK m. 184 düzenlemesi bulunmaktadır. Boşanmada yargılama, 184. madde de sayılan haller dışında Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na tabidir.

Aile mahkemeleri, bakmakta oldukları dava ve işlerin özelliklerine göre, esasa girmeden önce, aile içindeki karşılıklı sevgi, saygı ve hoşgörünün korunması bakımından eşlerin ve çocukların karşı karşıya oldukları sorunları tespit ederek bunların sulh yoluyla

172 Gençcan, 2006: 414; Öztan, 2015: 724.

173 “Dosya arasında bulunan, Bor Sulh Hukuk Mahkemesinin 2005/540 esas, 2006/98 karar sayılı vesayet

dosyasının, 02.03.2006 tarihli kararı ile davalı erkeğin kısıtlanarak annesi ...'ın velayeti altında bırakıldığı anlaşılmaktadır. Davacı kadın ise boşanma davasını 16.01.2014 tarihinde açmıştır. Dava tarihinden önce davalı erkeğin Türk Medeni Kanununun 405. maddesinde yer alan “akıl hastalığı ve akıl zayıflığı” sebebiyle kısıtlandığı anlaşılmaktadır. Bu durumda davalı "tam ehliyetsizdir’" (TMK md. 14) Dava ehliyeti, medeni hakları kullanma ehliyetine göre belirlenir (HMK md.51). Buna göre, fiil (medeni hakları kullanma) ehliyetine sahip olan, dava ehliyetine de sahiptir. Dava ehliyeti dava şartıdır (HMK md. 114/1-d). Dava şartı noksanlığı da mahkemece davanın her aşamasında kendiliğinden gözetilir (HMK md. 115/1). Türk Medeni Kanununun 15. maddesine göre, “Kanunda gösterilen ayrık durumlar saklı kalmak üzere, ayırt etme gücü bulunmayan kimsenin fiilleri hukuki sonuç doğurmaz. Eş deyişle, fiil ehliyeti bulunmayan şahsın tasarrufu hüküm ifade etmez. Bu hükümlere göre, dava ehliyeti bulunmayan (tam ehliyetsiz) kişiye karşı açılan ve kanuni temsilcisinin yokluğunda sürdürülen dava, yasal temsilcinin izniyle hukuki varlık ve geçerlilik kazanmaz. Yasal temsilci, tam ehliyetsizin yaptığı işleme sonradan icazet vermiş olsa bile, işlem geçerli hale gelmez. Eğer yasal temsilci tam ehliyetsizin yaptığı işlemi, gerekli ve onun çıkarlarına uygun buluyor ve devam ettirmek istiyorsa, o işlemi yeniden ve kendisi yapmak zorundadır. Bu bakımdan tam ehliyetsiz erkeğe karşı açılan davada, hüküm kurulduktan sonra yasal temsilcisinin onay vermesinin hukuki bir önemi bulunmamaktadır. Davalının yargılamayla ilgili açıklamada bulunma, bu çerçevede savunmalarını ileri sürme ve ispat hakkı mevcuttur. Bu hakkını, ancak kendisine atanmış olan kanuni temsilcisi vasıtasıyla kullanması mümkündür (HMK md. 114/1 -d). Davalı erkeğin kısıtlanması nedeniyle kendisine atanmış olan kanuni temsilcisine usulüne uygun olarak dava dilekçesi tebliğ edilmeden, ön inceleme duruşmasına ve tahkikat duruşmasına davet edilerek (HMK mad.147) göstermesi halinde delilleri toplanmadan yokluğunda karar verilmesi hukuki dinlenilme hakkına (HMK mad. 27.140-141) aykırı olup hükmün bu sebeple bozulmasını gerektirmiştir.” Y 2. HD, T. 13.01 2016, E. 2015/24007

– K. 2016/439. Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları; Öztan, 2015: 722. 174 Dural vd., 2013: 127; Gençcan, 2006: 415; Öztan, 2015: 727.

175 Akıntürk ve Ateş Karaman, 2010: 278; Gençcan, 2006: 415; Öztan, 2015: 727. 176

“Davalının yargılamayla ilgili açıklamada bulunma, bu çerçevede savunmalarını ileri sürme ve ispat hakkı

mevcuttur. Bu hakkını, ancak kendisine atanmış olan kanuni temsilcisi vasıtasıyla kullanması mümkündür. Davalı erkeğin kısıtlanması nedeniyle kendisine atanmış olan kanuni temsilcisine usulüne uygun olarak dava dilekçesi tebliğ edilmeden, ön inceleme duruşmasına ve tahkikat duruşmasına davet edilerek göstermesi halinde delilleri toplanmadan yokluğunda karar verilmesi hukuki dinlenilme hakkına aykırı olup hükmün bu sebeple bozulmasını gerektirmiştir.” Y 2. HD, T.13.1.2016, E.2015/24007, K.2016/439. Sinerji Mevzuat ve İçtihat

çözümleme yoluna gitmeli, gerekli görürse uzmanlardan yararlanmalıdır. Taraflar arasında sulh sağlanamazsa yargılamaya devam olunarak esas hakkında karar vermelidir. (Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanun m.7/I)177

.

Hâkim, önüne gelen boşanma davasında, sorunları tespit ederek tarafları öncelikle sulhe teşvik etmeli, eğer taraflar bunu kabul etmezse davanın esasına girmelidir. Hükümde geçen "sulh" kelimesi Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nda yer alan sulh düzenlemesinden farklıdır. Sulh, görülmekte olan bir davada, tarafların aralarındaki uyuşmazlığı kısmen veya tamamen sona erdirmek amacıyla, mahkeme huzurunda yapmış oldukları bir sözleşmedir178, sulh, ancak tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri uyuşmazlıkları konu alan davalarda yapılabilir (HMK.m.313). Boşanma davaları, tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri davalardan değildir. Hâkim, taraflar arasındaki anlaşmaları uygun bulursa geçerli olur. Bu anlamda boşanma davalarında sulh düzenlemesi aile hukukuna özgü bir nitelik taşır. Ailenin korunmasına yönelik olarak aile hâkimi aile içindeki karşılıklı sevgi, saygı ve hoşgörünün sağlanması bakımından eşlerin ve çocukların karşı karşıya oldukları sorunları tespit ederek bunların sulh yoluyla çözümlenmesini sağlamaya çalışmalıdır179

. Aile hâkimi arabulucu180

gibi hareket etmelidir.

Boşanma davalarında, araştırma ilkesi ve müzakere ilkesinden ziyade vicdani delil ilkesi geçerlidir181

. Boşanma davasında hâkim, boşanma davasının dayandığı olguların varlığına vicdanen kanaat getirmiş olmalıdır182. Boşanma davasının dayandığı olgular şeklen

ispatlanmış olsa bile hâkim tanık anlatımları ile vicdanen kanaat getirmediyse davayı reddedebilir183.

Boşanma davalarında hâkim, kendiliğinden ya da tarafların talebi üzerine taraflara yemin öneremez. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda delil olarak düzenlenmiş olan “yemin” TMK m. 184 düzenlemesi karşısında boşanma davalarında uygulanmayacaktır184

. Aksi düzenleme hâkimin takdir yetkisinin sınırlanması sonucunu doğururdu185

.

177 Kanun No:4787, Kabul Tarihi: 9 Ocak 2003, Resmi Gazete ile Neşir ve İlânı: 18 Ocak 2003 - Sayı: 24997, Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları

178 Karauz, 2014: 16. 179

Akil, 2013.

180 Arabuluculuk, 07.06.2012 tarihinde yürürlüğe girmiş olan 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu ile düzenlenmiş olup, ülkemizde alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemi olarak hukuki düzenlemelerde yer almıştır. (Kaplan Güler, 2014: 21).

181

Akıntürk ve Ateş Karaman, 2010: 281; Öztan, 2015: 728.

182 Y 2. HD, T.20.05.2004, E.2004/5494, K.2004/6508; HGK, T.16.6.2010, E.2010/2-227, K.2010/324. Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları.

183

Akıntürk ve Ateş Karaman, 2010: 281; Gençcan, 2006: 477. 184 Akıntürk ve Ateş Karaman, 2010: 281.

Boşanma davasında, Türk Medeni Kanunu’nun 184. madde üçüncü bendi uyarınca hâkim ikrar ile bağlı değildir, tarafların her türlü ikrarı hâkimi bağlamaz. Hâkim, tarafların kabul ettikleri olayları ispatlamalarını isteyecektir186. Ancak, açılan boşanma davası sebebi ya

da tarafların davadan feragat etmesi gibi durumlar hâkimi bağlar. TMK m. 166/III uyarınca anlaşmalı boşanma davalarında hâkim, taraflardan beyanlarını kanıtlamalarını isteyemez187

. TMK m.184 b. 3 uyarınca hâkim, kanıtları serbestçe takdir eder. Ancak, hâkimin takdiri, dosya içeriğine aykırı olmamalıdır. Hâkim, dosyada mevcut kanıtları değerlendirirken duygularına ve iç güdülerine göre değil akıl ve muhakemeye göre hareket etmelidir188

. Hâkim, kanıtlara ilişkin değerlendirmesini mutlaka gerekçelendirmelidir189.

TMK m. 184 b. 4 uyarınca, boşanma veya ayrılığın fer'i sonuçlarına ilişkin anlaşmalar, hâkim tarafından onaylanmadıkça geçerli olmaz. Taraflar arasında yapılan anlaşmaların geçerli olması için hâkim onayı şarttır. Aile hâkiminin onayı geçerlilik şartıdır190

. Ancak anlaşmalı boşanma davalarında, kısmi onay verilemez191. Anlaşmaya ilişkin olarak onaylamadığı kısmın taraflardan düzeltilmesini ister. Hâkim onayı tarafların menfaatlerinin korunması düşüncesiyle getirilmiştir. Özellikle çocuklar ile ilgili durumlarda, çocukların menfaatinin gözetilip gözetilmediğini araştırılmalıdır192. Taraflara ilişkin durumlarda ise,

taraflardan birinin zarara uğrayıp uğramadığını gözetmesi gerekir193.

TMK m. 184 b. 4 uyarınca, taraflardan birinin istemi üzerine duruşmanın gizli yapılmasına karar verilebilir. Duruşmanın gizli yapılması için taraflardan birinin talepte bulunması gerekir. Özellikle özel hayatın gizliliği söz konusu olduğunda hâkim duruşmanın gizli yapılması talebini kabul etmelidir194

.

Belgede Boşanmanın şahsi sonuçları (sayfa 38-40)