• Sonuç bulunamadı

Boşamada İrade Beyanı Şartı

3. HANEFÎ-HANBELÎ LİTERATÜRÜNDE TALAKA MÜTEALLİK

3.2. TARAFLAR AÇISINDAN EVLİLİĞİN SONA ERMESİ İLE İLGİLİ

3.2.2. Boşamada İrade Beyanı Şartı

Boşama yetkisine sahip olan erkeğin eşinden ayrılmak istemesi durumunda bu isteğini bir şekilde beyan etmesi gerekir. Nitekim kocanın boşama iradesini ortaya koymaması durumunda bu istek, sadece düşünce olarak kalmaya devam eder, eyleme dönüşemez ki bunun da hiçbir hukuki neticesi olmaz. Erkeğin eşini boşama isteğini sözle, yazıyla veya işaretle ifade edebileceğini talakta kullanılan lafız çeşitleri konusunda belirtmiştik. Şimdi ise bunları kısaca açıklayacağız.

3.2.2.1. Yazılı Beyan

Karısını boşamak isteyen erkek, bu isteğini sözlü olarak ifade edebileceği gibi yazı ile de belirtebilir. Nitekim fakihler, erkeğin karısını boşama isteğini açık bir şekilde ifade eden bir yazı ile boşamasını da caiz ve geçerli kabul etmişlerdir. Hanefî mezhebine göre erkeğin talak amacıyla yazdığı mektupta kadının isminin, adresinin yazılması ve “ filanca kişi seni boşadım” şeklinde hitabın bizzat karısına yapılmış olması ve imzalanmış olması gerekir. Bu şartlar bulunmadan “karım boştur” gibi lafızların yazılması durumunda erkeğin niyeti dikkate alınır. Şöyle ki erkek bu ifadeleri talak amacıyla yazdığını söylerse talak meydana gelir, ancak boşama kastıyla yazmadığını belirtirse eşler arasındaki nikah devam eder, talak gerçekleşmez.564

“Sana yazdığım bu mektup eline ulaştığında boşsun” şeklinde talakın mektubun kadına ulaşması şartına bağlanması durumunda boşama, bu şartın gerçekleşmesiyle yani mektubun kadına ulaşmasıyla meydana gelir. Böyle bir

562 İbn Kudâme, el-Muğnî, C. VII, s. 380; el-Buhutî, er-Ravdu’l-Mürbi şerhu Zâdü’l-Müstakni’, s.

560.

563 Din İşleri Yüksek Kurulu, Din İşleri Yüksek Kurulu Fetvalar, s. 449. 564 Serahsî, el-Mebsût, C. VI, s. 143; Kâsânî, Bedâiu’s-Sanâî, C. III, s. 109.

139

şartın bulunmaması halinde ise mektubun yazıldığı anda boşanma gerçekleşir. Yazı yazmasını bilmeyen bir kişi boşama isteğini başkasına yazdırabilir, bu durumda da talak sahih olur.565

Hanbelî mezhebi de karısına boşama niyetiyle sarih ifadelerle mektup yazan kimsenin talakını geçerli saymıştır. Ancak Ahmed b. Hanbel, talakın gerçekleşmesi için bu yazının kadının kocasına ait olduğuna şahitlik edecek iki kişinin şehadetini de şart koşar. Bu durumda mektuptaki yazılar, karısını boşamak isteyen erkeğin sözü yerine geçer. Dolayısıyla erkeğin bu mektubu boşama niyetiyle yazmadığını söylemesi neticeye tesir etmez ve eşler arasında talak meydana gelir. Mektuptaki ifadelerin kinaye lafızlardan olması durumunda ise boşamanın gerçekleşmesi niyete bağlı olduğu için erkeğin niyeti büyük önem arz eder.566

3.2.2.2. Sözlü Beyan

Söz, kişinin düşüncelerini ve isteklerini belirtirken kullandığı en temel iletişim araçlarından biridir. Özellikle İslam Hukuku boşama konusunda tarafların sözlü beyanlarını dikkate aldığı için sözlü tasarrufların neticesinde hem erkek hem kadın açısından bazı hukukî sonuçlar meydana gelmektedir. Bu önemine binaen ikinci bölümde sözlü beyanda kullanılan lafızları detaylı olarak ele aldık. Bu sebeple tekrarlamak istemiyoruz.

Hanefî ve Hanbelî mezhebi boşama ile ilgili sarih lafızların eşler arasındaki nikahı doğrudan sonlandıracağı hususunda ittifak etmiştir. Hanefi mezhebine göre erkeğin sarih lafızları üç sayısı veya beynûnet ifade eden bir sıfatla tavsif etmeden söylemesi durumunda bir ric’i talak meydana gelir, eşler arasında boşamanın gerçekleşmesi için erkeğin niyetine ihtiyaç duyulmaz. Haliyle erkeğin sarih lafızları talak niyetiyle söylemediğini belirtmesi durumunda sözüne itibar edilmez ve diyaneten değil fakat hukuken boşama gerçekleşir. Sarih lafızların üç sayısı veya beynûnet ifade eden bir sıfatla birlikte kullanılması halinde ise bâin talak meydana gelir. Hanefî fakihleri ةدحاو تنا\كمحر يئربتسا\ يدتعا dışındaki kinaye lafızlarının neticesinde bâin talakın meydana geleceğini belirtmişlerdir. Kinaye lafızların anlamı kapalı

565 Serahsî, el-Mebsût, C. VI, s. 143;Kâsânî, Bedâiu’s-Sanâî, C. III, s. 109.

140

olduğundan bu lafızlarla boşamanın meydana gelmesi için erkeğin niyetine veya hal karinesine bakılacaktır.567

Hanbelî mezhebinde sarih talak lafızlarının neticesinde erkeğin niyetine itibar edilmeksizin talakın meydana geleceğini sarih ve kinaye lafızlar başlığında belirtmiştik. Hanbelî fakihler sarih lafızlarda erkeğin niyetine itibar edilmeyeceği hususunda Hanefîlerle hemfikir olmasına rağmen kinaye lafızlarda onlardan ayrılmaktadır. Nitekim Hanbelîler kinaye lafızları, anlamdaki kapalılığın derecesine göre taksim etmiştir. İbn Kudâme (v. 620), kinaye lafızları zahire, muhtelefün fîh ve hafiyye olarak üçe ayırır.568 İbn Müflih (v. 884), Merdâvî (v. 885) ve Buhûtî (v. 1051) ise kinaye lafızları zahire ve hafiyye olmak üzere ikiye ayırmaktadır.569

Hanbelî fukahanın çoğu, erkeğin eşini boşama amacıyla zahire lafızlardan birini söylemesi durumunda üç talakın meydana geleceği görüşündedir. Erkek bunu söylerken bir talaka niyet etmiş olsa da eşler üç talakla boşanmış olur. Hafiyye lafızlarda ise erkek kaç talaka niyet ederek söylediyse o sayıda talak meydana gelir. Şayet erkek hafiyye lafızları söylerken sayı belirlemediyse bir talak vaki olur. Sonuç olarak Hanbelî mezhebi, Hanefî mezhebinden farklı olarak sarih veya kinaye lafızlar üç sayısı ile birlikte kullanılmadığı sürece ric’i talak meydana geleceğini savunmuştur.570

3.2.2.3. İşaretle Beyan

Dilsiz kimseler isteklerini ve düşüncelerini işaret dili ile ifade ettikleri için böyle kimselerin talakı da işaretle olur.571 Hanefî mezhebine göre dilsizin yaptığı işaretlerin evliliği sona erdirme amacına delalet etmesi gerekir. Şöyle ki eğer dilsizin işaretinden eşini boşama amacı anlaşılmıyorsa veya işareti ile boşama kastedip kastetmediği hususunda şüphe varsa talak gerçekleşmez ve onun işareti geçersiz olur. Şayet dilsiz, yazı yazmasını biliyorsa talak isteğini işaretle değil

567 Serahsî, el-Mebsût, C. VI, s. 74-76; Semerkandî, Tuhfetü’l-Fukahâ, C. II, s. 175; Kâsânî,

Bedâiu’s-Sanâî, C. III, s. 101;Merğınânî, el-Hidâye, C. I, s. 225; İbn Âbidîn, Reddü’l-Muhtâr, C. III, s. 247-248.

568 İbn Kudâme, el-Muğnî, C. VII, s. 393-396.

569 İbn Müflih, el-Mübdi’ fi şerhi’Mukni’, C. VI, s. 315; Merdâvî, el-İnsâf, C. VIII, s. 472-473;el-

Buhutî, er-Ravdu’l-Mürbi şerhu Zâdü’l-Müstakni’, s. 564-565; el-Buhutî, Keşşâfu’l-kınâ’ an

metni’l-İknâ’, C. V, s. 250-251.

570İbn Kudâme, el-Muğnî, C. VII, s. 3; İbn Müflih, el-Mübdi’ fi şerhi’Mukni’, C. VI, s. 308. 571 Serahsî, el-Mebsût, C. VI, s. 143; Merdâvî, el-İnsâf, C. VIII, s. 475; Bâbertî, el-İnaye Şerhi’l-

141

yazıyla ifade etmesi gerekir.572 Hanbelî mezhebi ise dilsizin işaretini zaruretten dolayı sözlü ifade yerine ikame edilen bir beyan şekli olarak gördüğü için talakın gerçekleşmesinde böyle bir şart aramamaktadır.573