• Sonuç bulunamadı

4. KENT OLGUSUNDA TOPLUMSAL İLİŞKİLERİN MEKANSAL

4.1. Toplumsal İlişkinin Tanımı

4.1.1. Birey Toplum İlişkisi

Kent mekanları, özellikle açık kamusal mekanlar, bireyin ve toplumun bir araya geldikleri mekanlardır. Sosyal, fonksiyonel ve isteğe bağlı aktiviteler biçiminde gerçekleşen insanın yürüme, oturma ve konuşma gibi aktiviteleri, birey ve toplum ilişkisinin gerçekleştiği aktivitelerdir. Bireysel katılımların gerçekleşmesinde, birey ve onun içinde yaşadığı sosyal ve fiziksel ortam arasında aktif bir ilişki kurulmaktadır. Bu durum birey ve toplum ilişkisinin kurulması ve toplumu bir arada tutmasıyla kentler için daha üst bir anlam taşımakta, bütünün parçalardan daha anlamlı olması durumunu ortaya çıkartmaktadır. Birey ve toplum arasında gerçekleşen etkileşim, içinde yer aldığı toplumsal çevrenin özelliklerine bağlı olarak;

1. Toplumun - genel niteliklerine, 2. Kurumsal özelliklere,

3. Toplumsal düzene

4. Uğraşım türüne, göre resmi veya resmi olmayan şekilde gerçekleşmektedir.

Toplumsal etkileşim, eylemlerimiz ile çevremizdekilere gösterdiğimiz tepkilerden oluşan bir süreçtir. Gündelik davranışımızın görünürde önemsiz nitelikteki pek çok yönü, yakından bakıldığında toplumsal etkileşimin hem karmaşık hem de önemli yönleri olarak ortaya çıkar. Buna örnek olarak, insanın gözünü başkasına dikmesi - başka insanlara bakması verilebilir. Etkileşimlerin çoğunda, bakışmalar oldukça geçicidir (Giddens, 1999). Bireyler yüz ifadelerini görsel olarak algılayarak iletişim sağlamaktadırlar. Bu şekilde çevreden, diğer insanların, duyguları hakkında bu şekilde bilgi alınabşlmektedir. Bunun yanı sıra sözlü iletişimin (dilin) kullanımı önemli bir ilişki yoludur. Bu sözlü iletişim, bir kişinin dikkatini o

an mevcut bulunmayan bir çevre veya bir olaya çekebilir. Bu durum “anlatıma dayalı ifade” biçiminde söylenebilir. Yazılı aktarım ise bunu bir adım daha ileri götürmektedir. İnsanlar birbirleriyle, fiziksel çevre ve mimariyle bu olgular aracılığı ile iletişim kurmaktadırlar (Rapoport, 1990).

Birey ve toplum arasında kişilerin zihinlerinde ortaya çıkan sınırlar vardır ve bununla beraber kişisel uzamın tanımlanmasında kültürel farklılıklar bulunmaktadır. Toplum ve bireyler ile etkileşimdeki en yüklü bölgeler bu sınırlar içinde kalan mahrem uzaklık ve kişisel bölgelerdir. Bu bölgelere müdahele edildiği durumlarda insanlar rahatsızlık duymaktadırlar. Batı kültüründe insanlar genellikle, başkalarıyla odaklanmış etkileşim içine girdiklerinde, aralarında en azından 90 cm’lik bir uzaklığı korurken; yan yana durduklarında birbirlerine daha yakın olabilirler (Lang, 1987). Orta Doğu’da insanlar genellikle birbirlerine, Batı’da kabul edildiği düşünülenden daha yakın dururlar. Bu duruma alışık olmayan kültürlerde bu beklenmedik fiziksel yakınlık rahatsızlık hissi verebilmektedir. Buna paralel olarak Türk toplumunda da kamusal alanlarda gerçekleşen birey ve toplum ilişkilerinde “kalabalık” tepkisi düşük seyrederken batı toplumlarında kalabalığa karşı duyulan tepkinin daha fazla olduğu gözlemlenmiştir.

Sözel olmayan iletişim üzerinde yoğun incelemelerde bulunmuş olan Edward T. Hall, kişisel uzamın dört bölgesini birbirinden ayırt etmektedir. Kültür, cinsiyet ve kişilik farklarını göz önünde bulunduran Hall mekanı; samimi uzaklık, kişisel uzaklık, toplumsal uzaklık ve kamusal uzaklık olmak üzere dört ana bölümde incelemiştir (Hall, 1966). (bölüm 3’de detaylı olarak ele alınmıştır)

Bu bağlamda kişisel, bireysel, toplumsal ve kamusal mahremiyetten söz edilebilir: İnsan ve diğerleri, toplum arasındaki ilişkilerde ortaya çıkan kişisel mahremiyet, aile içi samimi ilişkilerde ortaya çıkan bireysel mahremiyet, aile - konuk, aile - komşu, iş arkadaşları arasındaki sosyal ilişkilerde ortaya çıkan sosyal mahremiyet ve dördüncü olarak birey ve toplum arasında ortaya çıkan kamusal mahremiyet.

Bu kavramlara paralel olarak Altman birey toplum ilişkilerine bakarken mahremiyetin, kişisel mekanın, egemenlik alanı, kalabalıklaşma, soyutlanma, kişiselleştirme gibi kavramlar arasında merkezi ve hiyerarşik rolünü vurgulamaktadır (Altman, 1980).

Birey ve toplum arasındaki etkileşimde Goffman, ortaya çıkan davranış kalıpları olduğuna dikkat çeker ve bu davranış kalıplarını altı alt başlıkta incelemektedir; (Goffman, 1963)

1. Bir davranış kalıbının geleneksel göstergelerinin varolmasına karşılık, gerçek olmayan, yüzeysel bir uğraşım söz konusu olabilir, örneğin, derste bulunup ders dinler gibi yapmak aslında hiç ‘oralı olmamak’ gibi.

2. Aynı anda yapılan başka davranışlardan söz edilebilir, örneğin iş sırasında çay içerken, ‘çay içmek’ yan uğraşım türüne girmektedir. Bu tür davranışlar yaş, cinsiyet ve toplumsal sınıfa bağımlı olarak hoşgörü ile karşılandığı gibi bazen de karşılanmazlar. 3. Saklı davranış kalıplarında, kişi yalnızken yanında birisi yada birileri varmış gibi

davranabilir.

4. Oto - davranış kalıbı yine bir davranış biçimidir. (Kişinin vücudunun bir parçasını uğraştıran mekanik hareket)

5. Karşılıklı davranış kalıpları, toplumsal ve kültürel koşullar gerektir. Bir kişinin diğeriyle ortak bir hareket içinde bulunması önceden hazırlanmış koşul ve durumlarda gerçekleşir. Kişiler arasında arada bir oluşan ortak davranışlar, yada, sık sık yinelenen ortak davranışlar olabilir. Ortak uğraşımlarda ilişkilerin niteliği söz konusudur. Açık seçik tutumlar izlenebilir.

6. Kişi ve gruplar arasındaki davranışlar bir başka uğraşım türüdür. Tiyatroda oyun sergileyen oyuncularla izleyici arasındaki etkileşimler bu tür bir etkileşimlerdir. Bir başka yaklaşımda da, Öymen Gür, birey ve toplum ilişkilerini Gottschalk’a dayandırarak ortaya koyduğu şemada birey toplum etkileşimini aşağıdaki şekilde ele almıştır (Öymen Gür, 1996).

Çizelge 4.1 Birey - Toplum Etkileşimi

Deneyimsel Gruplarda Rastlantısal Gruplarda (Komün) Topluluklarda

Biraradalık Biraradalık Biraradalık

1. Belli bir amaca yönelik olan 1. Çeşitli-çelişebilen amaçlara yönelik olan 1. Belli bir amaca yönelik olan 2.İşlevsel beraberliği olan 2.Rollere bağlı olarak işlevsel 2.İşlevsel beraberliği sınırlı olan

beraberliği olan geleneklerle tanımlanmış olan 3.Anlaşmalı bağları sınırlı 3.Sınırlı bağları ve sınırlı işbirliği olan 3.İşbirliği bağları olan

işbirliği olan

4.Mekanik etkileşimi olan 4.Toplumsal konuma bağlı etkileşimleri olan 4.Geleneklerle düzenlenen etkileşimi olan

5.Rol çeşitliliği ve yapısal 5.Rol çeşitliliği olan, konuma bağlı 5.Rol çeşitliliği olan, yapısal

hiyerarşisi olan hiyerarşisi olan hiyerarşisi olmayan

6.Düzgü koyma ve yaptırım 6.Düzgülerin toplumsal ve yasal olduğu, 6.Düzgü koyan güçlerin ve güçlerinin varolduğu bir yaptırımın yasalarla sağlandığı bir yaptırımın aktöre ile sağlandığı

Bu ilişkiler doğrultusunda birey ve toplum arasında gerçekleşen etkileşim, toplumu yapılandıran temel taşlardan birisini oluşturmaktadır.