• Sonuç bulunamadı

5.1 Birleşme Sonrası Alman Dış Politikasına Genel Bir Bakış

5.1.1 Birleşmenin Güç Bağlamında Sonuçları

II. Dünya Savaşı’nın Almanya için getirdiği en büyük değişimlerden bir tanesi onun önce dört farklı işgal bölgesine bölünmesi, daha sonra ise iki karşıt blok içinde yer alan iki devlete ayrılması olmuştur. Bu durum hem Batı Almanya’nın politikalarında geniş bir yer tutmuş hem de Soğuk Savaş sırasında Batı Almanya’nın diğer devletlere nazaran daha zor bir durumda kalmasına sebep olmuştur. Hem Soğuk Savaş’ın bitişi hem de iki Almanya’nın birleşmesi güç bağlamında önemli sonuçlar doğurmuştur.

İki Almanya’nın daha önce bahsedildiği üzere, aniden olsa da Batı Almanya şartlarında birleşmesi sonucunda özellikle realist görüşün varsayımlarına göre maddi güç kaynaklarında büyük artışlar olmuştur. Öyle ki Federal Almanya’ya beş yeni eyalet eklenmiş, buralarda yaşayan 20 milyon civarındaki nüfus da doğrudan Almanya’ya eklenmiştir. Bir ülkenin topraklarının genişliğinin ve nüfusunun, o ülkenin maddi gücünün önemli bir parçası olduğu düşünüldüğünde Almanya’nın gücünde hatırı sayılır bir artış olduğu söylenebilir. Nitekim Almanya bu nüfus ve toprak artışı ile Avrupa’nın fiziki olarak en büyük ülkelerinden biri haline gelmiş ve kaynakları hatırı sayılır ölçüde artmıştır.

Almanya’nın birleşme sonucu gücünü etkileyen bir diğer nokta da aslında tam olarak maddi olmasa da yönetim ve dış politika gibi alanlarını etkileyecek egemenlik meselesi bağlamında olmuştur. Nitekim daha önceki bölümlerde yarı-egemen gibi farklı adlandırmalara tabi tuttuğumuz Almanya, diğerini tamamen tanımama ya da “tek millet, iki devlet” gibi resmiyet kazanmayan tutumlar edindiği dönemlerden, sınırları üzerinde tek başına egemen olan bir güç haline gelmiştir. Doğu ve Batı bloklarının uç noktalarında yer alan her iki devleti de büyük sınırlamalar altına iten

84

bu durumun ortadan kalkmış olması ve Almanya’nın tekrar tam egemen olması da bir anlamda gücünü arttıran durumlar arasında sayılabilir (Crawford, 2010). Avrupa Birliği bağlamında oluşmuş sınırlamalar hala devam etmekte olsa da sınırlar anlamında tam egemenliğin sağlandığı söylenebilir.

Almanya’nın birleşme ile toprak ve nüfus gibi alanlarda ortaya çıkan genişlemesinin ekonomik getirileri ise sıklıkla tartışılmış bir konudur. Öncelikle, iki farklı ekonomik sistem içinde gelişmiş iki devletin birleşmesinin ilk kez uygulanıyor olmasından kaynaklı; işsizliğin artması, rekabete ayak uyduramama, verimsiz fabrika ve altyapının yenilenmesi gibi temel problemler söz konusudur. (Fullbrook, 2008, s. 235-238). Bu durumlar elbette ki yeni eklenen eyaletlere federal devletin yatırımlar yapması, doğal olarak da devletin aldığı vergilerin artması anlamına geliyordu. Bunun yanı sıra birleşme sırasında yapılan para reformunun bazı olumsuz sonuçları da bu ekonomik sıkıntıları tetikliyordu. Öyle ki birleşme sonrasında, yeni katılan beş eyalette endüstri üretiminde %50 oranında düşüş görülmüştü ki bu, Polonya’da olan düşüşün neredeyse iki katıydı (Arnold, 1991). Ayrıca emlak ve dolayısıyla kira fiyatlarındaki aşırı artış, mülkiyetin tekrar dağıtılması noktasında yaşanan sıkıntılar ve verimsizlik gibi konular da ekonomik anlamda huzursuzluk yaratan diğer konulardı. Bu doğrultuda, birleşmenin ilk yıllarına bakıldığında Almanya’nın bu birleşmeden ekonomik olarak çok iyi etkilendiğini söylemek biraz güçtür.

Bahsedilen ekonomik sıkıntıların yanı sıra, iki farklı yapı içinde gelişmiş olan bu devletlerin halklarının farklılıklarından kaynaklanan sosyolojik sıkıntılar da söz konusuydu. Özellikle Batı Almanya’nın Nazi dönemi ile yaşadığı sosyolojik hesaplaşma Doğu Almanya’da tam anlamıyla yaşanmamıştı ki bu durumun bugün bile devam eden sonuçları (yabancı düşmanlığı, aşırı sağ vb.) olduğu söylenebilir. Bunun yanı sıra Batı Almanların, Doğu Almanların onları 1950’li yıllara geri götürdüğüne

85

dair görüşleri de vardı. Ayrıca bu iki grubu birbirinden ayıran klişeler (“sızlanan doğulu”, “kendini beğenmiş batılı”, vb.) oluşmuş ve bunlara dair şakalar ve fıkralar ortaya çıkmıştı (Winkler & Murphy, 1994). Bu durumlar da aslında toplum içinde ayrışmaların ve buna bağlı sorunların gelişmesine açık bir durumdu. Ancak genel itibari ile bakıldığında bu durumun birleşmenin ilerleyen dönemlerinde büyük ölçüde aşıldığı görülebilir.

Birleşmenin etkilediği alanlardan bir tanesi de kuşkusuz Almanya’nın ordusu ve buna bağlı gücü olmuştur. Öncelikle Almanya’nın o dönemde Soğuk Savaş şartları için oluşturulmuş olan ordusu, ABD ve SSCB’nin Avrupa’daki askeri varlıklarını azaltmaları ile bölgedeki en büyük askeri güçlerden biri haline gelmiştir (Banchof, 1999). Bu durum ile ilgili ilerleyen dönemde yeni düzenlemeler getirilmiş, değişen konjonktüre göre asker sayısı azaltılmış ve ordu için açılan bütçede kısıtlara gidilmiştir. Bu tür düzenlemelere rağmen, Alman ordusu Soğuk Savaş dönemindekinin yarısına tekabül eden bir sayıya indirgense de Avrupa’daki en güçlü ordulardan biri olmayı sürdürmüştür (Crawford, 2010). Bu bağlamda Almanya’nın askeri güce yönelik yatırımları azalmış bile olsa, sistemsel değişimler sonucunda gücünün göreli olarak arttığını söyleyebiliriz.

Sonuç olarak, birleşme süreci sonunda Almanya toprak ve nüfus gibi direkt maddi unsurlar bakımında güç kazanmıştır. Bunun yanı sıra hem Soğuk Savaş’ın ortaya koyduğu sınırlamaların hem de bölünmüşlüğün sonuçları bağlamındakilerin ortadan kalkması ile tam egemenliğin sağlanması bağlamında da bir güç artışı olduğu savunulabilir. Ayrıca ABD ve SSCB’nin askeri varlıklarının Avrupa’da azalması sonucu, askeri harcamalarını düşürmüş olsa bile göreli olarak askeri bir üstünlük elde ettiği söylenebilir. Bunların aksine iki farklı sisteme sahip devletin birleşmesinden kaynaklı sorunlar da söz konusudur. Bunların öne çıkanları altyapı ve fabrikaların

86

verimsizliği ve birleşme sonucu ortaya çıkan işsizlik, hayat pahalılığı gibi meselelerdir. Bu durumların yanında iki farklı sistem içinde yetişmiş insanların entegrasyonu konusunda yaşanan sosyolojik sorunlar da söz konusudur. Ancak bu sorunların aşılması çok uzun sürmemiş ve birleşme ile açık şekilde Almanya’nın gücünde ciddi bir artış olmuştur.