• Sonuç bulunamadı

Bireysel Menfaatleri Esas Alan Görüşler

Belgede TCK'da yer alan iflas suçları (sayfa 105-108)

B. İflâs Suçlarıyla Korunan Hukuksal Değere İlişkin Tartışmalar

1. Bireysel Menfaatleri Esas Alan Görüşler

İflâs suçlarıyla korunan hukuksal değeri bireysel menfaatlerin korunması olarak yorumlayan görüşlerde şu menfaatlerin korunduğundan söz edilmektedir:

232 Dohmen/Sinn, s. 209

92 a. Alacaklının Mali Çıkarları

İflas suçlarıyla korunan hukuksal değerin ne olduğu konusundaki tartışmalara bakıldığında Ağır basan görüş iflâs suçlarıyla korunan hukuksal değerin alacaklının mali çıkarları olduğu görüşüne sıklıkla rastlanmaktadır233. Bu görüşe göre iflâs suçları alacaklının alacağının tatmin edilmesi ve mali çıkarlarının borçlunun hukuka aykırı fiilleriyle zedelenmemesini amaçlamaktadır. Esas itibariyle tek bir alacaklının menfaatleri bile iflâs suçları anlamında korunmaya değerdir. Ancak birden fazla alacaklı söz konusu olduğunda tümünün malvarlığı ve menfaatleri bu korumanın konusunu oluşturacaktır234. Hangi menfaatlerin ve malvarlığı değerlerinin mali çıkar kapsamına girdiğinin belirlenmesi elbette icra ve iflâs hukuku esaslarına göre belirlenecektir.

Bu görüş Alman Federal Mahkemesi’nin kararlarında da ifadesini bulmaktadır235. Ancak hemen ifade edilmelidir ki bu görüş ekonomik suçları malvarlığına karşı işlenen suçlar içinde değerlendiren eski bir anlayışın ürünüdür. Alacaklının mali çıkarlarının korunmasının iflas suçlarının amacı olmadığını söylemek elbette mümkün değildir; ancak iflas suçlarının tek amacının alacaklıları korumak olduğunu düşünmemekteyiz.

Ekonomik hayatın işleyişine bakıldığında tacirlere basiretli davranma yükümlülüğü yüklenmiştir. Bu anlamda tacirlerin iş yaptıkları kimselerin kredibilitesini araştırması gerekmektedir. Bu durumda özel hukuk kurumlarıyla korunması mümkün olan hakların ceza hukuku aracılığıyla korunmasının meşruiyeti de tartışmalıdır. Ceza hukukunun amacı doğru hesaplanmamış ticari girişimlerin ya da beklentilerin korunması olmamalıdır. Aksi halde ceza hukuku kötüye kullanılmış olur236.

233Tiedemann, Konkurstrafrecht, rdn, 43; Dohmen/Sinn, s. 209; Stree/Heine, Schönke/Schröder, §283, rdn. 2; Tröndle /Fischer iflas suçlarıyla korunan hukuksal değer kapsamında birden fazla değerden söz etmektedir. Alacaklının menfaatleri de bu kapsamda yer almaktadır. (Tröndle/Fischer, vor § 283, rdn. 3) Klug ise eski bir bakış açısını yansıttığı eserinde iflas suçlarının sadece alacaklıyı koruduğunu; iflas suçlarının esasen mal aleyhine işlenen suçlar olduğunu ifade etmektedir.( Klug; § 39, rdn. 1); Weyand/Diversy, rdn.10.

234 Tiedemann’a göre her bir alacaklının menfaati tek tek korunmaya değerdir Tiedemann, Konkursstrafrecht, rdn.43; Alacaklının menfaatleri açısından aynı yönde, Tröndle/Fischer, vor § 283, rdn.3.

235 BGH, NJW 2001, s. 1875. 236 Weyand/Diversy, rdn. 11.

93 b. İflâs Masasının Korunması

Bir diğer görüşe göre iflâs suçlarıyla korunan hukuksal değer; iflâs masasındaki malvarlığı değerlerinin, alacaklıların zararına karşı yapılan mutad ve ekonomik hayatın gereklerine aykırı tasarruflara karşı korunması aynı zamanda fiili olarak bu değerlerin saklanmasının ya da zarar görmesinin önlenmesidir. Bu görüş özel hukuk esaslarına dayanmaktadır. İflâs masasının kuruluş amacı alacaklıların çıkarlarının korunmasıdır, böylece bu menfaatlerin de hukuksal değerin içeriği kapsamında tanımlanması gerekir237.

Bu görüş esasen ortaya somut bir değer koyduğu için pratiktir. Zira iflas masası dendiğinde artık ortada içeriği belli bir mal topluluğu söz konusudur238.

Ancak yine de iflâsın açılmasına kadar iflâs masasındaki malvarlığı değerlerinin maliki borçludur ve iflâs açılıncaya kadar sözü edilen menfaatler bir anlamda onun menfaatleridir. Bu nedenle mali kriz başlamadan borçlunun yaptığı tasarrufların korunan hukuksal değere zarar verdiğini söylemek çok da isabetli görünmemektedir. Hukuksal değerin iflâs masası olarak kabul edilmesi durumunda suç tipinde belirtilen hareketin gerçekleştirildiği anda iflâs masası söz konusu olmadığı için korunan hukuksal değer de henüz mevcut değildir. Bu hukuksal değer ancak borçlu, tasarruflarını çok zaman da suç tipindeki hareketi tamamladıktan sonra söz konusu olacağından bu durum çelişkilidir239.

c. Alacaklının İnşai Haklarını Kullanış Çerçevesinin Korunması

İflâs suçlarının amacının alacaklının inşai haklarını kullanma çerçevesinin korunması olduğu düşüncesi esas olarak Almanya’da yapılan Aciz Hukuku Reformu’ndan sonra ortaya çıkmıştır. Zira bu reformla Almanya’da alacaklının aciz prosedürüne katılma hakkı genişletilmiştir. Bu anlamda alacaklı aciz idarecisinin seçiminde, alacağın tatmin türünün belirlenmesinde, tasfiye ile işletmenin devam etmesi arasında yapılacak seçimde söz sahibidir. Keza alacaklılar aciz idarecisini bir ödeme

237 Dohmen/Sinn, s. 205; Tröndle/Fischer, vor § 283, rdn. 3. 238 Tiedemann, Konkursstrafrecht, rdn. 44.

94 planı hazırlaması konusunda zorlayabilirler ve plana ilişkin önemli kararlarda katılım ve denetim hakları vardır. Burada alacaklının inşai haklarının suçla korunan hukuksal değerle ne ölçüde bağdaştığı farklı şekillerde değerlendirilmektedir. Bir görüşe göre alacaklının hakları genişledikçe korunan hukuksal değerin kapsamı da genişlemektedir. Keza iflâs masasındaki malvarlığının azaltılması yargılamanın neticesinde alacaklıların tatminini sağlayacak meblağı azaltmakla kalmaz aynı zamanda alacaklının borçlunun malvarlığından kendisine düşen payla yapacaklarını da olumsuz yönde etkilemektedir. Zira alacaklının yukarıda sözü edilen haklarının bir boyutu olan alacağın tatmin yöntemini belirleme masadaki alacaklarla da doğru orantılıdır. Ticari işletmenin devam ettirilmesi borçlunun malvarlığının ekonomik olarak değerlendirilmesidir ve bu nedenle aciz yargılamasının başlı başına amacını oluşturmaz240.

d. İşçi Hakları

İflas suçlarıyla işçilerin menfaatlerinin zedelenip zedelenmediği özellikle Alman doktrininde tartışılmaktadır. İşverenin iflası elbette onun borçlarını karşılayamaması anlamına gelir. Dolayısıyla işçilerin alacaklarının da tehlikeye girdiği bir gerçektir. Ancak bu iflas iş sözleşmesini kendiliğinden sona erdirmez. İşçi alacakları iflas masasında kalmaya devam eder. Dolayısıyla iflas suçlarının işçi haklarını korumaya yöneldiğini söylemek zordur241. Kaldı ki iflasın sonuçlarına bakıldığında, hileli iflasın suç olarak düzenlenmesinin sadece işçi menfaatlerini koruduğunu söylemek son derece sınırlı olacaktır.

Belgede TCK'da yer alan iflas suçları (sayfa 105-108)